Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/130 E. 2021/622 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/130 Esas
KARAR NO: 2021/622
DAVA : İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 04/12/2018
KARAR TARİHİ: 16/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin —- takip tarihi itibarı ile takip talebinde yazılı bonolardan dolayı faizleriyle birlikte—– alacağı bulunduğunu, müvekkilinin davalı-borçlu tarafla muhtelif tarihlerde defalarca görüştüğünü, sözlü olarak ödeme sözü aldığını, davalı tarafın sözüne güvenerek bekleyen müvekkilinin bonoların vade tarihini geçirdiğini, Müvekkilinin bonolarla ilgili olarak davalı-borçlu aleyhine —— takibine başladığını. ancak davalı-borçlu takibe konu borcu ödemediği gibi icra takibine yönelik haksız bir şekilde itirazda bulunduğunu ve takibin durduğunu, davalının icra takibine yönelik yazılı itirazı sırasında müvekkilinden küçük ödemeler şeklinde ——– aldığını ve bu ödemeler karşılığında senet verdiğini resmi makamlar önünde ikrar ettiğini, davalının hiçbir baskı ve irade fesadı olmadan borcu kabul ettiğini, icra takibine itirazının gerçekle alakasının olmadığını, —— gereğince takibin yasal süresinde yapıldığını, davalının ——- müvekkil alacağına yönelik itirazının iptaline, takibin devamına, davalının % 20’dan az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya bakmaya yetkili mahkemenin Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu, takip tarihinden önceki muhtelif tarihlerde —bankadan havale yoluyla ödeme yapıldığını, takibe konu ———ödeme yapıldığını, takip tarihi itibariyle sebepsiz zenginleşen tarafında davacı olduğunu, bu nedenle haksız ve kötüniyetli davanın reddine, % 20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, avukatlık ücretiyle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: ———dosyası, Bonolar, Banka Kayıtları, Bilirkişi Raporu, dosyadaki sair diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , zamanaşımına uğramış bonolar nedeniyle başlatılan icra takibine İtirazın İptali ve tazminat (6102 Saylı TTK’nın 732.Maddesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Dava konusu dosya mahkememize——–tarafından verilen görevsizlik kararı sonucunda gelmiştir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş ve son duruşmada hazır bulunan taraf vekillerinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas ———sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür.
Bilindiği üzere; 2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde ——-Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. ——Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. — alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. —– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre somut olayımızda; ——- tarihinde genel haciz yoluyla icra takibine girişilmiş ve davalı-borçlunun itirazı üzerine takip durdurulmuştur. Davacı tarafından —- tarihinde bir senelik hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Görüldüğü üzere icra takibine konu bonolar zamanaşımına uğramış bonolar olup davacı tarafından —-maddesine dayanılmıştır. Buna göre de her bir bono yönünden —– itibariye —- zamanaşımı süresinin dolmadığı açıktır.
Bilindiği üzere zamanaşımına uğramış bono nedeniyle kambiyo hukukundan kaynaklanan haklar yitirilir ise de taraflar arasında temel ilişki bulunması halinde böyle bir bonoya yazılı delil başlangıcı olarak dayanılabilir ve alacağın her türlü delille ispatı mümkün hale gelir. Arada temel ilişki bulunmaması halinde ise —– düzenlenen sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayanılarak alacak talebinde bulunulabilir. Böyle bir durumda ispat külfeti sebepsiz zenginleşmediğini savunan keşidecidedir. Başka bir anlatımla keşidecinin sebepsiz zenginleşmediğini usulüne uygun delillerle ispatlaması gerekmektedir. Senedin tarafları arasında temel ilişki bulunması halinde kuşkusuz temel ilişkinin tabi olduğu zamanaşımı hükümleri uygulanacaktır. Hamil zamanaşımına uğramış senede dayanarak keşideciye karşı sebepsiz zenginleşme, kendi cirantasına karşı da temel ilişkiye dayanarak alacak talebinde bulunabilir. Sebepsiz zenginleşmede keşideci sebepsiz zenginleşmediğini ya da ödeme yaptığını kanıtlamak durumundadır. Ancak temel ilişki bulunmaması halinde—- dayanılarak açılacak davalarda zamanaşımı süresi bir yıl olup bu süre bononun vade tarihinden itibaren geçecek 3 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu tarihten itibaren başlar.
Mahkememizce davalı tarafından ödeme savunması yapıldığından ve bu konuda banka kayıtlarına ve hesap hareketlerine dayanıldığından dosya bilirkişiye verilmiş ve rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda davalının davacı hesabına toplam — ödeme yapıldığı, icra takibininde de—— talep edilebileceği yönünde tespit, hesap ve görüş bildirilmiştir. Nevar ki davalının ödeme savunmasına göre yapılan incelemede belirli aralıklarla yapılan ödemelerin çoğunda hiçbir kayıt bulunmadığı, bir kısmında ise borç kaydına yer verildiği görülmekle birlikte icra takibine ve davaya konu bonolara açıkça atıf yapan hiçbir kayıta rastlanmamıştır. Bunun üzerine özellikle yapılan ödeme ve icra takibine konu alacak miktarı arasındaki yakın miktar nazara alınarak tarafların isticvabına karar verilmiştir. Yapılan isticvaba göre de tarafların eski arkadaş oldukları, aralarında uzun süredir borç-alacak ilişkisinin bulunduğu, davalının borcu ödediğini, davacının ise gönderilen paraların kısmi ödeme olduğu, bonoların yapılan ödeme dışındaki borca ilişkin olduğunu beyan etmiştir. Davalının da kabulünde olan ve hukuken geçerli bonolar nedeniyle vaki banka ödemelerinde bonolara doğrudan doğruya atıf yapan bir kayıt veya başkaca ödemeye ilişkin bir belge sunulmadığından ispat yükü kendisinde olan davalının ödeme iddia ve savunmasını ispat edemediği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur.
—— tarihli kararına göre zamanaşımına uğrayan ve bu nedenle kambiyo senedi vasfını kaybederek yazılı delil başlangıcına dönüşen senetteki vade —- maddesi ile belirlenen temerrüt için ihtara gerek olmayan durumlar kapsamında olmadığından, borçlunun temerrüde düşürülmesi için — maddesi gereğince ihtarı gereklidir. Somut olayda davalı icra takibiyle temerrüde düşürüldüğünden işlemiş faize ilişkin kısım dinlenmemiştir. — olarak gösterilen bono yönününde de takip tarihindeki kur üzerinden yapılan hesap sonucunda bu bono yönünden hükümde gösterildiği şekilde—- üzerinden takip yapılabileceği anlaşılmakla fazlaya ilişkin kısmında dinlenmediği ifade edilmelidir. Binaenaleyh davacının davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile davalı-borçlunun —-adet bonoya ilişkin olarak toplam— alacak kısmına yönelik yapmış olduğu itirazın iptali ile icra takibinin asıl alacağa —— ilişkin talebin ise reddine karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise —- uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda , asıl alacağın varlığı ve miktarı yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporuyla belirlendiğinden; davacnın İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
2004 sayılı İİK’nın 67/II. maddesinde itirazın iptâli istemiyle açılan bir davada itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun, takibinde haksız ve kötüniyetli görülmesi halinde ise alacaklının red veya hükmolunan meblağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edileceği düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere alacaklının kötüniyet tazminatıyla sorumlu tutulabilmesi için takibinde hem haksız, hem kötüniyetli olması gerekir. Bu kapsamda somut olaya bakıldığında davacının kısmen haksız çıkmasına rağmen takipte kötü niyetli olarak hareket ettiğine müteallik hiçbir delil bulunmadığı ve böylece kötü niyet sübut bulmadığından davalının şartları oluşmayan tazminat talebi de dinlenmemiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında—— sayılan yargılama giderlerinden sorumluluk, aynı yasanın ——gereğince tarafların haklılık durumu esas alınarak belirlenmiştir. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında — — Maddeleri gözetilerek dava öncesi ——-bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de kabul ve ret oranına göre karşılıklı olarak taraflardan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle —- gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABUL;KISMEN REDDİNE,
2-)Davalının—— asıl alacak kısmına yönelik yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa —- itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle DEVAMINA, fazlaya—– ilişkin talebin REDDİNE,
3-)Davacının, —- gereğince icra inkar tazminatı talebinin, koşulları oluşmadığından REDDİNE,
4-)Davalının, —– gereğince haksız ve kötü niyetli takip tazminatı talebinin REDDİNE,
5-)Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 962,14 TL karar ve ilam harcından; peşin alınan 309,33 TL harcın mahsubuyla bakiye 652,81 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma ve 309,33 TL peşin harç, 5,20 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 350,43 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-) Davacı tarafından yapılan 257,00 TL posta ücreti ve 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 957,00 TL yargılama giderinden davanın kabul (%77,75) ve red (%22,25) oranına göre 744,06 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın (212,94 TL) davacı üzerine bırakılmasına,
😎 Davalı tarafından yapılan 50,00 TL. yargılama giderinden davanın red (%22,25) oranına göre 11,12 TL. yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
9-)Davacı kendisini davada Avukat ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1, maddeleri uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4,080,00 TL vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-)Davalı kendisini davada Avukat ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1,13/2 maddeleri uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 4.028,29 TL vekalet ücretinın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine,——
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren ——– gereğince iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle —– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/09/2021