Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/255 E. 2021/926 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/255
KARAR NO: 2021/926
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/09/2019
KARAR TARİHİ: 08/12/2021
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile; davalı borçlu şirketin —- ilgili muhtelif ürünleri ile ilgili mal mukabili olarak—- bulunan davacı müvekkili şirketten ithal ettiğini, dava konusu alım satımla ilgili — adet faturadan kaynaklanan ve kısmi ödemelerden sonra kalan bakiye toplam —— sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi başlattıklarını, borçlu şirketin kendisine gönderilen örnek no:7 ödeme emrine mesnetsiz ve haksız şekilde itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, dava sonuna kadar davalı şirketin içinin boşalabileceği veya iflas edebileceği endişesinin olduğunu ileri sürerek gerekli görülmesi halinde teminata bağlı olarak davalı şirketin mal varlığı üzerinden ihtiyati tedbir konulması talebinde de bulmak suretiyle sonuçta icra takibine yapılan itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Tedbir talebi yönünden—- tarihinde oluşturulan ara karar ile ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerekli yasal ve maddi şartların gerçekleşmemesi nedeni ile aşamaya bağlı olarak tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili duruşmada da dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı adına çıkarılan davetiyenin bila tebliğ iadesi üzerine, iade edilen davetiyedeki adresin —–adres olduğunun belirlenmesi üzerine ve şartları gerçekleştiğinden bu kez TK.Madde 35’e göre çıkarılan davetiye tebliğ edildiği halde davalı adına duruşmaya gelen olmamış ve cevap verilmemiştir.
İbraz edilen —- tarihinde yapılan başvurunun taraflarla ilgili olduğu, tarafların davete uyduğu ancak anlaşma sağlanamadığı ve anlaşma sağlanamadığına dair —- tarihli son tutanak düzenlendiği, arabuluculuğa başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmiş olduğu belirlenmiştir.
Celp edilip incelenen söz konusu icra dosyasına göre taraflarla ilgili olduğu, —- asıl alacağın takibe konulduğu, takibin faturalara ve cari hesaba dayalı olduğu, süresinde yapılan itirazla takibin durmuş olduğu, derkenar yazısına göre de takip açılışı sırasında—– peşin harç yatırılmış olduğu belirlenmiştir.
Dava dilekçesine, celp edilip incelenen icra dosyasına, ön inceleme duruşmasında belirlenen ihtilaf noktalarına ve dosya kapsamına göre dava ticari ilişkiye bağlı cari hesaba ve faturalara dayalı olarak yapılan takibe itirazın iptaline ve buna bağlı olarak talep edilen icra tazminatına yöneliktir.
Davalı taraf davaya cevap vermediği gibi her hangi bir delil bildiriminde ve ibrazında da bulunmamıştır.
Davacı tarafın bildirdiği deliller toplanarak tarafların tacir olup ticari defterlere dayanılmış olması ve davanın niteliği gözetilerek ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor temini yoluna gidilmiştir.
Defter incelemesi yönünden tayin edilen inceleme günü ve saati tebliğ edildiği halde davalı adına gelen olmadığı gibi herhangi bir beyan ve bildirimde bulunulmamış ve defter ibraz edilmemiş olup, davacı vekili davacının yurt dışında mukim şirket olması nedeni ile defterleri ibraz edemediklerini belirterek gerekli kayıt ve belgelerin dosya kapsamında yer aldığı ve ——yazılan müzekkere cevabı geldikten sonra bilirkişi incelemesinin dosya kapsamına göre yapılmasını istemiştir.
Söz konusu dilekçe ve belirlenen durum —- tarihli bilirkişi yemin ve teslim tutanağına yansıtılarak buna göre ve görev tanımına uygun olarak raporun hazırlanması temin edilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından yukarıda açıklanan şekilde — tarihli raporda ve taraflar arasında ticari ilişki olduğu, bu ilişkinin —- tarihinde başladığı; dökümü raporda belirtilen şekilde davacının davalıya faturalar düzenlediği ve davalının yaptığı ödemeler olduğu, fatura, kayıt ve belgelere göre davalının yaptığı ödemeler de düşüldükten sonra takip tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten kaydi olarak —- alacaklı olduğu hesaplanmış ve heyette yer alan mali müşavir bilirkişi tarafından ayrıca düzenlenen———olduğu hesaplanmıştır.
Tebligata rağmen davalı tarafça rapora ve düzeltme raporuna karşı beyanda bulunulmamış olup, davacı vekilinin ileri sürdüğü itirazların aydınlatılması gerektiğinden itirazlar da gözetilerek dava konusu uyuşmazlığa ait — örneği celp edilerek ve gümrüğe yazılan müzekkere cevabı temin edilerek ek rapor alınması yoluna gidilmiş olup, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen dosya kapsamına uygun olarak ve davanın esasının aydınlatılması yönünden Mahkememizce de yeterli görülen —tarihli ek raporda faturalara ilişkin—- cevabı da irdelenip itirazlar aydınlatılmak suretiyle kök rapor teyit edilerek sonuçta davacının davalı şirketten —- alacağının olduğu ve bunun takip tarihi itibari ile—–olduğu hesaplanarak değerlendirilmek suretiyle ulaşılan kanaat açıklanmıştır.
Ek rapora karşı davalı tarafça herhangi bir beyanda bulunulmamış olup, davacı vekili tarafından ek rapora itiraz edilmekle birlikte ek rapor talebinde bulunulmadığı belirtilerek karar verilmesi istenmiştir.
Davacı vekilinin itirazlarının mahiyetine göre yapılması gereken her hangi bir tahkikat işlemi söz konusu olmadığı gibi, borç miktarına yönelik itiraz yerinde görülmeyerek bilirkişinin ulaştığı kanaat isabetli görülmüştür.
İlgili yasal düzenlemeler:
”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu:
…TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI
Madde 222 – (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz —- yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. ——– Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu:
A İTİRAZIN İPTALİ :
Madde 67 —– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
—Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —-yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
—-
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
—Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A düzenlemesinde yargılama gideri yönünden yer alan ilgili fıkralar:
Dava şartı olarak arabuluculuk
Madde 18/A—-
(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.

(11) Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(12) Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz.
(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre —— bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır.——- bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
(14) Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere —— bütçesinden karşılanır.
…”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Sonuç olarak celp edilip incelenen icra dosyası, faturalar, taraflar arasındaki ilişkiyi gösterir ve raporda dökümü yapılan diğer belgeler; dosya kapsamına uygun, denetime ve hükme esas alınmasına elverişli olup Mahkememizce de dosya kapsamına uygun ve yeterli görülen rapor-ek rapor; davacı vekilinin ek rapora itirazlarının yerinde görülmemesi, davaya karşı her hangi bir beyanda bulunmayan davalının defter ibrazında da bulunmamış olması ve rapora da itiraz etmemiş olması; yukarıya aktarılan ilgili yasal düzenlemeler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davanın söz konusu ek rapor doğrultusunda kısmen sübuta erdiği kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı adı altında talep ettiği icra tazminatı yönünden yukarıya aynen alınan İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmü, bu konuda yerleşen yargısal uygulama, davanın niteliği, davalının takibe itirazının haksız çıkması, kabule konu asıl alacak yönünden alacağın davalı tarafça hesaplanabilir-bilinebilir olması nedeni ile likit ve belirli olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı aleyhine icra tazminat şartlarının somut olayda gerçekleştiği anlaşıldığından kabule konu asıl alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra tazminatına da karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış olup, bu konuda yasal düzenleme ve yerleşen yargısal uygulamaya bağlı olarak kabule konu asıl alacak miktarı olan —- %20 oranına tekabül eden—- icra tazminatına da hükmolunmuştur.
Son olarak belirtmek gerekir ki harç yönünden dava tarihine göre değerlendirme yapılması gerektiğinden kabule konu asıl alacak —— üzerinden işlem yapılmış ve avukatlık ücreti hesabı yönünden de harca esas alınan bu bedel gözetilmiş olup; davanın niteliğine karşılık gelen 492 Sayılı Harçlar Kanununun;
—-
İLAMSIZ TAKİPLERDE PEŞİN HARÇ:
Madde 29 – İlama dayanmıyan takip isteklerinden alacak miktarının binde beşi peşin alınır.
Peşin harçlar takip sonunda alınacak asıl harca mahsup olunur.
İlama dayanmıyan takiplerde alacaklı mahkemeye müracaata mecbur kalırsa, peşin alınan harç kendisine iade olunur. Veya alacaklının isteği üzerine mahkeme harçlarına mahsup edilir.
…”
şeklindeki ilgili maddesinde yer alan söz konusu düzenleme, derkenar yazısı ve icra dosyası kapsamına göre davacı tarafın takibi başlatırken — peşin harç yatırmış olması, eldeki davanın söz konusu derkenara bağlı olarak açılmış olması karşısında söz konusu takip için yatırılan peşin harç miktarı da işleme tabi tutulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kısmen KABULÜ İLE, —-asıl alacak üzerinden ve takip tarihinden itibaren işleyecek —– uygulanmak suretiyle hesaplanacak fiili ödeme günündeki—— eklenmek suretiyle yürütülmesine; davalının itirazının belirtilen bu çerçevede iptaline ve takibin belirtilen bu çerçevede takip talebindeki diğer ferileriyle birlikte devamına,
2-Kısmen kabule konu asıl alacak miktarı olan — icra tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Gerekçede açıklanan matrah üzerinden hesaplanan 28.020,11 TL nispi karar harcından, Mahkeme veznesine yatan 4.845,22 TL peşin harç ile İcra veznesine yatan söz konusu 2.029,31 TL’nin toplamını oluşturan 6.874,53 TL’nin mahsubu ile EKSİK 21.145,58 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A-(13) ve (14) düzenlemelerine ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine bağlı olarak —— tarafından yapılan ve —– zaruri giderin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından İcra veznesine ve Mahkeme veznesine yatırılan peşin harçların toplamı olan 6.998,43 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça harç dışında yapılan toplam 3.184,20 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre takdiren 3.095 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine; geri kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafça yapılmış bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir hüküm oluşturulmasına yer olmadığına,
8-Gerekçede açıklanan ve harca esas alınan matrah üzerinden davacı vekili yararına tarife gereğince hesap ve takdir edilen 37.164 TL nispi avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2021