Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/151 E. 2022/653 K. 29.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/151 Esas
KARAR NO: 2022/653
DAVA: Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı)
DAVA TARİHİ: 26/04/2019
KARAR TARİHİ: 29/09/2022
Tarafları yukarıda belirtilen dava hakkında——yetkisizlik kararının kesinleşmesi ve süresinde yapılan başvuruya bağlı olarak Mahkememizin başlıktaki esasına tevzi edilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP ;Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —-olduğunu, şirketin dava dışı —– sermaye payına sahip olduğunu, şirkette mevcut beheri —— üye pay defterinden de anlaşılacağı üzere — şirket kayıtlarında gözüktüğünü, üyeliğe giriş tarihinun —— sermaye payı ile defter kayıtlarında gözükmekte olduğunu, şirketin payından hiçbir azalma veya devir olmadığını, davalının,——— hisse adedine sahip aynı zamanda şirketin başından beri —— olduğunu, davalının—– olduğu şirketin nesiller boyu ailede kalması için şirket esas ——- hissedarlar arasından —— gereğince——- olanak tanıması karşısında esas sözleşme değişikliğine gitmediğini, böylece aile tarafından yürütülmesini istediği şirketin hissedar ve idare kısmına dışarıdan bir yabancının katılmasını engellediğini,—— vasi olarak atandığını, davalıya ———– ait tüm hamiline yazılı hisse senetleri ile henüz yazılmamış hisse senetleri bulunduğunun tespit edildiğini, davalı kasasında çıkan senetlerin——- maddesi gereğince şirket hisse senedi basımına gidildiğini, sermaye artırımı yapıldıkça durumun hisse senetlerine yansıtıldığını, fakat şirket yetkililerinin imzası ile basılan hisse senetleri hiçbir şekilde ortaklara dağıtılmadığını, şirketlerin hakim ortağı davalı tarafından teslim alındığını gösteren—–sevk irsaliyesi üzerinde teslim alan kısmında davalının imzası mevcut olduğunu, davalının bastırılan bu hisse senetlerini ——– aldıktan sonra hiçbir ortağa dağıtmadan kendisine ait—– etmek amaçlı olarak sakladığını, hisse senedi çıkarttığı tarihten beri hiçbir hisse senedini ortaklara dağıtmadığını, hisse senetlerinin bizzat teslim alan kısıtlının elinde saklanması amacı ile kaldığını, davalı kısıtlının vasisi —– eşi davalının bu yöndeki tüm iradesini ve ayrıca müvekkiline ait hisse senetlerinin asla davalı kısıtlı tarafından satın alınmadığını bilmesine rağmen iki şirkette tek başına karar alabilmek için kasada bulunan hisse senetlerinin eşine ait olduğunu kötü niyetli olarak ileri sürdüğünü, davalının senetleri teslim aldığı tarihten sonra davalının başkanlığında ————- görevine devam etmesine karar verildiğini, şirket esas sözleşmesinin—–hükümleri gereğince hissedarlar arasından seçilecek——devam etmesi kararlaştırılan——– seçilmesi zorunluluğu karşısında müvekkilinin davalının kısıtlı kaldığı zamana ———— devam ettiği gerçeği karşısında kısıtlının kasasında bulunan pay sahiplerine dağıtılmamış hisse senetlerinin müvekkili tarafından kısıtlı davalıya devredilmediğini ispatlamakta olduğunu, kaldı ki hisse senetlerinin devri karşısında davalı kısıtlının müvekkiline ödemesi gerekli olan hisselerin gerçek değerlerini yansıtan devir bedelinin ödendiğine dair hiçbir belge veya banka kaydı ya da davalı kısıtlının mal varlığında azalmanın müvekkilinin malvarlığında çoğalma meydana gelmediğini, aynı şekilde kısıtlının——— tüm payına karşılık gelen hisse senetleri de bulunduğunu, davalı kısıtlı adayı tarafından çekilen ihtarda tüm hisselerin davalı kısıtlının kasasında bulunmasından ötürü iki şirketin de tüm ve tek hissedarı olduğunu belirttiğini, iki şirket hesaplarında dava dışı şirketin hissesinin devrine ait karar bulunmadığı gibi hisse ödendiğine ilişkin aktifinde artış bulunmadığını ileri sürerek davacının davalı şirkette —-hisse senedine sahip olduğunun tespitine, —- ait şahsi kasa içerisinde tutulan ve —– alınarak davacıya teslimine, tüm yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine
karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı kısıtlı ——cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin hissedarı bulunduğu—–sermayesi beheri —– itibari değerli —-yazılı paya ayrıldığını, şirketin yukarıda bahsi geçen hamiline yazılı payları temsil etmek üzere pay senetleri bastırdığını, pay senetlerinin şirket adına imzaya yetkili olan ——– tarafından imza edildiğini, şirketin — temsil eden hamiline yazılı hisse senetlerinin tamamının müvekkiline ait ——— tarafından —— ilişkin olarak bilirkişi raporu düzenlenerek mahkeme dosyasına ibraz edildiğini, müvekkilinin temsilen vasisi tarafından şirkete gönderilen—— yevmiye maddesi ile tasdikli ihtarname marifetiyle pay senetlerinin zilyetliğine ilişkin bilgilendirmede bulunularak adına giriş kartı düzenlenerek toplantının yapılacağı yerde ve saatte kendisine teslim edilmek üzere hazır bulundurulması talebini ilettiğini, bahse konu ihtarnamede hiçbir şekilde müvekkilinin şahsen şirketin tüm paylarına sahip olduğu öne sürülmediğini, —– sahip olduğu sermaye payları üzerinde hak iddiasında bulunulmadığını savunarak mahkemenin yetkisiz olduğunu, davanın esasına girilmeden yetki yönünden reddine, davanın esasın yönünden, haksız ve dayanaktan yoksun talepleri muhtevi davanın reddine, Yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesi beyan ve talep edilmiştir.Davalı şirket vekili —–havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili davalı şirketin —– şirket olduğunu, şirket kayıtlarından da görüldüğü üzere davacının müvekkili şirkette—— da tespit edileceği üzere davacının halen müvekkili şirketin—- olduğunu, şirket esas —- hissedar olmayan bir kişinin—- da görev yapmasının da mümkün olmadığını, diğer davalı —— olduğu hakim ortak olduğunu, —- beyin kanaması geçirdiğini,—– vasi olarak atandığını,— mahkemeden aldığı yetki ile hamiline yazılı şirket hisse senetlerinin bulunduğu kısıtlı davalıya ait —– açtırarak hisse senetlerinin tespitini yaptırdığını ve —-yevmiye nolu ihtarname ile şirketin tek sahip ve ortağının davalı kısıtlı —-olduğunu iddia etmeye başladığını ve çeşitli hukuki girişimlerde bulunduğunu, dava dilekçesinde hisse senetlerinin teslimi de ayrıca talep olunduğunu ancak yukarda da bahsedildiği üzere şirket hisse senetlerinin kısıtlı davalının özel kasasında bulunduğunu beyan etmiştir.
DELİLLER : ——– Kararları, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ :
Dava, Davacının Davalı Şirkette—- dava değerine göre 6100 Sayılı HMK’nin 316 ilâ 322. maddeleri gereğince basit yargılama usulüne tabi işbu davada dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda basit yargılama usulüne göre duruşma açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmek suretiyle ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete rağmen duruşmaya katılan taraf vekillerinin sulh olmak istemediklerine yönelik beyanları üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlem ve incelemeleri yerine getirilip tamamlanmış ve araştırılacak bir husus kalmadığı tespit edilerek, son duruşmada duruşmaya katılan taraf vekillerinin sözlü açıklamaları da dinlenip zapta geçirilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Öncelikle —–sayılı dosyasının uyap çıktısının geldiği, yapılan incelemesinde; davalı —– tarihli bilirkişi raporunda; davalı kısıtlının ——–unvanı altında pay karşılığı hamiline yazılı senetler ve boş pay senetlerinin bulunduğunun belirlendiği görülmüştür.
6102 sayılı TTK’nin 489. maddesi (6762 sayılı mülga TTK md. 415), hamiline yazılı pay senetlerinin devrinin, şirket ve üçüncü kişiler hakkında, ancak zilyetliğin geçirilmesiyle hüküm ifade edeceği hükmünü haiz olup bu kapsamda, devrin şirkete bildirilmesine veya kaydedilmesine gerek yoktur. Hamiline yazılı pay senedinin devri, senedin teslimi ile hem şirkete hem de üçüncü kişilere karşı hüküm ifade edeceğinden bu çerçevede, hamiline yazılı pay senedini elinde tutan, onun malikidir. Buradan hareketle, hamiline yazılı pay senedine dayalı olarak hissedarlığa dair iddia, ancak dayanak olan hamiline yazılı pay senetlerine malik sıfatıyla zilyet olunduğunun ispatıyla mümkündür.————-
Yukarıda açıklanan hususular ve yapılan yargılamaya göre; mahkememizce taraflarca gösterilen ve resen getirtilmesin gereken tüm deliller toplanmış ve tahkikat aşamasında dosya uyuşmazlığın niteliğine göre bilirkişi raporu verilmesi için bir bilirkişile verilmiştir. ——– tarafından hazırlanan raporda özetle ve mealen; Somut uyuşmazlıkta olduğu gibi hamiline yazılı pay senetleri, kıymetli evrak niteliği taşıyan menkul kıymet niteliğindeki senetlerdir. Bu senetlerin devir şekli TTK m. 489 ve m. 647’in birlikte değerlendirilerek belirlenmelidir. Bu kapsamda, hamiline yazılı pay senetleri
devri için zilyetliğin devredilmesi yeterlidir. Belirtmek gerekir ki söz konusu zilyetlik geçirilmesinin mülkiyetin devri amacıyla yapılmış olması gerekir. Ayrıca senetlerin devrinin geçerlilik kazanması için devrin şirkete bildirilmesine veya kaydedilmesine gerek yoktur. Bu kapsamda zilyetliğin devri sonrası senetleri elinde bulunduran onun maliki kabul edileceğini, Bu kasamda, söz konusu senetlerin davalıya devredilip devredilmediğinin tespitine ihtiyaç duyulmaktadır. Senet zilyetliğinin devri, senedin bizzat fiili teslimi, araçların teslimi, temsilciye teslim, kısa elden teslim, hükmen teslim ve zilyetliğin havalesi yoluyla gerçekleşebilir.
Dava konusu uyuşmazlık bakımından davacının söz konusu senetlerin bastırılması sonrası kendisine teslim edilmemesi iddiası karşısında zilyetliğin fiili teslimi dışındaki diğer zilyetliğin devir yollarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesi gerekeceğini ancak bu yönde bir işlem ve devir bulunmadığını, olayın söz konusu temilik şekillerinden hiçbirine uymadığını, bu nedenle davacının davalı şirke——– yazılı pay senetleri davalıya devrettiğini gösterir bir zilyetlik devrinin gerçekleşmemiş olması sebebiyle anılan senetlerin davacının mülkiyetinde olduğu yönünde tespit ve görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve vaki beyana ve itirazlar da değerlendirilmiştir.
Öte yandan dosya kapsamına göre davalı şirketin aile şirketi olduğu, davalı — kısıtlı olduğu,——– ait genel kurulda davacı, diğer hissedarlar ve davalıya ait paylar ve hisse oranlarının açıkça gösterildiği, —– bir çok kez sermaye artırımına gidildiği ve esas sözleşmenin tadil edildiği, —— kabul edilen sermaye artırımına ait esas sözleşmelerin ticaret sicil gazetesinde yayınlandığı, yayımlarda davacıların ve davalı kısıtlının payları, pay adetleri, toplam sermayeleri ve hisse adetlerinin belirtildiği, genel olarak yıllık her toplantıda şirket karından kanun ve esas sözleşme gereği ayrılması gereken miktarlar ayrıldıktan sonra kalan kısmının dağıtılmayarak bilançoda geçmiş yıllar karları hesabına alınmasına yönelik kararlar verildiği, —— kısıtlı ve bir kısım hissedar aile üyelerinden oluştuğu, —– hissedarlar arasından seçilecek bir yönetim kurulu tarafından yürütüleceğinin belirtildiği, uyuşmazlık çıkıncaya kadar anılan hüküm gereğince yönetim kurulunun hissedarlar tarafından oluşturulduğu,—–de bu durumun açıkça görüldüğü, —- tarihinde yapılan—- kadar bu durumun açıklanan şekilde devam ettiği, —- imzasıyla dava dışı——temsil ve ilzam yetkisi bulunduğu, davacının ise gerek pay defterinde gerek şirket sözleşme ve tadillerinde payları ve hisselerinin bulunduğu anlaşılmıştır. Dosyada bulunan—- tutarında hissedarı olduğu, —— ve/veya hisse senetleri yerine geçen geçic—— bu hususta karar alması gerektiği, ancak şirketin hisse senetlerini basan ve karşılığında—– faturanın düzenlendiği tarih itibariyle ve sermaye artışının yapıldığı —— dair herhangi bir karar bulunmadığı, ihtilaf konusu hisse senetlerinin yönetim kurulu kararı olmadan bastırılmış olsa dahi, hisse senetlerinin davalı şirkete ait oldukları, hisse senetleri bastırıldıktan—– senetlerinin ortağa teslim edildiğine dair teslim/tesellüm belgesinin bulunmadığı, davacı ortağın hisselerini devretmiş olması halinde muhtemel bedelin ödendiğine dair dosyada herhangi bir belge bulunmadığı, davacının ——payına sahip olduğu,—— muhtemelen daha yüksek olabileceği, şirketin davalı ortak dışındaki diğer —- da başka mahkemelerde aynı iddia ile dava açtıkları, davacı——-olduğu, davacı ortağın ve dava dışı diğer ortakların —— ortak olarak bilindikleri, ortak sıfatıyla hareket edip, genel kurul faaliyetlerine katıldıkları, pay defterinde ortak olarak —–değerler zilyedliğin teslimi ile devredilse de devir bedelinin ödenmesinde kullanılan değerin kaynağını—— gösteren bir belgenin dosyada olmadığı, her ne kadar davalı vekilinin hisselerin ivazsız da devredilebileceğini beyan etmiş olsa da davalı asilin kısıtlı olması hasebiyle hisse senetlerini iktisap şeklinde edindiğine dair beyanının olmadığı, hisse senetlerinin davalıya zilyetliğin devredildiğine dair bir ibare bulunmadığı gibi, kısa elden teslim şartları da oluşmadığından taraflar arasında geçerli bir devir sözleşmesi bulunmadığı, şirketin aile şirketi olup, davalı kısıtlının bugünkü durumunun öngörülmesinin mümkün olmadığı, şirketin aile şirketi olması nedeniyle hissedarlar arasında bir güven ilişkisi bulunduğunun kabulünün gerekeceği, yaşamın olağan akışı, somut olay adaleti, dürüstlük kuralı, güven ilkesi birlikte ele alındığında; kısıtlının pay senetlerini kasasında bulundurmasının bu güven ilişkisi içerisinde düşünülebileceği, hamiline yazılı senetlerin anılan ilişki ve güvene bağlı olarak davalının kasasında muhafaza edildiği, bir anlamda örtülü olarak saklama sözleşmesi gerçekleştiği —— dinlenilmiş olmaları nedeniyle yeniden dinlenilmesine gerek görülmedikleri, taraflar arasında saklama sözleşmesi olduğu kabul edildiği ve davalı kısıtlının söz konusu hamiline yazılı senetleri bu kapsamda kasasında sakladığı ve davalının bu sözleşme kapsamında senetlere zilyet olduğu kabul ve takdir edilerek benimsenen bilirkişi raporu da gözetilmek suretiyle davacının davalı şirkette —– hisse/pay senedine sahip olduğunun tespitine, halen davalı—– bulunan işbu pay senedinin —— alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. maddesi gereğince tamamen aleyhine hüküm verilen davalılar sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gözetilerek dava öncesi—— bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri kapsamında davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)6100 sayılı HMK’nin 106.maddesi gereğince; davacı — davalı——adet pay karşılığı—- miktarında hisse/pay senedine sahip olduğunun TESPİTİNE, halen davalı—– uhdesinde bulunan işbu pay senedinin davalı ———alınarak davacıya verilmesine,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 5.343,21 TL karar ve ilam harcına 1.335,81 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 4.007,40 TL karar ve ilam harcının davalılardan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca——- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalılardan alınarak hazineye irad kaydına,
5-)Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı 1.335,81 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 270,00 TL posta masrafı ve 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.156,61 TL yargılama giderinın davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 12.515,20 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ———-
Dair, Davacı vekilinin ve davalı —- yüzlerine karşı, davalı—— gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle———-Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/09/2022