Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1155 E. 2021/394 K. 11.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/1155 Esas
KARAR NO : 2021/394

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ : 11/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasındaki ticari ilişki gereğince, davacı tarafından davalı tarafın—– göre —— olmasına rağmen, ödenmesi gereken tutarların davalı tarafça ödenmediğini. Davalı/borçluya yapılan tüm başvurulara rağmen borç bakiyesi ödenmediğinden, davalı/borçlu hakkında——dosyası ile icra takibi başlatıldığını. Davalı/borçlu tarafça, söz konusu dosyadan gönderilen ödeme emrine karşı, davacı şirkete herhangi bir borçlarının bulunmadığı belirtilmek suretiyle haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edilerek icra takibinin durdurulduğunu. İtirazın iptali için dava açılmadan önce,——– yapılmış ise de, arabuluculuk süreci sonunda anlaşma sağlanamadığını beyan ederek; fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydı ile, ——- sayılı dosyasında davalı/borçlunun asıl alacağa vaki itirazının iptaline, takibin devamına, davalı/borçlu aleyhine asıl alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı/borçluya yükletilmesini karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin — ”——– kuralı gereğince —–yetkisiz olduğunu. —-. İşbu sebeple huzurdaki dava dosyasında da yetkili mahkemeler — olmakla yetki itirazında bulunduklarını. Davacı/alacaklı tarafça borcun dayanağı olarak tarih ve sıra kaydı adı altında bir kısım bilgiler sunulmuşsa da takip talebinden de anlaşılacağı üzere takip dayanağı belirsiz olduğu. Bu nedenle davalı şirketin alacaklı/davacıya takibe konu edilen borç miktarının netliği açısından ticari defter ve cari hesap ekstrelerinin bilirkişiler aracılığıyla incelenmesi sonucu gerçeğin ortaya çıkacağını beyan ederek; yetkisizlik kararı verilerek, dosyanın yetkili—–gönderilmesine, haksız açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
DELİLLER :—– Dairesi kayıtları, Ticari Defter ve Belgeler, Faturalar, Sevk İrsaliyeleri, Bilirkişi Raporu, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , İtirazın İptali ve Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak gönderilen ve yapılan davetiyeler sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmaması nedeniyle uyuşmazlık belirlenmiş ve tahkikata geçilmiştir. Bu aşamada mevcut deliler incelenip değerlendirilerek tahkikat tamamlanmış ve son duruşmaya katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davalı tarafın yaptığı yetki itirazının, olaya uyan HMK’nın 10. ve TBK’nın 89/1 Maddesi kapsamında para borçlarının alacaklının yerleşim yerinde ifa edilmesi gerektiğinden ve davacının muamele merkezinin mahkememiz yargı çevresinde bulunduğu anlaşıldığından dinlenmediği ifade edilmelidir.
Davaya esas— sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu, davanın bir yıllık hak düşürücü süre içinde açıldığı görülmüştür.Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davanın yasal dayanığının hatırlatılmasında yarar vardır; 2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında evvelin, —- sayılı dosyasından davalı-borçlu hakkında satış sözleşmesi kapsamında kesilen faturalar ve cari hesap ilşkisine dayalı olarak icra takibi başlatıldığı ,icra takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiş ve taraflarca gösterilen deliller toplanmış, tarafların bağlı bulunduğu —-getirtilmiş ve dosya bilirkişi raporu düzenlenmesi için bir serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi —- davacının ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu rapora göre davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, uyuşmazlığa konu döneme ait faturaların karşılıklı olarak vergi dairesine beyan edildiği, faturaların tebliğ ve faturaya konu malların teslim edildiği, ticari defter ve vergi dairesi kayıtlarının birbirleriyle uyumlu olduğu ve sonuçta davacının 35.144.64 TL cari hesaptan alacaklı olduğu yönünde tespit ve görüş bildirilmiştir. Mahkememizce işbu rapor taraf ve taraf vekillerine tebliğ edilerek beyan ve itirazları da alınıp değerlendirilmiştir. Bu kapsamda bilirkişi raporunda da görüldüğü üzere uyuşmazlığın aydınlandığı ve mevcut delillere göre alacağın varlığı ve miktarı açıkça sübut bulmuştur. —– davacı şirketin davasını, TMK’nın 6 ile HMK’nın 190 ve 222/3 maddeleri nazarında davalı tarafın, davada vekille temsil edilmesine ve ara kararların tebliğine rağmen ticari defter ve belgelerini incelemeye sunmaması nedeniyle kendi lehine delil teşkil eden ve usulüne uygun olarak tutulan ticari defter ve kayıtları yanında —-raporuna göre açıkca ispat ettiği anlaşılmıştır. Binaenaleyh dosyaya mübrez sözü geçen bilirkişi raporunun gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kabulü ile,davalı—— dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile icra takibinin dava konusu edilen asıl alacağa ( 35.144,64 TL) takip tarihinden itibaren taraflar tacir olduğundan avans işlemlerinde uygulanan %19,50 ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmek suretiyle dava konusu edilen asıl alacak yönünden devamına karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda alacağın gerçek miktarı belli olmasının yanında, davalı taraf da borcunun varlığı ve miktarını alınan bilirkişi raporu ve özellikle —- kayıtlarına bakıldığında açık ve net olarak bizzat kendi ticari defter ve kayıtlarına göre belirleyip tespit edebilir durumdadır. Bu nedenlerle davalının itirazının haksızlığına karar verildiğinden ve davalı-borçlu yönünden cari hesap ilişkisine göre kalan alacak/borç likit ve muayyen olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2.maddesi gereğince koşulları oluşmakla asıl alacağın %20’si olan 7.028,92 TL icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava önces—- ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri kapsamında davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KABULÜNE,
2-) 2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun —- takip dosyasına yapmış olduğu itirazının İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa ( 35.144,64 TL) takip tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan %19,50 ve değişen oranlarda ticari temerrüt faizi işletilmek suretiyle DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin kabulüyle; asıl alacağın (35.144,64 TL) % 20’si olan 7.028,92 TL icra-inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.400,73 TL karar ve ilam harcına, mahkememiz dosyasında peşin alınan 407,29 TL ile icra dosyasında alınan 192,90 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.800,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile —- bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-)Davacı tarafından yapılan 44.40 TL başvurma harcı 407,29 TL peşin harç, 38,50 TL posta masrafı, 6,40 TL vekalet harcı ve 700,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.196,59 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)Davacı kendisini bir vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 5.271,70 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize verilecek dilekçeyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.