Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/183 E. 2022/223 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/183 Esas
KARAR NO: 2022/223
DAVA: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/09/2019
KARAR TARİHİ: 03/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında, — yapımı devam eden inşaat kapsamında — imzalandığını, müvekkilinin, anılan sözleşme kapsamında kalıp malzemeli, ——- yapma edimini üstlendiğini, işe başlama tarihinin — olup, müvekkilinden sadır olmayan davalının kendi gerekçeleri ile inşaatın — tarihinde durdurulduğunu, sözleşmenin ilgili maddesinde yapılan işin birim fiyatının— olarak belirlendiğini, müvekkilinin inşaatın durduğu tarihe kadar yaklaşık— yaptığını, davalı şirkete —-tarihli ihtarname keşide edildiğini ve müvekkilinin yapmış olduğu inşaat işlerine ilişkin müvekkilince belirlenmiş olan —- bedelin ödenmesinin davalıya ihtaren bildirildiğini, ihtarnameye karşın bir ödeme yapılmadığını, bunun üzerine müvekkilinin —– yapmış olduğu işlerin neler olduğu ve yapım bedellerinin tespiti hususunda —- tespit istemli dava açıldığını, bilirkişi raporunda belirtilen bedel ile mahkeme masraflarının olmak üzere toplam— müvekkiline ödenmesi için– davalı(borçlu) aleyhine icra takibine girişildiğini ancak borçlu tarafından —– tarihinde takibe haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini, dava şartı olan arabuluculuk kurumuna başvurulduğunu fakat karşı taraf işveren ile anlaşılamadığını, müvekkilinin taşeronluk sözleşmesi gereğince bahsi geçen inşaatın kaba işlerini ifa etmiş olduğunun inşaatta müvekkilin çalıştırmış olduğu işçilerin tanık olarak dinlendiğinde ortaya çıkacağını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalı borçlunun icra dosyasına havi haksız itirazının kısmen iptali ile takibin kaldığı yerden —- üzerinden devamına ve —- aşağı olmamak üzere İcra inkar tazminatına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin,—–yapan, bu hususta çok sayıda — alan, —-olduğunu, müvekkil şirket ile ana yüklenici—–arasında, inşaatın —– kısmının müvekkil şirket tarafından imal edilmesi için sözleşme görüşmelerinin yürütüldüğünü, taraflar arasında sözlü mutabakat sağlanmış ise de, devam eden süreçte yazılı bir sözleşme yapılmadan ve müvekkil şirketçe imalata hiç başlanmadan —-anlaşmadan karşılıklı olarak vazgeçildiğini, davacının inşaat işlerinde çalışan kalıp ustası olduğunu, ana yüklenici ile sözleşme görüşmeleri devam ederken, yapılacağı düşünülen işlerin bir kısmı için, davacı ile müvekkil şirket arasında —- tarihli taşeronluk sözleşmesi akdedildiğini, ancak ana yüklenici ile müvekkil şirket arasında hukuki ilişki — kurulamayınca, bu hususundavacıya derhal bildirildiğini ve müvekkil şirket ile taşeron —– imkansızlığı sebebiyle sona erdiğini, davacının ifa imkansızlığı dolayısıyla sona eren bir sözleşmeye dayalı olarak alacak talebinde bulunduğunu, davacının çalıştığını iddia ettiği süre boyunca herhangi bir hakediş düzenleyerek müvekkile göndermediğini ve hiç bir şekilde hakediş tanzimi çağrısında da bulunmadığını, müvekkil işveren şirketin, davacının yaptığını iddia olan imalatı hiç görmediğini kontrol etme hak ve yetkisinin de olmadığını, davacının bu —– yaptığını ispatlayacak hiçbir belgeyi dosyaya sunamadığını, delil tespit raporunda da ifade edildiği üzere, işe başka bir taşeron tarafından devam edildiğini, davacının iddia ettiği —– inşaatı yaptığını ispatlayamadığını. davacının anılan inşaatta imalat yaptığı kabul edilecek olsa bile, davacının bu inşaat işi kapsamında müvekkilinden sonra doğrudan ana yüklenici——-anlaşıp, —— taşeronu olarak tamamladığı şeklinde yorumlanabileceğini, ortada hiçbir hakediş ve imalat olmayan bedele dayalı icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu ileri sürerek haksız ve kötü niyetli davanın esastan reddine, takibinde haksız ve kötüniyetli olan davacının iik.m.67/2 hükmü gereğince reddolunan meblağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama ve vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER : —-,—, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava, 2004 Sayılı İİK’nın 67.maddesi gereğince itirazın iptali ve tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve teşvik edilmesine rağmen tarafların sulh yoluna gitmek istememeleri üzerine tahkikata geçilmiştir. Tahkikat aşamasında ise deliller incelenip tartışılmış ve duruşmaya katılan taraf vekillerinin son beyanları alınarak aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas —- dosyası fiziken getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere 2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; —-Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.— Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın— yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. —-Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 470. Maddesine göre, ” Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, iş sahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir” şeklindedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 471/1 Maddesine göre, “Yüklenici, üstlendiği edimleri iş sahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır” şeklindedir.
Eser sözleşmelerinde kural olarak işin sözleşme ve eklerine göre yapılıp, bedele hak kazanıldığını kanıtlamak yükleniciye, bedelin ödendiği ya da eserin ayıplı olması ve gecikmesi sebebiyle borcun ödendiği ya da sona erdiğini ispatlamak iş sahibine aittir.—- 4721 sayılı TMK’nın 6. Maddesi uyarınca ise kural olarak bir vakıadan kendi lehine haklar çıkaran; iddia eden taraf, o vakıayı ispat etmeye mecburdur.
Yapılan açıklamalar, toplanan deliller ve yapılan yargılamaya göre somut olaya bakıldığında; —–sayılı dosyasından davalı hakkında eser sözleşmesi kapsamında yaptırılan tespit dosyasına dayanılarak alacak için icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce taraflarca gösterilen ve resen getirtilmesi gereken bilgi, belge ve deliller toplanmış ve özellikle taraflarca gösterilen tanıklar dinlendikten sonra dosya bilirkişi raporu düzenlenmesi için bir İnşaat Mühendisi bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi —- tarafından hazırlanarak dosyaya sunulan raporda özetle; davacı —- ile davalı şirket arasında hukuki ilişki olmadığı , davacının sigorta girişinin dava dışı—- olduğunu, davalı ile dava dışı— arasında işbu işin yapılmasına ilişkin bir sözleşme olmadığını, davacı ile davalı şirket arasında — taşeronluk sözleşmesi imzalandığı ancak davalı şirket ile ana yüklenici olan — yapılmasına ilişkin sözleşme kurulamaması nedeniyle işbu sözleşmenin etkinleştirilemediği, —– dosyasında tespit edilen ——- bedelinin muhatabının davalı olmadığı yönünde tespit ve görüşlere yer verilmiştir. Mahkememizce bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve vaki beyan ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Bu kapsamda ve özellikle tanık beyanları ile basiretli tacir kavramı gözetilerek yapılan değerlendirmede, asıl —– davalı şirket arasındaki sözleşme ilişki kurulmadığının sabit olduğu ve kaderi işbu asıl sözleşmeye bağlı olan taraflar arasındaki taşeronluk sözleşmesinin yürürlüğe girmediği gibi davacının tespite konu bir kısım kaba inşaat işini özellikle yer tesliminin ve sözleşmeye göre işin başlangıç süresinin belirlenememesi nedeniyle yapıp yapmadığının mevcut deliller ile kesin olarak ispat edilemediği ve dava dilekçesinde dayanılan yemin delili hatırlatılmasına rağmen davacı vekilinin davalıya yemin teklif etmediklerini beyan etmesi karşısında dayanılan vaki deliller itibariyle davanın, TMK’nın 6 ve HMK’nın 190. maddelerine göre ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.
Davalı vekilinin, İİK’nın 67/2 maddesi gereğince kötüniyet tazminatına yönelik talebi de; hüküm sonucuna yapılan yargılamaya göre ispat kurallana göre ulaşılması ve davacının davalıya zarar verme kastı ile kötü niyetle takip yaptığına yönelik soyut beyan ve talep dışında bir tespit ve beyyine bulunmadığından dinlenmemiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. maddesi gereğince davacı sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi—- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Davalının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle tazminat talebinin REDDİNE,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının başlangıçta alınan 859,34 TL peşin harçtan mahsubuyla bakiye 778,64 TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
4-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca—-bütçesinden ödenen 1.320.00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Davalı tarafından vekille temsil dışında (HMK.323/1/ğ) yapılmış yargılama gideri bulunmadığından işbu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesap ve takdir olunan 7.341,60 TL nispi vekalet ücretinın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı; 6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle ——– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/03/2022