Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/290 E. 2023/46 K. 20.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/290 Esas
KARAR NO: 2023/46
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 01/10/2019
KARAR TARİHİ: 20/01/202
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı şirket arasında inşaat ışıklandırma malzemeleri satış sözleşmesi kurularak —– tarihinde davalı şirket satın alma yönetmeni —– tarafından düzenlenen sipariş formu ile —–ürünlerinin satışı sağlandığını, bununla birlikte davalı şirkete açık hesapta görüleceği üzere çeşitli faturalar ile malzeme satışları yapıldığını, müvekkilince düzenlenen—– numaralı irsaliyeli faturanın davalı şirketin—– açıklamasıyla” imzalandığını, faturaya da bir itiraz edilmediğini, tüm bunlar malların teslim alındığına ve edimin ifa edildiğine ilişkin ispatı olduğunu, müvekkili şirket edimlerini tam olarak yerine getirmediğini ancak davalı şirket bedel ödeme olan edimini yerine getirmediğini, borcunu ödemediğini, —- sayılı yasal takibe geçildiğini, bu yasal takibe davalı şirket vekilince kısmi itiraz yapılarak —- takip tutarına itiraz edildiğini beyan ederek; davalı borçlunun—— Sayılı icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, davalı aleyhine %20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafla İnşaat ışıklandırma malzemeleri satış sözleşmesi, sipariş formu ile ——anlaşıldığını, ürünlerin teknik özelliği sipariş formunda ve firmanın teklifinde de belirtildiği üzere——- işe başladığı tarihten bu zamana kadar —-ekteki resimlerde de görüldüğü üzere farklı tarihlerde çekilmiş fotoğraflar davacı firma sahibi — iletilmiş, tek renk elde edilemediğini, —– arızası sebebiyle davacı firma kartlarını değiştirmediğini, piksel aydınlatmalı dediği üründe tarafına iletmiş oldukları —— slaytının yazılımını yapamadığını, buna rağmen firmadan aydınlatmanın ——— sabitlenmesi istendiğini, bunda bile arıza yaşandığını,davacının dava konusu işleri işi ayıpsız, eksiksiz olarak tamamlandığına dair teslim tutanağı bulunmadığını, dava konusu işle ilgili davacı her türlü ayıptan ari bir şekilde işleri tamamlamadığından dolayı davacı firmanın kesmiş olduğu fatura, davacı firmanın kaşedeki ve faturalarında kullandığı adresine iade edildiğini, davacı firmanın yaptığı imalata taraflarınca zarar verildiğini iddia edildiğini,davacı Firma ile iyi niyetli olarak aydınlatmanın tamir edilip ayıpsız teslimi ile birlikte protokol düzenlenip, ödemesinin yapılması konusunda sözlü mutabakata varıldığını, mevcut durumda imalata zarar verildiğini, ancak —— halen tek renk olarak yanmadığını beyan ederek; davacının davasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğundan davasının reddi ile %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:——– sayılı icra takip dosyası, bilirkişi kök ve ek raporları.
İnşaat mühendisi, elektronik mühendisi, bir mali müşavir bilirkişi ve sözleşme yorum ve denetim uzmanı tarafından düzenlenen——- tarihli bilirkişi heyet raporunun incelenmesinde; mahkeme heyeti ile yapılan keşifte dava konusu—— aydınlatma sisteminde belirli aralıklarla besleme ve senkronizasyonun sağlanabilmesi için dağıtım kutuları bulunduğu, bu dağıtım kutularında besleme için trafo ve senkronizasyonun sağlanması için sistem kutusu bulunduğu ve bu kutuların içerisinde çalışma sisteminin yüklü olduğu hafıza kartlarının bulunduğu, dağıtım kutuları arasında güç kabloları ve senkronizasyon kutuları arasında haberleşmeyi sağlamak için zayıf akım kabloları çekildiği, çekilmiş olan zayıf akım kablolarının senkronizasyon kutuları arasında haberleşmeyi sağladığı, çatıda tesis edilmiş olan hareketli vince ait taşıma rayları ve vincin çalışma esnasında tesis edilmiş olan aydınlatma sistemine bir teması veya zarar verecek bir durumunun olmadığı;Dosya içerisinde yer alan flash belleğin incelenmesinde;—- dosyasının içinde bulunan—— görselde bina çatısında bulunan vincin tesis edilmiş olan aydınlatma sistemine zarar vermeyecek şekilde bulunduğu, ——- dosyasının içinde bulunan diğer görsellerde bina çatıları ile avlu çevresinde tesis edilmiş olan aydınlatmaların ——- ve sabit olarak çalıştığı, —- dosyasının içinde bulunan—— videoda bina çatılarında bulunan aydınlatmaların mavi zemin üzerinde ——- akışının olduğu ancak bu akışın belli bir senkron, büyüklük ve renkte olmadığı, Fotoğraf ve Videolar dosyasının içinde bulunan—— videoda bina çatılarında bulunan aydınlatmaların —–ışık akışının olduğu ve bu akışların belli bir senkron ve büyüklükte olmadığı, Fotoğraf ve Videolar dosyasının içinde bulunan ——–videolarda bina çatılarında bulunan aydınlatmaların mavi zemin üzerinde farklı ———-olduğu ve bu akışların belli bir senkron ve büyüklükte olmadığı ve avlu kısmında bulunan aydınlatma sisteminin sabit ——– olduğu ve ışık akışının olmadığı, Fotoğraf ve videolar dosyasının içinde bulunan diğer videoda da bina çatılarında bulunan aydınlatmaların —– üzerinde ——– akışının olduğu ve bu akışların belli bir senkron ve büyüklükte olmadığı,Sipariş edilen ürünün —- olduğu ancak keşif esnasındaki tespitlerde davacı beyanlarında da geçtiği ve flash bellek içeriğindeki videolarda görülen ürünün—– özelliğinin çalışmadığı, davacının ürün satışı ile birlikte ürünün montaj işini de üstlendiği, ——- dışında, ürünün tek renk olarak kullanımının da sağlanamadığı, ayıbın gizli ayıp olmadığı, sipariş edilen ürünlerin teslim ve montaj tarihinin tam olarak tespit edilmediği, davacı tarafça arızanın davalının temizlik işleri sırasında kabloları kopartmasından kaynaklı olduğunu iddia ettiği tespit edilmiştir.
—–tarihli bilirkişi ek raporunun incelenmesinde; Davacı taraf vekilince sunulmuş olan Bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde “Çatıda tesis edilmiş olan hareketli vince ait taşıma rayları ve halatının birden çok noktada——– sistemini ezdiği ve zarar verdiği” nin belirtildiği, ancak —— olarak yapılan keşifte, kök raporda da belirtildiği üzere hareketli ———temas ettiği ve zarar vereceği değerlendirilen bir nokta tespit edilememiş ve davacı tarafından sunulan resimlerden de bu konuda kesin bir kanaat oluşturmanın mümkün olmadığı, aynı itiraz dilekçesinde taraflar arasında——- olacağı yönünde bir anlaşma olmadığı, hiçbir zaman bu hususun düzenlenmediğinin belirtildiği, ancak dosyaya sunulmuş – olan tanıklardan —— Davacı arasındaki ———– yazışmalarından ışıklardaki akışların davalı tarafından istenen slaytlardaki akışa uygun olmadığı ve davalının programı başka bir yerde yaptıracağını belirttiği, dava konusu ——— belirli aralıklarla besleme ve senkronizasyonun sağlanabilmesi için dağıtım kutuları bulunduğu, bu dağıtım kutularında besleme için trafo ve senkronizasyonun sağlanması için sistem kutusu bulunduğu ve bu kutuların içerisinde çalışma sisteminin yüklü olduğu hafıza kartlarının bulunduğu, dağıtım kutuları arasında güç kabloları ve senkronizasyon kutuları arasında haberleşmeyi sağlamak için zayıf akım kabloları çekildiği, çekilmiş olan zayıf akım kablolarının senkronizasyon kutuları arasında haberleşmeyi sağladığının tespit edildiği belirtilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE:
Dava; eser-satış sözleşmesi hükümleri taşıyan karma sözleşmeden kaynaklandığı iddia edilen alacağın tahsili talebi ile davacı tarafça davalı aleyhine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Eser sözleşmeleri iki tarafa karşılıklı borç yükleyen bir tür iş görme sözleşmesi olup, “eser” ve “bedel” olmak üzere iki temel unsuru bulunmaktadır. Bu sözleşmelerde yüklenici, iş sahibine karşı yüklendiği özen borcu nedeniyle eseri yasa ve sözleşme hükümlerine, ———–uygun olarak yaparak ve zamanında tamamlayarak iş sahibine teslim etmekle; iş sahibi de bu çalışma karşılığında ivaz ödemekle yükümlüdür.
Eser sözleşmesi ilişkisinde ayıp, yüklenicinin meydana getirip iş sahibine teslim ettiği eserde bulunan sözleşme ve fenne aykırılıklardır. Başka bir ifadeyle ayıp, sözleşme ve eklerinde kararlaştırılan ve iş sahibinin beklediği amaca göre eserde bulunması gereken bazı vasıfların bulunmaması ya da olmaması gereken bazı bozuklukların bulunması şeklinde tanımlanmaktadır.
Somut olayda uygulanması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 474-478. maddeleri ayıplı işler hakkında uygulanır. Bu maddelerde yer alan düzenlemelere göre yüklenicinin ayıp nedeniyle sorumlu tutulabilmesi için eserin teslim edilmiş olması ve teslim edilen eserin ayıplı olması, ayıbın iş sahibinden kaynaklanmamış olması, iş sahibinin eseri muayene ve ayıbı ihbar yükümlülüğünü yerine getirerek eseri açık ya da zımnen kabul etmemiş olması gerekir.
Eserin ayıplı yapılması sözleşmeye aykırılık teşkil etmekte olup; ayıp, açık veya gizli olabileceği gibi maddî veya hukukî ayıp şeklinde de olabilir. Açık ayıp, eserin teslimini müteakip makul süre içinde yapılan kontrol ve muayene sonucu görülüp tespit edilecek ayıptır. Gizli ayıp ise, basit bir kontrol ve muayene ile tespit edilemeyen, eserin kullanılmaya başlanmasından sonra ortaya çıkan ayıptır.
Türk Borçlar Kanunu’nun 474/1. maddesi gereğince iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre mümkün olduğunca en kısa sürede eseri gözden geçirip muayene ederek varsa açık ayıpları tespit etmesi ve bu ayıpların neler olduğunu tek tek açıklamak suretiyle gecikmeksizin sözlü veya yazılı olarak yükleniciye bildirmesi gerekir. Gerek TBK’da gerekse mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu’nda (BK) iş sahibinin muayene ve ihbar süreleri açıkça belirlenmemiş olup, işin niteliği ve olayın özelliğine, imal edilen eserin büyüklüğü ve genişliğine göre süreler farklı olacak ve işin uzmanı bilirkişiler tarafından belirlenecektir. Muayene ve gözden geçirmeyi veya ayıbın belirlenmesini iş sahibi bizzat yapabileceği gibi, TBK’nın 474/2. maddesine göre mahkeme aracılığıyla bilirkişi raporu ile de tespit ettirmesi mümkündür. Açık ayıpta iş sahibi muayene ve ihbar yükümlülüğünü yerine getirmezse, TBK’nın 477/2. maddesine göre eseri kabul etmiş sayılır ve yüklenici açık ayıplarla ilgili sorumluluktan kurtulur.
Gizli ayıplarla ilgili TBK’nın 474/1. maddesindeki makul sürede muayene ve ihbar yükümlülüğüne ilişkin düzenleme mevcut değildir. Ancak TBK’nın 477/3. maddesinde, eserdeki ayıbın sonradan ortaya çıkması hâlinde, iş sahibinin gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunda olduğu, aksi takdirde eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılacağı belirtilerek gizli ayıplar yönünden de iş sahibine ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin yükleniciye ayıbı ihbar etmek yükümlülüğü getirilmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nda eserdeki açık ve gizli ayıpların yükleniciye bildirim şeklinin nasıl olacağına dair herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Ayıp ihbarının yazılı olarak yapılması ispat kolaylığı sağlar. Ancak ayıp ihbarı hukukî işlem olmayıp, hukukî işlem benzeri maddî vakıa olduğundan, ——– uygulamalarında eser sözleşmelerinde, aksi sözleşmede veya eki şartnamelerde kararlaştırılmadıkça taraflar tacir dâhi olsa ayıp ihbarının her türlü delille ve bu arada tanık beyanı ile de ispatlanabileceği kabul edilmektedir.———
Ayıp hâlinde iş sahibinin hakları TBK’nın 475. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları; eserin iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı olması hâlinde sözleşmeden dönme, eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim yapılmasını isteme veya aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere eserin ücretsiz onarılmasını isteme haklarıdır. İş sahibi bu seçimlik haklarının yanında ayıplı meydana getirilmiş olan eserin neden olduğu zararın tazminini de isteyebilir. Başka bir anlatımla iş sahibi tazminat hakkı ile seçimlik haklarını birlikte kullanabilir. Tazminatın istenebilmesi için de, ayıpta yüklenicinin kusurunun bulunması ve ayıp ihbarının süresinde yapılmış olması gerekir ———-
Huzurdaki davaya dayanak —–sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; —– tarihinde dosyamız davacısı tarafından dosyamız davalısına karşı —– bedelli alacak talebiyle icra takibi başlatıldığı, davalı tarafça alacağın —- kısmına itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu ve —– tarihinde icra takibine vaki itirazın iptali talebi ile huzurdaki davanın ikame edildiği görülmüştür.
Somut olayda; taraflar arasında yazılı bir sözleşme olmadığı, ancak—– bedelle satışı ve davalıya ait yapıda —– işi kapsamında montajı hususunda tarafların anlaştıkları,—-davacı tarafça dava konusu işin yapımına başlandığı, —– tarihinde projenin üst kısmının, —— tarihinde ise alt kısmının davalıya teslim edildiği, davalı taraf tanıklarının beyanlarına göre öncelikli olarak renk geçişli led tasarımının talep edildiği, başlangıçta ledlerin yandığı ancak sonrasında ——— arıza çıkması üzerine ——– sabitlenmesinin talep edildiği, —- üzerinde anlaşılan şekilde yanmaması üzerine —- tarihinde——- ile durumun davacı şirket yetkilisine bildirildiği, bu hususun davacı tarafın da kabulünde olduğu ve dosyada yer alan —— çıktıları ile sabit olduğu, davacı tarafça davalı tarafın ihbarı üzerine yanmayan——— değiştirildiği ancak arızanın devam ettiği, davacı tarafın talebi üzerine—- tarihinde dava konusu işe ilişkin sipariş formu akabinde davacı tarafça —- tarihli irsaliyeli faturanın düzenlendiği, işbu irsaliyeli faturaya istinaden davalı tarafça da —- tarihinde iade faturası düzenlendiği ve mail yoluyla davacı tarafa gönderildiği, —— tutarın tahsili için davalı aleyhine başlatılan takibe itiraz üzerine de eldeki davanın açıldığı, taraflar arasındaki esas uyuşmazlığın huzurdaki davada teslim edilen işte ayıp olup olmadığı, ayıbın kaynağının ve niteliğinin ne olduğu, davalı tarafından makul süresi içinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı noktalarında toplandığı görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı, bilirkişi kök ve ek raporları bir arada değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki anlaşmanın malzemesinin yüklenici tarafından tedarik edildiği eser sözleşmesi niteliğinde olduğu, davalı tarafça sipariş edilen ürünün —– niteliğinde olduğu, mahkeme heyetiyle yapılan keşifte bilirkişilerce davacı tarafça tedarik edilerek montajı sağlanan ürünlerin ———çalışmadığı, bununla birlikte tek renk olarak kullanımının da sağlanamadığının tespit edildiği, her ne kadar davacı tarafça çatıda tesis edilmiş olan hareketli vince ait taşıma rayları ve halatının birden çok noktada———ezdiği ve zarar verdiği belirtilmiş ise de yine yapılan keşifle birlikte bahsi geçen hareketli vincin led sistemine temas ettiği ve zarar verdiği bir noktanın tespit edilemediği, davacı tarafından sunulan resimlerden de bu konuda kesin bir kanaat oluşturmanın mümkün olmadığının belirtildiği, bu haliyle davacı tarafın dava konusu işte meydana gelen ayıbın davalı tarafın kusurundan kaynaklandığı iddialarının yerinde olmadığı görülmüştür.
Ayıba ilişkin süresinde ihbar yükümlülüğüne uyulmadığına yönelik itirazların incelenmesinde; davacı tarafın dava konusu işin yapımına—— başlandığı,—- tarihinde projenin üst kısmının, —— tarihinde ise alt kısmının davalıya teslim edildiğine ilişkin beyanları ile davalı taraf tanıklarının işin tesliminden bir süre sonra arıza yaşandığı ve durumun dosya içerisinde bulunan ve davacı tarafın da kabulünde olan —– yazışmaları ile davacı tarafa bildirildiği ve bunun üzerine davacı tarafın da arızayı gidermek adına ürünün —— kartlarını değiştirdiğine ilişkin beyanları karşısında, ayıbın kullanımla birlikte ortaya çıktığı, işin en son ———-tarihinde teslim edildiği ve arızanın da——- tarihinde bildirildiği, bu haliyle aradan geçen sürenin uzun bir süre olmadığı ve makul süre olarak kabul edilebileceği, anlaşılmakla davalı iş sahibinin ayıp iddiasını usulünce kanıtlamış olması, işin taraflar arasındaki anlaşmaya uygun olarak yapılamaması ve işin kabule icbar edilemeyecek derecede ayıplı olması nedeniyle davanın ve ispat edilemeyen kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın REDDİNE,
-Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.301,44 TL harcın mahsubuyla arta kalan 1.221,54 TL harcın dosyanın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ———– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 17.938,90 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede İstinaf Başvuru hakları olduğu hatırlatılarak verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 20/01/2023