Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1156 E. 2022/382 K. 13.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/1156
KARAR NO: 2022/382
DAVA: Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ: 13/04/2022
Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ibraz edilen tedbir talepli dava dilekçesi ile; müvekkilinin ortağı olduğu davalı şirketin işlemleri ve hesapları ile ilgili olarak bilgi alma ve inceleme hakkının şirketin diğer ortakları tarafından ihlal edildiği, diğer ortak davalı —–kararlar ile şirketi kötü yönettiği ve şirketin parasını davacıya hiçbir bilgi vermeden kendi lehine kullandığı, kar dağıtımından keyfi bir şekilde safinazar edildiği ve şirketin kurulmasından beri kar payı dağıtılmadığı, şirkete ait olup satılan taşınmazın parasının nereye gittiği konusunda davacıya bilgi verilmediği ileri sürülerek davacının ortağı bulunduğu davalı şirketin işlemleri ve hesapları ile ilgili olarak TTK. Madde 614 uyarınca bilgi alma ve inceleme hakkının şirket tarafından ihlal edilmesi nedeni ile şirkete ait defter ve kayıtların celp edilip incelenmesine; davacının davalı şirkete ortak olduğu tarih itibari ile kar payının tespit edilmesine; —— davalı şirketi temsil ve ilzama yetkili bulunan davalı ortağın şirketi temsil ve ilzam yetkilerinin kaldırılması sureti ile müdürlükten alzedilmesi ile yargılama sonuçlanıncaya kadar davalı şirkete şirketi temsil ve ilzama yetkili bir kayyım atanması veya davalı şirket müdürlerinin tüm işlemlerinin kayyım onayına tabi tutulması suretiyle şirket müdürlerinin temsil ve ilzam yetkilerinin kısıtlanmasına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
Davacı vekili —– tarihli duruşmada:
”Davacı vekilinden soruldu: dava dilekçemizde netice-i talep bölümünde ve yöneticinin azli talebimize ilişkin parağraf kapsamında dile getirdiğimiz kayyım atanması talebimiz hem tedbir niteliğinde ve hem de azil talebimiz kabul görmediği takdirde davanın esası yönünden kayyım atanarak çözüm sağlanması şeklinde hem tedbire ve hem de esasa yöneliktir, zira dilekçemizde belirttiğimiz şekilde davalı yönetici görevi kötüye kullanarak şirketi gereksiz yere borçlu gösterip kar payı dağıtımını önlemektedir, dedi.”
şeklinde beyanda bulunarak tedbir talebine açıklık getirmiş olup, söz konusu beyan yukarıya aynen alınmıştır.
Davacı vekili duruşmada da dilekçesini aynen tekrar etmiştir.
Davalılar vekili duruşmada da tekrar ettiği cevap dilekçesinde iddianın aksine davacıya bilgi alma ve inceleme hakkının kullandırılmış olduğu buna ilişkin talep kabul edilerek talep edilen tarih olan ——– üzerinde inceleme yapılmasının sağlanarak buna ilişkin —- tarihli tutanak düzenlendiği, bu nedenle eldeki bu davanın yasal dayanağının bulunmadığı, kaldı ki ——göre de bu konuda öncelikle genel kurula başvurulması gerektiği, davacı tarafın emredici bu hükme aykırı olarak ve üstelik mali kayıtlar üzerinde inceleme yapmış olmasına rağmen doğrudan mahkemeye başvurmuş olması nedeniyle öncelikle davanın usul yönünden reddedilmesi gerektiği; şirketin kötü yönetildiği iddiasında bulunan davacının sermaye borcunun dahi yerine getirmediği ve davacının sermaye borcunun müvekkillerinden —— tarafından yatırıldığı ve bu bedelin bu davalıya hala ödenmemiş olduğu keza davacı tarafın değişik zamanlarda şirketten çektiği paraları da ödemediği ve şirket kayıtlarında halen borçlu göründüğü, esasen davacı tarafın açtığı davalarla şirketin yönetimini engellemeye çalıştığı savunularak tedbir talebinin ve davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
Tedbir talebi yönünden —— tarihinde oluşturulan ara karar ile:
“…
Ön inceleme duruşmasında duruşmaya katılan taraf vekillerinin beyanları da alındıktan sonra tedbir talebi yönünden aydınlanan dosya kapsamına göre yapılan irdeleme sonunda davanın niteliği, bilgi edinme hakkının kullanılmasına ilişkin prosedüre yönelik yasal düzenlemeler, tedbir talebinin davanın esasına yönelik olarak da ileri sürülmüş olması, şirketin kendi kendine yönetiminin asıl olması, müdahalenin çok istisnai kriterlere bağlı olarak düşünülmesi gereği, cevap dilekçesi içeriği, ihtiyati tedbire ilişkin yasal düzenlemeler, yakın ispata ilişkin kurallar ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerekli yasal ve maddi şartların somut olayda gerçekleşmediği sonucuna varıldığından mevcut kapsam ve aşamaya bağlı olarak tedbir talebinin reddine ilişkin olmak üzere aşağıdaki karar verilmiştir….”
şeklindeki gerekçeyle tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
Ön inceleme duruşması yapılarak tahkikata geçilmiş olup —– tarihli ön inceleme duruşmasında ihtilaf noktaları:
“…
1-Tarafların anlaşamadıkları hususların; davacının TTK Madde 614 uyarınca bilgi alma ve inceleme hakkının şirket tarafından ihlal edilip edilmediği, şirkete ait defter ve kayıtların bu yönden incelenmesinin gerekip gerekmediği; davacının davalı şirkete ortak olduğu tarih itibari ile kar payının tespit edilmesini talep edip edemeyeceği, talep etmesi ihtimalinde ortak olduğu tarih itibari ile kar payının ne olduğu; TTK Madde 630 uyarınca davalı şirketin temsilcisi olan davalı ortağın dilekçede belirtilen sebeplere bağlı olarak temsil yetkisinin kaldırılmasının ve müdürlükten azledilmesinin gerekip gerekmediği, hem tedbir yönünden ve hem de davanın esası yönünden kayyım atanmasının gerekip gerekmediği hususlarının aydınlatılması noktasında toplandığının tespitine,
…”
şeklinde tespit edilerek tahkikat buna göre yürütülmüş olup dayanılan tanık delilleri yönünden ön inceleme duruşmasında verilen süreye bağlı olarak —- tarihinde oluşturulan ara karar ile bildirilen tanıkların —– tarihli duruşmaya davet edilmelerine karar verilmiş ise de söz konusu duruşmada tanıklar adına çıkan davetiyelerin dönmediğinin ve yapılan yoklamada tanıkların hazır olmadığının tespiti üzerine aynı duruşmada taraf vekillerinin zapta geçen beyanları, davanın niteliği, tanıkların dinletme sebepleri ve dosya kapsamı gözetilerek tanıkların dinlenip dinlenmeyeceğine ve dinlenmesi ihtimalinde ne zaman dinleneceğine bilirkişi incelemesi sonrasında karar verilmesi yönünde ara karar oluşturularak bilirkişi incelemesi yoluna gidilmiş olup bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen—– tarihli raporda davalı defterleri usulüne uygun olarak tutulduğu, davalı şirketin ——– borca batık durumda olduğu yani şirketin aktifleriyle borçlarını karşılayamayacak durumda olduğu, dosya kapsamına göre TTK. madde 614 bağlamında bir hak ihlalinin bulunmadığı kanaatine varıldığı, şirket müdürünün görevden azli bakımından haklı bir sebebin söz konusu olmadığı kanaatine varıldığı açıklanmış olmakla birlikte raporun görev tanımını bütünüyle karşılamaması ve itirazlar gözetilerek ve raporda işaret edilen —– tarihli tutanak örneğinin dosyaya sunulması sağlandıktan sonra eksikliğin giderilmesi ve itirazların aydınlatılması yönünden ek rapor temini yoluna gidilmiştir.
Aynı bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen —– tarihli ek raporda kök rapora da atıfta bulunularak davalı şirketin —– yılları arasında vergiler düşülmemiş gelir tablosuna göre toplam —–zarar ettiği, dava tarihi itibariyle davalı şirketin borca batık durumda olduğu, davacının herhangi bir kar payının olmadığı, ayrıca davalı şirketin kar payı dağıtımı yapılacağına dair herhangi bir —— kararının da olmadığı, dava tarihi itibariyle davacının hesaplanacak bir kar payı miktarının söz konusu olmadığı; bilgi alma hakkının ihlal edildiği yönündeki iddiaların —- bir karşılık bulmadığı, bilgi edinme hakkının ihlal edildiği iddiası yönünden şirket müdürünün azlini gerektirir haklı bir sebebin söz konusu olmadığı kanaatine varıldığı, kötü yönetim iddiası yönünden yapılan irdelemede ise şirketin zarar etmesinin önemli bir faktör olmakla birlikte —– haklı sebeple azli için tek başına yeterli olamayacağı ve şirketin zarara sürüklenmesinde şirket müdürünün basiretsizliği, bilgisizliği ve dikkatsizliği ile şirketin zarar ettiğinin ispatlanması gerektiği açıklanıp eksiklik giderilerek itirazlar aydınlatılıp kök rapor teyit edilmiştir.
Temin edilen rapor, ek rapor, tanıkların dinletme sebepleri, davalı tanığının bilgi edinme hakkının kullandırıldığına ilişkin olarak dinletilmek istenmesi ve bu hususta dayanılan —- tarihli tutanak, davacı tanığının dinletme sebebin ise esasen söz konusu —- tarihli tutanak ile defterler üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi kapsamında kalan hususlara ilişkin olması, bu konularda taraf vekillerinin duruşma tutanaklarına yansıyan beyanları, temin edilen rapor ve ek rapor ile dosya kapsamına nazaran davanın aydınlanmış olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde tanıkların dinlenmesine gerek görülmemiştir.
Davacı vekili —– tarihli duruşmadaki beyanında —- açtıkları ve mahkememizin —– tevzi edilen davanın bekletici mesele yapılmasını istediğinden celp edilip incelenen söz konusu mahkememizin —- sayılı davanın davacısı—- tarafından davalı şirket aleyhine açılan —-iptaline ilişkin dava olduğu, henüz tensibi yapılan davanın tebligat aşamasında olduğu belirlenmiş olup davacı vekili —— tarihli duruşmadaki beyanında şirketin kötü yönetimi yönünden söz konusu davanın bekletici mesele yapılmasını istediklerini ifade etmiş, davalılar vekili ise söz konusu —– davanın eldeki bu dava ile ilgisinin olmadığını, bekletici mesele talebini kabul etmediklerini, davacı tarafın iyi niyetli olmadığını ve davanın uzamış olduğunu ifade ederek karar verilmesini istemiştir.
Söz konusu —— tarihli duruşmada yapılan inceleme, taraf vekillerinin alınan beyanları ve tüm dosya kapsamına nazaran yerinde görülmeyen bekletici mesele talebinin reddine karar verilmiştir.
Sonuç olarak —– kayıtlarına, davacı ve davalı gerçek şahıs olmak üzere davalı şirketin iki ortaktan müteşekkil olmasına, tarafların paylarına, temin edilen dosya kapsamına uygun ve mahkememizce de davanın aydınlatılması yönünden yeterli görülen rapor-ek rapora, davalı şirketin borca batık durumda olması nedeniyle davacının hesaplanacak herhangi bir kar payının söz konusu olmamasına, —– tarihli tutanağa ve tüm dosya kapsamına nazaran bilgi alma ve inceleme hakkının ihlali yönünden TTK. madde 614 düzenlemesi yönünden yasal şartların somut olayda varit olmadığı; TTK. madde 630 düzenlemesine ve dosya kapsamına nazaran davalı-temsilcinin temsil yetkisinin kaldırılması ve müdürlükten azli için şirketin zarar etmiş olmasının tek başına yeterli olmadığı, esasen davacının bu konudaki hem kasada para olduğuna ve hem de şirketin kötü yönetildiğine ilişkin beyanlarının çelişkili olması, ortaklık yapısı ve pay durumu da dikkate alındığında bu iddianın davalı temsilcinin sorumluluğunu doğuracak şekilde anlamlı bir karşılığının söz konusu olmaması hususları birlikte değerlendirildiğinde ileri sürülen bütün talepler yönünden davanın sübuta ermediği kanaatine varıldığından sübut bulmayan davanın reddine ilişkin olmak üzere aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın reddine,
2- Maktu karar harcından peşin harcın mahsubu ile eksik 37,00 TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılmış bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir karar oluşturulmasına yer olmadığına,
5-Davalılar vekili için tarife gereğince belirlenen 5.100,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara müştereken verilmesine,
6-Artan avansın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
İlişkin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde ——–Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/04/2022