Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/283 E. 2021/108 K. 17.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/283
KARAR NO : 2021/108
DAVA : İPOTEĞE BAĞLI TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 01/10/2019
KARAR TARİHİ : 17/02/2021
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının maliki olduğu ve ———— parsel sayılı taşınmaz üzerine —- tarihinde davalı lehine —– bedelli, —— Adına ipotek işlemi yapıldığı, davalının borcunu ödememesi üzerine banka tarafından satış işleminin başlatıldığı, cebri icra yolu ile ucuza satılması ihtimali ve yaşanan paniğe de bağlı olarak piyasada satış yoluna gidilerek —- bedelle —–tarih ve —— yevmiye ile devredildiği, alıcı söz konusu şirket tarafından —- olarak davacı yerine söz konusu bankaya ödenmiş olduğu, bu şekilde —– tarih ve —- yevmiye nolu işlemle ipoteğin terkin edildiği ve söz konusu banka tarafından ipoteğin kaldırıldığı, aradan geçen zamana rağmen ipotek bedelinin davalı tarafından ödenmediği, bunun üzerine açılan ve ——–Esasında işlem gören davanın açılmamış sayıldığı, yine ————sayılı dosyası üzerinden açılan davanın da usulden reddedildiği, davalının ödemeyi geciktirmek amacıyla bütün kanuni yollara başvurduğu ve süreçlerin tamamlandığı, söz konusu hukuki süreçlerde hukuki hatalara sebep olan ilgililer hakkında gerekli suç duyurularında bulunularak davalar açılacağı;———— sayılı dosya üzerinden yapılan icra takibine de haksız itirazlarda bulunulduğu ve davalının ipotek bedelini ödememek için elinden geleni yaptığı, davanın özünün davacının 3. şahıs-davalı lehine ——- adına tesis ettiği ipoteğin geri ödenmemesinden doğan rücuan tazminat niteliğinde bir alacak davası olduğu, davacının maliki olduğu ipoteğe konu taşınmaz bedelinden ödenen borç miktarı yönünden halefiyet kuralları gereği davacının davalıdan rücu hakkının bulunduğu, arabulucuya başvuruda bulunulduğu halde anlaşmama ile sonuçlandığı ileri sürülerek —— işlem tarihinden itibaren reeskont avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline; sair tazminat haklarının, mahrum kalınan kar, tazminat vs. dava ve talep haklarının mahfuziyetine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili tarafından ibraz edilen ——— tarihli dilekçe ile de davalının mallarını devrettiği, mevcudunu eksilttiği, işletmenin ve tersanenin satılmaya çalışıldığı yönünde istihbar edinildiği ileri sürülerek dava sonuna kadar davalının işletmesi ve mal varlığına bu dosyaya şamil olmak üzere tedbir konulması talebinde bulunulmuştur.
Davalı vekili tarafından ibraz edilen cevap dilekçesinde taraflar arasındaki ilişkinin gayrimenkulün tapu kaydına ipotek tesis edilmesi ile ilgili olması nedeni ile ticari bir iş olmadığı ve ——— yetkili olduğu ileri sürülerek görev itirazında bulunulmak suretiyle ipoteğe konu taşınmazın öncesinde davacıya davalı şirketin grup şirketi tarafından satılmış ve bedelinin de alınmamış olduğu, davacının talep ettiği bedelin defter kayıtlarında da yer almadığı ve davalının davacıya her hangi bir borcunun olmadığı savunularak esas yönünden de davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Davalı vekili ön inceleme duruşmasında görev itirazını tekrar etmiştir.
Davacı vekili ön inceleme duruşmasında ticari işletmenin bütün işlemlerinin ticari olduğunu ileri sürerek TTK. Madde 19 düzenlemesinde yer alan ölçütlere göre davanın ticari dava olduğunu ve Mahkememizin görevli olduğunu savunmuştur.
Celp edilen ——-, toplanan delillere, taraf vekillerince ibraz edilen dilekçelere ve dosya kapsamına göre davacı şahsın davalı şirketin ortağı, temsilcisi vs. konumda olmadığı, kredi sözleşmesinin müteselsil kefili konumunda da olmadığı ön inceleme duruşmasında tespit edilmiş olup taraf vekillerinin bu konuda duruşmada alınan ve zapta geçen beyanlarına göre tespit edilen bu hususlar yönünden taraflar arasında bir ihtilaf da bulunmamaktadır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4/1-a maddesi gereği her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen hususlar ticari davalardır. 6102 sayılı TTK. 5/1. Maddesi gereği ticari davalara bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemeleridir. 6102 sayılı TTK.’nın yürürlüğe girdiği ———– tarihinden itibaren yasanın 5/3. Maddesi gereği asliye hukuk mahkemeleri ile asliye ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü olmaktan çıkmış ve görev ilişkisi haline gelmiştir. HMK. 1. Maddesi gereği göreve ilişkin kurallar kamu düzeni ile ilgili olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir.
Dava davalının dava dışı bankaya olan borcunun ipotek bedeli içinden karşılanması üzerine taşınmaz maliki-davacı tarafından borçlu-davalıya karşı rücuan ileri sürülen tazminata ilişkin olup, ön inceleme duruşmasında tespit edilen ve taraflar arasında ihtilafsız olan davacının davalı şirketle her hangi bir ortaklık-temsilcilik ilişkisinin olmaması ve müteselsil kefalet durumunun da bulunmaması, yukarıda hatırlatılan göreve ilişkin yasal düzenleme, tapu kayıtları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davanın Ticaret Mahkemesinde görülmesini gerektirir bir yönü olmayıp Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gereken bir dava olduğu sonucuna varıldığından ve görev kurallarının dava şartı olduğuna ilişkin HMK 114/1-c maddesi gözetilerek Mahkememizin görevsizliğine ilişkin olmak üzere aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş olup, tedbir talebinin değerlendirilmesi de görevli Mahkemeye bırakılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE ve davanın görev yönünden dava şartı yokluğuna bağlı olarak USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine bağlı olarak ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 20/1 maddesinde belirtilen 2 haftalık süre içinde, taraflardan birinin talebi halinde dosyanın—— ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-Süresinde başvuruda bulunulması halinde harç ve yargılama giderleri ile avansa ilişkin hususların 6100 sayılı HMK.’nın 331/2 maddesi gereğince görevli ve yetkili Mahkemece değerlendirilmesine,
4-Süresinde başvuruda bulunulmaması halinde HMK. Madde 20 düzenlemesine bağlı olarak davanın açılmamış sayılmasına yönelik gerekli usuli kararın resen verilmesi gereğinin gözetilmesine,
5-Yukarıdaki hüküm fıkralarında belirtilen ihtimallerde gözetilerek yargılama sonucunda ve resen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse resen yapılacak giderde mahsup edilmek ve HMK. Madde 333 düzenlemesi gözetilmek sureti ile avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
6-Tedbir talebinin görevli Mahkemece karara bağlanmasına,
İlişkin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/02/2021