Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/131 E. 2021/430 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/131 Esas
KARAR NO : 2021/430

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2019
KARAR TARİHİ : 17/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı ————gereğince, müvekkili şirketin faturaya dayalı cari alacağı olan 48.216,91 TL bedeli davalı şirketin ödemekten imtina ettiğini, bunun üzerine davalı hakkında —— ile takip başlatıldığını, ancak davalı tarafın aleyhine başlatılan icra takibine hiçbir gerekçe göstermeksizin “böyle bir borcu olmadığından” bahisle kötü niyetle itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, dava şartı olan —- tüm çabalara rağmen davalı tarafın anlaşmaya yanaşmadığını, müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişkinin cari hesaba bağlandığını, davalı firmanın ticari defterleri incelendiğinde görüleceği üzere borcun sabit olup kötü niyetli itirazın iptalinin gerektiğini, davalı tarafın teslim almış olduğu faturalara da herhangi bir itirazda bulunmadığını, TTK m. 23’de “Bir faturayı alan kimse, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde münderecatı hakkında bir itirazda bulunmamışsa, münderecatını kabul etmiş sayılır” hükmünün mevcut olduğunu belirterek, davanın kabulü ile, davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında davaya cevap verilmemiştir. Ayrıca davalı duruşmaya katılmamış kendisini vekille temsil de ettirmemiştir.
DELİLLER : ——- Esas sayılı dosyası ,—— formları, Faturalar, Sevk irsaliyeleri, Bilirkişi Raporları, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava İtirazın İptali ve tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada——-mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve —– tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya konu ——— sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere; 2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, —- alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenleme, toplanan deliller ve yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında evvelin, ——-dosyasından davalı-borçlu hakkında satış sözleşmesi kapsamında kesilen faturalara dayalı olarak cari hesap ilişkisi kapsamında icra takibi başlatıldığı ,icra takibine yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve — düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiştir. Davalı davaya cevap vermediğinden iddia inkar edilmiş sayılarak davacı vekilince gösterilen deliller toplanmış, tarafların bağlı bulunduğu —-formları getirtilmiş ve dosya bilirkişi raporu düzenlenmesi için bir serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişiye verilmiştir. ——-tarafından davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu rapora göre davacının ticari defterlerine göre davalıdan—-ödeme yaptığı ve takip tarihi itibariyle 48.216,91 TL alacağının bulunduğu, malların teslim edilip edilmediğinin anlaşılamadığı— bulunmadığına yönelik tespit ve görüşlere yer verilmiştir. Bunun üzerine bilirkişi raporu tebliği ve sair usulü işlemler yanında tarafların— celp edilmiş ve davalı şirkete ticari defter ve belgelerini —– davetiye tebliğ edilerek dosya başka bir bilirkişiye tevdi edilmiştir. Ancak davalı taraf ihtarlı davetiyeye rağmen inceleme için ticari defterlerini ibraz etmemiştir. Bilirkişi —- tarafından davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi ve halefleri lehine delil vasfı taşıdıkları, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, uyuşmazlığa konu faturalar ve sevk irsaliyelerine göre faturalara konu malın teslim edildiğinin kabul edilmesi gerektiği, davacının ticari defterlerini ve yapılan ödemeye göre sonuçta 48.216,91 TL alacaklı olduğu yönünde tespit ve görüş bildirilmiştir. Mahkememizce işbu rapor davacı vekiline ve davalıya tebliğ edilerek sunulan beyan ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Bu kapsamda davalı şirket ticari defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle alınan bilirkişi raporuna göre davacının ticari defterlerindeki kayıtların lehine delil olarak kabul edilmiş, borcun sabit ve ödenmediği düşünülmüştür. —davacı şirketin davasını, TMK’nın 6 ile HMK’nın 190 ve 222/3 maddeleri nazarında karşı taraf ibrazdan kaçındığı için usulüne uygun olarak tutulan ve lehine delil sayılan kendi ticari defter ve kayıtları ve bundan — eden bilirkişi raporuna göre açıkca ispat ettiği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Binaenaleyh dosyaya mübrez sözü geçen her iki bilirkişi raporunun da gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile, davalı-borçlunun—— takip dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile icra takibinin asıl alacağa (48.216,91 TL) takip tarihinden itibaren tarafların ticari şirket olmaları — olduklarından avans işlemlerinde uygulanan %19,50 ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmek suretiyle aynen aynen devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın—- bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını —— etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse———-ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalı taraf da borcunun varlığı ve miktarını cari hesap ilişkisi ve yaptığı ödemelere göre açık ve net olarak belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve davalı-borçlu yönünden alacak/borç likit ve muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluşmakla asıl alacağın %20’si olan 9.643,38 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi — bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
2-) 2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun —– takip dosyasına yapmış olduğu itirazının İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa (48.216,91 TL) takip tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan %19,50 ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmek suretiyle aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle; asıl alacağın (48.216,91 TL) % 20’si olan 9.643,38 TL icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.293,69 TL karar ve ilam harcınına 582,35 TL peşin harç ve icra takibinde alınan 241,08 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 2.470,26 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile—-uyarınca —— arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 44.40 TL başvurma harcı 582,35 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 107,70 TL posta masrafı ve 1.250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.990,85 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ..— 13/1 maddesi uyarınca 7.068,20 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı şirket temsilcisinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek dilekçeyle —– Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.