Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/170 E. 2021/476 K. 28.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/170 Esas
KARAR NO: 2021/476
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 10/07/2018
KARAR TARİHİ: 28/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket tarafından işletilen köprü ve otoyoldan , davalıya ait dava dilekçesi ve delil listesinde sunulan listede belirtilen plaka sayılı araçlar ile gerçekleştirilen ihlalli geçişleri nedeniyle doğan ve yasal süresi içerisinde ödenmeyen geçiş tutarı ve yasadan kaynaklı para cezasının tahsili amacıyla ——- dosyasından başlatılan icra takibinden gönderilen ödeme emri , davalıya tebliğ edildiğini , borçlu , davacı şirkete borcu olmadığını ön sürmek suretiyle borcun tamamına itiraz ettiğini, itiraz konusu alacak hakkında takibin devamı amacıyla bu davanın ikame edildiğini, yapılan itirazın haksız ve yersiz olduğunu, davalı takipte, davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, asıl alacağa ve ferileri bakımından takibe itiraz ettiğini beyan ettiğini ve takibi durdurduğunu, bu doğrultuda ihlalli geçiş vakıasına itiraz etmediğini, yapılacak yargılama neticesinde davalının——– sayılı dosyasına yaptığı itirazının iptali ile alacağın yasal faizi ve diğer tüm ferileri ile birlikte tahsili için takibin devamına ve borçlu aleyhine yüzde yirmiden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına ve davacı ehine vekalet ücretine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP;
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinin zorunlu unsurları taşımadığından dolayı usul itirazlarının bulunduğunu, esasa ilişkin olarakta söz konusu geçiş ihlalinin hani araç ile hangi bölgede hangi tarihte yapıldığına dair bir ibare bulunmadığını, söz konusu geçişin yapıldığı tarihte —– bulunduğunu ve——– hesabına bağlı olduğunu, geçiş ücretinin düşmesi gerekirken düşmemesi nedeni ile böyle bir iddiaya maruz kaldığını, ihlal durumunun gerçekleşmesinin mümkün olmadığını, ilgili durum kamera kayıtlarının incelenmesi ile de açığa çıkacağını, hali hazırda cihazların çalışmaması nedeni ile bir çok vatandaşın bu şekilde mağdur edildiğini, müvekkilinin bu durumda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, tüm bu nedenler ile müvekkili aleyhine haksız olarak icra takibi başlatıldığını, tüm bu nedenler ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ve ekleri, ——sayılı dosyası, ——- sayılı dosyası, —— dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, itirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
Yapılan yargılamada — tarih ve — görevsizlik kararı verilerek—– kayıt yapıldığı, bu Mahkeme tarafından da ——- sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilek Mahkememiz yukarıdaki esasına kayıt yapılmış olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiştir. Taraf vekillerinin beyanına göre tarafların sulh veya arabuluculuk yoluyla çözüme gitmek istememeleri üzerine davaya konu uyuşmazlık belirlenmek suretiyle tahkikata geçilmiş ve tüm deliller toplanıp incelenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi ——- Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.———Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın———-yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.———-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. —— Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre somut olayda ——- dosyasından davacının işlettiği otoyoldan ihlalli geçiş sebebiyle tahakkuk eden geçiş ücretleri ve 6001 sayılı kanun uyarınca tahakkuk ettirilen geçiş ücretlerinin on katı tutarındaki cezaya ilişkin olarak icra takibi başlatıldığı, takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Teşkilat Ve Görevleri hakkındaki kanunun 30/5 maddesinde “4046,3465 ve 3996 kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarında geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte bu ücretin dört katı tutarında ceza genel hükümlere göre tahsil edilir.” hükmü ile aynı Kanun’un 30/7.maddesinde ‘Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan ,ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz’ hükmü bulunmaktadır.
Yapılan yargılama, yukarıda alıntılanan yasal düzenlemeler ve toplanan delillere göre somut olayda öncelikle davanın dayanağı ———- Esas sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Davaya konu ihlalli geçişi yapan —– plaka sayılı aracın trafik tescil kayıtları getirtilerek, dosya arasına alınmış ve incelenmiştir. Yapılan incelemede aracın davalı şirket adına kayıtlı olduğu görülmüştür. Yine — dava konusu aracın —- hesabında bakiye olup olmadığı konusunda—- müzekkereler yazılmıştır. Sonuç olarak— cevabi yazısında dava konusu ihlalli geçiş tarihi olan —- plakalı araca tanımlı—- cihazı bulunmadığı belirtilmiştir.
Davacı şirketin dava konusu otoyolun yapımı ve işletilmesini üstlendiği, davacı şirket tarafından, — dosyasından işlettiği tünelden davalı adına kayıtlı aracın—- tarihinde —- defa ihlalli geçiş yapması nedeniyle tahakkuk eden geçiş ücretleri ve 6001 sayılı kanun uyarınca tahakkuk ettirilen geçiş ücretlerinin on katı tutarındaki cezaya ilişkin olarak icra takibi başlatıldığı, takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce gösterilen deliller toplanmış, ilgili kayıt ve belgeler celbedilmiş ve dosya bilirkişi raporu verilmesi için bir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi tarafından hazırlanan rapor taraflara tebliğ edilmiş ve bilirkişi raporuna karşı bildirilen beyan ve itirazlar değerlendirilmiştir. Bilirkişi tarafından dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporda her ne kadar ihlalli geçişin on katı tutarında bir tespit yapılmış ise de, yukarıda belirtilen yasal mevzuat gereği ihlalli geçişin dört katı tutarında ceza alınabileceği hususu da göz önüne alınarak davacının sonuç itibariyle — geçiş ücreti ve — dört katı ceza olmak üzere toplam —–alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Öte yandan davaya konu olayda özel işletmeye tabi otoyoldan geçiş hizmetinin niteliği gereği ‘sürücü ehliyeti sahibi’ hizmeti alanlar tarafından şartları ve sonuçları önceden bilindiğinden ve/veya nesnel olarak bilindiği kabul edildiğinden otoyol-tünel giriş ve çıkışında sistem tarafından yapılan ücretsiz geçiş yapıldığına dair uyarı ve ödemenin yapılmasına ilişkin bildirim dışında yasal olarak ihlalli geçiş tutanağı veya idari yaptırım karar tutanağı düzenlenerek muhataba ihbar ve tebliğine dair yasal bir düzenleme de bulunmamaktadır. Sürücünün eylemlerinden sorumlu olan işleten sıfatındaki davalı şirketin basiretli tacir gibi davranma ve bu kapsamda araçlarına—— ürünü alarak hesabında yeterli para (bakiye) bulundurma ve/veya ihlali geçişten itibaren on beş gün içinde ödeme yükümlülüğü de bulunmaktadır. (KTK,85-TTK,18/2) Bütün bunlara göre davalı şirketin hesabında yeterli bakiye bulundurmadığı gibi ihlalden itibaren on beş gün içinde herhangi bir şekilde ödeme yapmadığı da gözetildiğinde davacının geçiş ücretleri ile birlikte dört katı tutanında ceza miktarı talebinde bulunmasında ve davasında haklı olduğu ve davacı tarafın davasını açıklanan delillerle usulüne uygun olarak ispat ettiği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır. Bu kapsamda dosyaya mübrez bilirkişi raporunun aksine davacının davasının kısmen kabulü ile, davalının —— sayılı dosyasına karşı yapmış olduğu itirazının İİK’nın 67/1. maddesi gereğince kısmen iptali ile İcra takibinin asıl alacağa takip tarihinden itibaren takip tarihinden itibaren %9 ve değişen oranlarda yasal faizi uygulanmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise —— kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda ise her ne kadar davacı tarafça davalıdan icra inkar tazminat talebinde bulunulmuş ise de alacağın teknik inceleme ile ortaya çıkması, likid olmaması karşısında 2004 sayılı İİK’da yer alan İcra İnkar Tazminatının yasal koşulları oluşmadığından talebin reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince davanın kabul ve red oranına göre taraflar sorumlu olduğuna karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın kısmen KABULÜ ile, davalının —— sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın İPTALİNE, icra takibinin asıl alacak —-takip tarihinden itibaren —- değişen oranlarda yasal faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-) Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin şartları oluşmadığından REDDİNE,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcına peşin alınan 35,90 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 23,40 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, davacı tarafından peşin yatırılan harçtan kabul ve red oranına göre bakiye 3,55 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-) )Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı 35,90 TL peşin harç, 97 TL posta masrafı ve 550 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 718,80 TL yargılama giderinın davanın kabul ve red oranına göre 326,73 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan masrafların davacı üzerine bırakılmasına,
5-) Davalı tarafından yapılan 36,50 TL posta masrafı yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 19,91 TL ‘sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan masrafların davalı üzerinde bırakılmasına,
6-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1, 13/2 maddesi uyarınca 342 TL maktu/nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-) Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1, 13/2 maddesi uyarınca 410,40 TL maktu/nispi vekalet ücretinın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
😎 HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın miktar yönünden İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/06/2021