Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/127 E. 2021/95 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/127
KARAR NO: 2021/95
DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ: 16/09/2019
KARAR TARİHİ: 10/02/2021
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili tarafından ibraz edilen dilekçe ile davacıların ————kesinleşen kararına bağlı olarak nama yazılı muvakkat ilmühaberler gereği —– tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davalı şirkette pay sahibi oldukları halde ——- tarihine kadar her hangi bir genel kurula davet edilmedikleri, bilgi alma ve inceleme haklarının kullandırılmadığı, ———- tarihinde yapılan ——– katılan davacıların olumsuz oylarına ilişkin olarak muhalefet şerhlerini tutanağa kaydettirmiş oldukları; bilgi alma ve inceleme talepleri başta olmak üzere sermaye artırım kararının gerekçesi, şirketin içinde bulunduğu mali durum, sermaye artırımına neden ihtiyaç duyulduğu konularındaki sorularının haksız olarak reddedildiği; yanlı ve hatalı kararlar alındığı; sermaye artırım kararının hukuka ve dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde azınlıkta bulunan pay sahiplerinin hisselerinin azaltılması amacıyla yapıldığı; davacıların TTK. Madde 445 ve 446 düzenlemeleri doğrultusunda iptal davası açma yetkilerinin bulunduğu ileri sürülerek TTK. Madde 449 uyarınca söz konusu ——- yürütmesinin geri bırakılmasına ve hukuka-anasözleşmeye aykırı kararların iptaline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Tensiben yapılan incelemede TTK. Madde 449 düzenlemesi uyarınca ileri sürülen tedbir talebinin değerlendirilebilmesi için yönetim kurulu üyelerinin görüşlerinin alınması yoluna gidilmiştir.
Davacı vekili duruşmada da dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili duruşmada da tekrar ettiği cevap dilekçesinde dava dilekçesinin açıklığa kavuşturulması gerekiği, davalı şirketin ———— sayılı dosyası üzerinden işlem gören davada taraf olmadığı, davcaların dava açmakta hukuki yararlarının bulunmadığı ve dava konusu —— kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına uygun olduğu, sermaye artırım kararının şirket menfaatlerine uygun olduğu, davacıların bilgi alma ve inceleme haklarının ihlal edilmediği, davacıların toplam pay adedi dikkate alındığında ileri sürdükleri aykırılık iddiasının sonuca etkisinin de olmadığı , genel kurul kararlarının yürütmesinin geri bırakılması talebinin de haksız ve dayanaksız olduğu ileri sürülerek davanın açıklanması, aksi halde açılmamış sayılma kararı verilmesi, aksi halde husumet yokluğu nedeni ile davanın reddine karar verilmesi, esas hakkında da davanın reddine karar verilmesi, tedbir talebinin de reddine karar verilmesi aksi halde TTK madde 448 düzenlemesi kapsamında teminata hükmedilmesi talep edilmiştir.
—— temin edilerek deliller toplanmıştır.
Davalı şirketin adresinin ———adresi olduğu ve Mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmıştır.
Taraf teşkili sağlandıktan sonra —– tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasında yapılan irdelemelerin, alınan beyanların ve kararların yer aldığı söz konusu——-tarihli tutanağın içeriğinin buraya aynen alınması uygun görülen gerekli kısımları:
—– yazılan müzekkereye eksik cevap verildiği,———- dosyasına yazılan müzekkereye cevap verilmediği, tedbir talebi yönünden TTK. Madde 449’a göre yönetim kurulu üyelerinin davet edilemediği, diğer tensip ara kararlarının yerine geldiği anlaşıldı.
Yukarıda belirtilen eksikliklerin ön inceleme duruşması yönünden bir engel oluşturmadığı anlaşıldı.
Taraf vekillerinden soruldu: hazır bulunan yönetim kurulu üyesi yoktur, dediler.
HMK’nın 119-121 maddeleri uyarınca dava dilekçesi ve ekleri incelendi, Dava dilekçesi ve eklerinde herhangi bir eksiklik olmadığı görüldü.
HMK’nın 114-115 maddeleri uyarınca yapılan inceleme neticesinde dava şartlarının mevcut olduğu, davacıların davaya dayanak yasal düzenlemeler yönünden dava açma haklarının ve hukuki yararlarının bulunduğu ve bu yönlerden de bir dava şartı eksikliğinin bulunmadığı görüldü.
Davanın konusunun —- tarihli — kararları olması, davanın —– tarihinde açılmış olması ve TTK. Madde 445 düzenlemesi birlikte değerlendirildiğinde davanın 3 aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı ve bu yönden de ön incelemeye engel bir durum bulunmadığı anlaşıldı.
HMK’nın 320/2.maddesi kapsamında dava şartları, ilk itirazlar, hak düşürücü süre ve zamanaşımı hakkında taraflara/vekillerine söz verildi.
Davacı vekili beyanında : bu aşamada dava dilekçemizi aynen tekrar ediyoruz, cevap dilekçesini kabul etmiyoruz, dedi
Davalı vekilleri beyanlarında : bu aşamada cevap dilekçemizi aynen tekrar ediyoruz, cevap dilekçemizde belirtittiğimiz gibi dava dilekçesinde ilk sayfada sebep olarak iptal ve hükümsüzlüğe dayanıldığı halde sonuç kısmında sadece iptale dayanılmıştır, bu hususun açıklattırılması gerekir, ayrıca bize göre cevap dilekçemizde belirttiğimiz sebeplerde davacıların hukuki yararı bulunmamaktadır, dediler.
Davacı vekilinden soruldu: talebimiz hükümsüzlük sebebini de kapsamaktadır, her iki sebebe bağlı olarakta kararın iptalini istiyoruz, ayrıca dava dilekçesi ekinde sunduğumuz ve finansal analizi içerir özel amaçlı rapora göre de müvekkillerin hukuki yararı bulunmaktadır, söz konusu rapordan anlaşıldığı üzere alınan sermaye arttırım kararı iyi niyet kurallarına açıkça aykırı olarak alınmıştır, dedi.
Dosya incelendi.
GGD.
1-Yukarıda tespit edildiği gibi davacıların hukuki yararlarının bulunduğunun tespitine ve davalılar vekillerinin bu konudaki itirazlarının yerinde olmadığına,
2-Dava sebebi yönünden zapta geçen beyan, davanın niteliği, dava dilekçesinin bütünlüğü ve ihtilaf noktalarına yönelik olması hususları gözetilerek dava sebebine yönelik zapta geçen itiraz yönünden ön incelemeye engel bir husus olmadığına,
Oy birliği ile karar verildi. Tefhimle açık duruşmaya devam olundu.
HMK 114-115 maddeleri uyarınca yapılan inceleme neticesinde dava şartlarının mevcut olduğu görüldü. Ayrıca davada yukarıda belirtilen sebeple hak düşürücü süre bulunmadığı anlaşıldı. Davalı tarafça ilk itiraz ve zamanaşımı itirazında da bulunulmadığı görüldü. Tefhimle açık duruşmaya devam olundu.
HMK’nın 320/2.maddesi kapsamında Tarafların iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi sonucunda; uyuşmazlığın —– tarihli olağanüstü genel kurul toplantısı kararlarının yasa, ana sözleşme ve dürüstlük kuralına uygun olup olmadığı, iptalin gerekip gerekmediği hususlarının aydınlatılmasına yönelik olduğu anlaşıldı.
HMK’nın 320/2.maddesi kapsamında taraflarlar tespit edilen uyuşmazlık yönünden sulh olmaya ve arabuluculuğa teşvik edildi.
Davacı vekilinden soruldu : Önceki beyanlarımızı aynen tekrar ediyoruz, sulh olma ve arabulucuya gitme durumumuz ve isteğimiz yoktur, dedi.
Davalı vekillerinden soruldu : Önceki beyanlarımızı aynen tekrar ediyoruz, bizimde sulh olma ve arabulucuya gitme durumumuz ve isteğimiz yoktur, dediler.
Tedbir talebi yönünden soruldu:
Davacı vekili: tedbir talebimizi tekrarla kabulüne karar verilmesini talep ediyoruz dedi.
Davalı vekilleri: öncelikle ihtimale göre TTK. Madde 449 düzenlemesi gereğince yönetim kurulu üyelerinin dinlenmesini talep ediyoruz aksi halde tedbir talebinin reddine karar verilmesini istiyoruz, ayrıca cevap dilekçesinde ileri sürdüğümüz şekilde TTK. Madde 448 düzenlemesine bağlı olarak teminat alınmasını istiyoruz, yönetim kurulu üyelerinin dinlenmesi ihtimalinde görüşlerin yazılı olarak sunulmasının yeterli görülmesini istiyoruz dediler.
Davacı vekilinden soruldu: tedbir talebimiz kanuna uygun olarak ileri sürülmüştür, teminat alınması talebinin reddine karar verilmesini istiyoruz dedi.
Dosya incelendi.
GGD.
A)TAHKİKAT YÖNÜNDEN:
B)TEDBİR TALEBİ YÖNÜNDEN:
1-Bu konuda davalı vekillerinden alınan sözlü açıklamalar da gözetilerek ve yönetim kurulu üyeleri arasında ——– olmayanlarında bulunması dikkate alınarak sonuçta yönetim kurulu üyelerinden ve/veya oy çokluğunu temine yeterli üyelerden alınacak yazılı görüşlerinin ibrazı için davalı vekillerine yurtdışı bağlantısıda göz önüne alınarak — ay kesin süre verilmesine, aksi halde bu konuda dosya kapsamı ile yetinileceğine ilişkin kesin süre sonuçlarının huzuren ihtar edilmiş olduğuna,
2-Yukarıdaki karara bağlı olarak yazılı görüş ibraz edildiğinde bir örneğinin davacı vekiline tebliğine, tebliğden başlamak üzere istiyorsa inceleyip beyanda bulunması için davacı vekiline 2 haftalık süre verilmesine,
3-Yukarıdaki kararlar yerine geldikten sonra ve bu konuda davacı vekilinin hatırlatıcı yazılı başvurusuna bağlı olarak işlem yapılmak üzere tedbir talebinin karara bağlanması için dosyanın kalemce incelemeye sunulmasına, aksi halde bu hususun gelecek duruşmada ele alınmasına,
C)TEMİNAT ALINMASI TALEBİ YÖNÜNDEN:
Bu talep tedbir talebi ile de bağlantılı olarak değerlendirileceğinden yukarıdaki B/3 nolu ara karar kapsamında işlem yapılmasına,
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Yukarıya aynen aktarılan ön inceleme duruşması tutanağının gerekli kısımlarından da anlaşıldığı üzere davacıların dava açma şartlarının ve hukuki yararlarının bulunduğu ve hak düşürücü süre içinde davanın açılmış olduğu, tahkikata geçilmesine engel bir durum olmadığı belirlenerek tahkikata geçilmiş olup deliller toplandıktan sonra temin edilen —— tarihli bilirkişi heyeti raporunda davacıların pay durumu sermaye artırımından öncesi ve sonrasına göre tablo halinde belirtilerek davacıların pay oranlarının sermaye artırımından sonra aynı oranda kaldığı ve değişmediği; grup firmaları dahil ve hariç olmak üzere ihtimalin mali analizler tablolar halinde yapılmak üzere ve incelenen davalı şirket defterlerine ilişkin bilgilere yer verilmek suretiyle sonuçta davalı şirketin — tarihi itibari ile borca batık olmadığı, davalı şirketin ortaklarının sermaye artırım bedellerinin davalı şirketin banka hesaplarına gönderdiği, davalı şirketin sermaye artırım tutarı olan ————– raporda tablo halinde belirtilen kredi borçlarını kapamada kullandığının tespit edildiği; davacıların sermaye artırımının gerçekleştiği genel kurul toplantısına katılarak oy haklarını kullandıkları, sermaye artırımı neticesinde doğan rüçhan hakkını usulüne uygun şekilde kullandıkları, Kanuna aykırılık yönündeki iptal sebebinin söz konusu olmadığı, şirket ana sözleşmesinin her hangi bir hükmüne aykırılığın da söz konusu olmadığı ve son iptal sebebi dürüstlük kuralına aykırılık yönünden yapılan değerlendirmeye göre de artırımdan önce şirket sermayesinin — olması ve şirket sermayesinin—- katına yakın bir kredi borcunun mevcudiyeti göz önüne alındığında şirketin sermaye yapısının artırıma el verişli olduğu, kredi borçlarının sermaye artırım tutarının — isabet etmesi nedeni ile bunun dışında kalan —— tutarında bir sermaye artışının gerçekleşmiş olmasının takdirinin Mahkemeye ait olduğu ve sonuç itibari ile dava konusu kararın nakit gücü olmayan pay sahiplerinin sermaye ve pay oranlarına bir etkisinin olmadığı ve nitekim davacıların rüçhan haklarını kullanmak suretiyle sermaye artırımından önceki sermaye ve pay oranlarını muhafaza ettikleri açıklanmıştır.
Davacılar vekilinin itirazları doğrultusunda ek rapor alınması yoluna gidilmiş olup, itirazlar değerlendirilip aydınlatılmak suretiyle kök rapor teyit edilmiştir.
Ek rapora karşı itirazlar yerinde görülmemiştir.
Yönetim kurulu üyeleri tarafından müştereken ibraz edilen dilekçede tedbir talebinin reddine karar verilmesi yönünde görüşleri yazılı olarak açıklanmıştır.
Sonuç olarak dava konusu —— pay durumuna, şirket ana sözleşmesine, TTK Madde 445-446-447 düzenlemelerine, temin edilen dosya kapsamına uygun ve Mahkememizce de yeterli görülen rapor ve ek rapor ile bilirkişi heyetinin isabetli bulunan değerlendirme ve kanaatleri; sermaye artırımından önceki ve sonraki pay durumları; davacıların sermaye artırımından önceki sermaye ve pay oranlarını korumuş olmaları; sermaye artırım tutarının %76,49’una karşılık gelen miktarının kredi borçları için kullanılmış olması, bunun dışında kalan tutarın şirketin ticari faaliyetinin geliştirilmesi kapsamında değerlendirilebilecek mahiyette olup, Mahkemenin istisnai müdahalesini gerektirecek bir aşırılıkta olmadığı gibi, davacıların ve şirketin hukuki yararlarını haleldar eder bir durumun da söz konusu olmadığı anlaşıldığından dava konusu kararın yasa, ana sözleşme ve dürüstlük kuralı yönünden bir aykırılık içermediği kanaatine varıldığından sübut bulmayan davanın reddine karar verilmiş olup, bunun doğal sonucu olarak tedbir talebinin ve teminat alınması talebinin de reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın reddine,
2-Tedbire ve teminata ilişkin taleplerin reddine,
3-Maktu karar harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 14,90 TL harcın davacılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan harç ve giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı vekili için tarife gereğince belirlenen 4.080,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacılardan müştereken alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davalı tarafça yapılmış bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
7-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere davacılar vekili ile davalı vekillerinin yüzlerine karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ———- Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/02/2021