Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1180 E. 2021/507 K. 05.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1180 Esas
KARAR NO : 2021/507
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 31/12/2019
KARAR TARİHİ: 05/07/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;———— plakalı aracı hasara uğratmasına sebebiyet verdiğini, sigortalının müvekkiline araçta meydana gelen hasarın ödenmesi için başvuruda bulunduğunu ve hasara uğrayan sigortalı aracın incelenmesi neticesinde —hasar tespit edildiğini ve bu tutarın ——- tarihinde sigortalıya ödendiğini —-plakalı aracın kazanın meydana gelmesinde %100 kusurlu olduğunu ve davalı tarafın bu aracın trafik sigortacısı olduğunu, müvekkiline ödenmesi gereken ——-davalı aleyhine — dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını yapılan takibe davalı tarafından itiraz edildiğini, itirazın iptalini, icra takibinin —— asıl alacak üzerinden devamını itiraz nedeniyle %20 icra inkar tazminatını ve davalıdan tahsilini mahkeme masrafları ile vekalet ücretinin de davalıya karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;—- plakalı aracın—- tarihleri arasında geçerli olmak üzere zorunlu mali sigorta poliçesi olduğunu, kaza tarihi itibariyle maddi hasarda araç başına ———- teminatlı olduğunu, dava konusu hasarın davacının sigortalısının kusuru ile meydana gelmesi sebebiyle teminat dışı kaldığını, davacının icra inkar tazminatı talebinin haksız ve yerinde olmadığını, ticari temmerrüt faizinin kabulünün mümkün olmadığını, davanın reddini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
DELİLLER:
Dava dilekçesi ve ekleri, ——– sayılı dosyası ————diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kasko sigortacısı tarafından zarar gören 3. kişilere ödenen tazminatın, kusura dayalı olarak dava dışı aracın ——-rücuen tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali ve tazminat istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda ön inceleme duruşması açılmıştır.
Dosya, sigorta hukuku alanında uzman aktüer bilirkişi ile kusur ve hasar konusunda uzman bilirkişi heyetine tevdi edilmiş; bilirkişi heyeti raporuna göre dosyadaki bilgi, belge, sigorta poliçesi, hasar dosyası ve ibraz edilen deliller ışığında, davaya konu trafik kazası sebebiyle davacı sigorta şirketi tarafından ———hasar bedelinin ödendiği, davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan sürücünün meydana gelen kazada —- kusurlu olduğu, davacı sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan sürücünün meydana gelen kazada ise —–kusurlu olduğu, TTK 1472.maddesinde öngörülen halefiyet kurallarına ilişkin maddi şartların olayda gerçekleşmiş olduğu, mahkememizce de raporun bu yönüyle hükme esas alınmaya uygun, gerekçeli ve denetlenebilir bulunduğu, davalının —— kusuruna esas teşkil eden ——-üzerinden davacının takip tarihi itibariyle alacaklı olduğu anlaşılmış olmakla, davanın kısmen kabulü ile ———– üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise —- kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda ise her ne kadar davacı tarafça davalıdan icra inkar tazminat talebinde bulunulmuş ise de alacağın teknik inceleme ile ortaya çıkması, likid olmaması karşısında 2004 sayılı İİK’da yer alan İcra İnkar Tazminatının yasal koşulları oluşmadığından talebin reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince davanın kabul ve red oranına göre taraflar sorumlu olduğuna karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KISMEN KABULÜNE,
2-) Davalının — sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİ ile icra takibinin asıl alacak ———- takip tarihinden itibaren —— değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-) Şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 289,10 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 76,09 TL harcın mahsubuyla mahsubuyla bakiye 213,01 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, davacı tarafından peşin yatırılan harçtan kabul ve red oranına göre bakiye 61,64 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-) Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 76,09 TL peşin harcı, 60 TL posta ücreti ve 1.300 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 807,90 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 1.480,49 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 1.406,47 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan masrafların davacı üzerine bırakılmasına,
6-) Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ——— bütçesinden ödenen 1.320 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve red oranına göre 1.254 TL sinin davalıdan, 66 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
😎 Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 4.080 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
9-) Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettiğinden AAÜT uyarınca 222,75 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
10-) HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda HMK.’nın 341/2. maddesi gereğince karar tarihi itibariyle kararın miktar yönünden İstinaf kanun yoluna başvuru sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/07/2021