Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/181 E. 2021/964 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/181 Esas
KARAR NO : 2021/964

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/12/2018
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili tarafından mahkememize sunulan 28/12/2018 havale tarihli dava dilekçesinde özetle; Müvekkili —- 22/04/2008 tarihinde sürücüsü olduğu — plakalı araç ile ve %100 kusuru ile yaptığı trafik kazasında vefat ettiğini, müteveffa destek— vefatına sebebiyet veren —- plakalı aracın kaza tarihi olan 22/04/2008 tarihinde — poliçesi ile davalı —– sigortalı olduğunu, müteveffanın trafik kazasında vefatından sonra geride destekten yoksun kalan tek kişi eşi müvekkili —-kaldığını, davacıların maruz kaldığı destekten yoksun kalma zararlarının tamamının tazmininden davalı—- desteğin trafik kazasındaki kusurundan kazada hiç bir dahli bulunmayan davacıları sorumlu tutmadan kusuru 3. kişiler olan davacılara yansıtmadan kusurdan bağımsız olarak hiç bir kusur indirimi yapmadan teminatları dahilinde sorumlu olduğunu hüküm altına aldığını, bu kazada eşini ve tek desteğini kaybeden müvekkilinin yaşadığı ve yaşayacağı acıyı tarif etmenin mümkün olmadığını, vefat eden desteğinden vefat tarihine kadar ve ileriki yıllarda hem bedeni hem de maddi ve manevi olarak yardım alan ve alacak olan bu desteğe muhtaç olan ve olacak olan müvekkilinin desteğini kaybettiği bu üzücü kazadan sonra maddi ve manevi olarak zarara maruz kaldığını, bu nedenlerle, haklı ve yasal davanın kabulü ile esas itibari ile destekten yoksun kalan 3. kişi olan bağlantılı olarak mirasçı eş sıfatı da bulunan müvekkili için 10.000,00 (belirsiz alacak) destekten yoksun kalma zararının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tazmin ve tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, mahkeme masrafları ile mahkeme vekalet cüretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davaya konu kazanın — meydana geldiğini, davacının adresinin—- müvekkil şirketin ——– bulunmadığını, müvekkili şirketin adresinin —-olup, yetkili mahkemenin —– Mahkemeleri olduğunu—— açıldığını, müvekkilinin ——– yayınlanan —— —- şirketlerine başvuru yapılmadan haklarında dava açılmasının mümkün olmayacağını, 6100 sayılı HMK’nun 1ı5. Maddesinin 1. fıkrası gereğince mahkememizin dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar vermesi gerektiğini, davaya konu kazanın 22/04/2008 tarihinde meydana geldiğini, iş bu davanın ise 28/12/2018 tarihinde açıldığını, davacıların davasının zaman aşımı itirazları sebebi ile reddinin gerektiğini, kaza tarihinden 10 yıl 8 ay sonra dava açıldığını, davaya konu kazada desteğin kendi kusuru ile vefat etmiş olup, başkaca bir kusurlunun olmadığını, bu nedenlerle, davacının davasının yetki itirazı sebebi ile reddine, davacının davasının zaman aşımı itirazı sebebi ile reddine, davacının davasının dava şartı yokluğu sebebi ile reddine, davacının davasının esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER : Trafik Kazası Tespit Tutanağı, Nüfus Kayıt Örneği, —– Tutanağı, —Trafik Tescil Kayıtları, Sigorta Poliçesi, Yargıtay Kararları, Hasar Dosyası, Bilirkişi Raporları, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, Trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) istemine ilişkindir.
Dosya mahkememize —yetkisizlik kararı sonucunda gelmiştir. Mahkememizce yetkisizlik kararına göre tekrarı veya zorunluluğu bulunan müteakip ve başkaca bir kısım usuli işlemler yerine getirilerek yargılama tamamlanmış ve aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davanın niteliği ve tarafların iddia ve savunmalarına göre olaya ilişkin kısaca hukuki açıklama yapılması ve daha sonra yargılama aşama ve işlemleri ile delillerin tartışılmasına geçilmesi dosyanın geçirdiği yargılama süreci de gözetildiğinde meselinin aydınlatılması ve anlaşılması için yerinde ve yararlı olacaktır.
Bilindiği üzere Haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmaktadır. Haksız fiilin unsurları ise eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak gösterilmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğmalı, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ile zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. ——– halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. Türk Medeni Kanunu’nun 6 ve 6100 Sayılı HMK’nın 190. maddelerinie göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı, haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır.6098 Sayılı TBK’nın 50.maddesine göre de zarar gören ,zararını ve zarar verenini kusurunu ispat yükü altındadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “işletenlerin, bu kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere ——– yaptırmaları zorunludur”, aynı Yasa’nın 85/1. maddesinde, “bir motorlu aracın işletilmesi—- veya yararlanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, araç işletenin bu zarardan sorumlu olacağı”, aynı Yasa’nın 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, —– aracın kullanılmasına ——- kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur” hükümlerine yer verilmiştir.
Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın A-1. maddesinde de, “sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, ——— kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, —- motorlu —– sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir —— olduğu anlaşılmaktadır.
—– işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları, korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğunun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu; böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu, öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir —-
TBK’nın 53. maddesi (818 sayılı BK 45. maddesi) gereği, ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Bu yasal düzenleme doğrultusunda hükmedilmesi gereken maddi tazminat, davacıların daha önce aldıkları ancak murisin ölümü sonucu artık alamayacakları destek miktarıdır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunması, olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın sağlığında elde ettiği net gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve yapılan yargılama ışığında somut olaya bakıldığında ;davacının eşi ve desteği —-sevk ve idaresindeki —— tarihinde tek taraflı trafik kazası sonucunda vefat etmiştir. Kaza tarihi olan —- başlangıç bitiş tarihli —- poliçesi ile davalıya sigortalıdır. Kaza tek taraflı olduğundan kusur durum ve oranına ilişkin bir tartışma söz konusu değildir. Ancak davacının hem mirasçı hem de destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağı, dolayısıyla tam kusurlu araç sürücüsünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin kusurunun, işletenin ve sürücünün desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve kaza tarihinde yürürlükte olan Karayolları —– Genel Şartları’na göre,—- davalı —- şirketi, işletenin ve dolayısıyla sürücünün üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve destekten yoksun kalan davacı da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı sigorta şirketi zararın tamamından sorumlu olacağından, davacının, davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı isteyebileceği hemen ifade edilmelidir.—– esas,—- karar). Öte yandan davalı vekili tarafından aşamalarda zamanaşımı savunması öne sürülmüş olup bu hususunda açıklanması elzemdir. Dava 28/12/2018 tarihinde açılmış olup olay/kaza tarihi ise 22/04/2008 tarihidir. Buna göre olayda doğrudan KTK, 109/2 maddesi gereğince uzamış zamanaşımına bakılması gerekmektedir. Bilindiği üzere desteğin ölümü esasen cezayı gerektiren bir fiil olup, bu fiil için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 85/1 ve 66/d maddesi hükmüne göre ceza zamanaşımı süresi on beş yıl olduğunun kabulüne göre dava tarihinde uzamış (ceza) zamanaşımı süresinin dolmadığı kabul edilmiş ve vaki savunma dinlenmemiştir—- davacı tarafından KTK,99 maddesi gereğince başvuru şartı yerine getirilmediğinden davacıya işbu konuda süre verilmiş ve başvuru sürecinin tamamlanması sağlanmıştır. Başvuru üzerine davalı sigorta şirketi tarafınadn yargılama sırasında —–ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce yapılan kısmi ödeme nazarında dosya rapor düzenlenmesi için bir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi —- tarafından düzenlenen rapora göre davacının yapılan ödeme düşüldüğünde 17.941,23 TL olduğu yönünde rapor verilmiştir. İşbu bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilerek vaki itiraz ve beyanlar değerlendirilmiştir. Bu kapsamda dosya ek rapor için yeniden aynı bilirkişiye verilmiş ve ek rapor alınmış ve taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. İşbu raporda ise 3.500,69 TL alacak hesaplanmıştır. Bilirkişi kök ve ek raporunda çelişkiler ve yetersizlikler tespit edilerek bu kere dosya rapor için farklı bir bilirkişiye———— tarafından hazırlanan rapora göre ise yapılan ödeme usulüne uygun olarak tenzil edildiğinde bakiye 11.274,76 TL alacalı olduğu tespit ve görüşüne yer verilmiştir. Kuşkusuz işbu raporda taraflara tebliğ edilerek itiraz ve beyanları alınıp değerlendirilmiştir. Mahkememizce yapılan değenlendirme ve incleme sonucundu —-tarafından sunulan raporun gerkeçeli, yeterli ve hüküm kurmaya elverişli ve yeterli bulunmuştur. Davacı vekili tarafından verilen talep artırım dilekçesi ve harcın tamamlandığı da gözetilmiştir. Binaenaleyh davacı vekilinin her ne kadar dilekçesinde ıslah tabirini kullansa da bu durumun uygulamanın getirdiği bir alışkanlığın eseri olduğu, esasen dava dilekçesinde davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığı da kabul ve takdir edilerek usul ve yasaya uygun olarak ispatlanan davanın taleple bağlılık ilkesi ve sigortalı aracın ticari vasfına göre faiz tür ve oranı yanında temerrütün dava tarihinde oluştuğu da gözetilerek davanın kabulü ile, 11.396,69 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden (sigorta poliçesi limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulamak suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-)Davanın KABULÜ ile, 11.396,69 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı sigorta şirketinden (sigorta poliçesi limitiyle sınırlı ve sorumlu olmak kaydıyla) alınarak davacıya verilmesine,
2-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 778,50 TL karar ve ilam harcının 35,90 TL peşin harç ve 59,30 TL tamamlama harcının mahsubuyla bakiye 683,30 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-)Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı 35,90 TL peşin harç , 59,30 TL tamamlama harcı, 5,20 TL vekalet harcı, 183,00 TL posta masrafı ve 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.519,30 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —–. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda ;6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.