Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/308 E. 2022/83 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/308
KARAR NO: 2022/83
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/10/2019
KARAR TARİHİ: 02/02/2022
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile davacı bankanın ——- davalı şirket lehine ve diğer davalıların müteselsil kefaletleri ile krediler kullandırıldığı ancak kredilerin geri dönüşünün gerçekleşmemesi nedeniyle hesapların — tarihi itibariyle kat edildiği ve alacağın muaccel hale geldiği, — yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesinin gönderildiği ancak borcun ödenmemesi üzerine—– dosyası üzerinden takibe geçildiği, itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, itirazların haksız olduğu, ——- arabuluculuğa başvuruda bulunulduğu ancak anlaşmanın mümkün olmadığı ileri sürülerek söz konusu icra takibine itirazların iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Teselsül talebinde bulunulmamıştır.
Davacı vekili duruşmada da dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalılar vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde davada ileri sürülen iddiaların haksız ve kötü niyetli olduğu, krediye ilişkin tüm ödemelerin yapılmış olduğu, kredi borcu ödendiği halde icra takibi yapıldığı savunularak davanın reddine ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesi talep edilmiştir.
Cevaba cevap dilekçesinde ise ileri sürülen ödemelerin mahsubundan sonra takibe geçildiği ileri sürülmüştür.
İbraz edilen —- tarihinde yapılan başvurunun taraflarla ilgili olduğu, tarafların davete uyduğu ancak anlaşma sağlanamadığına dair — tarihli son tutanak düzenlendiği, arabuluculuğa başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmiş olduğu belirlenmiştir.
Celp edilip incelenen söz konusu icra dosyasının — içeriğine ve bu konuda yapılan yazışmalara göre taraflarla ilgili olduğu, —- üzerinden takip yapıldığı ve bütün davalılar yönünden süresinde yapılan itirazlarla takibin durmuş olduğu, derkenar yazısına göre de takip açılışı sırasında —peşin harç yatırılmış olduğu belirlenmiştir.
—- yevmiye numaralı ihtarnamesi ile takibe ve davaya konu borcun ödenmesi için davalılara gönderilen kat ihtarnamesi ile — tarihinde hesabın kat edildiği , ihtarın tebliğ edildiği ve ihtar ile birlikte —– tarihi itibariyle temerrüdün oluştuğu anlaşılmıştır.
Ön inceleme duruşmasında yapılan irdelemeye bağlı olarak ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle ön inceleme duruşması tamamlanarak tahkikata geçilmiş olup deliller toplanarak taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi içeriği ve davanın niteliği gözetilerek banka kayıtları ile davacı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek bir bankacılık konusunda uzman bilirkişiden rapor temini yoluna gidilmiştir.
Bilirkişi tarafından yukarıda açıklanan şekilde dosya kapsamına uygun olarak ve davanın esasının aydınlatılması yönünden Mahkememizce de yeterli görülen —– tarihli raporda : Davacı tarafından ibraz edilen ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, davacı şirketin defterlerinin kayıt nizamı bakımından uygun olduğu, davacı banka ile davalı-borçlu şirket ve müşterek borçlu müteselsil kefil-diğer davalılar arasında ilk sözleşmenin —-tutarında kredi limiti ile aynı tutarda kefalet limitinin ön görüldüğü, gerek borçlu gerekse kefiller yönünden sözleşmenin usulüne uygun olarak yapılıp imzalanarak onaylanmış olduğu; diğer sözleşmenin —— limiti belirlendiği bu sözleşmenin de usulüne uygun olarak imzalanıp tamamlanmış olduğu, her iki sözleşme arasında bir bağlantı bulunmadığı ve—– kredilerin sözleşme ve açılış koşulları doğrultusunda ödenmemesi ve çek garanti bedellerinin depo edilmemesi, davacı tarafından ödenmiş garanti bedellerinin geri ödenmemesi üzerine ihtarname ve ihtiyati haciz süreci sonrasında icra takibine geçildiği, dosya içeriği ve banka kayıtları üzerinde yapılan incelemeye göre davacı bankanın usulüne uygun bir biçimde hesabı kat ederek keyfiyeti davalılara ihbar edip süre tanıdığı ve bu süre zarfında borcun ifa edilmemesi nedeniyle temerrüde düşen davalılar hakkında davacı bankanın takip ve dava hakkına sahip olduğu; temerrüdün — tarihinde gerçekleştiği, yapılan hesaba göre kat ihtarında belirtilen miktarların doğru olduğu ancak tahsilat nedeniyle icra takibinde talep edilen asıl alacak miktarının düşmesine bağlı olarak — talep edilmiş olduğu; — tarihinde yapılan tahsilattan kaynaklandığı, sonuçta davacının takip tarihi itibariyle davalı — asıl alacak ve yasal karşılığı da ödenmemiş ve iade edilmemiş çek garanti tutarı karşılığı —- nakdi alacağın bulunduğu belirtilip hesaplanarak değerlendirilmek suretiyle ulaşılan kanaat açıklanmış olup itirazlar üzerine ek rapor temini yoluna gidilmiş olup itirazlar aydınlatılmak suretiyle düzenlenen ek raporda kök rapor teyit edilmiştir.
Ek rapora karşı ileri sürülen itirazlar yerinde görülmemiştir.
Rapor, ek rapor, asıl alacak ve işlemiş faiz miktarları ile ihtarname masrafları birlikte değerlendirildiğinde sonuçta nakdi alacak toplamının takip talebinde belirtilen şekilde —– olduğu belirlenmiştir.
İlgili yasal düzenlemeler:
”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu:
…TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI
Madde 222 – (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi—— yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. —– Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu:
A İTİRAZIN İPTALİ :
Madde 67 —-
—- Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
—- Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın — yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
—–
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
—- Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A düzenlemesinde yargılama gideri yönünden yer alan ilgili fıkralar:
Dava şartı olarak arabuluculuk
Madde 18/A- —-
(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.

(11) Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(12) Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz.
(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre —– bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır.—- bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
(14) Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere ——- karşılanır.
…”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Sonuç olarak celp edilip incelenen icra dosyasının —- içeriği ve bu konudaki yazışmalar, kredi sözleşmesi, kat ihtarı, buna ilişkin ihtarnamenin içeriği ve tebliğ tarihi; dosya kapsamına uygun, denetime ve hükme esas alınmasına elverişli olup Mahkememizce de dosya kapsamına uygun ve yeterli görülen rapor ve raporu teyit eden ek rapor, ek rapora itirazların yerinde görülmemesi, yukarıya aktarılan ilgili yasal düzenlemeler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davanın sübuta erdiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı adı altında talep ettiği icra tazminatı yönünden yukarıya aynen alınan İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmü, bu konuda yerleşen yargısal uygulama, davanın niteliği, davalının takibe itirazının haksız çıkması, kabule konu asıl alacak yönünden alacağın davalı tarafça hesaplanabilir-bilinebilir olması nedeni ile likit ve belirli olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı aleyhine icra tazminat şartlarının somut olayda gerçekleştiği anlaşıldığından kabule konu asıl alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra tazminatına da karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış olup, söz konusu asıl alacak miktarının %20 oranına tekabül eden —- icra tazminatına da hükmolunmuş ise de, teselsül talebi olmadığı için davalılardan müştereken tahsili yönünde karar verilmiştir.
Harç yönünden nakdi alacağa ilişkin kabule konu toplam dava değeri olan — matrah üzerinden nispi harç işlemi yapılmış ve nispi avukatlık ücreti hesabı yönünden de nispi harca esas alınan bu bedel gözetilmiş olup gayri nakdi alacağa konu —– yönünden ise maktu harç ve buna bağlı avukatlık ücreti işlemi ayrıca yapılmıştır.
Harç yönünden davanın niteliğine karşılık gelen 492 Sayılı Harçlar Kanununun;
”…
İLAMSIZ TAKİPLERDE PEŞİN HARÇ:
Madde 29 – İlama dayanmıyan takip isteklerinden alacak miktarının binde beşi peşin alınır.
Peşin harçlar takip sonunda alınacak asıl harca mahsup olunur.
İlama dayanmıyan takiplerde alacaklı mahkemeye müracaata mecbur kalırsa, peşin alınan harç kendisine iade olunur. Veya alacaklının isteği üzerine mahkeme harçlarına mahsup edilir.
…”
şeklindeki ilgili maddesinde yer alan söz konusu düzenleme, derkenar yazısı ve icra dosyası kapsamına göre davacı tarafın takibi başlatırken—- peşin harç yatırmış olması, eldeki davanın söz konusu derkenara bağlı olarak açılmış olması karşısında söz konusu takip için yatırılan peşin harç miktarı da işleme tabi tutulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile,
—-sayılı icra dosyası üzerinden yapılan takibe itirazın iptaline ve takibin devamına,
2-%20 icra tazminatı —- davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
3-Kabule konu nakdi alacağa ilişkin toplam değer üzerinden hesaplanan 242.466,64 TL nispi karar harcı ile gayri nakdi alacak yönünden —— maktu karar harcının toplamı olan —- , Mahkeme veznesine yatan —- peşin harç ile İcra veznesine yatan söz konusu— toplamını oluşturan —- mahsubu ile —davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A-(13) ve (14) düzenlemelerine ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine bağlı olarak —- tarafından yapılan ve —–zaruri giderin davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından İcra veznesine ve Mahkeme veznesine yatırılan söz konusu peşin harçlar da dahil olmak üzere davacı tarafından yapılan toplam 63.425,91 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılmış bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir hüküm oluşturulmasına yer olmadığına,
7-Nakdi alacak yönünden kabule konu toplam değer üzerinden davacı vekili yararına tarife gereğince hesap ve takdir edilen 124.120,00 TL nispi avukatlık ücretinin davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
8-Gayrinakdi alacak yönünden ise davacı vekili yararına tarife gereğince belirlenen 5.100,00 TL maktu avukatlık ücretinin davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
9-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2022