Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/162 E. 2023/455 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/162
KARAR NO: 2023/455
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 18/09/2019
KARAR TARİHİ: 14/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı —– şirketi firması arasında 01.01.2016 tarihli —– ürünü Tedarik ve Teknik servis sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme gereği müvekkili şirketin —– ürünü satın almakta olduğunu ve tesislerinde metal aksamları —— metodu ile kaplamakta olduklarını, müvekkil şirketin ait —— prosesine göre projelendirildiğini ve otomatik olarak çalışmakta olduğunu, herhangi bir —— operasyon olmayıp, parametreleri bilgisayar ile tespit edilerek otomatize edilmiş olduğunu, şirkete ait fabrikadaki üretim ——- kademelerinin yüzey hazırlama, ——, yıkamalar ve fırınlama prosesine sahip olduğunu ve operasyon şartlarında başlangıcından ( 2013) Eylül 2018 tarihine kadar —— ve —— spesifikasyonlara uygun olarak üretmiş olduğunu ve halen de üretime devam ettiğini, davalı şirketin fabrika üretime geçmeden teknik ekibi ile tesisi denetlemiş olduğunu, fiziksel ve kimyasal temizliğini üstlenerek hammadde dolumunu gerçekleştirdiğni, deneme üretimini gerçekleştirerek seri üretim için her parametrenin uygun olduğunu bildirerek işletmesini müvekkil şirket yetkililerine devrettiğini, Eylül 2018 sonu itibariyle kaplanan yatay yüzeylerde fırın öncesi ve sonrası bir beyazlanma izlenmiş olduğunu, müvekkil şirketin bu beyazlanmanın sebebini detaylı olarak araştırmış olduğunu ve tesise ait herhangi bir anormallik bulunmadığını, durumun davalı şirkete söylendiğini ancak bir destek ve servis alınamadığını, davalı şirketin laboratuarlarından bir seri testin müvekkil şirketin talebi üzerine yapılmış ve kaplama sonrası yatay yüzeylerde beyazımsı bir tabaka meydana getirdiğini, dikey yüzeylerin ise normal çıkmış olduğunu, bu durumun davalı şirkete tekrar iletilmiş olduğunu sorunun çözümüne yönelik herhangi bir iş ve işlemin de davalı tarafından yapılmamış olduğunu, bunun üzerine müvekkili şirketin önlem olarak tesis kaplama sonrası yıkamalara 2 operatör yardımı ile kaplandığını ancak fırına girmemiş yüzeylere —– olarak —— su püskürtme yapılarak sorunu kısmen tolere duruma getirmiş olduğunu, davalı firmasının teknik ekibinin de bu beyazlanma sorununu görmelerine rağmen sorunun kök nedenini bulamadıklarını, müvekkili şirketin, sorunun —— pastadan kaynaklandığını davalıya birçok kez iletmelerine rağmen herhangi bir cevap alamadıklarını ve aynı sorunun aynı ürünü kullanan diğer bazı firmalarda da oluştuğunu, sorunun çözümüne yönelik gerekli teknik desteğin davalı tarafından sağlanmamış olması nedeni ile ——- Şubesi’ne başvuru yaparak sorunun tespitine yönelik rapor hazırlanmasının talep edildiğini, ——– Şubesi tarafından hazırlanan 24.04.2019 tarihli raporda “…Beyaz leke problemine —— banyosunda kullanılan kimyasallar neden olmuş olup, problem sebebiyle üretim kayıpları oluşmuştur.” tespitine yer verildiğini, bunun üzerine —— D.iş sayılı dosya ile başvuru yaptıklarını, kaplanan yatay yüzeylerde fırın öncesi ve sonrası oluşan beyazlanmanın hammadden kaynaklı olduğunun ——- mühendisi aracılığı ile tespiti ile bu ayıp sebebi ile müvekkil şirketin işçilik ve kimyasal malzeme, ekstra doğalgaz ve elektrik, rötuş ve tamir işlemleri, çok aşırı deiyonize su kaybı vs., nedenleri ile uğramış olduğu maddi kaybın tespitinin talep edilmiş olduğunu, müvekkili şirketin 53.500 kg hammadde kullanılmış olduğunu ve ürün bedelinin 884.014 TL olduğunu, müvekkil şirketin 53.500 kg ayıplı ürünü davalının etkin teknik destek sağlayamaması nedeni ile kullanmak durumunda bırakılmış olduğunu, hammadde kaynaklı sorunun giderilmesine yönelik sepet kaybı maliyeti, ekstra eleman maliyeti, ekstra kullanılan kimyasal maliyet, ekstra kullanılan su maliyeti ve yeniden işlem maliyeti olarak da toplam 1.503.855 TL olmak üzere müvekkil şirketin zarara uğramış olduğunu, bu hususların bilirkişi raporunda ayrıntılı olarak sunulmuş olduğunu, teknik hizmet desteğinde sorun yaşayan müvekkil şirketin bu kez de yeni gelen personelin konuya hakim olamamasından ve sorunun büyüklüğünden dolayı zor durumda kaldığını, yaptıkları sözleşmenin 01.01.2016 tarihli sözleşmenin 9.maddesinde garanti yükümlülüğüne de davalı şirketin uymadığını, davalının ağır kusurlu olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nun 01.01.2019 tarihinden itibaren “zorunlu arabuluculuk” müessesesini dava şartı olarak kabul etmesi nedeni ile ticari uyuşmazlıklarda arabuluculuk kurumuna başvuru yapılmış olduğunu, herhangi bir anlaşmaya varılamadığını, bu nedenle dava açma zorunluluklarının doğduğunu, belirtilen nedenlerle tüm kalemlerde fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile ayıplı ürün bedelinin şimdilik 15.000 TL’sinin ihtarnamenin tebliği olan 27.05.2019 tarihinden itibaren başlayacak ticari avans faizi ile birlikte iadesine dair karar verilmesini ve devamla müvekkil şirketin uğramış olduğu zararın (fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydı ile) şimdilik 20.000 TL ‘sinin ihtarnamenin tebliği olan 27.05.2019 tarihinden itibaren başlayacak ticari avans ile birlikte olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar verilmesini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davalı taraf üzerinde bırakılmasına dair karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya sebebiyet veren emtianın ne olduğunun açık bir biçimde ortaya konmasının gerektiğini, müvekkilinin—— satmadığını, —— farklı kimyasal maddelerin karışımından elde edilen bir ürün olduğunu, davacının —— bileşenleri olan kimyasal maddeleri satın aldığını, daha sonra —— tankında bu maddeleri karıştırıp ——- ürününü bizzat elde ettiğini, bu hususun taraflar arasında imzalanan 01.01.2016 tarihli sözleşmeden de açıkça anlaşılabileceğini, —— bileşeni olan kimyasal maddelerin ——- tankında karıştırıldığını, Ph değerini düzenlemek için —— tankına —— de ilave edildiğini, davacının —— elde etmek için gerekli olan —— Ekim 2018’e kadar müvekkilden hiç satın almadığını, bu kimyasal maddeyi başka bir tedarikçiden temin etmiş olduğunu, —– ilgili olarak yaşadığını iddia ettiği bir sorunu doğrudan doğruya müvekkile isnat etmesinin mantık kurallarına ve hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, —— ilgili bir sorun yaşandıysa bu sorunun —– bileşenlerinden kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespiti edilmesi gerektiğini, davacının iddiasının, otomotiv parçaları ——- banyosuna daldırıldıktan sonra otomotiv parçaları üzerinde beyaz lekelerin oluştuğu yönünde olduğunu, davacının söz konusu beyaz lekeleri —— su ile yıkamak suretiyle giderdiğini ifade etmiş olduğunu, dava dilekçesine göre beyaz leke sorununun Eylül 2018 sonu itibarıyla başlamış olduğunu ancak davacının taleplerinin 01.09.2018-26.03.2019 dönemini kapsamakta olduğunu, belirtilen bu dönemde davacının 53.500 kg hammadde satın aldığını ve bunun karşılığında müvekkile 884.014 TL ödediğini ifade ederek Eylül 2018 sonu itibanyla yaşanan bu sıkıntının Eylül 2018 boyunca bedelinin de iadesini istemesinin hukuk temelinden tamamen yoksun olduğunu, müvekkilin sattığı —— pastadan numune alınarak yapılmış herhangi bir test veya analiz sonucu olmadığını, ——- davacı tarafından açılan dava üzerine atanan kimya mühendisi bilirkişinin, beyaz leke sorununun ——- pastadan kaynaklandığını belirtmiş olduğunu ancak bilirkişinin, —— ürünü üzerinde teknik herhangi bir test, inceleme veya analiz yapmadığı gibi davacının kullandığı —— bileşenlerinden ayrı ayrı örnekler almak suretiyle de herhangi bir test veya analiz yapmamış olduğunu, bilirkişinin hazırladığı raporun davacının ayıp iddiasını ispatlamaya elverişli olmadığını, davacının ——- Şubesi aracılığıyla aldığı 24.04.2018 tarihli görüşün bir bilirkişi raporu niteliği taşımamakta olduğunu, davacının söz konusu otomotiv parçalarını muhafaza ettiği kapalı bir deposunun olmadığını, davacının yakındığı sorun davacının depolama konusundaki yetersizliğinden ileri geliyor olabileceğini, söz konusu parçaların dışarıda bekletilmekte olup yağmur gibi olumsuz hava şartlarından etkilenmekte olduğunu, ayıp iddiasının kabul etmemekle birlikte ayıplı mal teslimi söz konusu olsaydı dahi müvekkilinin sorumluluğunun, sattığı ürünlerin bedeliyle veya ürünlerin ayıpsız misliyle değişimiyle sınırlı olacağını, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekili 04/10/2022 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; İlk davada talep ettikleri miktarlara ek olarak ayıplı ürün bedeline ilişkin fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile dosya kapsamındaki bilirkişi raporu ile tespit edilen müvekkilinin uğradığı zararın tazminine yönelik 1.483.855 TL alacağın ıslahı ile tahsiline karar verilmesini, ayıplı ürün bedeline ilişkin ve davanın tümüne ilişkin fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere müvekkili şirketinin uğramış olduğu zarara ilişkin 20.000 TL olarak belirledikleri dava değerini 1.483.855 TL daha artırarak 1.503.855 TL olarak ıslah ettiklerini, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla alacaklarının ihtarnamenin tebliği tarihi olan 27.05.2019 tarihinden itibaren başlayacak ticari avans faizi ile birlikte olmak üzere davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ederek davasını ıslah etmiştir.Davalı vekili 31/10/2022 tarihli ıslaha karşı beyan dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 18.05.2022 tarihli beyan dilekçesinde belirttiği üzere dosyada mübrez bilirkişi kök raporunun davacının tazminat talebine yönelik hiçbir inceleme ve hesaplama yapmadan daha önce müvekkili şirket tarafından itiraz edilmiş olan 17.05.2019 tarihli delil tespiti raporundaki fahiş ölçüde hatalı zarar hesabını aynen tekrar ettiğini, aynı şekilde müvekkili şirketin 07.09.2022 tarihli beyan dilekçesinde arz ettiği üzere bilirkişi ek raporunun müvekkili şirketin itiraz ettiği hata ve eksikliklerin hiçbirini değerlendirmeden ve hiçbir gerekçe göstermeden bilirkişi kök raporundaki hatalı ve eksik değerlendirmeleri aynen tekrar etmiş olduğunu, bu kapsamda 07.09.2022 ve 18.05.2022 tarihli beyan dilekçelerindeki itirazlarını aynen tekrar ettiklerini, bilirkişi heyetinin bu uyuşmazlığın çözümü için gerekli ve teknik ve özel uzmanlığa haiz olmadıklarının açık olduğunu beyan etmiştir. Dava açılmadan önce davacı tarafça zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmuş, yapılan görüşmelere taraflar katılmış, görüşme sonunda taraflar arasında anlaşamama tutanağı düzenlenmiştir.

Deliller:Tarafların—– sorguları dosya arasına alınmıştır.—— D.iş dosyasının Uyap kayıtları dosya arasına alınmıştır. Mahkememize bildirilen tanıklar yönünden taraf vekillerine gerekli ihtaratlar yapılmış, davalı tarafça, tanıkların çağrılması için gerekli avansı yatırmadığından tanık deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayıldığı tespit edilerek, davacı tarafın bildirmiş olduğu tanıkların Mahkememizce ve —— beyanları alınmıştır.Sözleşme yorum ve denetim uzmanı bilirkişi, —– alanında kariyer sahibi kimya mühendisi bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi heyeti kök ve ek raporları dosyaya sunulmuştur.

Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:Dava, taraflar arasında akdedilen sözleşme gereği ifada ayıbın bulunup bulunmadığı, ayıplı ifa var ise tazmin edilip edilmediği ve sonuçta davacının davalı taraftan alacaklı olup olmadığına dair tazminat davasıdır.Dosyada, tanıklar dinlendikten sonra, bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilerek dosya, sözleşme yorum ve denetim uzmanı bilirkişi, —— alanında kariyer sahibi kimya mühendisi bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, 22.11.2020 havale tarihli rapora göre, dosyadaki bilgi, belge, sözleşme, ibraz edilen ticari defterler, taraflarca dosyaya sunulan deliller, gelen müzekkere cevapları ışığında, tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve lehlerine delil teşkil ettiği, davacı şirket tarafından otomobil parçaları olan——,——,—— vb. malzemelerin —— ile kaplandığı, 2013 yılından Eylül 2018 tarihine kadar aralıksız ve mükemmel netice ile kullanıldığı, —— işleminde sorunun yaşandığı dönemin 2018 yılı eylül ayı olduğu, söz konusu dönemde —— işlemi sürecinde yapılan değişikliğin —— ürün kodlu hammaddenin olduğu, söz konusu ürün analiz sertifikalarının incelenmesi neticesinde sorunun yaşanmadığı ürüne ait son iki analiz sertifikasında ürünlerin —— üretimli, —— ve —– lot numaralı ürünler olduğu, —— prosesinde problemin yaşandığı dönemdeki ilk iki ürüne ait analiz sertifikasında ürünlerin ——- üretimli —— ve ——lot numaralı ürünler olduğu, dosyada bulunan raporlarda, problemin kullanılan kimyasallardan kaynaklı olup olmadığının somutlanması amacıyla, —— banyolarında kullanılan kimyasallar değiştirildiği, başka bir firma kimyasalları tedarik edilerek —— banyoları yenilenmesi neticesinde diğer tüm parametreler sabit tutularak yapılan değişiklikte beyaz leke probleminin kendiliğinden ortadan kalktığı, ilave tedbir olarak uygulanan —— ile yıkama prosesine gerek kalmadığının anlaşıldığı, bahse konu lekelenme problemi ile ilgili dosya kapsamında yer alan ürünlerin incelenmesi neticesinde, sorunun kaplanan ——kaplama üzerinde, ürünlerin yalnızca yatay yüzlerinde olduğu, diğer yüzeylerinde herhangi bir problemin olmadığı, beyazlama ve lekelenme probleminin —— işleminden sonra —— pasta kaynaklı olduğu, problemin —— işleminden sonra —— pasta kaynaklı olması sebebi ile problemin giderilmesi için davacı firmaya maliyetinin kadri maruf olduğu ve dava konusu lekelenme problemi nedeni ile Hammadde ——- ürün kodlu pigment pasta malzemenin uygun olmadığı ayıplı olduğu ve kaplanan yatay yüzeylerde firın prosesinden önce üründe beyaz leke oluşmasına sebebiyet verdiği için 1.503.855,00 TL maddi kayba neden olduğu rapor edilmiş olup, davalı tarafın rapora karşı itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, itirazlar irdelenerek sunulan ek rapora göre bilirkişilerin kök rapordaki görüş ve kanaatleri ile ek rapordaki görüş ve kanaatlerinin aynı olduğu görülmüştür.Davacı vekili, bilirkişi kök ve ek raporu doğrultusunda 04.10.2022 havale tarihli ıslah dilekçesi ile zarara ilişkin taleplerini 1.503.855,00 TL’ye çıkarmıştır. Yapılan ıslaha bağlı olarak 11.10.2022 tarihli celsede, 6545 sayılı yasanın 45.maddesi ile değişik 5235 sayılı yasanın 5.maddesi gereğince davanın, değere bağlı olarak Mahkeme heyetine tevdiine karar verilmiştir.Mahkememizce aldırılan bilirkişi heyeti kök ve ek raporlarının hükme esas alınmaya uygun, gerekçeli ve denetlenebilir bulunmasına bağlı olarak tahkikatın tamamlandığı, davacının almış olduğu dava konusu ürünlerde ayıp bulunduğu, bu hususun dinlenen tanık beyanlarından ve dosyadaki raporlardan açıkça belli olduğu, ayıp nedeniyle davalının sorumlu tutulması gerektiği kanaatinin mahkememizde hasıl olduğu, sunulan kayıtlara ve ihtarnameye göre davacının ayıp ihbarında bulunduğu, davacının, ayıplı mal nedeniyle zarar tazminine ilişkin usulüne uygun ıslah yaptığı, netice olarak davaya konu ürünün ayıplı olduğu ve yasal mevzuata göre ayıbı gidermekle yükümlü olan davalının, bu yükümlülüğünü yerine getirmesi gerektiği tespitiyle beraber, davacının, zarara ilişkin talep olan 1.503.855,00 TL yönünden alacağı doğduğu kanaatinin mahkememizde hasıl olduğu, her ne kadar dava ve ıslah dilekçesi ile, ihtarnamenin tebliği olan 27.05.2019 tarihinden itibaren faiz işletilmesi talep edilmiş ise de, ihtarnameye göre muhataba 7 günlük süre verilmesine bağlı olarak temerrüdün 04.06.2019 tarihinde gerçekleştiğinin anlaşıldığı, tarafların tacir olmasına bağlı olarak davacının avans faizi talep edebileceği tespitleriyle beraber, davanın ıslahlı hali ile kabulü ile, zarar karşılığı olarak 1.503.855 TL’nin 04.06.2019 temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın ıslah edilmiş hali ile kabulü ile zarar karşılığı olarak 1.503.855 TL’nin 04/06/2019 temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 102.728,33 TL harçtan peşin alınan 597,72 TL ve ıslah harcı olarak alınan 25.350,00 TL harcın toplamı olan 25.947,72 TL harcın mahsubuyla bakiye 76.780,61 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan, peşin alınan 597,72 TL ve ıslah harcı olarak alınan 25.350,00 TL harcın toplamı olan 25.947,72 TL harç gideri, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 412,80 TL posta masrafı olmak üzere toplam 29.360,52 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile Hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 168.308,40 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
İlişkin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —— Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/06/2023