Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/335 E. 2020/311 K. 03.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/335 Esas
KARAR NO : 2020/311
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 07/10/2019
KARAR TARİHİ: 03/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasında yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın ——— akdedilen kredi genel sözleşmelerine istinaden krediler açıldığını ve kullanıldığını, borçlular ——- bu sözleşmeleri imzaladıklarını, imzalanan kredilerden kaynaklanan——-nolu riskin borçlular tarafından ödenmediğini, bunun üzerine borçlulara borcun ödenmesinin ihtar edildiğini, ihtarnameye rağmen borçluların borcu ödemediğini, bu sebeple borçlular hakkında ———- Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı borçlularının borca itiraz ederek takibin durmasına sebep olduklarını belirterek itirazın iptali ile yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalı taraflara yükletilmesine ve davalıların icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili duruşmalarda dava dilekçesi doğrultusunda beyan ve talepte bulunmuştur.
CEVAP /TALEP: Davaya yazılı cevap verilmemiştir. Davalılar vekili sözlü beyanlarında davanın reddini istemiştir.
DELİLLER: ———sayılı dosyası ,Banka kayıtları, Kredi Sözleşmesi, Bilirkişi Raporu, Arabuluculuk Tutanağı, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , İtirazın İptali ve tazminat (Bankacılık işlemlerinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmaması nedeniyle uyuşmazlık belirlenmiş ve tahkikata geçilerek sonuca gidilmiştir.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; “——–Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. ——- Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın ———- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. ———- Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Davaya konu —————-sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu, davanın bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre —————— sayılı dosyasından davalı hakkında kredi genel sözleşme ilişkisine bağlı olarak icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce davacı tarafından gösterilen deliller toplanmış ve dosya bilirkişi raporu verilmesi için bankacılık konusunda uzman nitelikli hesaplamalar uzmanı bir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi Bankacı ———- tarafından hazırlanan rapor taraflara tebliğ edilmiş ve taraflara bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazları değerlendirilmiştir.
Bilirkişi tarafından dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu rapora göre davacının davalıdan icra takibine konu edildiği üzere —- asıl alacak,——- işlemiş faiz ve ————— olmak üzere toplam ——-alacaklı olduğu yönünde hesap ve görüş bildirildiği görülmüştür. Bu kapsamda alınan bilirkişi raporunun denetimi yapılmış ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu ve davacı tarafın davasını usulüne uygun olarak kısmen ispat ettiği anlaşılmıştır. Bu kapsamda dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kısmen kabulü ile, davalıların ——— sayılı dosyasına karşı yapmış olduğu itirazının İİK’nın 67/1. maddesi gereğince kısmen iptali ile İcra takibinin ——– asıl alacağa takip tarihinden itibaren %36,00 oranında ve değişen oranlarda işleyecek temerrüt faizi uygulanmak suretiyle devamına karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda uyuşmazlığın bankacılık işlemlerinden kaynaklanması, matematiksel verilere dayalı para yönetimi niteliğinde ticari bir kurum olan davacı bankanın hesap ve talep konusunda hiçbir tereddüte mahal vermemesinin beklenmesi ve sonuca alınan bilirkişi raporuyla ulaşılıp iddianın kısmen ispatı karşısında İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluşmadığı kanaatiyle davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, arabuluculuk son oturum tutanağı içeriğine göre Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A-11 maddesi gereğince tamamen davalı taraflar sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davalılardan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
2-)İİK’nin 67/1 Maddesi gereğince davalıların ———–sayılı dosyasına (51.480,25 TL asıl alacak ve 863,18 TL işlemiş faiz ve 46,47 TL BSMV olmak üzere toplam 52.389,90 TL yönünden) yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile İcra takibinin asıl alacağa takip tarihinden itibaren %36,00 temerrüt faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin Reddine,
3-)İİK’nın 67/2 maddesi gereğince koşulları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince (davacı banka harçtan muaf olduğundan başlangıçta harç alınmadığından) alınması gerekli dava tarihi itibarıyla 44,40 TL başvuru harcı ile 3.578,76 TL karar ve ilam harcının davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile —– uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 90,00 TL posta masrafı ve 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 590,00 TL yargılama giderinın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —— 13/1 maddesi uyarınca 7.610,69 -TL nispi vekalet ücretinın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile ———— Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/09/2020