Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/134 E. 2021/264 K. 27.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/134 Esas
KARAR NO: 2021/264
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2019
KARAR TARİHİ : 27/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde müvekkili nezdinde sigortalı olan —-araç park halinde iken davalının maliki olduğu olduğu —- çarptığını, davalı tarafın %100 kusurlu olduğunu, meydana gelen zarar sonucu müvekkile yapılan müracaata istinaden hasar dosyası açıldığını, ekspertiz raporunda —– plakalı araç maliki davalı şirketin söz konusu hasardan sorumlu olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle sigortalı olan ——- hasar tazminatı ödendiğini, davalı, sigortalı şirkete ve dolayısı ile onun yerine kaim olan müvekkil şirkete karşı sorumlu bulunduğundan ve kendilerine yapılan müracaatlardan sonuç alınamadığı için bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, ——– ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi, harç, yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Meydana gelen trafik kazası nedeniyle tutulan tespit tutanağındaki kusur oranlarını kabul etmediklerini, davacının kusursuz olmadığını, davacı tarafın müvekkiline atfedilen kusur ve zararı kanıtlanması gerektiğini, kaza sırasında dava dışı ——- plakalı aracın mali sorumluluğu bulunduğunu, sigorta poliçesinin muhatabının ——olduğunu, buna rağmen davacı tarafından müvekkile yöneltilen tazminat talebinin haksız ve hukuki gerçeklerden yoksun olduğunu, bu nedenle kazaya karışan aracın kiracısı—— ve tazmin zorunluluğu bulunan sigortacı ——- ihbarına, usul yönünden dava tarihi itibariyle zaman aşımına uğradığından davanın reddine, müvekkili yönünden haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak ikame edilmiş bu davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunanlar ——– usulüne uygun olarak tebligat yapılmış, ihbar olunanlar herhangi bir beyanda bulunmamıştır.
Deliller
Davacı——– yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—— yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
————kusur raporu dosya arasına alınmıştır.
Sigorta hukuku alanında uzman aktüer bilirkişi ve otomotiv alanında uzman makine mühendisi bilirkişi heyet raporu dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava trafik kazası sebebiyle hasar tazminatı istemine ilişkindir.
Dosyada bulunan delil ve tüm belgelerden davamıza konu trafik kazasında Mahkememizce —- tarihli rapora göre, — plakalı aracın sürücüsünün,—-istikametine doğru—– seyir halindeyken olay mahallinde sola manevra yaptığı sırada, solunda seyreden sürücü —- plakalı —- çarpmasının akabinde sağa yönelerek park halindeki——– çarptığı, sola manevrası öncesinde bu şeridin müsaitliğini kontrol etmediği, sol şerit üzerinde seyreden araca rağmen kontrolsüzce manevra yaptığı, dikkatsiz manevrası sonucunda da önce sol şerit üzerindeki araca ardından da park halindeki araca çarptığı ve ——- plakalı araçta hasara sebebiyet verdiği, bu sebeplerle ——- plakalı araç sürücüsün olayda %100 (yüzde yüz) oranında asli ve tam kusurlu olduğu, kazanın meydana gelmesinde başka bir sürücünün veya yol durumunun etkisinin bulunmadığı rapor edilmiş ve mahkememizce de bu rapora itibar etmek gerekmiştir.
6102 sayılı TTK 1472.maddesinde:”Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” belirtilmektedir.
Yukarıda anılan kanun maddesi uyarınca davacı —— sigortalısının aracında meydana gelen hasar yönünden, ödediği miktar uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunun kabulü gerekmiş olup, davalı taraf 6102 sayılı TTK’nın 1472.maddesine göre sorumlu kabul edilmiştir.
Mahkememizce aldırılan gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda, ——– plakalı aracın kaza sonrası resimleri, ekspertiz raporunda tanımı yapılan işçilik hizmet ve bedellerinin, değişimi yapılan parça ve ekipmanlar yönünden—– uyumlu olduğu, —- tarihinde meydana gelen hasarla ilgili olarak ——- tarihinde —- aynı tarihte — olmak üzere toplam —- sigortalısına ödeme yaptığı, ———- plakalı araç sürücüsünün, olayda %100 oranında kusurlu olduğu tespit edildiğinden TTK 1472.maddesi uyarınca taleple bağlı kalınarak sigorta şirketinin kaza nedeniyle ödemiş olduğu——- hasar bedelini halefiyet ilkesi kapsamında talep edebileceği tespit edilmiştir. Her ne kadar bilirkişi raporunda — ödenen miktar ——— yazılmış ise de davacı tarafça dosyaya ibraz edilen dekontlardan, o tarihte yapılan ödeme miktarının——– olduğunun anlaşıldığı, bu hususun basit bir matematik hesabını gerektirmesi ve usul ekonomisi ilkeleri uyarınca bilirkişiden ek rapor alınması yoluna gidilmeyerek, mahkememizce hesaplama yapılmak suretiyle maddi hata düzeltilmiştir.
——–Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile ———– alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, 6762 sayılı TTK.’nun 1301. maddesinden (6102 sayılı TTK’nun 1472. maddesi) kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
Trafik kazaları, nitelikleri itibariyle haksız fiillerdendir. Haksız fiillerde temerrüt tarihi, haksız fiilin meydana geldiği tarih olup, zarar sorumlusunun ayrıca ihbar ve ihtar edilmesine gerek yoktur. Sigorta ettirenin dava hakkı tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Ödeme tarihi aynı zamanda 3. şahsa rücu edebilme tarihidir. Bu nedenle işleten ve sürücünün faizden sorumluluğunun başlangıcının halefiyet başlangıcı olan ödeme tarihi olarak kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, hükmedilen tazminata ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.” belirtilmiştir.
—————Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne, davalının icra takibine itirazının ——- asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, 6762 sayılı TTK.’nin 1301. maddesinden ——– kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Trafik kazaları, nitelikleri itibariyle haksız fiillerdendir. Haksız fiillerde temerrüt tarihi, haksız fiilin meydana geldiği tarih olup, zarar sorumlusunun ayrıca ihbar ve ihtar edilmesine gerek yoktur. Sigorta ettirenin dava hakkı, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Ödeme tarihi aynı zamanda 3. şahsa rücu edebilme tarihidir. Bu nedenle işleten ve sürücünün faizden sorumluluğunun başlangıcının halefiyet başlangıcı olan ödeme tarihi olarak kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, hükmedilen tazminata ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Davacı tarafça temerrüt faizi olarak avans faiz istenilmiştir. Davalının işleteni olduğu araç minibüs olup ticari araçtır. O halde, davada temerrüt faizi olarak ticari faiz niteliğindeki avans faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesi de doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.” belirtilmiştir.
Yukarıda anılan içtihatlar uyarınca sigorta ettirenin dava hakkının tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal ettiği, ödeme tarihinin aynı zamanda 3. şahsa rücu edebilme tarihi olduğu, bu nedenle işletenin faizden sorumluluğunun başlangıcının halefiyet başlangıcı olan ödeme tarihi olarak kabulünün gerektiği anlaşıldığından hasar bedeli tazminatına ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekmiştir. Yine her ne kadar davacı tarafça ticari faiz talebinde bulunulmuş ise de kazaya neden olan araç ticari araç olmayıp hususi araç olduğundan yasal faize hükmetmek gerekmiş ve davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile toplam — hasar bedeli tazminatının, — ödeme tarihi olan ——— ödeme tarihi olan ——— tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 221,33 TL harçtan peşin alınan 55,34 TL harcın mahsubu ile bakiye 165,99 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan 55,34 TL harç gideri, 1.300,00 TL bilirkişi ücreti, 170,15 TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.525,49 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4- 22/07/2020 tarihli 300,00 TL ATK rapor ücretinin haksız çıkan taraf olan davalıdan alınarak ilgili kuruma ödenmesine,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca – bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.240,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibarıyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.27/04/2021