Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/226 E. 2021/143 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/226
KARAR NO: 2021/143
DAVA: İtirazın İptali (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/09/2019
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİNDAVA DOSYASI:
ESAS NO : 2019/1136
KARAR NO: 2020/93
DAVA: İtirazın İptali (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/12/2019
BİRLEŞTİRME KARAR TARİHİ : 13/02/2020
KARAR TARİHİ : 03/03/2021
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ibraz edilen dava dilekçesi ile ihraç ham maddesi ihraç eden davalı şirketin ihraç ettiği emtia ile ilgili olarak davacı şirkete sigorta poliçesi düzenlendiği, emtianın hasarı nedeni ile her bir poliçe yönünden ayrı ayrı açılan hasar dosyaları yönünden temin edilen ekspertiz raporlarına bağlı olarak hasar tazminatlarının davalı şirkete ödendiği, rucüan tahsil amacıyla açılan ve———–dosyası üzerinden işlem gören davanın—- sayılı kararla esastan reddine karar verildiği ve safahattan geçerek kesinleşen karara göre her hangi bir zararı olmadığı halde sigorta bedellerinin haksız yere davalı şirkete ödenmek durumunda kalınmış olduğunun ortaya çıktığı ve bu nedenle davacı —— ödediği sigorta tazminatlarının davalıdan geri isteme hakkının doğduğu, bunun üzerine her bir poliçe yönünden olmak üzere:
———-
———
——-
——–
———–
————icra dosyaları üzerinden takibe geçildiği ancak itiraz üzerine takiplerin durduğu ve itirazların haksız olduğu ileri sürülerek itirazların iptaline, takiplerin devamına ve borçlunun dava değerine uygun miktardaki makul ve gayrimakul malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyati haciz konulmasına ve ayrıca icra tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Birleşen dava yönünden ise aynı davacı vekili tarafından aynı davalı aleyhine aynı mahiyette ve birleştirme talepli olarak itirazın iptaline yönelik açılan dava ile ———–dosyası üzerinden takibe geçildiği ancak itiraz üzerine takibin durduğu ve itirazın haksız olduğu ileri sürülerek itirazın iptaline, takibin devamına ve borçlunun dava değerine uygun miktardaki makul ve gayrimakul malları ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyati haciz konulmasına ve ayrıca icra tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
İhtiyati haciz talepleri yönünden ——- tarihinde oluşturulan ara kararla ve söz konusu ara kararda belirtilen gerekçelerle her iki dava yönünden de yerinde görülmeyen ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili her iki dava yönünden de duruşmadaki beyanında dava dilekçelerini tekrar etmiştir.
Davalı vekili duruşmada da tekrar ettiği ve süresinde ibraz edilen cevap dilekçelerinde öncelikle dava konusu olay tarihinde —— yürürlükte bulunan ve dava tarihi itibariyle yürürlükten kalkmış olan ——– yer alan zaman aşımı sürelerine değinilerek ve davacı şirket tarafından davalı şirkete yapılan ödemelerin de — gerçekleştiği belirtilmek suretiyle sonuçta tüm yasalarda belirtilen ——– aşımı sürelerinin geçtiği, her iki dava yönünden de davacı tarafın talebinin zaman aşımına uğradığı ileri sürülerek zaman aşımı itirazında bulunulmuş olup esas yönden de taraflar arasında sigorta sözleşmelerinden kaynaklanan ve her yıl yenilenen sigorta sözleşmelerine dayalı ilişkinin halen devam ettiği; davalı şirketin ilaç hammadesi sattığı ve —- firmalara tesliminin yapıldığı; —- davacı şirket ile dava dışı ——–arasında gerçekleşen satış konusunda siparişler alınıp adreslere teslim yönünden anlaşma yapıldığı, söz konusu malların tamamının davacı şirket tarafından sigortalanıp poliçelerin düzenlendiği, hammaddenin önemli bir kısmının taşıma sırasında hasara uğradığından bahisle —- tarafından ürünlerin iade edildiği ve bu hususun davacı —- ve ilgili firmalara bildirildiği, karşılıklı olarak tespit raporlarının temin edildiği, davalı şirketin —- hammadde bedelini almış olması nedeniyle iade edilen emtianın yerine bedelsiz olarak emtia gönderilmiş olduğu, davacı—– hasar dosyalarının açıldığı ve varılan mutabakat sonucu —– tarafından davalı şirkete mutabakat doğrultusunda belirlenen sigorta tazminatının ödenmiş olduğu; davalı şirket tarafından taşıma firmasına karşı açılan dava ile taşıma firması tarafından —— bedeli için davalıya karşı açılan dava olmak üzere söz konusu her iki davanın ——– üzerinden işlem gördüğü; davacı şirketin davaya dayanak yaptığı ————- kararı ile kaydettiği davanın sorumluluğunun davalı şirkete yüklenemeyeceği; hasara uğrayan malların yerine bedelsiz olarak mal gönderilmiş olduğu, bunun aksinin ticari teamüllere ve hayatın olağan akışına aykırı olduğu; davalı şirketin zararı olmadan haksız yere sigorta tazminatı aldığı iddiasının doğru olmadığı ve davanın haksız ve dayanaksız olduğu ileri sürülerek esas yönden de davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Celp edilip incelenen:
——–davaya konu:
——icra dosyası üzerinden takibe konu —- işlemiş faiz olmak üzere toplam—–
——sayılı icra dosyası üzerinden takibe konu —- işlemiş faiz olmak üzere toplam —-
—–sayılı icra dosyası üzerinden takibe konu—- işlemiş faiz olmak üzere toplam —-
—–sayılı icra dosyası üzerinden takibe konu —– işlemiş faiz olmak üzere toplam —-
—-sayılı icra dosyası üzerinden takibe konu — işlemiş faiz olmak üzere toplam —-
—- sayılı icra dosyası üzerinden takibe konu —- işlemiş faiz olmak üzere toplam —
—-sayılı icra dosyası üzerinden takibe konu —- işlemiş faiz olmak üzere toplam —
—- icra dosyası üzerinden takibe konu—-işlemiş faiz olmak üzere toplam —–
Birleşen davaya dayanak,
—-sayılı icra dosyası üzerinden takibe konu —- işlemiş faiz olmak üzere toplam —-
üzerinden takip yapıldığı ve bütün takipler yönünden süresinde yapılan itirazla takibin durmuş olduğu belirlenmiştir.
Her iki dava yönünden de dava şartı arabuluculuk son tutanağına göre taraflar oturuma katıldıkları halde anlaşamadıkları belirlenmiştir.
Ön inceleme duruşmasında dava şartları yönünden bir engel olmadığı belirlenerek her iki dava yönünden de söz konusu icra takiplerine konu alacağın varlığı ve miktarı ile temerrüt olup olmamasına bağlı olarak işlemiş faiz miktarının aydınlatılmasına yönelik ihtilaf noktaları belirlendikten sonra zaman aşımı itirazının karara bağlanması gerekmiştir.
Gerekli kısımları celp edilen ——- karara göre davacısının eldeki davanın davacısı sigorta şirketi olduğu, davalıların ise——ünvanlı şirket arasında görülen itirazın iptali davası ile bu dava ile birleşen aynı mahkemenin — ve davacısı davacı ——— şirket arasında görülen itirazın iptaline ilişkin dava olduğu; her iki davanın —— taşınan ——emtianın taşıma sırasında hasarlanmasından dolayı sigortalıya ödenen hasar bedelinin asıl ve birleşen davanın davalılarından rücuan tahsili için başlatılan icra takiplerine itirazın iptaline ilişkin davalar olduğu: —- yargılama toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporlarına göre; —- müşterisinden aldığı siparişe konu ——-aynı —- ——- müşteriye satıldığı, satışın —- göre yapılarak satış bedelinin —–tahsil edildiği, ——— yüklenmesinden itibaren yarar ve hasar alıcıya geçmiş olduğundan satıcı konumundaki ——- taşıyana karşı dava ve takip hakkının bulunmadığı, satıcının ancak mal bedelinin tahsil edilememiş olması yada hasarlı malın yerine ikame yeni mal gönderildiğinin ispatlanmış olması halinde zararını taşıyıcıdan isteyebileceği, somut uyuşmazlıkta —– ticari defter kayıtlarından mal bedelinin tahsil edildiği anlaşılmış olup, bu durumda ancak hasarlı mal yerine yeniden mal gönderildiğinin ispatlanması halinde —–davalı taşıyıcıdan hasar bedelini talep edebileceği, bunun da ikame mal gönderildiğini gösteren —– belgeleri ile ispatlanması gerektiği, davacı vekilinin bu konunun ispatı için ——tarihli dilekçesi ekinde sunmuş olduğu belgelerin dava konusu taşımaya ilişkin olduğu, dolayısıyla ikame mal gönderildiğine ilişkin iddianın ispatlanamadığı, bu durumda davacının halefiyet hükümlerine göre rücu talep etme hak ve yetkisinin bulunmadığı, öte yandan davacı yanca —— ilaç hammaddesinin içinde bulunduğu fıçılar üzerinde oluşan —– nedeni ile ilaçların alıcısı tarafından kabul edilmeyerek iade edildiği emtianın tamamen ziyaa uğradığı iddia edilmiş ise de, bu iddianın ispatı için herhangi bir analiz raporu, —— dosyaya sunulamadığı, bu konuda delil olarak sadece —- tarafından —- faturaların gösterildiği, ancak —– arasında düzenlenen faturaların tek başına emtianın hasara uğradığı hususunu ispat için yeterli görülmediğinden, bu durumda maldaki hasarın dosya kapsamına göre ispatlanamadığı kanaatine varılmış olduğundan, bu kanaat ışığında asıl ve birleşen davanın reddi yönünde aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir…” şeklindeki gerekçe ile her iki davanında —– tarihinde reddine karar verildiği ve safahattan geçerek —— tarihinde kesinleşmiş olduğu belirlenmiştir.
Davaya ve cevaba ilişkin dilekçelere, kesinleşen söz konusu karara, dosya kapsamında bulunan raporlar, poliçeler, ödemeye ilişkin muhasebe fişleri ve tüm dosya kapsamına nazaran dava konusu olayın —- tarihleri arasında meydana geldiği ve davaya konu edilen ödemelerin de ——içinde olduğu ve bu hususlarda ihtilaf bulunmadığı; zaman aşımı itirazı yönünden taraflar arasındaki ihtilafın zaman aşımı süresinin başlangıcına esas alınacak tarihin hangi tarih olması gerektiği noktasında toplandığı belirlenmiştir.
Davacı taraf söz konusu——– kesinleştiği tarih olan —– tarihinin esas alınması gerektiğini ve ayrıca davalının zararı olmadığı halde gerçeğe aykırı olarak zarara uğradığını iddia etmek suretiyle davacıdan sigorta tazminatlarını tahsil ettiğini, gerçeği gizleyerek ve hatta gerçeğe aykırı beyanda bulunarak sigorta tazminatlarını aldığını ve bunun suç teşkil eden fiil olduğunu ve ceza zaman aşımı süresinin uygulanması gerektiğini ileri sürmüş davalı taraf ise ortada bir haksız fiil varmış gibi suç uydurmaya çalışılmanın söz konusu olduğunu dava konusu ile ilgili olarak ne bir kovuşturma ve ne de bir soruşturmanın söz konusu olduğunu; taraflar arasında halen de devam etmekte olan sigorta sözleşmesine dayalı ilişkinin bulunduğunu, —– yılında meydana gelen olay hakkında tarafların arasında gerçekleşen yazılı mutabakata bağlı olarak davalı şirkete sigorta tazminatının ödendiğini, ortada cezayı gerektiren bir fiilin söz konusu olmadığını, davacı tarafın ceza zaman aşımına ilişkin beyanının hiçbir hukuki dayanağının bulunmadığını hem —— sürelerinin geçmiş olduğunu, davalara dayanak icra takiplerinin zaman aşımı süresi dolduktan sonra açıldığını, davalının taraf olmadığı söz konusu —— sayılı davayı ispat edemeyen davacının davayı kaybetmesinin sorumluluğunun davalıya yüklenemeyeceğini savunmuştur.
—— tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun konuya ilişkin hükümleri:-
12. ZAMANAŞIMI
Madde 1420- (1) Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve 1482 nci madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her hâlde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren altı yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.
(2) Diğer kanunlardaki hükümler saklıdır.
10. ZAMANAŞIMI
Madde 1482- (1) Sigortacıya yöneltilecek tazminat istemleri, sigorta konusu olaydan itibaren on yılda zamanaşımına uğrar.”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun ilgili hükmü:.
E) ZAMANAŞIMI SÜRELERİ VE HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRELER
Madde 6 – (1) Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı süreleri ile hak düşürücü süreler eski hukuka tâbidir.
(2) Zamanaşımı ile hak düşürücü sürelere ilişkin diğer hususlar, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Türk Ticaret Kanununa tâbidir.
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun ilgili hükmü:..
Madde 1268- Sebepsiz yere ödenmiş bulunan primin veya sigorta bedelinin geri alınması alacakları dahil sigorta mukavelesinden doğan bütün mutalebeler, iki yılda müruruzamana uğrar.”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Yukarıya aynen alınan ilgili yasal düzenlemeler, taraflar arasındaki ihtilaflı ve ihtilafsız noktalar, ——— kararına, davalı şirketin söz konusu davada taraf olmamasına, rizikonun ve ödemenin —– içinde gerçekleşmiş olmasına, her iki davaya konu tüm takiplerin —- yılında başlatılmış olması ve tüm dosya kapsamına nazaran zaman aşımına ilişkin sürenin başlangıcına —-yılının esas alınması gerektiği ve davalının taraf olmadığı söz konusu ———- kesinleşme tarihinin esas alınamayacağı, zaman aşımının başlamasına ilişkin yasal düzenleme ve davalının taraf olmadığı dava hakkında görülen söz konusu davaya ilişkin yargılama süreçlerinden davalıya sorumluluk yüklenmesinin zaman aşımına ilişkin kuruma ve hakkaniyete uygun olmayacağı, yasal düzenlemeye göre de rizikonun gerçekleştiği, ödemenin yapıldığı ve muacceliyet tarihlerinin esas alınmasının söz konusu olabileceği, dosya kapsamına yansıyan taraflar arasındaki ilişkiye, gerçekleşen ödemeye ve tüm dosya kapsamına nazaran davacı tarafın ödemeye sebep olaya ve sorumlularına ilişkin değerlendirmeleri yapabilecek durumda olup en geç ödeme tarihinde sonuçlarını bilebilecek durumda olması nedeniyle bütün kriterler yönünden —– alınması gerektiği ve buna göre de varılan sonuca etkili olmamakla birlikte 6102 sayılı Kanunun yürürlüğünden önceki bir tarih olması nedeniyle 6762 sayılı Kanunun uygulama kapsamında kaldığı, bununla beraber her iki kanun yönünden de ön görülen —– süreler geçtikten sonra takiplerin başlatılmış olduğu ve zaman aşımı itirazının yerinde olduğu sonucuna —-varılmış ise de —- bu görüşüne iştirak etmemiştir.
Olay taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanmakta olup davacı tarafın ileri sürdüğü şekilde suç teşkil eden bir eyleme yönelik olarak dosyaya herhangi bir şikayet ve soruşturma bilgisi yansımamıştır.
Sonuç olarak söz konusu yasal düzenlemelere, rizikonun ve ödemenin —- gerçekleşmiş olmasına, davalının taraf olmadığı söz konusu —- kararın mahiyetine, taraflar arasındaki sigorta sözleşmesine dayanan ilişkiye, takiplerin —– yıllık süre de geçtikten sonra —– yılında başlatılmış olmasına, herhangi bir soruşturmanın dahi bulunmamasına ve kaldı ki ceza zaman aşımına ilişkin düzenlemelerin olayımızda uygulanmasının söz konusu olmamasına ve tüm dosya kapsamına nazaran, —-olarak her iki dava yönünden de süresinde ileri sürülen zaman aşımı itirazlarının yerinde olduğu sonucuna varıldığından bu doğrultuda —– karşı oyu ve oy çokluğu ile aşağıdaki şekilde davaların reddine karar verilmiş olup talep olmadığı gibi takiplerin kötü niyetli olarak yapıldığı hususunda herhangi bir veri olmaması ve kararın mahiyeti gözetilerek davacı aleyhine icra tazminatına karar verilmemiştir.
Son olarak belirtmek gerekir ki ——- birleşen davaya konu toplam değer ise ——-
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)MAHKEMEMİZİN —– SAYILI DAVA YÖNÜNDEN:
1-Zaman aşımı itirazının kabulü ile davanın bu nedenle REDDİNE,
2-Maktu karar harcının Mahkemeler Veznesine yatırılan —– peşin harçtan mahsubu ile artan —— harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan harç ve giderin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A-(13) ve (14) düzenlemelerine ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine bağlı olarak———– yapılan ve ——– karşılanan 1.320,00 TL zaruri giderin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davalı vekili için tarife gereğince hesap ve takdir edilen 103.576,00 TL nispi avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davalı tarafça yapılmış bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
7-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
B) BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN ——– SAYILI DAVASI YÖNÜNDEN:
1-Zaman aşımı itirazının kabulü ile davanın bu nedenle REDDİNE,
2-Maktu karar harcının Mahkemeler Veznesine yatırılan 5.428,41 TL peşin harçtan mahsubu ile artan 5.369,00 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan harç ve giderin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A-(13) ve (14) düzenlemelerine ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine bağlı olarak Arabulucuk Bürosu tarafından yapılan ve ——–Bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL zaruri giderin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davalı vekili için tarife gereğince hesap ve takdir edilen 39.524,00 TL nispi avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davalı tarafça yapılmış bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
7-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde—– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere —– karşı oyu ve oy çokluğu ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/03/2021
T.C. İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/226
KARAR NO: 2021/143
MUHALEFET ŞERHİ VE GEREKÇESİ
Dava ve birleşen dava —–kapsamında sigortacının sigortalıya ödediği hasar bedelinin iade edilmesi için başlatılan icra takiplerine yapılan vaki itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda davacı —–davalı sigortalısına ödediği tazminatları öncelikle rücuen emtianın taşıyıcısı şirketlerden talep etmiş ve vaki itiraz üzerine açılan ——— ilamı ile REDDİNE karar verilmiş ve bu ilam —- denetiminden geçerek —- kesinleşmiştir. Bunun üzerine anılan davanın olumsuz sonucuna göre sigortalı davalı şirket tarafından hasar ödemelerinin haksız alındığı iddiası üzerine açılan icra takiplerine itiraz üzerine eldeki davalar açılmış durumdadır.
Sigorta sözleşmelerinden doğan davaların hangi sürede zamanaşımına uğrayacağı, 6762 sayılı TTK’nın sigorta genel hükümlere ilişkin 1268. maddesinde “Sebepsiz yere ödenmiş bulunan primin veya sigorta bedelinin geri alınması alacakları dahil sigorta mukavelesinden doğan bütün mutalebeler, iki yılda müruruzamana uğrar” ve 6102 sayılı TTK’nın sigorta genel hükümlerine ilişkin 1420 maddesinde “(1) Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve 1482 nci madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her halde rizikonun gerçekleştiği tarihten itibaren altı yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.(2) Diğer kanunlardaki hükümler saklıdır” şeklinde düzenlenmiştir. Bununla birlikte sadece sorumluluk sigortaları yönünden, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak, zamanaşımı süresi 6102 sayılı TTK’nın 1482. maddesi uyarınca “Sigortacıya yöneltilecek tazminat istemleri, sigorta konusu olaydan itibaren 10 yılda zamanaşımına uğrar” şeklindeki düzenlemeyle 10 yıl olarak belirlenmiştir.
6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un ”Zamanaşımı süreleri ve hak düşürücü süreler” başlıklı 6. maddesinde de ”Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girmesinden önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı süreleri ile hak düşürücü süreler eski hukuka tâbidir. Zamanaşımı ile hak düşürücü sürelere ilişkin diğer hususlar, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Türk Ticaret Kanununa tâbidir.” düzenlemesi bulunmaktadır. Buna göre davacı —— tarafından davalıya ödenen hasar tazminatlarının tahsilini amaçlayan dava dışı taşıyıcı şirketlere karşı açılan ve ————arihinde kesinleşmiştir. Bu tarihe göre olaya zamanaşımı yönünden 6103 sayılı Yasa’nın 6. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Buna göre somut olayda zamanaşımının başlangıç tarihi davacının sorumluyu öğrendiği —— tarihi olup icra takip tarihleri itibariyle —– zamanaşımı sürelerinin hiçbiri dolmamıştır.—–burada sigortalı için geçerli olan yasal düzenlemelerin olayda olduğu gibi sigorta şirketi içinde geçerli olması gerektiği vurgulanmalıdır. Bir başka anlatımla sigortalı hangi haklardan ve sürelerden yararlanıyorsa ondan sigortacı da yararlanmalıdır. Zira zarardan sorumlu olduğu düşündürülen veya düşünülen kişiye/tüzel kişiye karşı açılan davanın yargılamasının yıllarca sürmesine bağlı olarak işleyen müruruzaman nedeniyle hakkın elde edilememesinin sorumluluğu zarar görene yüklenemeyeceği gibi kötüniyetli kişi ve kurumların haksız ve hukuka aykırı şekilde sebepsiz zenginleşmesini de hukuk düzeni koruyamaz. Binaenaleyh somut olayda her iki dava yönünden de zamanaşımının dolmadığı, yargılama yapılarak uyuşmazlığın esasına ilişkin bir karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle Sayın çoğunluğun asıl ve birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair görüş ve kararına iştirak edilmemiştir. 26.03.2021