Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/260 E. 2020/12 K. 14.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/260 Esas
KARAR NO: 2020/12
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 19/09/2018
KARAR TARİHİ: 14/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin araç kiralama ile uğraşan bir tacir olduğunu, ticari faaliyetleri sonucu elde ettiği gelirlerin bir kısmını —————-hesabında tuttuğunu, ancak müvekkilinin anılı bankadaki hesabından ——- tarihinde müvekkilini haberi ve rızası hilafına ——— TL ‘nin davalı şirketin talimatı gereğince hesaplarına aktarıldığını, müvekkilinin hesap dökümünden paranın davalı şirkete aktarıldığını gördüğünü, müvekkilinin dava dışı bir arkadaşının davalı şirkete olan aylık kredi borçlarının ödenmesi için bankaya otomatik ödeme talimatı verdiğini ve davalı şirket ile aylık taksitlerin hesabından alınması mutabık kalınmış ise de müvekkilinin hesap ekstresinden de anlaşılacağı üzere ——– tarihinde davalı şirket tarafından müvekkilinin hesabından aylık kredi taksidi olan ——- TL ‘nin davalı şirket hesabına aktarlımasının istenildiğini, bu yönde işlem gerçekleştirlidiğini, ancak ——— tarihinde mutabakata aykırı olarak aylık kredi taksit tutarının değil kalan borcun tamamı olan ———TL ödenmesinin dava dışı bankadan istenilerek müvekkilini hesabına var olan paranın davalı şirket hesabına geçirildiğini, davalı şirketin aylık kredi taksitlerinin ödenmesi için varılan mutabakata ve verilen otomatik ödeme talimatına aykırı olarak borcun tamamına ilişkin bakiyenin bildirilerek müvekkilinin hesabında bulunan paranın haksız olarak kendi hesabına aktarılmasının sağlandığını, anılan bu bedelin tamamen haksız olup hiçbir hukuki dayanağı bulunmadığını belirterek, müvekkilinin hesabından haksız olarak alınan ———- TL ‘nin ———– tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, davalı tarafça davacının hesabından usulsüz bir şekilde para alındığı iddiası ile açılmış alacak davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde,bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara, Ticaret Mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre tarafların sıfatına veya bir ticari işletme olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari dava olarak sayılan davalar mutlak ticari dava; tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalar ise nispi ticari davadır.
——– Bölge Adliye Mahkemesi ———- Hukuk Dairesinin ———- tarih———- Esas-Karar sayılı ilamında:”Davacı tarafça açılan davanın kişisel hesaba ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.Dava tarihi olan ——- tarihinde yürürlükte bulunan “6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketicinin; “ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi”, 3/1-l maddesinde ise tüketici işleminin; “mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişi olduğu düzenlenmiş, aynı Kanun’un 73/1 maddesinde de; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakma görevinin tüketici mahkemelerine ait olduğu hüküm altına alınmıştır.” İlk derece mahkemesi de anılan yasal düzenleme nedeniyle göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle reddedilerek dosyanın görevli bulunan Tüketici Mahkemelerine gönderilmesine karar vermiştir.
Bir uyuşmazlığın tüketici uyuşmazlığı niteliğinde olması için taraflardan birinin tüketici, taraflardan birinin profesyonel satıcı(sağlayıcı) ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın bir tüketici işleminden kaynaklanıyor olması gerekmektedir. Somut olayda davacı dosya kapsamıyla gerçek kişi tüketici, davalı bankanın profesyonel sağlayıcı olduğu mevduat sözleşmesinin de bir tüketici işlemi olduğu tartışmadan uzaktır. Görev HMK 114 mad. uyarınca dava şartı olup, re’sen inceleneceğinden,görevi belirlemede işlemlerin gerçekleştiği tarihlerin değil ; davanın açılma tarihi dikkate alınacağından taraflar arasındaki uyuşmazlığı çözmeye Tüketici Mahkemesi görevli olduğundan davalı tarafın istinaf sebebleri yerinde görülmemiş ,başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.”belirtilmiştir.
Yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve anılan içtihat ışığında somut olaya gelindiğinde; davanın Tüketici Kanunu 2 ve devamı maddeleri uyarınca, davacının mevduat hesabından rızası dışında paranın çıkması sebebiyle alacak davası olduğu, davacının kişisel şahsi hesabından usulsüz para çekildiği iddiasıyla açılan davada söz konusu bankacılık işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, dava türü bakımından TTK’da sayılan mutlak ve nispi ticari davanın şartlarının oluşmadığı, özellikle az yukarıda belirtilen içtihatta da vurgulandığı üzere tüketici işleminden kaynaklanan hukuki uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerekeceği, olayımızda da tüketici işleminden kaynaklanan bir uyuşmazlık mevcut olduğu anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğuna karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-1-Davanın 6100 sayılı HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği görev yönünden usulden REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemeleri olduğuna,
4-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesine müteakiben iki hafta içinde talep halinde dava dosyasının yetkili ve görevli mahkeme olan İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına (kararın tebliği ile ihtarat yapılmış sayılmasına), bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme yapılmasına,
5-Yargılama harç ve giderlerinin 6100 Sayılı HMK 331/2. maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkemede verilecek nihai kararla birlikte değerlendirilmesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzene karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.14/01/2020