Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/356 E. 2020/121 K. 25.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/285 Esas
KARAR NO: 2020/159
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 01/10/2019
KARAR TARİHİ: 12/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonucunda. dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ; Davacı vekili dava dilekçesinde özetli ; davacı müvekkili kurumun —————- özelleştirme programında ve ——– olan bir kamu kurumu olduğunu, ———— Sayısıyla davacı müvekkili ——- ödemesine karar verilen kıdem tazminatı alacağının ——– İcra dairesinin ——- esas sayılı ilamlı icra dosyasıyla davacı müvekkil kurumdan tahsil edilmesine müteakip kurum alacağına dönüşen——– kanunu ve imzalanan şartname gereği aslen davalı taşeron müteahhit firma ———- sorumluluğunda bulunduğunu, bu nedenlerle şimdilik———- tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte rücuen tazmini ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP/TELEP:
Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket ——– işveren firması olarak belli dönemlerde —-iş yaptığını , rücuya ilişkin dava konusu alacağın tarafı olan ———haksız fesihle işten çıkarıldığını ifade etmişse de bu durum gerçeği yansıtmadığını, müvekkili firmanın söz konusu yıllarda —- açtığı ihaleye girdiğini ve bu ihalenin bir yıl boyunca geçerli olduğunu, ihaleyi kazanan yeni firmanın — işlerinin de ihaleyi kazanan şirketin devam ettirdiğini, —— aynı durumun yaşandığını, Müvekkil firma —- yılını kapsayan ihaleyi kazandığını, –adında bir firma kazanmış bu sebeple —- müvekkilince ——- tarihinde işten çıkışının yapıldığını, bu durumda işçinin iş akdinin feshi söz konusu olmadığını, Kaldı ki asıl işçi bahsedilen sürelerde asıl işveren olan ——- firmasının çalışanı olarak zaten işine devam ettiğini, iş akdinin sona ermesi söz konusu olmadığını, Hal böyle iken davalı ———- bu hususları hiç araştırmaksızın hatta işçinin özlük dosyasını dahi istetmeksizin işçi alacağı davasının haksız olarak kaybedilmesine neden olmuş ve ——- kıdem tazminatı haksız olarak ödendiğini, zira işçi işveren nezdinde işe devam etmediğini, bu durumda kıdem tazminatına hak kazanılması söz konusu değildir. Rücuen tazmini talep edilen söz konusu bedel ——– kusurundan ve ihmalinden dolayı ödendiğini, Söz konusu firma adeta “Bu para işçiye bizim tarafımızdan ödense de nede olsa alt işverene rücu edeceğiz bir kaybımız olmayacak” düşüncesiyle hareket ettiğini, söz konusu işçi alacağı davası ile ilgili olarak istinaf kaun yoluna dahi başvurmamıştır. Bu sebeple tamamen asıl işveren in kusurundan kaynaklanan söz konusu bu bedelin tarafımıza rücu edilmesini kabul etmediğini, bu nedenlerle müvekkili alt işveren firmanın bu olayda rücuen tazminata konu edilebilecek bir kusurunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte şayet bir kusur atfedilecekse bu müteselsil bir kusur olduğunu, kusurun yalnızca alt işverene yükletilemeyeceğini, İşçi alacağı davasında davacı ———-tarihleri arasında müvekkil firmada çalıştığı ve—- gün kıdemi olduğundan söz edilmiş ise de bu tarihler arasındaki ihalelerin tümünün müvekkil firma tarafından kazanılmamıştır. Şöyle ki; ———-tarihleri arasında ihaleyi —- kazanmış ve ——- bünyesinde çalışmıştır. Bunun yanında mahkemeniz aksi kanaatteyse kusur paylaştırılmalıdır. Asıl işveren firma kusuru tamamen alt işverene yıkmaktadır. Kaldı ki tazminata konu paranın ödenmesinde son derece ihmali söz konusudur. Ayrıca işçinin — ay -günlük kıdemi tamamen müvekkil firmaya ait olmadığını, Arada geçen —- ———— firmasında kalmıştır. Bu sebeple bu firmanın da dosyaya dahil edilmesini talep etmekteyiz. Davanın reddine, rücuen tazminata konu edilen bedelin asıl işveren olan ——-, alt işveren olarak müvekkil ——-firmasına ihale süreleri de dikkate alınarak paylaştırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : ——İş Mahkemesinin ——– esas sayılı dosyası, Dosya kapsamındaki sair tüm bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, dava dışı işçiye ödenen işçi alacağının (kıdem tazminatı) rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Anayasa’nın 37. maddesine göre “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz”. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 1. maddesine göre, “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/(1)-c maddesine göre, mahkemenin görevli olması dava şartıdır. 115. maddesine göre, “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir.” Bu yasal çerçevede mahkemelerce görev konusu her aşamada resen gözetilmesi gerekmektedir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak da söz konusu değildir. Bu kapsamda öncelikle dosyanın görev yönünden incelenmesi gerekmiştir.
6102 Sayılı TTK’nin 4.maddesine göre bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlığın konusu işin her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili olması yada tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesinin bakacağı yönünde düzenleme olmalıdır. Yine Kanunun 19/2.maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri içinde ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmemektedir.
Dava konusu olayda davacı kurum tarafından ——-İş Mahkemesinin ———– Karar sayılı ilamına dayalı olarak dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatının, tarafları arasındaki sözleşme ilişkisi nedeniyle TBK’nin 167. ve 168. maddeleri gereğince alt işveren konumundaki davalı şirkete rücuya konu davanın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
Yukarıda anılan yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalara göre uyuşmazlığın TTK’nin 4.maddesine göre mutlak ve ticari dava kapsamında kalmadığı, genel hükümlerden kaynaklandığı anlaşıldığından işbu davada görevli mahkemenin 6100 sayılı HMK’nin 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Bu nedenlerle davanın, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 115/1-2 maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-) Davanın, 6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca mahkememizin görevli olmaması nedeniyle; 6100 sayılı HMK’nın 115/1-2 maddesi uyarınca DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-)6100 sayılı HMK’nın 114/1-c ve 20/1 maddeleri uyarınca görevli mahkemenin —————ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ OLDUĞUNUN TESPİTİNE,
3-)6100 Sayılı HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin, süresi içinde Kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; veya Kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak talepte bulunması halinde dava dosyasının GÖREVLİ ———– ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE
4-)Yargılama giderlerinin 6100 Sayılı HMK’nın 331/2 maddesi uyarınca görevli ve yetkili mahkemece değerlendirilmesine, görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmezse talep halinde dosya üzerinden davacının yargılama giderlerini ödemeye mahkum edilmesine,
5-)6100 Sayılı HMK’nın 20/1 maddesi uyarınca taraflardan birininin,süresi içinde Kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; Kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde mahkememiz tarafından davanın açılmamış sayılmasına karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nın 331/3 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin davacıya yükletilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile ———- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/03/2020