Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/230 E. 2022/836 K. 08.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/230 Esas
KARAR NO: 2022/836
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 24/09/2019
KARAR TARİHİ: 08/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı sigorta şirketinin trafik sigortalısı —–kusurlu hareket etmesi sebebiyle sürücüsü olduğu —- plakalı araca —-plakalı —- tarihinde çarpması ile meydana gelen trafik kazası neticesinde —- plakalı —- içerisinde yolcu olan müvekkilinin yaralandığını, —- müvekkilinin işbu kazadan ötürü —- oranında maluliyeti olduğunun tespit edildiğini, kaza sonrası—- dosyasından alınan —- tarihli bilirkişi raporunda davalı—- asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, zararın giderilmesi için sigorta şirketine başvurulduğunu ve sigorta şirketi tarafından—- tarihinde—- maluliyet oranı üzerinden — ödeme yapıldığını ancak bu ödemenin eksik olduğunu, poliçe kapsamında sigortacının sorumluluğunun şahıs başına —- olarak belirlendiğini belirterek —– geçici iş göremezlik ve—— sürekli iş göremezlik tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmistir.
CEVAP /TALEP:
Davalı —– cevap dilekçesinde özetle; poliçeden dolayı sakatlanma halinde kişi başına azami sorumluluk limitinin kaza tarihinde —- sigortalı araç sürücüsünün kusur oranında ve zarar nispetinde olduğunu, davacının maluliyeti nedeniyle müvekkili şirket bünyesinde açılan —- dosyasında uzman aktüerler tarafından —— hazırlanan rapora istinaden davacıya —— ödeme yapıldığını ve müvekkili şirketin başkaca sorumluluğu kalmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
Davalı —- cevap dilekçesinde özetle; kendisinin ——şoförü olarak çalıştığını, kazanın araca kapasitesinden çok fazla yüklenmesi nedeniyle meydana geldiğini ve kusurun tamamının işvereninde olduğunu, işbu kaza sebebiyle oluşan tazminat davasından işveren ve sigorta şirketinin birlikte sorumlu olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: —- Kayıtları—–Dosyası Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı, —– Kayıtları, —- Araştırması,—— Kayıtları, Hasar Dosyası ve Poliçe, Trafik Kazası Tespit Tutanağı, Trafik Tescil Kayıtları, Bilirkişi Kusur Raporu——— Malüliyet Raporu, Bilirkişi Hesap Raporu, Banka Dekontu, dosyadaki sair bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava, Trafik Kazası nedeniyle 6098 Sayılı TBK’nin 54. maddesi gereğince açılan Maddi Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nin 4/2 maddesindeki yollamasıyla dava değerine göre 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322 maddelerinde düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve uyuşmazlık belirlenmiştir. Akabinde esasları, süreci ve hukuki sonuçları açıklanarak taraflar sulh olmaya veya arabuluculuğa davet ve teşvik edilmelerine karşın karşın duruşmaya katılan davacı vekilinin beyanına göre tarafların alternatif çözüm yollarına gitmek istemediklerinin anlaşılması üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş, deliller incelenmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de hukuk uyuşmazlıklarında dava şartı zorunlu arabuluculuk sürecinin yerine getirildiği ve anlaşma sağlanamaması üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Somut olaya geçmeden üzere dava konusu olayın hukuki temeli ve uyuşmazlığın çözümüne etki eden yasal düzenlemelere kısaca değinmekte yarar vardır.
Bilindiği üzere haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmaktadır. Haksız fiilin unsurları ise eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak gösterilmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğmalı, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ile zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 6100 Sayılı HMK’nin 190. maddelerinie göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı, haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır. 6098 Sayılı TBK’nin 50.maddesine göre de zarar gören ,zararını ve zarar verenini kusurunu ispat yükü altındadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, aynı yasa’nın 85/1. maddesinde, “ bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı” aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiştir. Yine aynı yasanın 88/1 maddesi gereği de bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Kaza tarihinde yürürlükte olan Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de; “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan yasal düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, ——Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunması halinde sözkonusu olup poliçe limitiyle sınırlıdır. Zira, kanunun emredici hükmü gereği yaptırılan zorunlu trafik sigortalarında sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olacaktır. İşletene hukuken yükletilemeyen zarardan, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacının sorumlu tutulması da mümkün değildir. Zira sigorta şirketinin sorumluluğu 2918 Sayılı KTK’nin 86/1. maddesi gereğince işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusuru oranında poliçe limitiyle sınırlıdır. Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir.
2918 Sayılı KTK’nin 90. maddesinin yaptığı atıf gereğince uygulanması gereken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun Bedensel zarar başlıklı 54. maddesinde “Bedensel zararlar özellikle şunlardır:1. Tedavi giderleri. 2. Kazanç kaybı. 3. Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 4. Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.” şeklinde düzenleme bulunmaktadır. ” Buna göre bedensel zarara uğrayan kimse tamamen veya kısmen çalışamamasından ve ilerde ekonomik yönden uğrayacağı yoksunluktan kaynaklanan zarar ve ziyanı ile bütün masraflarını zarar verenlerden isteyebilir. Bunlar ————– ile geçici işgöremezlik nedeniyle iş ve kazanç kaybı, sürekli işgöremezlik, kalıcı sakatlık ya da maluliyet nedeniyle çalışma gücü ve kazanç kaybı, tedavi giderleri ve tüm iyileşme sürecinde yapılan her türlü masraflar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olarak kabul edilmektedir.
Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelince;—- tarihinde davalı —— sevk ve idaresindeki —plakalı —- niteliğindeki araç ile dava dışı —- sevk ve idaresindeki —–plakalı ——–niteliğindeki araçların karıştığı trafik kazası meydana gelmiştir. Kazaya karışan ve kazada sürücüsününü asli ve tam kusurlu olduğu iddia edilen —- plakalı araç kaza tarihi olan —– tarihi itibariyle dava dışı —-adına kayıtlı olduğu ve davalı sigorta şirketine de —– başlangıç ve bitiş olmak üzere —– ile sigortalı olduğu dosyaya mübrez ilgili bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmış durumdadır. Dolayısıyla davalıların kusur durum ve oranı ile davacının maluliyetine bağlı olarak yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler uyarınca sorumlu tutulabilecekleri aşikardır. Davacı meydana gelen kazada araçlardan birinde yolcu olarak bulunmakta olup dosyada —— ile—– raporu gereğince yaralandığı ve tazminat koşullarının oluştuğu açıktır. Yine olaya ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında ———Esas sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporuna göre davalıya sigortalı araç sürücüsü gerçek kişi davalının asli ve tam kusurlu olduğu, davacı yolcunun içinde bulunduğu araç sürücüsüne kusur izafe edilmediği, bilirkişi raporunun ifadelere, kaza tespit tutanağına ve olaya özgü objektif tüm hususlara uygun ve yerinde olduğu, ayrıca davacı yolcuya atfedilebilecek bir müterafik kusur da tespit edilemediğinden kusurun davalılar üzerinde olduğunun kabul edilerek incelemeye devam edilmiştir. Mahkememizce davacının kazaya bağlı olarak yaşadığı sağlık sorun ve şikayetleri ile süreçte gördüğü tüm tedavi evrakları araştırılıp toplanmış ve dosya —— gönderilerek davacının geçici ve kalıcı iş göremezlik süresi ve oranı hakkında kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre rapor tanzim edilmesi istenmiştir. —- tarafından düzenlenen —- tarihli raporda özetle; —– tarihli raporunda özetle; —- doğumlu —– tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması sebebiyle ——– raporları hakkında yönetmeliğe göre kişinin tüm vücut engellilik oranının %2 olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 4 aya kadar uzayabileceğinin oy birliği ile mütalaa edilmiştir. Mahkememizce adı geçen rapor taraf ve taraf vekillerine tebliğ edilerek denetimi yapılmış , öne sürülen itiraz ve beyanlar değerlendirilmiştir. Mahkememizce raporun —- uygulaması gereği kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine ve ekli cetvellere göre hazırlandığı, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerle uyumlu olduğu anlaşılmış ve ayrıca gerekçeli ve denetime açık olduğundan hükme esas alınabileceği kabul ve takdir edilmiştir. Bu kapsam ve aşamaya bağlı olarak mahkememizce işbu davalarda adlandırıldığı üzere—– üçlüsünden, kusur ve hasar (maluliyet) durumu belirlendiğinden hesap aşamasına geçilmiş ve dosya———– resen seçilen nitelikli hesaplamalar uzmanı bir bilirkişiye verilerek davacının tazminat alacağının varlığı ve miktarına ilişkin rapor düzenlemesi istenmiştir.—– Nitelikli Hesaplamalar uzmanı Bilirkişi—– tarafından hazırlanan —- tarihli raporda özetle ve mealen; davacının geçici ve kalıcı iş göremezlik zararının toplam — olduğu, davalı sigorta şirketinin ise davacıya —- —- ödeme yaptığı ,ödeme tarihi itibariyle davacının zararının karşılandığı, ödemenin yasal faizi ile güncellenmesi halinde ise davacının —– olacağı yönünde tespit, hesap ve görüş bildirilmiştir. İşbu bilirkişi raporu da taraf vekillerine tebliğ edilerek vaki beyan ve itirazlar değerlendirilmiştir. Öncelikli burada hemen ifade edilmelidir ki davacı vekilinin dava dilekçesinde davacının gelirine ilişkin bir açıklama yapmadığı, buna ilişkin —— tarihli duruşmada bir numaralı ara karar ile süre verilmesine rağmen davacının herhangi bir geliri olmadığı beyan edildiği ve bordro vs sunulmadığı halde bilirkişi hesap raporunun asgari ücret esas alınarak hazırlanmasına müteakip ücrete ilişkin yaptığı itirazlar dikkate alınmamıştır. Mahkememizce yukarıda açıklanan hususlar muvehecesinde taraflar arasında yapılan ödemenin uyuşmazlık konusu olmaması bir yana; ödemenin dosya içeriğince sabit olması hasebiyle yapılan değerlendirmede ; bilirkişi raporundaki tazminat hesabının güncel —— —– göre belirlendiği anlaşılmış, 20918 Saylıı KTK’nin 111. maddesi gereğince davalı sigorta şirketinin yaptığı ödeme tarihindeki veriler dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda bulunan tutar ile ödenen tutarın birbirine yakın, hatta ödemenin bir miktar fazla olduğu görülmüştür. Bu durumda davacının meydana gelen kazaya bağlı olarak oluşan geçici ve kalıcı maluliyetine ilişin zararının davalı sigorta şirketi tarafından işbu davadan—– karşılandığı ve ödemenin müteselsil sorumluluk esasına göre gerçek kişi diğer davalının sorumluluğunu da kapsadığı ve giderdiği sonuç ve kanaatiyle ispat edilemeyen ve yerinde bulunmayan davanın her iki davalı yönünden külliyen reddine karar verilmesi gerekmiştir——-
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. maddesi gereğince tamamen davacı sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —– bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri kapsamında davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının başlangıçta alınan 44,40 TL peşin harçtan mahsubuyla bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-)Davalı ——– kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden ;Avukatlık Kanunu’nun 164/5 maddesine göre işbu davalı vekili için karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1, 13/2 maddeleri uyarınca hesap ve takdir olunan 1.000,00 TL nispi vekalet ücretinin ve 8,50 TL vekalet harcının davacıdan alınarak işbu davalıya verilmesine,
5-)Davalı ——– tarafından vekille temsil dışında (HMK’nin 323/1/ğ) yapılmış başkaca bir yargılama gideri bulunmadığından işbu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-)Davalı ——- tarafından yapılmış bir yargılama gideri bulunmadığından işbu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca——-bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
8-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansın yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
9-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansın yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı sigorta şirketi vekilinin ve davalı ——– yokluğunda ;6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; ———- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2022