Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/116 E. 2022/719 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/116
KARAR NO:2022/719

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/06/2019
TEVZİ TARİHİ: 13/09/2019
KARAR TARİHİ : 26/10/2022
Tarafları yukarıda belirtilen dava hakkında — Hukuk Mahkemesinden verilen 18/06/2019 tarih ve — Esas, —Karar Sayılı görevsizlik kararının kesinleşmesi ve süresinde yapılan başvuruya bağlı olarak Mahkememizin başlıktaki esasına tevzi edilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ibraz edilen ve duruşmada maddi hatadan arındırılan dava dilekçesi ile müvekkilinin 25/05/1999 tarihinde davalı kooperatife —ortaklık numarasıyla üye olduğunu ve— nolu daire için senelerce ödeme yaptığını, ancak müvekkilinin tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmesine rağmen davalı kooperatif tarafından mağdur edildiğini ve üyeliği karşılığı daireyi teslim etmediğini belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı tutulmak suretiyle şimdilik 50.000,00 TL maddi tazminatın 08/07/2007 tasfiye karar tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faiziyle birlikte tahsili talep ve dava edilmiş olup, —-sayılı dosyası üzerinden verilen 18/06/2019 tarih ve —- Karar sayılı yetkisizlik kararının kesinleşmesi ve süresinde yapılan başvuruya bağlı olarak dava Mahkememizin başlıktaki esasına kaydedilerek Mahkememizin — Esas sayılı bu dosyası üzerinden dava sonuçlandırılmıştır.Davacı vekili duruşmada da dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı kooperatife tebligat yapılamamış, ticaret sicilindeki adreste daire numarası olmadığı için 35. maddeye göre de tebligat yapılamamış ise de tasfiye memurlarına yapılan tebligata bağlı olarak ve sonuçta 20/01/2021 tarihli duruşmada tutanağa yansıtılan şekilde tasfiye memurlarından—-iştiraki ve imzalı beyanları ile taraf teşkili sağlanmış olup buna göre ibraz edilen cevap dilekçesinde kooperatifin tasfiye sürecinin devam ettiği, dava konusu — dairenin toprak sahibi —- tarafından ve üyeliğin bütün şartlarını yerine getirmiş olmasına rağmen davacıya devredilmesi gerektiği halde 13/01/2005 tarihinde —devretmiş olduğu ve sırasıyla —– itibaren cevap dilekçesinde belirtilen şahıslara intikal ederek en son 20/11/2011 tarihinde —- intikal ettiği bu şahısların hiçbirinin kooperatif üyesi olmadığı, yapılan işlemlerden kooperatifin haberinin, bilgisinin, ilgisinin ve onayının bulunmadığı, söz konusu çaresizlik nedeniyle bütün çabalara rağmen söz konusu dairenin tapu devrinin bugüne kadar mümkün olmadığı, aynı durumda olan üyelerin davalar açtığı, davacının da bu davayı açmak durumunda kaldığı, davacının hakkına kavuşmasına karar verilmesini kendilerinin de istediğini ancak sorumlunun toprak sahibi —olduğu savunularak —- davaya dahil edilmesi istenmiştir.Davacı vekili tarafından ibraz edilen 03/11/2020 tarihli dilekçe ile dava konusu bağımsız bölüm numarası — olduğu halde zuhulen — yazıldığı belirtilerek dava konusu bağımsız bölümün — nolu bağımsız bölüm olduğu açıklanmış olup cevap dilekçesinde de davacının dairesinin ve dava konusu dairenin — nolu bağımsız bölüm olduğu belirtilmiştir.Ön inceleme duruşmasında duruşmaya katılan tasfiye memurları ile davacı vekili imzalı beyanlarında dava konusu bağımsız bölümün — yer alan —nolu ve — nitelikli bağımsız bölüm olduğunu ifade etmişlerdir.
Sonuç olarak söz konusu dilekçelere ve müşterek beyanlara göre dava konusu bağımsız bölümün —nitelikli bağımsız bölüm olduğu belirlenmiş olup bu yönden taraflar arasında bir ihtilaf yoktur.
Söz konusu belirlemeye bağlı olarak ön inceleme duruşması yapılmış olup davanın niteliğine, zorunlu dava arkadaşlığı bulunmamasına, konuya ilişkin HMK düzenlemelerine ve dosya kapsamına nazaran toprak sahibinin davaya dahil edilmesine yer olmadığına karar verilerek engel bir dava şartı ve hak düşürücü süre söz konusu olmadığından ihtilaf noktaları belirlenerek tahkikata geçilmiştir.Taraflar arasındaki ihtilaf 08/07/2007 tarihli tasfiye kararına bağlı olarak ve davacı adına tahsis edildiği halde fiilen verilemeyen dava konusu—-daire yönünden davacının zararının olup olmadığı, varsa miktarının ne olduğu, davalı kooperatifin sorumlu olup olmadığı ve 08/07/2007 tasfiye karar tarihi ile 16/06/2019 dava tarihlerindeki dava değerinin ne olduğu hususlarına ilişkindir.Aynı durumda olan başka üyeler tarafından açılan davalara ilişkin yazışmalar yapılarak bunlardan— Karar sayılı olup, 09/09/2015 tarihinde kesinleşmiş olan dosya fiziki olarak gönderilmiş olup diğer dosyalar yönünden gerekli ve yeterli UYAP içerikleri temin edilmiş olup söz konusu —Esas sayılı dosya kapsamındaki tapuya göre —- nolu bağımsız bölümün taraflar adına kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır.
Davanın niteliğine, bu konuda alınan beyanlara ve dosya kapsamına göre hukuki yarar görülmediğinden tanık dinlenmesine yer olmadığına karar verilerek davanın aydınlanmasını sağlayacak yeterlilik ve uzmanlığa sahip bilirkişilerden oluşturulan heyete görev verilerek kooperatif defterleri de incelenmek suretiyle rapor düzenlenmesi yoluna gidilerek davalı tarafın cevap dilekçesinde ekinde ibraz edilen 26/02/2014 tarihli tutanağa göre defterlerin bulunduğu belirtilen —- Sulh Ceza Hakimliği’ ne müzekkere yazılmış ise de bu konuda dosya kapsamına yansıyan yazışmalara ve tespitlere bağlı olarak sonuçta Hakimliğe teslim edilen defterlerin akıbeti aydınlatılamamış ve defterlere ulaşılamamış olması nedeniyle bu konuda davacı vekili tarafından ibraz edilen 13/01/2022 tarihli dilekçe doğrultusunda duruşma tutanaklarına ve ara kararlara yansıyan şekilde defterlere ulaşılamamış olması nedeniyle dosya kapsamı ile yetinilmek suretiyle rapor hazırlanması yoluna gidilerek buna göre temin edilen dosya kapsamına uygun mahkememizce de yeterli görülen 24/03/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunda benzer dava kapsamında yer alan bilirkişi heyet raporlarında yer alan davalı kooperatifin defterlerine ilişkin tespitler ve verilerden de yararlanılmak suretiyle davalı kooperatifin 08/07/2007 tarihinde tasfiyesine karar verilerek 30/07/2007 tarihinde tescil edildiği, bu hususun 03/08/2007 tarih 6866 sayılı —- yayımlandığı, 30/11/2006 tarihli taahhütname ve ibraname belgesinde 3 nolu maddede yer alan düzenlemeye göre dava konusu —nolu dairenin sorumluluğunun arsa sahibi—-ait olduğunun belirtildiği; dava konusu dairenin —daire olduğu; bu dairenin yaklaşık—- olduğu, 16/06/2019 dava tarihindeki değerinin 465.000,00 TL ve 08/07/2007 tasfiye karar tarihindeki değerinin ise 145.000,00 TL olduğu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu 23. Maddesinde belirtilen şekilde aynı durumdaki ortaklara eşit işlem yapılması gereğine bağlı olarak davalı kooperatifin sorumlu olduğu, davacı açısından eşitliğe aykırılık içeren fiili durumdan davalı kooperatifin sorumlu olduğu değerlendirilerek gerekli hesaplama yapılmak suretiyle ulaşılan kanaat açıklanmıştır.
Raporun tebliğine rağmen rapora karşı herhangi bir beyanda bulunulmamıştır.Davacı vekili duruşmadaki beyanında rapora bir itirazlarının olmadığını ifade ederek rapor doğrultusunda müvekkili ile görüşüp beyanda bulunmak için süre istemiş ise de 26/10/2022 tarihli duruşmadaki imzalı beyanında müvekkilinin talimatına göre ıslah yoluna gidilmeyeceğini ifade ederek ilk talebe göre karar verilmesini istemiştir.
İhtimale göre hem dava ve hem de tasfiye karar tarihindeki değerlerin hesaplanması ön görülerek bilirkişi heyetinin buna göre rapor düzenlenmesi sağlanmış ise de davacı tarafın ıslah yoluna başvurmaması ve ilk talep değeri olan 50.000,00 TL’ nin bilirkişi raporunda iki ayrı tarihe göre belirlenen her iki değerden de düşük olduğundan dava ve tasfiye karar tarihlerinden hangi tarihin esas alınması gerektiğinin irdelenmesine gerek kalmamıştır.
Sonuç olarak tasfiye kararı, tapu kaydı, davacının hakkının teslimine ve sorumluluğun toprak sahibine ait olduğuna ilişkin cevap dilekçesinin içeriği ve bu konuda davalı kooperatif temsilcileri-tasfiye memurlarının duruşmadaki beyanları, diğer üyelere ilişkin davalar yönünden temin edilen dosya içerikleri, o dosyalar için düzenlenmiş olan raporlar, o raporlardaki kooperatif defterlerine ilişkin veriler, kooperatif defterlerine bütün araştırmalara rağmen ve tarafların sorumluluğunda olmayan sebeplerle ulaşılamamış olması, bu konudaki dosya kapsamına yansıyan beyan ve veriler; temin edilen dosya kapsamına uygun ve mahkememizce de davanın aydınlatılması yönünden yeterli görülen bilirkişi heyeti raporu, davanın ıslah edilmeyerek ilk talebe göre karar verilmesinin istenmiş olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davanın sübuta erdiği sonuç ve kanaatine varıldığından davanın kabulüne ilişkin olmak üzere aşağıdaki hüküm kurulmuş olup, davanın ticari dava niteliğine bağlı olarak ticari faize hükmedilmekle birlikte taleple bağlılık gereği de gözetilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın kabulü ile,
50.000,00 TL’ nin 08/07/2007 tasfiye karar tarihinden itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz oranını geçmemek üzere ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Kabule konu dava değeri üzerinden hesaplanan 3.415,50 TL nispi karar harcından Mahkeme veznesine yatan 853,88 TL peşin harcın mahsubu ile EKSİK 2.561,62 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından peşin ödenen harçlar dahil olmak üzere davacı tarafça yapılan toplam 4.464,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafça yapılmış bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir hüküm oluşturulmasına yer olmadığına,
5-Kabule konu değer üzerinden davacı vekili yararına tarife gereğince hesap ve takdir edilen nispi avukatlık ücreti düşük olduğundan tarife gereğince belirlenen —ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde —Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.