Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/12 E. 2021/898 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/12 Esas
KARAR NO: 2021/898
DAVA: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2019
KARAR TARİHİ: 30/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket yetkilisinin,—- malzemeleri satın almak için kendisini ilgili şirketin yetkilisi —-çek keşide ettiğini, ilgili şahıs tarafından malzemelerin gün içinde teslim edileceği beyan edilerek irsaliyeli faturalar düzenlendiğini, müvekkilinin malzemelerin gün içerisinde teslim edileceği inancıyla faturaları imzaladığını, ilgili şahsın tarafından faturalar üzerine —- olarak değil —- olarak imzaladığını görmesi üzerine, müvekkilinin ilgili şahsa ticari işlemin olmayacağını bildirdiğini, müvekkili tarafından keşide edilen çeklerin geri alınarak ajandasının arasına konulduğunu, kendisine gelen telefonla konuşmak için ajandasını odada bırakarak yan odaya geçtiğini, döndüğünde ajandasının içinde çekleri bulamadığını, ilgili şahsın irtibat numarası olarak bıraktığı telefonu aradığında karşısına başka bir şahsın çıktığını, yetkilisi olduğunu beyan ettiği şirkete ulaşılmaya çalışıldığını, fakat iletişim kurulamadığını, ilgili şahsın çekleri alarak kaçtığını ve herhangi bir malzeme teslimi yapılmadığını,—– yevmiye numaralı ihtarname çekilerek malzeme temini mümkün değilse çeklerin iadesinin istendiğini, malzemelerin teslim edilmediğini ve çeklerin çalındığını, ilgili kişiler hakkında — suç duyurusunda bulunulduğunu —- ayrıca konu ile ilgili bankaya haber verilerek çeklerin çalındığı ve ödeme yapılmamasının bildirdiğini, — bedelli çekin—- tarafından teminat olarak verildiğinin tespit edildiğini, bu nedenlerle davanın kabulüne, davacı tarafından düzenlenen faturalardaki ürünlerin teslim edilmemesi nedeniyle müvekkilinin ——- çeklerin karşılığında davacı şirkete herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, söz konusu çeklerin iptaline, çekler üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalının %20′ den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligat yapılmış, davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Deliller
Tarafların—– dosya arasına alınmıştır.
—- sayılı dosyasının —-dosya arasına alınmıştır.
—- yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—— yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
Mali müşavir bilirkişi dosyaya rapor sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, davaya konu edilen toplam —- adet çek yönünden davacının davalıya borçlu olup olmadığına dair menfi tespit davası ile bahse konu çeklerin iptaline ilişkin davadır.
Dava, açılış tarihine göre yazılı yargılama usulüne tabi bir dava olup, —– değişikliğinden sonra basit yargılama usulüne dönüşmüş olmakla, kanun değişikliğine uygun olarak, değişiklik tarihinden sonra basit usule göre yargılama yapılmıştır.
Davacı taraf dava dilekçesi ile birlikte tedbir talebinde bulunmuş olup, davacının tedbir talebi hakkında ara karar oluşturulduğu, ilgili kişi—- tarafından tedbire itiraz edildiği, itirazın —– tarihinde duruşmalı olarak incelenerek 3. Kişiler yönünden sonuç doğuran tedbir maddesinin kaldırıldığı, bunun üzerine davacı vekilinin talep beyanı doğrultusunda ——— tarihinde tedbirin kaldırılmasına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya, defter inceleme günü belirlenerek ve gerekli ihtaratlar yapılarak mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiş; defter inceleme gün ve saatinde davacı yanın defterlerini hazır bulundurduğu, davalı yanın defter ibraz etmediği, bu hali ile HMK 222.madde uyarınca defter ibrazından kaçınmış sayılması gerektiği nazara alınarak,—- havale tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge, faturalar ve ibraz edilen ticari defterler ışığında, davacı tarafın ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu ve lehine delil teşkil ettiği, davacının, davalının kendi adına düzenlediği faturaları ve davaya konu davalı adına düzenlemiş olduğu çekleri resmi kayıtlarına işlemediği bu nedenle davalı adına bir cari hesap oluşturmadığı, davacının,—- davalının kendi adına düzenlemiş olduğu davaya konu faturaları bildirim konuşu yapmadığı, davalının düzenlemiş olduğu farklı tarihlerdeki faturaların teslim alan bölümünde davacının ismi ve isim üzerinde imza bulunduğu rapor edilmiş olup, bilirkişi raporunun bu yönleriyle gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte bulunduğu, her ne kadar davacı tarafça menfi tespit isteminde bulunulmuş ise de, ticari bir iş yapan davacı tarafın basiretli tacir olmanın gereği gibi davranmak zorunda olması da nazara alınarak, davadan önce faturaların imza edildiği sırada, anlaşma yaptığı kişinin davalı tarafın yetkilisi olup olmadığını araştırıp soruşturması, herhangi bir şüphe kalmaması durumunda ticari işin gerçekleştirilmesi yoluna gidilmesi gerekirken, ticari hayatta bu usule uyulmadan çekleri keşide ettiği ve faturaları imzaladığı anlaşıldığından davacı tarafın, ‘dolandırılmaya’ yönelik savunmasına itibar edilmemiş, bu hali ile menfi tespit davası yönünden davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafın çeklerin iptali talebine gelince;
6102 sayılı TTK 651.maddesi: “(1) Kıymetli evrak zayi olduğu takdirde mahkeme tarafından iptaline karar verilebilir. (2) Kıymetli evrakın zayi olduğu veya zıyan ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir.”
6102 sayılı TTK 818.maddesi: “(1) Poliçeye ait aşağıdaki hükümler çek hakkında da uygulanır: s) İptal hakkındaki 757 ilâ 763 üncü maddelerle 764 üncü maddenin birinci fıkrası.”
6102 sayılı TTK 757.maddesi: “(1) İradesi dışında poliçe elinden çıkan kişi, ödeme veya hamilin yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinden, muhatabın poliçeyi ödemekten menedilmesini isteyebilir.”
Tüm dosya kapsamından, davaya konu —– adet çekin keşidecisinin davacı olduğunun açıkça belli olduğu, TTK. 651. Maddesi düzenlemesine göre iptal davası açma hakkının hamile ait olduğu, 6100 sayılı HMK 114/1-h maddesi gereği davacının dava açmasında hukuki yararının bulunması gerektiği ve bunun dava şartı olduğu, dava şartlarının mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınarak eksiliği tamamlanamayacak dava şartı noksanlığı halinde davanın 6100 sayılı HMK 115/2 maddesi gereği usulden reddine karar verilmesi gerekeceği; bir kimsenin keşidecisinin kendi olduğu çekin iptalini istemesinde hukuki yararının olmadığı vicdani ve hukuki kanaatine varılarak çek iptali davasının 6100 sayılı HMK 114/1-h ve 115/2 maddesi gereği hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Ayrıca —– tarihli duruşmada HMK 320 gereği sözlü yargılama aşamasına geçilmesine karar verilmiş olup, bir sonraki — tarihli celse için davacı vekilinin yokluklarında karar verilmesi talepli mazeret sunması üzerine, vekilin mazereti, vekil-müvekkil arasında sonuç doğurmak ve talik sebebi olmamak üzere kabul edilmiş, tarafların yokluğunda yapılan yargılama sonucunda karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Menfi Tespit davasının REDDİNE,
2-Çek İptali davasının 6100 sayılı HMK’nın 114/1-h ve HMK 115/2 maddeleri gereği dava şartı olan hukuki yarar yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 433,31 TL harcın mahsubuyla arta kalan 374,01 TL harcın dosyanın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-650,00 TL bilirkişi ücreti reddiyatının, ilgili kişi — tarafından yatırılan avanstan sehven karşılandığı görülmekle, yargılama gideri olan 650,00 TL’nin davacı taraftan alınarak ilgili kişi—– verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ———Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/11/2021