Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/272 E. 2022/81 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/272
KARAR NO: 2022/81
DAVA: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 30/09/2019
KARAR TARİHİ: 02/02/2022
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı banka ile davalı şirket arasında imzalanan —– istinaden kullanmış olduğu kredi borçlarını zamanında ödemediği için hesapların kat edildiği, anılan sözleşmeyi diğer davalının müteselsil kefil olarak imzaladığı, müteselsil kefilin diğer davalı şirketin ortak ve yetkilisi olması nedeniyle eş rızasına gerek bulunmadığı; sözleşme kapsamında şirketin taksitli ticari kredi kullandırılmış olduğu, borçların geri ödemesinin aksaması üzerine hesaplar kat edilerek borçlulara —- yevmiye numaralı ihtarnamenin keşide edilmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine —- sayılı icra dosyası üzerinden takibe geçildiği itiraz üzerine zorunlu arabuluculuğa başvurulduğu ve —- üzerinden anlaşamama son tutanağı düzenlendiği; itirazın haksız olduğu; tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalılar hakkında genel haciz yolu ile takip yapıldığı, şirket hakkında —- dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapılmış olması nedeniyle davalı şirket hakkındaki talebin — asıl alacak ve ferileri yönünden; diğer davalı hakkındaki talebin ise —- ferileri üzerinden ileri sürüldüğü; borçlular tarafından tüm borca ve ferilere itiraz edildiği, itirazların haksız olduğu ileri sürülerek itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davacı vekili duruşmada da dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalılar vekili duruşmada da tekrar ettiği cevap dilekçesinde davaya dayanak takibin— icra dosyası üzerinden yapılan takiple mükerrer olduğu ve ayrıca kullandırılan—— olup, henüz bir yıl ödemesiz olan sürecin tamamlanmasından önce icra takibi başlatılıp davaya konu edildiği, henüz muaccel hale gelmeyen alacağın tahsilinin talep edildiği ayrıca ödeme planına göre ödenen sekiz taksit bedeli olan —– mahsup edilmediği talep edilen temerrüt faizinde fahiş olduğu ileri sürülerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İbraz edilen —–tarihinde yapılan başvurunun taraflarla ilgili olduğu, tarafların davete uyduğu ancak görüşme sonunda anlaşma sağlanamadığına dair —- tarihli son tutanak düzenlendiği, arabuluculuğa başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmiş olduğu belirlenmiştir.
Celp edilip incelenen söz konusu icra dosyasına ve bu konudaki yazışmalara göre sonuçta göre taraflarla ilgili olduğu,—– tarihinde takibe konulduğu; davalı şirket yönünden yukarıda özetlenen dava dilekçesinde belirtilen şekilde ipotekle ilgili takip yönünden tahsilde tekerrür olmamak üzere —- asıl alacak yönünden talepte bulunulmuş olduğu, takibin genel kredi sözleşmesi, müteselsil kefalet, ihtarname ve hesap özetine dayalı olduğu, her iki davalı yönünden de süresinde yapılan itirazla takibin durmuş olduğu belirlenmiştir.
Dava dilekçesine, celp edilip incelenen icra dosyasına, ön inceleme duruşmasında belirlenen ihtilaf noktalarına ve dosya kapsamına göre dava ticari kredi ilişkisine dayalı olarak yapılan takibe itirazın iptaline ve buna bağlı olarak talep edilen icra tazminatına yöneliktir.
Davacı vekili tarafından — tarihli dilekçe ekinde — bedelli rehin açığı belgesi sunulmuş olup davacı vekili tarafından sunulan —–tarihli dilekçede ise eldeki davaya dayanak takip başlatılırken ihale bedellerinin düşülerek takip yapıldığı açıklanmıştır.
Deliller toplanarak taraflar arasındaki —–içeriği ve davanın niteliği gözetilerek banka kayıtları ile davacı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek bir bankacılık konusunda uzman bilirkişiden rapor temini yoluna gidilmiştir.
——yevmiye numaralı ihtarnamesi ile takibe ve davaya konu borcun ödenmesi için davalılara gönderilen ihtarın tebliğ edildiği ve ihtar ile birlikte —- süre tanınmış olduğu ve temerrüdün —- itibariyle oluştuğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi tarafından yukarıda açıklanan şekilde dosya kapsamına uygun olarak ve davanın esasının aydınlatılması yönünden Mahkememizce de yeterli görülen — tarihli raporda davalı gerçek şahsın —-göre diğer davalı şirketin ortağı ve yetkilisi olup, münferiden temsile —— olduğu, kredi hesabının—- olduğu belirtilerek —içinde ödenmeye daveti içerir şekilde borçlulara gönderilen ihtarname ile hesabın kat edildiği ve temerrüdün — tarihinde oluştuğu; —tarihinde imzalanan kredi sözleşmesi ile davalı şirkete ——- tahsis edildiği, diğer davalı gerçek şahsın bu sözleşmeyi kefil olarak onayladığı ve kredi limiti tutarında kanunun ön gördüğü şekilde müşterek borçlu ve ——- olarak imzaladığı; ihtarname tarihi itibariyle talep edilen asıl alacak tutarının banka kayıtları, ilan edilmiş faizler ve sözleşme açısından uygun ve tutarlı olduğu, ancak takibe konu alacağın varlığının ve miktarı ile işlemiş faiz miktarının aydınlatılmasına yönelik görev tanımı kapsamında bu aşamada takip tarihi itibariyle hesabın mümkün olmadığı; ihtarname-temerrüt tarihi ile huzurdaki davaya——— Esas sayılı takip tarihi arasında, diğer takiplerden yapılan tahsilatların sağlıklı bir şekilde ibrazı ve bu kapsamda diğer takiplerin de değerlendirilmesi sonrasında—temerrüt tarihi itibariyle oluşan temerrüt halindeki —- üzerinden günümüze gelinerek hesaplama yapılabileceği; dosya kapsamına göre kambiyo senetlerine mahsus takipten herhangi bir tahsilatın gerçekleşmediğinin ve ipoteğin paraya çevrilmesi suretiyle yapılan takipten ise ipotekli üç gayrimenkulün satışın sonucu alacağa nazaran—-rehin açığı belgesinin düzenlenmiş olduğunun anlaşıldığı, belirtilen hesaplama imkansızlığı yönünden raporda açıklanan şekilde—— takip aşamasında yapılandırma olması ve sonrasında bozulması sırasında sağlıklı bir arşiv, dosyalama ve geri dönüş sağlanamadığından belirsizliği aydınlatacak şekilde eksikler giderildiği takdirde takip tarihi itibariyle hesap yapılabileceği açıklanmış olup taraf vekillerinin itirazları ve davacı vekilinin itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü talep dikkate alınarak banka genel müdürlüğüne müzekkere yazılmak suretiyle cevap geldikten sonra itirazların aydınlatılması ve raporda belirtilen eksiklik giderilerek görev tanımını karşılar şekilde hesabı içerir ek rapor temini yoluna gidilmiş olup aynı bilirkişi tarafından düzenlenen —— olarak sunulan dökümanın çözümü yapılarak çıktısı rapora eklenmek suretiyle takip tarihi itibariyle alacağın hesaplanması yoluna gidildiği açıklanarak kredi borcuna mahsuben yapılan ödemelerin mahsup edilmediği itirazı yönünden davalı tarafından herhangi bir döküman ibraz edilmediği belirtilerek kök raporda ilgili bölüme atıf yapılarak sonuçta ödemelerin borca mahsup edilmediği itirazını doğrulayacak bir husus bulunmadığı; temerrüt faiz oranı yönünden sözleşme hükmüne göre gerek asıl borçlu gerekse kefil yönünden yapılan itirazı geçerli kılacak bir husus bulunmadığı açıklanarak sonuçta takip tarihi itibariyle ana para borcunun —— talep edildiği, bu farklılığın sebebinin anlaşılamadığının, taleple bağlılık esası çerçevesinde davacının davalı şirketten —- ve müşterek borçlu-müteselsil kefil diğer davalıdan ise kefalet limiti tutarı olan—- tutarında alacaklı olduğu hesaplanarak değerlendirilmek suretiyle ulaşılan kanaat açıklanmıştır.
Taraf vekilleri ek rapora karşı itiraz dilekçeleri sunmuşlardır.
Davalılar vekili —tarihli dilekçesinde davacı alacaklı aynı alacak için ilk olarak—dosyası üzerinden —– mahsus haciz yolu ile takip başlattığı; ardından yine aynı alacak için —- sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı ve son olarak söz konusu önceki iki takipten vazgeçmeden aynı alacak için bu kez eldeki bu davanın konusunu oluşturan—- üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı; söz konusu üç takibe konu alacağın aynı alacak olduğu noktasında ihtilaf bulunmadığı; kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip nedeni ile ve bu takipten sonra başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibin iptali için şikayet yoluna gidildiği ve — sayılı dosyası üzerinden şikayetin reddine karar verilmesi üzerine İstinaf yoluna gidildiği ve İstinaf talebinin de reddi üzerine Temyiz yoluna başvurulduğu ve —— Karar sayılı kararı ile alacaklının tercih hakkını kambiyo senetlerine mahsus yolla takip yönünden kullanmış olması nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi yapılamayacağı gerekçesiyle kararın bozulduğu açıklanıp mükerrerlik itirazı tekrar edilerek rapora önceki itirazlar da tekrar edilmiştir.
—- dosyasına müzekkere yazılarak gerekli kısımların—–içeriği temin edilmiş olup söz konusu ——ilamının yukarıda özetlenen söz konusu itiraz dilekçesinde belirtildiği şekilde olduğu ve İİK. madde 45 ile 167. maddelere dayalı gerekçeler içerdiği anlaşılmıştır.
İlgili yasal düzenlemeler:
“…
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu:
A İTİRAZIN İPTALİ :
Madde 67 —–
—-Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak,——– alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
—-Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —–yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
—–Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
—– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
——
REHİN VE İPOTEKLE TEMİN EDİLMİŞ ALACAKLAR:
Madde 45 – Rehinle temin edilmiş bir alacağın borçlusu iflasa tabi şahıslardan olsa bile alacaklı yalnız rehinin paraya çevrilmesi yoliyle takip yapabilir. Ancak rehinin tutarı borcu ödemeğe yetmezse alacaklı kalan alacağını iflas veya haciz yoliyle takip edebilir.
————- birinci fıkrasında tanımlanan konut finansmanından kaynaklanan rehinle temin edilmiş alacaklar ile ——-rehinle temin edilmiş alacaklarının takibinde, rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılabilir veya haciz yoluna başvurulabilir.
Poliçe ve emre muharrer senetlerle çekler hakkındaki —— mahfuzdur.
İpotekle temin edilmiş faiz ve senelik taksit alacaklarında, alacaklının intihabına ve borçlunun sıfatına göre, rehinin paraya çevrilmesi veya haciz yahut iflas yollarına müracaat olunabilir.
—–
——-
III – KAMBİYO SENETLERİ ÇEK, POLİÇE VE EMRE MUHARRER SENET HAKKINDAKİ HUSUSİ TAKİP USULLERİ
TAKİBİN KABULÜ ŞARTLARI:
Madde 167 – ——
Alacağı çek, poliçe veya emre muharrer senete müstenit olan alacaklı, alacak rehinle temin edilmiş olsa bile, bu bölümdeki hususi usullere göre haciz yolu ile veya borçlu iflasa tabi şahıslardan ise iflas yolu ile takipte bulunabilir.
Alacaklı, takip talebinde 58 inci maddedeki hususlardan başka iflasa tabi borçlusu aleyhine haciz ve iflas yollarından hangisini istediğini bildirmeğe ve takip talebine kambiyo senedinin aslını ve borçlu adedi kadar tasdikli örneğini eklemeğe mecburdur.

6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A düzenlemesinde yargılama gideri yönünden yer alan ilgili fıkralar:
Dava şartı olarak arabuluculuk
Madde 18/A——
(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.

(11) Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(12) Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret,——– belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz.
(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre——–bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak ——- göre karşılanır. —- bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
(14) Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere—–bütçesinden karşılanır.
…”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
İlgili icra dosyaları ile ilgili yazışmalar yapılarak dava dışı takipler yönünden icra dosyalarının gerekli kısımlarının — içeriği celp edilmiş olup davalılar vekilinin söz konusu dilekçesinde belirttiği şekilde —- sayılı dosyası üzerinden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip olduğu; yaklaşık — ay sonra yine aynı alacak için—- Esas sayılı dosyası üzerinden ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığı ve yaklaşık -yıl sonra eldeki bu davaya dayanak olan —- sayılı dosyası üzerinden genel haciz yoluyla takibe geçildiği ve aynı alacak nedeniyle bu üç takibin söz konusu olduğu ve bu hususlar yönünden taraf vekilleri arasında ihtilaf olmayıp ihtilaf “tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla” farklı usullerle bu takiplerin aynı anda yapılabilip yapılamayacağı ve borcun varlığı ile miktarı yönündendir.
Öncelikle mükerrer takip itirazı yönünden irdeleme yapılması gerekmiş olup yukarıya aynen aktarılan İİK. madde 45 ve 167 düzenlemeleri, emsal nitelikli söz konusu—- sayılı ilamı, takiplerin tarihlerine göre birinci takibin kambiyo senedine mahsus yolla başlatılan takip olması ve davacı tarafın tercihini buna göre kullanmış olması hususları birlikte değerlendirildiğinde söz konusu emredici yasal düzenlemeler karşısında tercihini kambiyo senedine mahsus takip yolundan yana kullanan alacaklının genel haciz yoluyla takipte de bulunamayacağı ve mükerrerlik itirazının yerinde olduğu sonucuna varıldığından İİK. madde 45 ve 167 düzenlemelerine aykırı mükerrer takibe dayalı davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaati ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş olup mevzuatın yorumlanmasına bağlı yön ve davacının kötü niyetinin sabit olmaması nedeni ile davacı aleyhine icra tazminatına karar verilmemiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın reddine,
2-Davacı tarafın kötü niyeti sabit görülmediğinden aleyhine icra tazminatına karar verilmesine yer olmadığına,
3-Maktu karar harcının mahkeme veznesine yatırılan peşin harçtan mahsubu ile artan 29.316,00 TL harcın kararın kesinleşmesine bağlı olarak ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A-(13) ve (14) düzenlemelerine ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine bağlı olarak ——tarafından yapılan ve —– Bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL zaruri giderin davacıdan alınarak alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan harç ve giderin üzerinde bırakılmasına,
6-Kararın, mükerrerlik itirazına bağlı usüli niteliği gözetilerek buna göre sonuçta davalılar vekili için tarife gereğince belirlenen 5.100,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara müştereken verilmesine,
7-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu konuda başkaca bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
8-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde———- Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 02/02/2022