Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/133 E. 2021/431 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/133 Esas
KARAR NO : 2021/431
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2019
KARAR TARİHİ : 17/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA/TALEP;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı, davadışı ——— aldığını bu mallara ait faturaların karşılığını ödemediğini, irsaliye ve ambar tesellüm fişlerinin olduğunu, aradaki hukuki ilişkiye dair müteaddit görüşme ve yazışmalara rağmen davalının borcun ödenmediğini, davalı aleyhine ———— dosyasında takip başlatıldığını, davalının borçlu ödeme emrine, haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiğini, icra takibinin durdurulduğunu, davalı firmaya karşı ———-firması tarafından ———dosyası ile takip başlatıldığını ve itiraza ilişkin dava açıldığını, davası sırasında alınan raporlarda———– tarafından davalı aleyhine açılan icra takibi tarihinde ———–değil ———-firmasından alacaklı olduğunu, davacı şirket olan— olduğunu, ——- tarihinde kendi içerisinde iç bölünmeye giderek ——— olarak ikiye bölündüğünü, söz konusu bölünme neticesinde ——— firması üzerinde bulunan alacaklardan bir kısmı yeni oluşan——– firmasına aktardığını, bir kısım alacakların ise diğer firma üzerinde bırakıldığını, davaya konu alacağın da davacı —— firmasına devredildiğini, ——— ilamında “takibin dayanağı fatura alacağı olup taraflar tacir olmakla mali müşavir bilirkişi ile inceleme yapılmış ve bilirkişi tarafından düzenlenen raporda takip tarihi itibari ile davacı alacaklının davalı şirketten alacaklı olmadığını, davacı ile —— olan ———alacaklı olduğu..” yönünde karar verilmiş olduğunu, verilen karar gereğince——- ile davacı tarafından takip başlatıldığını, ancak davalının haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz ettiğini belirterek borçlunun borca olan itirazının iptaline, takibin devamına, haksız ve dayanaksız olan itirazı sebebiyle borçlunun %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir..
CEVAP /TALEP : 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında davaya cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı şirket temsilcisi duruşmalara katılmamış; kendisini vekille temsil de ettirmemiştir.
DELİLLER : —- sayılı dosyası, ——— dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , İtirazın İptali ve tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya konu ———– sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de ——– dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Öncelikle davanın yasal dayanığının hatırlatılmasında yarar vardır.2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; ———Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.——— Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —— yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır—-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. ———-Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Yapılan açıklamalar, toplanan deliller ve yargılamaya göre somut olaya bakıldığında; ——– sayılı dosyasından davalı-borçlu hakkında satım sözleşmesi ve cari hesap ilişkisi kapsamında kesilen faturalara dayalı olarak icra takibi başlatıldığı ,icra takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce davalı davaya cevap vermediğinden iddianın inkar edildiği kabul edilerek davacı şirket vekilince gösterilen deliller toplanmış ve dosya bilirkişi raporu düzenlenmesi için bir serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi ———— tarafından davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu rapora göre özetle davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve delil kabiliyetinin bulunduğu, şirket bölünmesi nedeniyle alacağın davacı şirkete geçtiği ve sahibi lehine delil vasfı taşıdıkları, tarafların arasında ticari ilişki bulunduğu ve sonuç itibariyle davacının ——- alacaklı olduğu olduğu tespit ve görüşüyle rapor verilmiştir. Mahkememizce bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalıya tebliğ edilerek sunulan beyan ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Mahkememizce bilirkişi raporunun denetimi yapılmış ve dosya kapsamı ile uyumlu olduğu, taraflar arasında ticari alım-satım ilişkisinin açık olduğu, faturaların iade edilmediği ve davalının yaptığı kısmi ödemeye göre takibe konu bakiye borcu ödediğine ilişkin bir savunma ve belge sunmadığı anlaşılmakla takibe konu alacak açıkça sabit kabul edilmiştir. Öte yandan davalı tarafa ihtarlı davetiye tebliğine rağmen ticari defter ve belgelerini incelemeye sunmamıştır. Davacı şirketin dava dışı —— tarihli —– kısmi bölünme sonucunda —- olduğu ve bu durumun ——– yayımlandığı anlaşılmıştır. Gerçekleşen bu kısmi bölünme neticesinde alacağın davacı şirkete devir edildiği ,önceki şirket adına açılan ——— sayılı dosyasından aynı alacak için açılan davanın aktif dava ehliyeti yokluğundun usulden reddine karar verildiği görülmüştür. Bu dosyadan alınan bilirkişi raporunda da işbu davaya konu alacağın varlığı aynı şekilde ve miktarda tespit edilmiştir. Filhakika davacı şirketin davasını TMK’nın 6. ve HMK’nın 190 ve 222/3 maddeleri nazarında ihtara ragmen davalı taraf ticari defterlerini incelemeye sunmadığından usulüne uygun olarak tutulan kendi ticari defter ve kayıtları ve bu minvalde alınan bilirkişi raporuna göre açıkça ispat ettiği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Binaenaleyh dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile, davalı-borçlunun ——– sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa ——- takip tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan — oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmek suretiyle aynen aynen devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise —— kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalı taraf da borcunun varlığı ve miktarını yapılan kısmi ödemelere göre kendi ticari defter ve kayıtlarına göre açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve davalı-borçlu yönünden alacak/borç açıkça likit ve muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluşmakla asıl alacağın %20’si olan —-icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —– bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
2-) 2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun —- sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazının İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa —- takip tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan——-değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmek suretiyle aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle; asıl alacağın —-% 20’si olan —- icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.343,32 TL karar ve ilam harcına, peşin alınan 1.085,54 TL harcın mahsubuyla bakiye 3.257,85 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —–bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 44.40 TL başvurma harcı 1.085,54 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 112,30 TL posta masrafı ve 650,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.898,64 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1, maddeleri uyarınca 9.063,48 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek dilekçeyle ———- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/06/2021