Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/311 E. 2021/593 K. 08.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/311
KARAR NO: 2021/593
DAVA: Ticari Şirket (Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin)
DAVA TARİHİ: 03/10/2019
KARAR TARİHİ : 08/09/2021
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile dilekçede belirtilen şekilde davacı ——– ortakların şirketi zarara uğrattıkları ileri sürülerek davacının davalı şirket ortaklığından çıkmasına, geçmiş yıllara ait davacıya ödenmeyen kar payları da hesaplamada dikkate alınarak şirket gerçek değerinin tespiti ile tespit edilen şirket gerçek değeri üzerinden davacının ortaklık payının dava tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte ödenmesine; şirketin mal varlığı üzerine ihtiyati tedbir konulmasına ve şirket yönetimine tedbiren kayyım atanmasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davacı vekili duruşmada da dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili duruşmada da tekrar ettiği cevap dilekçesinde davanın ticari dava olması nedeniyle zorunlu arabuluculuğa tabi olduğu halde bu şartın yerine getirilmediği, öncelikle dava şartı eksikliğinden davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği, şirketin —— tarihinde ana sözleşmesi gereği münfesih olacağı ve tasfiyeye gireceği için bu nedenle de davacının hukuki yararının bulunmadığı, davacının —- ihlal ettiği ve iyi niyetli olmadığı; davacının iddialarının hukuki dayanaktan yoksun ve iftira niteliğinde olduğu, kar dağıtılmadığı ve şirket zarara uğratıldığı iddiasıyla açtığı —– sayılı dosyası üzerinden işlem gören davanın dava dilekçesinde de eldeki bu davada kullanılan cümlelerle ve delillerle alacak ve tazminat davasına ilişkin olup cevap üzerine ıslah edilerek azil ve şirkete kayyım atanması davasına dönüştürüldüğü, ancak ıslah talebinin reddedilmesi üzerine davaya kar payı tahsili davası olarak devam edildiği sırada talebin açıklanması için verilen kesin süreye uyulmaması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve İstinaf yoluna başvurulmayan kararın kesinleştiği, davalının şirketin faaliyetlerini engelleyici çaba içinde olup kötü niyetli olduğu ve davacının davada haklı olmadığı, haklı bir sebebin bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Tedbir talebi yönünden —- tarihinde oluşturulan ara kararın buraya alınması gerekli görülen kısımları:
“…
Tedbir talebi şirketin mal varlığına tedbir konulması ile birlikte ———- ortaklıktan çıkarılma istemli davada davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasına ilişkindir.
Temin edilen——– göre davacının davalı şirketin ortağı olduğu ve %50 paya sahip olduğu anlaşılmıştır.
——- kaydı, dava dilekçesi içeriği, söz konusu yasal düzenleme, ortaklık durumu, davanın niteliği ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davalı şirketin yönetilemez halini doğuran boyutlarda uyuşmazlık ortaya çıktığı dikkate alınarak ortakların hak ve menfaat dengelerinin korunması için yönetim kayyımının atanması konusunda—— tanımlanan yasal ve maddi koşulların oluştuğu değerlendirildiğinden yönetim kayyımı atanması talebinin kabul edilmesi gerektiği sonucuna varılmış olup yönetim kayyımı atanması ile birlikte sair tedbir talepleri ile amaçlanan hukuki yararlar da korunmuş olacağından sair talepler yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesine gerek olmadığı anlaşılmakla sonuçta davacı tarafın ihtiyati tedbir isteminin kısmen kabulü ile davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasına ilişkin olmak üzere aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KISMEN KABULÜ İLE;
—- numarasında kayıtlı ve —- ünvanlı davalı şirketin mevcut yönetiminin İHTİYATİ TEDBİR YOLUYLA YÖNETİMDEN EL ÇEKTİRİLMESİNE,
2-Söz konusu davalı şirkete ihtiyati tedbir niteliğinde yönetim kayyımı olarak —- atanmasına,

9-Yukarıdaki kararlara konu tedbiren yönetim kayyımı atanması dışındaki tedbir talebinin REDDİNE,

şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Söz konusu tedbir kararına itiraz üzerine yapılan duruşmada verilen—- tarihli ara kararın buraya aynen alınması uygun görülen gerekli kısımları:
“…
Son olarak belirtmek gerekir ki ön inceleme duruşmasındaki ilgili ara karar doğrultusunda tedbirin kaldırıldığına ilişkin kısa kararın—– itibariyle kayyım tarafından öğrenilmesi sağlanmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Kayyım raporu, tedbire itiraz sebepleri, ücretin yatırılmamış olması, tedbir kararından beklenen yararın temin edilmiş olması ve dosya kapsamına nazaran tedbire itirazın karşılanması gerektiğine,
2-Yukarıdaki karar gereği ve kararın yerine getirilmesine ilişkin işlem güvenliği ve dosya kapsamı gözetilerek davalı şirkete yönetim kayyımı atanmasına ilişkin— tarihli ihtiyati tedbir kararının —-günü mesai bitimi itibari ile kaldırılmasına,
3-Söz konusu —– tarihine kadar olan süre kapsamında ödenmeyen kayyım ücretlerinin şirket muhasebesinden karşılanmasına,
4-Kayyıma yukarıdaki karar gerekleri ve —- göre şirketin yetkili temsilcisine işin devri yönünden —- mesai bitimine kadar süre verilmesine,
5-Kayyımın yukarıdaki karar gerekleri yerine geldikten sonra nihai rapor düzenleyip ibraz etmesi ve tedbirin kaldırıldığının bildirileceği yerleri nihai rapordan liste halinde bildirmesi gerektiğine,
6-Tedbirin kaldırıldığının ilgili yerlere bildirilmesinin — gününe ilişkin söz konusu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine,
—–
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Ön inceleme yönünden —— tarihli duruşmada alınan ve zorunlu arabuluculuğa ilişkin itirazın karara bağlandığı — ara kararında yer aldığı:
“…
GGD;
A- Ön inceleme yönünden :
1- Zorunlu arabuluculuk dava şartına yönelik itiraz yönünden davanın ortaklıktan çıkmaya ve tasfiyeye yönelik niteliği gözetildiğinde ödenmeyen kar payı ve ortaklık payına yönelik talep feri nitelikte olduğundan davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığı sonucuna varıldığından bu itirazın reddine,
2- zapta geçen beyan ve verilere bağlı olarak davalı vekiline —- günü mesai bitimine kadar cevap dilekçesini ibraz etmesi için söz konusu yasal sürenin tanınmasına,
3-Yukarıdaki — nolu ara karara bağlı olarak ve — nolu ara karar dışında kalan hususlar yönünden ön inceleme duruşmasının ötelenmesine, ön incelemeye yönelik sair hususların gelecek duruşmada ele alınmasına,…”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılan ilgili ara kararlara bağlı olarak yarım kalan ön inceleme duruşmasının talik edildiği —— tarihli duruşmada cevap dilekçesinde ileri sürülen şekilde ve infisaha bağlı hukuki yarar yokluğuna ilişkin itiraz nihai kararda irdelenmek üzere sair yönlerden dava şartlarının mevcut olduğu tespit edilerek:
“…
GGD;
1-Tarafların anlaşamadıkları hususların; uyuşmazlığın davacının ana sözleşme hükümleri ve yasal düzenlemeler karşısında ortaktan çıkma hakkının olup olmadığı, şartlara bağlanıp bağlanmadığı, şirketin kayden —-tarihinde münfesih olacak olmasının davaya etkisinin bulunup bulunmadığı, söz konusu tarihe göre şirketin süresinin sona ermesine bağlı olarak davanın konusuz kalıp kalmayacağı dava dilekçesinde ileri sürülen sebeplerin haklı sebep olup olmadığı, ihtimale göre davacının ortaklıktan çıkma talebinin karşılanması durumunda yönteminin ne şekilde olacağı ve davacıya ödenmesi gereken kar payı ve ortaklık payının bulunup bulunmadığı ve varsa miktarının ne olduğu; bu hususların münfesih olmaya bağlı tasfiye kapsamında resen karşılanması gerekecek talepler olup olmadığı hususlarının aydınlatılması noktasında toplandığının tespitine,
…”
şeklinde ihtilaf noktaları belirlenmiştir.
Şirketin tasfiye haline girmesi üzerine davalı vekili tarafından bu değişikliğe uygun güncel vekalet ilişkisini gösterir şekilde vekaletname ibraz edilmiş olup tasfiyeden kaynaklanan değişiklikten dolayı bu yönde bir eksiklik söz konusu olmamıştır.
Deliller toplanıp tanıklar dinlendikten sonra bilirkişi incelemesi yoluna gidilmiş olup temin edilen —- bilirkişi heyeti raporunda davalı şirketin—- ortaklı olduğu, davacının hissesinin — ve diğer iki ortağın ise geri kalan — hisseyi eşit paylı olarak paylaştığı, şirketin sermayesinin —— yılları arası kurumlar vergi beyannamesinden tespit edilen gelir tablosuna göre davalı şirketin toplam zararının —- olduğu; davalı şirketin uzun yıllar kar dağıtımı yapmadığının açık ve net bir durum arz ettiği, bir şirketin uzun yıllar kar dağıtımı yapmamasının haklı nedenle ortaklıktan çıkma imkanını sağlayacağı kanaatinin oluştuğu açıklanarak ve raporda belirtilen şekilde tahmini verilere bağlı olarak— yıllık muhtemel net kar hesabı yapılarak raporda belirtilen şekilde bundan pay karşılığı hesaplanmaya çalışılmıştır.
Davacı vekilinin —- tarihli dilekçe ile davalı şirketin mahkeme kararıyla tasfiyesine karar verildiğini belirterek —– davadan ihbar edilmesi talep edilmiş olup ihbar olunana tebligat yapıldığı halde herhangi bir beyanda bulunulmamıştır.
Söz konusu dilekçe üzerine kesinleşme şerhli örneği dosyaya alınan mahkememizin — tarihinde İstinaf yoluna başvurulmadan kesinleşmiş olan —- sayılı karara göre paydaşlardan davacı —– tarafından şirket aleyhine açılan dava üzerine davalı şirketin münfesih olduğunun tespitine ve tasfiyesine karar verilerek tasfiye memuru olarak—— atanmış olduğu belirlenmiştir.
Son duruşmada alınan beyanların, ileri sürülen dava şartına ilişkin itirazla ilgili kararın ve yapılan irdelemelerin mahiyeti gözetilerek buraya aynen alınması uygun görülen —-tarihli duruşma tutanağının gerekli kısımları:
——– duruşmaya katıldı. Açık duruşmaya devam olundu.
Ara kararların yerine geldiği, davacı vekili tarafından rapora karşı beyanları içerir dilekçe ibraz edildiği, davalı vekili tarafından davalı şirketin tasfiye sürecine girmesi nedeniyle tasfiye memurundan alınan güncel vekaletname ibraz ettiği ve buna göre duruşmaya katılan davalı vekilinin tasfiye halindeki davalı şirketin vekili olduğu bu yönden bir eksiklik bulunmadığı anlaşıldı.
Davalı vekili tarafından rapora karşı itiraz dilekçesi ibraz edildiği ve ayrıca duruşma öncesi itibariyle emsal olduğu belirtilerek —- olduğu halde ibraz edilen dilekçede arabulucuya başvuru yönünden dava şartı eksikliği olduğunun ileri sürüldüğü anlaşıldı.
Davacı vekilinden soruldu; zapta geçen dilekçemizi aynen tekrar ediyoruz, davalı vekilinin itirazlarını kabul etmiyoruz ayrıca dava şartına yönelik söz konusu dilekçe ve ekindeki emsal karar yönünden—— üzerinden incelememi yaptım, ortaklık müvekkil açısından çekilmez duruma gelmiştir, mahkemenin vereceği hüküm yenilik doğurucu nitelikte olacaktır, asıl talebimiz ortaklıktan çıkmadır, dolayısıyla eda hükmü içermeyeceğinden zorunlu arabuluculuğa tabi değildir, bu itirazı da kabul etmiyoruz, dedi.
Öncelikle zapta geçen davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğuna ve ——-karardan dönülmesine yönelik itiraz dava şartına yönelik olduğundan bu yönden yapılan inceleme sonunda:
GGD.
Dayanılan —- tarihli olması ve sonrasında yerleşen——- uygulaması ile itiraza konu ara kararda belirtilen gerekçeler yeniden birlikte irdelendiğinde söz konusu ara karardan dönülmesine yer olmadığı anlaşıldığından davanın zorunlu arabuluculuğa tabi olduğuna ilişkin itirazın reddine,
oy birliği ile karar verildi. tefhimle açık yargılamaya devam olundu.
Taraf vekillerinden soruldu: zapta geçen dilekçelerimizi ve önceki beyanlarımızı tekrar ederiz dediler.
Dosya incelendi. Rapora itirazlar yönünden yapılması gereken bir tahkikat işlemi bulunmadığı, itirazların mahkememizce değerlendirilmesine bağlı olarak davanın aydınlandığı tahkikatı gerektirir bir hususun kalmadığı anlaşılmakla tahkikatın bittiği bildirilerek son beyanlar soruldu:
Davacı vekili: talebimiz gibi karar verilsin dedi.
Davalı vekili: dilekçelerimizde belirttiğimiz sebeplere bağlı olarak öncelikle usulden olmak üzere davanın esastan da reddine karar verilmesini istiyoruz, dedi.
Dosya incelendi. Yargılamanın bittiği bildirildi.
…”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Ön inceleme duruşmasında yargılamaya ve farklı yorumlara bağlı olabilecek ihtimaller nedeniyle ana sözleşme gereği şirketin ———- uğrayacak olması ve o tarih itibariyle söz konusu sözleşme süresinin henüz dolmamış olması ve dava tarihinin etkisi gözetilerek “infisaha bağlı hukuki yarar yokluğuna ilişkin itiraz nihai kararda irdelenmek üzere” şeklindeki kayıtla ön inceleme yapılarak tahkikata geçilmiş ve bütün ihtimaller yönünden davanın aydınlatılmasına dönük tanıklar dinlenerek deliller toplandıktan sonra rapor temin edilmiş ise de bu sırada mahkeme yoluyla gerçekleşen infisaha bağlı olarak mahkememizin —– kararla şirketin münfesih olduğunun tespit edilerek tasfiyesine karar verilip —- atanmasına bağlı olarak bu konuda artık hiçbir belirsizlik, farklı yorumlara bağlı aydınlatılması gereken bir husus kalmadığından kesinleşen bu yargısal duruma bağlı olarak hukuki yarar kapsamında değerlendirilebilecek bu durumun irdelenmesi gerekmiş olup kesinleşen mahkeme kararına bağlı olarak şirketin tasfiyeye girmiş olması karşısında tasfiyeyle ilgili yasal düzenlemelerin öne geçmesi ve tasfiye sürecinin statüsünün gözetilmesi gereği karşısında eldeki davanın konusuz kaldığı tüzel kişiliği tasfiye sınırları içinde devam eden şirketin ortaklığından çıkma ile ilgili talebin karşılanmasının hukuken ve fiilen temelini kaybettiği ve diğer ileri sürülen taleplerin ise tasfiye akıbetine bağlı hale geldiği ve tasfiye sonucuna göre işlem görmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığından konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiş olup yargılama giderlerinden sorumluluk yönünden yapılan irdelemede davanın açılmasındaki haklılık durumu dava tarihi itibariyle değerlendirileceğinden toplanan delillere, tanık beyanlarına, bilirkişi raporuna, bilirkişi heyetinin bu konudaki isabetli görülen kanaatine ve dosya kapsamına göre ortaklıktan çıkma haklı sebebi yönünden dava tarihi itibariyle davacının davayı açmakta haklı olduğu ve davalı tarafın davaya sebebiyet verdiği sonucuna varıldığından yargılama giderlerinden davalı taraf sorumlu tutulmuştur.
Son olarak belirtmek gerekir ki kararın mahiyetine göre raporda ki hesaplamalara ilişkin itirazlar yönünden irdeleme yapılmasına gerek görülmemiş olup kararın gerekçesinde değerlendirilen dava açılmasında haklılık ile ilgili hususlar yönünden rapora itirazlar yerinde görülmeyerek rapor bu yönden mahkememizce de dosya kapsamına uygun ve yeterli görülmüştür.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalı şirketin kesinleşen mahkeme kararı ile tasfiyeye girmiş olması ve öncelikli tasfiye sürecinin geçerli olması karşısında konusuz kalan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Gerekçede açıklanan sebeplerle yargılama giderlerinden davalı tarafın sorumlu tutulmasına ve buna bağlı olarak sonuçta:
a) Maktu karar harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 14,90 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
b) Davacı tarafça peşin ödenen harçlar dahil olmak üzere davacı tarafça yapılan toplam 6.453,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c) Davalı tarafça yapılan giderin davalı üzerinde bırakılmasına,
d) Davacı vekili için tarife gereğince belirlenen 4.080 TL maktu avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——— İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/09/2021