Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/251 E. 2021/691 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/251 Esas
KARAR NO: 2021/691
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 26/09/2019
KARAR TARİHİ: 30/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—- tarihinde davacının resmi olarak boşandığı ancak—- birlikte yaşadığı eşi — idaresindeki — plakalı araç ile— plakalı aracın çarpışması sonucu — vefat ettiğini, — plakalı aracın kaza tarihindeki —- davalı tarafından yapıldığını, kaza tarihinde — olduğunu, davalıya karşı —- dosyasından açtıkları davanın kararının —- tarafından bozulması üzerine aynı mahkemesinin —- dosyasından —numarasını aldığını, bu dosyadan davacının — destekten yoksun kaldığının bilirkişi raporu ile tespit edildiğini ancak davalıdan —artırım ile talepte bulunduklarını, poliçe teminatı olan — artırılan bedel arasındaki fark olan — ödenmesini, bu rakama da davalıdan talepte bulundukları ilk dava açılış tarihi olan —– tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İşbu davada ispat külfetinin davacıda bulunduğunu, davacı yanın dava dilekçesinde müteveffa ile boşandığını ifade ettiğini, bu kapsamda davacının müteveffa ile aynı evde yaşadığını ve müteveffanın davacıya “destek” olduğu hususunun ispatlanmasının zaruri olduğunu, müvekkilinin belirlenecek olan gerçek zarardan sigortalısının dava konusu olan trafik kazasındaki kusuru oranına isabet eden oranda ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olacağını, müterafik kusur oranının tespit edilmesi ve bu oranda davacının talep ettiği tazminattan indirim yapılması gerektiğini, gelir durumunun kesin delillerle ispatlanması ve ayrıca davacının sgk’dan herhangi bir rücuya tabi tazminat/yardım alıp almadığının tespiti gerektiğini, müvekkili tarafından teminat altına alınmış olmayan manevi tazminattan sorumluluklarının bulunmadığını. Müvekkilinin faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu, temerrütü söz konusu olmayan müvekkili aleyhine ancak ve ancak dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilebilir olduğunu, kazaya karışan araçlar—-olduğundan müvekkilinin avans faizi ödemekle yükümlü olmadığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER:——– Raporu, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, Trafik kazası Nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve tarafların sulh olmak istememesi nedeniyle tahkikata geçilmiştir. Tahkikat aşamasında ise taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve mevcut ve toplanan tüm deliller incelenip değerlendirilerek tahkikat tamamlanmış ve aynı celse sözlü yargılama aşamasına geçilerek duruşmaya katılan taraf vekillerinin son beyanları ve talepleri alınarak aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Mahkememizce öncelikle dava dilekçesinde gösterilen ve aynı olaya/kazaya ilişkin olduğu beyan edilen —- dosyası getirtilmiş ve incelenerek dosya arasına alınmıştır. Yapılan incelemede davanın aynı kazaya ilişkin olduğu, işbu davanın taraflarının o dosyada da taraf oldukları ve dosyanın —tarihinde karara çıktığı ve—- tarihinde ilamın kesinleştiği görülmüştür.
Bilindiği üzere Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmaktadır. Haksız fiilin unsurları ise eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak gösterilmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğmalı, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ile zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 6100 Sayılı HMK’nın 190. maddelerinie göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı, haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.6098 Sayılı TBK’nın 50.maddesine göre de zarar gören ,zararını ve zarar verenini kusurunu ispat yükü altındadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiştir.
Kaza tarihinde yürürlükte olan —– “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, —– motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve —- kabul edilmektedir —–
Yukarıda yapılan açıklamalar ve yapılan yargılama ışığında somut olaya bakıldığında ; davacının eşi— sevk ve idaresindeki — plakalı araç ile —tarihinde karıştığı trafik kazası neticesinde — vefat etmiştir. Kaza tarihi olan — tarihini kapsar şekilde davacının kullandığı —- başlangıç-bitiş olarak ve şahıs başına bedeni zarar— bedelle sigortalıdır.—-sayılı ilamıyla davacı— maddi tazminata hükmedilmiş ve işbu karar —–tarihinde kesinleşmiştir. Mahkememizde açılan dava ek dava niteliğinde olduğundan dosya davacının bakiye alacağının bulunup bulunmadığının tespiti açısından bilirkişiye verilmiş ve rapor alınmıştır. Bilirkişi tarafından verilen raporda davacının sigorta limitine göre bakiye —— alacağının bulunduğu yönünde tespit ve görüşlerini içeren rapor verilmiştir. Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve vaki itiraz ve beyanlarda değerlendirilmiştir. Mahkememizce aynı olaya ilişkin önceki mahkeme kararıyla kesinleşen maddi vakıalar hakkında herhangi bir değerlendirme ve araştırma yapılmadan davacının bakiye alacağına müteallik mevcut rapor gerekçeli ve hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olduğu kabul ve takdir edilerek davalı —- ilk dava tarihinde tazminatın ve poliçe limitinin tamamı açısından temerrüte düştüğüğünün tespitiyle davacının davasının kısmen kabul kısmen reddiyle ; — plakalı araca ilişkin davalının düzenlediği ——— tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta poliçesi limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak kaydıyla davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı vekilinin sigorta poliçesinin limitinin —-olduğuna ilişkin yanılgılı istemine göre sigorta limitinin üstünde hüküm verilemeyeceğinden fazlaya ilişkin —- davanın/talebin reddine, karar verilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden sorumluluk ise 326/2. Maddesi gereğince tarafların haklılık durumu (kabul-ret) esas alınarak aşağıdaki şekilde belirlenmiştir. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —– ödenen arabuluculuk ücretinin de kabul -ret oranına göre taraflardan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-)Davanın KISMEN KABUL;KISMEN REDDİNE,
2-) —- plakalı araca ilişkin davalının düzenlediği —- kapsamında —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte sigorta poliçesi limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak kaydıyla davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin —– davanın/talebin REDDİNE,
3-)Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 6.177,70 TL karar ve ilam harcından; peşin alınan 392,96 TL harcın mahsubuyla bakiye 5.784,74 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen kabul edilen miktar (%80) üzerinden hesaplanan 1.037,52 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen ret edilen miktar (%20) üzerinden hesaplanan 282,48 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-)Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı 392,96 TL peşin harcı, 6,40 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 443,76 TL Harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
😎 Davacı tarafından yapılan 50,95 TL posta ücreti ve 650,00 TL Bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 700,95 TL yargılama giderinden davanın kabul (%78,60) ve ret (%21,40) oranına göre 550,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerine bırakılmasına,
9-)Davalı tarafından vekille temsil dışında (HMK.323/1/ğ) yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-)Davacı kendisini davada vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 12.541,45 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca reddedilen kısım üzerinden hesaplanan 4.080.00 TL nispi/maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine; Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle—Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/09/2021