Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/215 E. 2021/597 K. 09.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/215 Esas
KARAR NO: 2021/597
DAVA: Ödence (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 23/09/2019
KARAR TARİHİ: 09/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde, müvekkiline ait —- plaka sayılı aracın tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası yaptığını, aracın —— olduğunu, müvekkilline ait aracın, kaza tarihinde davalı — sigortalı olduğunu, davalı şirkete bu kazanın —- tarihinde bildirilmiş ve zararın ödenmesinin talep edildiğini, ——– durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazaların” teminat dahilinde yer aldığının belirtildiğini, ancak sigorta şirketinden herhangi bir cevap alınamadığını, kazayı yapan sürücünün—— olduğunu, kaza sonrası yaşadığı panik sebebiyle olay yerinden ayrıldığını, kaza sonrası olay yerinin terk edilmesi başlı başına teminat dışı hallerden sayılmadığını, teminat dışı kalan hali davalı tarafın somut delillerle ispat etmesi gerektiğini,——– tarihinde arabuluculuğa başvurduğunu, taraflar arasında anlaşma sağlanamadığını, — raporuna göre müvekkilinin zararının —– Olduğun, müvekkiline ait araçta meydana gelen hasarın ve hasar bedelinin uzman bilirkişi aracılığı ile tespitinin talep edildiğini, müvekkilinin aracının da ticari amaçla yolcu taşıyan servis araçlarından olması nedeniyle davalının temerrüt tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesi gerektiğini belirterek, —– davalı sigorta şirketine yapılan hasar bildirim tarihinden ——- işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde bahsi geçen — poliçe tahtında — tarihleri arasında geçerli olmak üzere —- kapsamında müvekkili olan şirket nezdinde sigortalandığını, davacının işbu davada ——- tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeniyle araçta oluştuğunu iddia ettiği hasar bedelinin ödenmesini talep ettiğini, işbu haksız davanın kabulünün mümkün olmadığını, işbu davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, çünkü davacı yanın dosya kapsamına sunmuş olduğu ekspertiz raporu uyarınca taleplerinin davanın açıldığı esnada belirli olduğunun açık olduğunu, müvekkili olan şirkete gönderilen dava dilekçesi ekinde hasara ilişkin olması gereken belgelerin yer almadığın, bu nedenle davacının delillerini görüp değerlendirmeden davaya yanıt verebilmelerinin mümkün olmadığını, davacı yanın —— belirlenen hallerden biri için olay yerinden ayrıldığını ispata yarar delil dosya kapsamına sunulmamış olduğunu, konu taleplerin kasko teminatı kapsamı dışı olduğunun sabit olduğunu belirterek davacı sigortalının talebi teminat harici olup, huzurdaki davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER : ——–, Dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , Tek taraflı Trafik kazasına bağlı olarak meydana gelen hasar nedeniyle oluşan maddi zararın——kapsamında sigortacıdan tahsili istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın davacı vekilinin beyanına göre tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. Dosyaya mübrez —– tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, dava dilekçesinde tazminat nedeni olarak; ———– dayanmaktadır. Bu anlamda taraflar arasındaki uyuşmazlık,—— araç sürücüsünün, kazadan sonra olay yerini terk etmesinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı ve kaza nedeniyle meydana gelen rizikonun ve zararın kasko poliçesi teminatı kapsamında kalıp kalmadığı noktasında toplanmaktadır.
Olay tarihi olan — tarihinde geçerli olan, —– hariç olmak üzere, bu ——– bentlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılma” denilmek suretiyle, maddede ifade olunan haller ile benzer haller dışında olay yerini terkin, zararın teminat dışı olmasına yol açacağı kabul edilmiştir. Diğer taraftan, poliçe tanzim tarihi ve olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 1409/1. maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra, oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi, aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin —- sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
——yapılan değişikliklerden sonraki yerleşik içtihatlarında ise ;—– göre, kural olarak sigortacının zararın teminat dışında kaldığını ispat etmesi gerekmekte ise de, sigortalı yine aynı hükümler uyarınca, rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde, sigorta teminatı dışında kalan bir hususu ,sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse, ispatın yer değiştireceği ve oluşan rizikonun teminat içinde kaldığının ispat yükünün sigortalıya geçeceği, sigortalı araç sürücüsünün kaza yerini Genel Şartlarda belirtilen zorunlu nedenlerle terk etmesi nedeniyle zararın poliçe teminatı kapsamında kaldığını ispatlaması gerektiği kabul edilmektedir.
Öte yandan taraflar arasında güven ve iyiniyet esasına dayanan sigorta sözleşmelerinde, gerek sigortalının gerekse sigortacının haklarını kullanırken ve yükümlülüklerini yerine getirirken iyiniyetle hareket etmesi; rizikonun gerçekleşmesinden sonra doğru ihbar yükümlülüğü altında bulunan sigortalının, bu yükümlülüğüne uyup uymadığının saptanmasında da bu ilkenin gözönünde tutulması gerekmektedir.
Yapılan yargılama, anılan yasal düzenlemeler, yapılan açıklamalar ve —— ışığında somut olaya bakıldığında davacının maliki olduğu——- dosyaya mübrez kaza tespit tutanağına göre tek taraflı trafik kazasına karıştığı, sürücünün firar ettiği ve kaza neticesi araçta hasar meydana geldiği anlaşılmaktadır. Yine kaza tarihi olan —— tarini itibariyle aracın davalı sigorta şirketi nezdinde —- poliçesi bulunduğu tartışmasızdır. Davacının beyanına göre aracın dava dışı sürücü —-taraflı kaza yapmasına rağmen kaza yerini terk ettiği, kazadan sonda sürücünün yaralanması nedeniymle hastaneye veya can güvenliği, korku ——başvurmadığı ve özellikle kazanın oluş saatinin sabaha karşı —– sularında olduğu gözetildiğinde olay yerinin terk edilmesinin haklı sebeplerin dışında bir durumun varlığına delalet etmesi karşısında araç sürücüsünün olay yerini koku,panik, can güvenliği veya sağlık sebepleriyle terk ettiğini ispat yükünün davacı sigortalıya geçtiği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Binaenaleyh davacıya ait araç sürücüsünün kaza yerini —- belirtilen zorunlu nedenlerle terk ettiği ve dolayısıyla zararın poliçe teminatı kapsamında kaldığı TMK, 6 ve HMK, 190. maddeleri kapsamında usulüne uygun olarak ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince davacı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —-bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddelesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının, başlangıçta peşin alınan 44,40 TL peşin harçtan mahsubuyla bakiye 14,90 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. maddeleri uyarınca AÜT uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Davalı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1, 13/2 maddeleri uyarınca hesaplanan 500,00 TL nispi vekalet ücretinın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider/delil avansının yatırana iadesine; bu konuda Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek dilekçeyle ——- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.09/09/2021