Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/37 E. 2019/2 K. 12.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/37 Esas
KARAR NO : 2019/2
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/09/2019
KARAR TARİHİ: 12/09/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
TALEP ;
Davacı 05/09/2019 tarihinde sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı yaklaşık —– yıl —– bir türk inşaat firmasından arkadaşı —- ile inşaat taşeronluk işini aldığını, işin yapılabilmesi için sermaye getirebilecek bir ortağa ihtiyacı olduğunu, … isimli şahsın bu işe sermaye ortağı olarak katıldığını, —- inşaat adında bir firma kurulduğunu, ana firma ile sözleşme imzalanıp işe başlanıldığını, … ile——– beraber süreçten sonra inşaat işinden ilk hakedişlerini aldıklarını, bundan sonra olayların daha kötüye gittiğini, ilk hakedişte gelen paranın yaklaşık ——-TL’sini —— havale ettiğini, bunun da malzemecilere borçlanmalarına sebep olduğunu,—– %51 firma ortağı üzerlerinde kurmaya çalıştığını, biriken devlet borçlarını yasa olarak zora soktuğunu, ———–dönmemesi ve sorumluluktan uzak kalması sonucu ——firma ortağı onu hukuksal yollara başvurarak firmadan çıkardığını, ve İstanbul’a döndüğünde … ile bir araya geldiğini, burada …’ın senet imzalatmak istediğini, imzalamazsa tefecileri çağıracağını tehdit dili kullanadığını, davacının senetleri imzalamaya mecbur kaldığını, borcu olmadığı halde baskı altdında imzaladığı senetlerle ilgili Mahkeme sonuçlanıncaya kadar icra takibinin yapılmamasına karar verilmesini, senet tarihlerinin —- ve —— olduğunu, her birinin ———-TL bedelli olduğunu, davalının kötü niyetli olması nedeniyle %40 tan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, mahkeme masraflarının davalıya yükletilmesine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildiğinden davalı tarafça dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, İcra İflas Kanununun 72. Maddesi uyarınca borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
6/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ye eklenen 5/A maddesi uyarınca, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının istemi bir miktar paranın davalıya ödenmesinin engellenmesine ilişkindir.
TTK’nin 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
Bu nedenle, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114(2) ve 115. maddeleri gereğince, dava açılmadan önce zorunlu arabulucuya başvurulmadan işbu davanın açılmış olduğu anlaşıldığından, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır.
Her ne kadar, dava dilekçesinde de işaret edildiği üzere İstanbul BAM — Hukuk Dairesi’nin —- tarih, —— esas, —– karar sayılı ilâmında “ticari dava niteliğindeki menfi tespit davalarının açılabilmesi için arabulucuya başvurma zorunluluğu bulunmadığı” yönünde görüş bildirilmiş ise de, Mahkememizce bu görüş paylaşılmamaktadır.
Şöyle ki, menfi tespite konu olan asıl uyuşmazlığın temeli bir miktar para alacağına ilişkin anlaşmazlığa dayanmaktadır. 6102 Sayılı TTK”nin 5. maddesine eklenen 5/A maddesi de arabuluculuğa tabi ticari davaların bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davaları olarak tanımlanmıştır. Bu nedenle, bu davaların türü itibariyle arabuluculuğa gidilmesi zorunludur. Bunu göre dava açılmadan önce zorunlu arabuluculuğa başvurulmuş olması 7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesiyle TTK’ye eklenen 5/A ve HMK’nin 114/2. Madde1eri uyarınca dava şartıdır.
Dava şartlarına ilişkin kurallar kamu düzenindendir. “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler”(HMK115.md.). Yasada açıkça dava şartlarının her aşamada mahkemece kendiliğinden araştırılacağı düzenlendiğinden ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi uyarınca “arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi” gerekmektedir.
HMK 137, 138 ve 140. maddedeki ön inceleme aşamasında dava şartlarının inceleneceğine dair düzenlemeler, henüz incelenmemiş ise tahkikata geçilmeden önce dava şartlarının incelenmesi zorunluluğunu belirtmektedir. Bu hükümler her aşamada dava şartlarının incelenebileceğine dair 115. madde düzenlemesine inceleme zamanı bakımından en erken zaman olarak sınır çizen bir düzenleme olmayıp incelemenin en geç ne zaman yapılması gerektiğini göstermektedir.
HMK.nun 30. Maddesine göre Hakim lüzumsuz masraf yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.
HMK.nun 138. madde ile öncelikle dava şartları ile ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verileceği hükme bağlanmıştır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi uyarınca davacının İİK’nin 72/3. Maddesi gereği istediği ihtiyati tedbir kararı bu aşamada verilemeyeceğinden davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle bir an önce sonlandırılması davacı tarafın da lehine olduğu değerlendilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve gösterilen yasal düzenlemeler uyarınca TTK’nin 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi, HMK’nin 114/(2) ve 115. Maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın, TTK’nin 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi, HMK’nin 114/(2) ve 115. Maddeleri uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmasına ilişkin dava şartı noksanlığından USULDEN REDDİNE,
2- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44.40 TL harcın davacı tarafından yatırılan peşin harçtan mahsubuyla fazla yatan 1.663,35-TL Harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-6100 sayılı HMK’nın 297/ç ve 333.maddeleri gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra harcanmayan/ kullanılmayan gider/delil avansının yatırana iadesine ve bu konuda Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 47/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından re’sen işlem yapılmasına,
Dair, tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde yazılı dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verilmiştir.13,09.2019