Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/325 E. 2022/341 K. 31.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/325 Esas
KARAR NO: 2022/341
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/10/2019
KARAR TARİHİ: 31/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili —- ait ve Sürücüsü —- sevk ve idaresinde bulunan —- istikametine seyir halinde iken, Davalı— ait ve diğer davalı — tarafından sevk ve idare edilen —- marka aracın, — aşağı doğru hızla inmesi —-DUR’ ihtarı olmasına rağmen durmaması üzerine müvekkil şirkete ait araca çarpmış ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davalı —- kazada —– kusurlu olmakla, müvekkil şirketin aracının maddi hasara uğramasına ve dolayısıyla araçta değer kaybı oluşmasına sebebiyet verdiğini, Müvekkilinin sahip olduğu aracın çekici olmakla birlikte, her gün müvekkil şirket tarafından aktif olarak kullanıldığını ve gelir getirdiğini, yaşanan trafik kazası neticesiyle araç kaza tarihi olan — tarihinden itibaren —- boyunca serviste kaldığını ve bakım – onarım işlemlerinden geçtiğini, aracın kullanılamadığı tüm bu süre zarfında müvekkilinin çalışamadığını ve gelirinden olduğunu, günümüz piyasa koşullarında bir çekicinin ortalama günlük gelirinin— civarında olmakla birlikte, müvekkilinin tüm bu gelirinden mahrum kaldığını, kazanç kaybı süresi içerisinde tramer işlemleri, ekspertiz işlemleri, parça temini ve tamir sürecinin yer aldığını, bu süreçlerin toplamının —- olduğunu, bu süreçlerin tamirden önce yapılması zorunlu süreçler olduğunu, kazada kimin kusurlu olduğunun ve araçlardaki hasarın tespiti için sigorta şirketlerinin —- bildiriminin; kusur tespitinin yapılması, kusurlu tarafa ait eksperin hasarlı mağdur aracı görmesi ve ekspertiz raporu düzenlemesi, raporu onaya göndermesi, onarım için gerekli parça ve onarımın tamamlanması süreci beklendiğini ve müvekkil şirketin— günlük bir kazanç kaybına uğradığını, — kaza anındaki sürücü olmasından; —- ise araç ruhsat sahibi olmasından bahisle iş bu alacaktan müteselsilen ve müştereken sorumlu olduklarını, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, tahkikat sonucunda müvekkile ait maddi zararın tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere müvekkile ait araçta meydana gelen değer kaybı ile aracın tamir süresince kullanılamaması nedeni ile mahrum kalınan kar kaybı karşılığı olarak —- kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan Müştereken ve müteselsilen tahsiline hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa vükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP:
Davalı —- cevap dilekçesinden özetle: Sürücü —- müvekkilinin kusuru olmadığını, müvekkil şirketin borçlar kanunundan doğan özen yükümlülüğünü yerine getirdiğini, aracı tamir eden davacının yetkili servisi gerek olmayan parçaları dahi değiştirdiğini, malzeme tercihi yapılırken yüksek bedelli olanların tercih edildiğini, fahiş işçilik bedellerinin takdir edildiğini, diğer yandan çıkan hasarlı parçaların sovtaj bedellerinin de düşülmediğini, müvekkil şirketin kazaya karışan aracının, davacı şirketin sigortaladığı —— plakalı araçtan daha büyük çapta hasar almasına rağmen sigorta şirketinin ödediği hasar bedelinin çok altında bir fiyata ve çok daha kısa sürede tamir ettirildiğini, davacıya ait kazaya uğrayan aracın normalin çok üstünde bir süre yetkili serviste bekletildiğini, kaza sırasında müvekkil adına kayıtlı olan aracı kullanan —— de kusurlu olmayıp buna ilişkin bir tespit de yapılmadığını, kazada müvekkil şirketin sorumluluğuna gidilebilmesi için uygun bir illiyet bağının bulunması gerektiğini, bunun ispatının ise zarar görene düştüğünü, kazaya uğrayan aracın günlük —- gelir getirmesinin mümkün olmadığını, kazaya uğrayan araçta—- onarım süresini gerektirecek hasar bulunmadığını, talep edilen faiz oranına itiraz ettiğini, kabul ve muvafakat anlamına gelmemek kaydı ile sigorta şirketi şartları oluştuğu takdirde dava tarihinden itibaren yasal faizden fazlasını talep etmesi yasaya ve hakkaniyete aykırı olacağından davanın reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı —- vekilinin cevap dilekçesinden özetle: — plaka sayılı araç müvekkil şirket nezdinde —-arasında geçerli olacak şekilde doğacak rizikolara karşı teminat altına alındığını, müvekkilinin gerçek zarar miktarının araştırılıp, saptanması neticesinde bulunacak meblağdan, sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, poliçe teminat limitinin tükendiğini, poliçeden dolayı Müvekkil şirketin sorumluluğu sigortalının kusuru oranında maddi zararlarda araç başına —— sınırlı olduğunu, dava konusu kaza sonrasında davacı yana ait aracın —–şirketi olan—- tarafından müvekkil şirketine yapılan başvuru neticesinde — tarihinde rücuen —hasar bedeli ödemesi yapıldığını ve yapılan ödeme neticesinde poliçe teminat limitinin sona erdiğini, değer kaybı bedeli tespitlerinin —- uyarınca yapılması gerektiğini, dolaylı zarara konu taleplerin —- teminat kapsamı dışında olduğunu, davacı yanın kaza sebebiyle araçtan mahrum kalması sebebiyle uğradığı zararın tazmini de talep ettiğini, ———– zarar verici olguya bağlı olarak oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat talepleri” Sigorta teminatı kapsamı dışında olduğunu, poliçe teminat limiti sona ermiş olup başka sorumluluğu bulunmadığından huzurdaki davanın reddini, yargılama masrafları ve vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmilini beyan ve talep etmiştir.
Davalı —– tarafından 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. işbu davalı duruşmalara katılmamış; kendisini vekille temsil de ettirmemiştir.
DELİLLER : Hukuk Uyuşmazlıklarında —–Davalı —- ödemesinine dair Banka Dekontu, Fotoğraflar, Bilirkişi Kök ve Ek Raporu, Dosya Kapsamındaki Sair Bilgi Ve Belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, Trafik Kazası nedeniyle davacının maliki olduğu araçta meydana gelen hasar nedeniyle değer kaybının ve kazanç kaybının haksız fiile neden olan araç sürücüsü, araç maliki ve aracın —- tazmin ve tahsili istemine ilişkindir.
6100 Sayılı HMK’nın 316-322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki teşvik yapılmasına karşın duruşmaya katılan davacı vekili ve davalı şirket vekilinin beyanına göre tarafların sulh yolunu tercih etmemeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri ve delillerin incelenmesi tamamlanmış ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin ve davalı araç maliki şirket vekilinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmaktadır. Haksız fiilin unsurları ise eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak gösterilmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğmalı, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ile zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesine göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.
—– motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunması halinde sözkonusu olup poliçe limitiyle sınırlıdır. Zira, kanunun emredici hükmü gereği yaptırılan zorunlu trafik sigortalarında sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olacaktır. İşletene hukuken yükletilemeyen zarardan, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacının sorumlu tutulması da mümkün değildir. Zira sigorta şirketinin sorumluluğu 2918 Sayılı KTK’nın 86/1. maddesi gereğince işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusuru oranında poliçe limitiyle sınırlıdır.
Yukarıdaki yapılan genel açıklamalar ışığında somut olaya baktığımızda; — tarihinde davacı şirket adına kayıtlı dava dışı —- sevk ve idaresindeki — plakalı araç ile kaza tarihi itibariyle davalı sigorta şirketine —- başlanğıç – bitiş tarihli trafik sigorta poliçesi ile sigortalı davalı şirket adına kayıtlı diğer davalı — sevk ve idaresindeki —–plaka sayılı araçların karıştığı maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiştir. Davacı malik şirket kaza nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybından ve kazanç kaybından davalıların sorumlu olduğu iddiası ile eldeki davayı açmıştır. Bu durumda somut olayda uyuşmazlığın temelinin meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası nedeniyle doğrudan kusur, hasar, değer kaybı ve kazanç kaybı üzerinde yoğunlaştığı ve kusur oranının tespiti ve hasar, değer kaybı ile kazanç kaybı zararlarının varlığı ve miktarının ortaya çıkarılması halinde uyuşmazlığın aydınlanacağı aşikardır. Bu kapsamda taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve dosya kusur ve hasar yönünden bilirkişi raporu düzenlenmesi için bir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi —-tarafından hazırlanan işbu raporda özetle ve mealen; öncelikle davalı tarafların sorumluğunda bulunan araç sürücüsünün ‘DUR’ trafik işaret levhasına rağmen kontrolsüz şekilde kavşağa girdiği ve geçiş önceliğine uymadığından % 100 oranında kusurlu olduğu, araçta meydana gelen hasara göre değer kaybının —- uygulaması gereğince — olduğu ve onarım süresi olarak belirlenen — gün dolayısıyla —- kazanç kaybı olduğu, davalı sigorta şirketinin sorumluğunun poliçe limiti olan —–olduğu, sigorta şirketinin değer kaybından sorumlu olduğu ancak kazanç kaybından sorumlu olmadığı ,diğer davalıların zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu yönünde tespit, hesap ve görüşlere yer verilmiştir. Bilirkişi raporu taraf ve taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve vaki itiraz ve beyanlarda değerlendirilmiştir. Bu kapsamda bilirkişiden itirazların aydınlatılması açısından ek rapor istenmiştir. Bilirkişi ek raporunda özelikle kusur yönünden yeniden değerlendirme yaparak kök raporunda sebat etmiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede öncelikle bilirkişi raporuna da yansıdığı üzere taraflarca düzenlenen maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağı, araç fotoğrafları ve benimsenen bilirkişi raporu nazarında kazanın davalıların sorumluluğunda bulunan araç sürücüsünün dur levhasına rağmen geçiş yapması sonucunda meydana geldiği vazıh olup kusurun tamamen davalı —–olduğu kabul ve takdir edilmiştir.—- Dosyaya mübrez bilgi ,belge, kaza yeri ve kazalı araç fotoğrafları, aracın marka ve modeli , ekspertiz raporu ve benimsenen bilirkişi kök ve ek raporuna göre hasar ve onarıma göre aracın önceki hali ile kazadan sonraki haline göre piyasa şartlarındaki değer kaybı miktarı da kadri maruf bulunmuştur. Zira —–gereği değer kaybının aracın marka ve modeline göre kazadan önceki piyasa değeri ile kazadan sonraki piyasa değeri arasındaki fark esas alınarak hesaplanması gerekmektedir. Öte yandan kazanç kaybından davalı sigorta şirketi dışındaki davalıların sorumlu tutulabileceği esasında bilirkişi tarafından hesap edilen kazanç kaybının da dosya kapsamı ve piyasa koşullarına uygun ve yerinde olduğu değerlendirilmiştir. Dolasıyla davalı şirketler vekillerinin kusura, usule ve esas yönelik savunmaları dinlenmemiştir. Gerçekleşen bu durumlara göre özellikle tespit ve tayin olunun kusur durumuna göre davalıların değer kaybından müşterek ve müteselsilen sorumlu oldukları, davalı sigorta şirketinin genel şartlar gereği kazanç kaybından sorumlu olmadığı ilkesi temelde kabul edilmiştir. Ancak dosyaya yansıyan deliller ve özellikle poliçe ve hasar dosyası nazarında davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu —– teminat tükendiğinden işbu davalıya yönelik dava külliyen dinlenmemiştir. Tahkikat aşamasında davacı vekili tarafından bilirkişi raporu doğrultusunda talep arttırım dilekçesi verildiği ve harcın tamamlandığı görülmüştür. Binaenaleyh davacının davasını, ——esaslarına göre ispat ettiği ve davasında davalılar gerçek kişi ve malik şirket yönünden haklı olduğu sonuç ve kanaatiyle; davanın belirsiz alacak davası olarak ikame edilmesi, sorumlular yönünden faizin haksız fiil tarihinde başlaması ,taleple bağlılık ilkesine göre faiz tür ve oranı gözetilmek suretiyle davanın kabulü ile, — değer kaybı ve— kazanç kaybı olmak üzere toplam — kaza tarihi olan —tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar —– müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. maddesi gereğince aleyhine hüküm verilen davalılar ortaklaşa sorumlu tutulmuştur. Davalı Sigorta şirketi dava açılmadan yapılan başvuruya göre poliçe teminat miktarını tamamen ödemesine ve teminat dolmasına rağmen davalı olarak gösterilmesi nedeniyle işbu davalı tarafından yapılan yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılmıştır. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —— bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama giderleri olarak aleyhine hüküm verilen davalılardan müteselsil olarak alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddelesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın davalılar—- yönünden KABULÜ ile, — değer kaybı ve — kazanç kaybı olmak üzere toplam —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar —–müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
a)Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 2.629,93 TL karar ve ilam harcından; peşin alınan 44,40 TL harç ile 640,41 TL tamamlama harcının mahsubuyla bakiye 1.945,12 TL karar ve ilam harcının davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
b)Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı 44,40 TL peşin harcı, 640,41 TL tamamlama harcı, 6,40 TL vekalet harcı, olmak üzere toplam 735,61 TL harcın davalılar —–müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
c)Davacı tarafından yapılan 256,25 TL posta ücreti ve 700,00 TL Bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 956,25 TL yargılama giderinin davalılar —– müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
d)Davacı şirket kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.775,00 TL nispi vekalet ücretlerinin davalılar —– müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
e)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca—- ödenen 1.320.00 TL arabuluculuk ücretinin davalılar —- müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
2-)Davanın, davalı —yönünden Reddine,
a)Davalı —-kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı ——tazminat davasında reddedilen miktar yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 5.775,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —- verilmesine,
b)Davalı —– tarafından vekille temsil dışında yapılmış yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
3-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,)
Dair, davacı vekili ile davalı —- vekilinin yüzlerine karşı, davalı —- davalı ——-yokluğunda ;6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince araf vekillerinin yüzlerine karşı ;6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğincegerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle —- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/03/2022