Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1148 E. 2021/25 K. 12.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/273 Esas
KARAR NO : 2021/31
DAVA : Alacak ( Ayıplı Mal Satışından Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2018
KARAR TARİHİ : 14/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ayıplı Mal Satışından Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin ———- Şasi numaralı —- bedelli aracı ———– tarihinde satın aldığını, teslim aldığı gün —- gitmekte iken aracın hararet yaparak motor arızası verdiğini, çekici ile aracın servise çekildiğini, aracın motorunun değiştirilerek toplamda —- ödeme yapıldığını, ayıplı mal satımı nedeniyle davacıya —— yevmiye numarası ile —- tarihinde ihtarname çekilerek araç bedeli, tamir masrafı ve satım için yapılan tüm masrafların karşılanmasının ihtar edildiği ancak ödeme yapılmadığını beyanla; fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik —– üzerinden dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekilinin —– tarihli ıslah dilekçesinde özetle;
Konu ve bedel hususunda değişikliğe giderek aşağıdaki şekilde ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
Aracın satış bedelinden ayıp nedeniyle indirim yapılmasına, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla zararlarının belirlendiğinde artırmak üzere şimdilik —— muacceliyetinden itibaren avans faiziyle tahsiline, tamir masraflarının Avans Faizi uygulanarak ödenmesi için ve fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydıyla aracın hemen motor arıza yapması nedeniyle yapılan masraf olan — daha sonra da aracın — kullanılamadığı anlaşıldığını aracın alınmasından—- tarihinde yapılan şanzıman arızası/tamiri nedeniyle—- malzeme ve— işçilik olmak üzere toplam —- ödenmesine dair ıslahına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP /TALEP : Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davaya bakmakta —- görevli olduğunu, dava konusu —- plakalı aracın davacıya ———- alınan ekspertiz raporu ile satımının gerçekleştiğini, araç seyir halindeyken araçta arıza meydana geldiğinin müvekkiline bildirildiğinde müvekkili tarafından davacıya aracı kullanmaması ve derhal yetkili servise haber verilmesinin beyan edildiğini fakat davacı tarafça aracın arızalı şekilde ———kadar götürüldüğünü, söz konusu arızanın gerçekte var olup olmadığının ve ne şekilde ortaya çıktığının belli olmadığını, davacının iddialarının soyut ve ispata muhtaç olduğunu, yetkisiz ve taraflı rapor dayanak yapılarak açılan davanın reddini talep etmiştir.
İhbar olunan vekili tarafından verilen dilekçe ile; Dava konusu—– model araç müvekkili şirket tarafından, —- yevmiye numaralı sözleşmesi ile — satın alındığını ve——-yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile —- bedel karşılığı davalı—- satıldığını beyan etmiştir. Davaya konu araca ilişkin müvekkiline yönelik sorumluluk iddiaları ancak ve ancak ———— kaynaklanabileceğini savunarak, ilgili yönetmelik uyarınca müvekkili şirketin, ikinci el otomobilin motorunda çıkabilecek arızalarla ilgili olarak —- aylık garanti sorumluluğu bulunduğunu, nitekim araç motorunda meydana gelen arıza da bu yasal süre içinde gerçekleştiğini belirterek, aracın müvekkili tarafından — tarihinde davalıya satıldığını ve müvekkilinin — aylık sorumluluk süresi içerisinde bulunan —- motorundaki arıza meydana geldiğini beyan etmiştir. Diğer yandan ilgili yönetmeliğin 16. Maddesinde garanti kapsamı dışında kalan haller sayıldığını ve bu hallerden ikisi aşağıdaki gibi olduğunu belirtmiştir.
DELİLLER : Trafik tescil kayıtları,Ekspertiz Raporu, Satış Sözleşmeleri, ihtarname, Faturalar, Tanık, Bilirkişi Raporu, dosyadaki sair tüm bilgi ve belgeler.
Davacı tanığı —- tarafından talimat yoluyla alınan beyanında: “Ben tarafları tanımam, ——– şirketimdir, hatırladığım kadarıyla —- marka bir araç getirildi, —- kadar önceydi, tam tarih hatırlamıyorum, aracı ikinci el olarak aldıklarını, aldıkları gün dönüş yolunda araçtan ses getirip arızalandığını, araç kalmış, kurtarıcı ile aracı bana getirdiler, ben aracı baktım, motorunda sıkıntı olduğunu belirttim, benim yanımda karşı tarafı arayıp gel anlaşalım, bunu ne yapacağız dediler, karşı taraf benim sorunum değil dediğini bana aktardılar, araç bana gelmeden önce motorun üst kısmında işlem yapılmış ama bu işlemler kalıcıdan ziyada geçici olarak yola çıksın diye işlem yapılmış, sonda yolda arıza yapmış, komple motor yapıldığını hatırlıyorum, parçalarını araç sahibini kendisi piyasadan temin etti, tamir faturasını da düzenleyip vermişizdir, yaptığımız işlemler faturada gözüküyordur, benim bildiğim bu kadar, tamir ettik aracı çalışır halde verdik, yollarına devam ettiler, benim bildiğim bu , diğer ayrıntıları tarafların ilişkilerini bilmem dedi, benim tespitlerime göre araç yüksek bir hararet görmüş evvelce, götürdükleri yer açmış, bir conta değiştirmiş, yola devam ettirmiş, eğer gerçek bir tamir olsa idi yolda motora hiçbir şey olmazdı dedi. tanıklık konusunda ücret talebim yoktur” beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı —- tarihli duruşmada beyanında; “Ben davacı şirketin yetkili temsilcisi —– arkadaşıyım, kendisi bana—- bir araba bulduğunu ve birlikte gidip almamızı söyledi, birlikte —– uçakla —- geldik, davalı ile bir galeride buluştuk, aracı gördük pazarlığı yaptık ve davacı parasını ödedi, daha sonra noter satışını yaptılar ve biz —- marka aracı alarak —- doğru yola çıktık, —– civarına geldiğimizde araç arıza yaptı, biz aracın elektrik arızası yaptığını düşündük çünkü araç hararet yapmıştı, biz aracı aldığımız, davalı —-aradık, kronik ve bilinen bir arızası olduğunu sorduk o da bize üstten ve ters konuştu bizde kısmen karşılık verdik, arabayı kurtarıcıya yükleyerek —- getirdik, orada aracın silindir ve piston arızası olduğunu öğrendik, usta bize bu kapağın alalalede yapıldığını söyledi, aracın motoronu yeniden yaptırdık, bildiğim kadarıyla —- üzerinde masraf yapıldı dedi. Lüzumuna binaen tanıktan soruldu: biz aracı teslim aldığımızda genel bir muayene yaptık, herhangi bir eksper muayenesi yaptırmadan teslim alıp yola çıktık dedi. araçta ortaya çıkan arıza sürücünün araca binmesi ve kullanması sonucunda anlayabileceği veya genel olarak kontrol edildiğinde bilinebilecek bir arıza değildir, ben araç alım satım işi yaparım ancak araçtaki arızayı benim ilk anda anlamam da mümkün değildir, çünkü teknik bir hadisedir” beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı —– tarihli duruşmada beyanında: “ben tarafları tanıyorum, davalı —– kardeşim olur, biz birlikte— galericilik işi ile uğraşırız, davacı şirketin temsilcisi —-bizde satılık bulunan bir araçla ilgili irtibata geçti biz bu aracı — koymuştuk, söz konusu araç — bir araçtı, biz bu aracı—–olarak satın almıştık, davacı şirket sahibi —- işyerimize geldi, eksper raporuna baktı aracı beğendi, anlaşmayı yaptık, aracın test sürüşünü yaptı ve aracı alarak —- doğru yola çıktı, bizim davacıya gösterdiğimiz eksper kaydı —– tarafından verilen eksper kaydıydı, biz aracı kendisine sattığımızda araçta herhangi bir arıza görünmüyordu, sadece eksper raporunda araca bakım yapılması gerektiği yazıyordu, davacı yaklaşık aracı aldıktan ve bizim işyerimizden ayrıldıktan —- olduğunu beyan ederek bizi aradı ve aracın hararet yaptığını söyledi, ve hatta aracı benzinciye çekerek 1 saat beklediğini beyan etti ancak kendisi daha sonra tekrar hararet düştükten sonra yola devam etmiş ve bu nedenle arıza meydana gelmiş benim olayla ilgili bilgi ve görgüm bundan ibarettir, biz aracı—– karşılığında satmıştık, kendisi bana aracı tamir eden ustanın daha önce aracın motorunun söküldüğünü beyan etmesi üzerine bende ona aracın bütün bakımlarının —- servisi tarafından yapıldığını eğer yapılması gereken bir işlem varsa yine yetkili servise götürmesini söylemiştim” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı —-tarihli duruşmada beyanında: ———-müdürüyüm, bu nedenle davaya konu otomobili biliyorum, bu otomobili biz şirket olarak sıfır araç takası ile müşteriden almıştık, hatta bizim aldığımız kişi bu aracın ilk sahibiydi, bu aracı biz aldığımızda araca ilişkin ekspere soktuk ve eksper raporunu alarak fiyatını belirleyerek piyasaya arz ettik, bu aracı daha sonra —- satın aldı, satın aldığında kendisine eksper raporunu da verdik, daha sonra bu ——— göre davacı şirkete satmışlar, davacı şirkete satarken de benim onlara verdiğim eksper raporunu göstererek satmışlar, bizden aracı aldıktan kısa bir süre sonra da bu kişiye sattıklarını biliyorum, bu nedenle yeniden bir ekspere gösterilmediğini düşünüyorum, zaten şu anda 2. El araç alım satımında eksper raporu zorunlu bulunmaktadır, noterde satış sırasında noter bu eksper numarasını sormaktadır, ancak ben tarafların ne şartlarda anlaştığını bilemem, benim bildiğim biz aracı —— sattığımızda herhangi bir problem bulunmuyordu, sadece ufak tefek eksperde belirtilen problemler olabilir, biz aracı sattığımızda aracın motorunda öncesinde gerek bizim şirkette gerekse dışarda herhangi bir tamir işlemi bulunmuyordu, zira olsaydı eksper raporunda çıkardı benim olayla ilgili bilgi ve görgüm bu kadardır” şeklinde beyanda bulunmuştur.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , ayıplı araç satışı nedeniyle bedel indirimi, onarım gideri ve maddi(masraf) tazminat istemine ilişkindir.
Dosya Mahkememize —— tarafından verilen yetkisizlik kararı sonucunda gelmiştir. Basit yargılamaya tabi davada mahkememizce usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve tarafların sulh olmak istememeleri üzerine ön inceleme tutanağı imzalanarak tahkikat aşamasına geçilmiş ve tahkikat işlemleri tamamlanmıştır. Bu kapsamda taraflarca gösterilen deliller toplanmış, gösterilen tanıklar mahkememizde ve talimat yoluyla dinlenmiş ve tarafların iddia ve savunmalarına göre makine mühendisi bir bilirkişiden, bilirkişi raporu alınmıştır. Dava konusu araca ait trafik kayıtları, satış sözleşmesi de celp edilerek dosyaya kazandırılmıştır. Böylece davacı vekilinin ıslaha müteallik dilekçesi ve yokluğunda karar verilmesi talebini içerir mazeret dilekçesi değerlendirilerek duruşmaya katılan davalı ve ihbar olunun vekillerinin son beyanları alınarak aşağıdaki sonuca gidilmiştir.
Davalı vekili davanın ——- ihbarını talep etmiş ve dava işbu şirkete ihbar edilmiş ve davada vekille temsil edilmiştir. Davalı vekilinin savunması özellikle araçtaki hasarın miktarına ve araçta meydana gelen hasarın satıştan sonra meydana geldiğine ve dolayısıyla sorumlu tutulamayacaklarına dayandırılmıştır. Böylece tarafların karşılıklı ihtarname ve bildirimlerine göre olayda ihbara ilişkin güncel bir tartışma olmadığı kaydedilmelidir. Buna karşı olayın daha iyi anlaşılabilmesi bakımından ayıplı mal ve ayıplı mal satışına ilişkin bir kısım açıklamalar yapılması yararlı olacaktır.
6098 sayılı TBK’nın 207. maddesinde; satıcının, satılan malı alıcının ödemek zorunda olduğu bedel karşılığında alıcıya zilyetlik ve mülkiyetini devretme borcunun bulunduğu belirtilmiş, bu asıl borç yanında satıcının satılan mal nedeniyle zapt ve ayıp nedeniyle de sorumlu olduğu devam eden maddelerde düzenlenmiştir. Ayıba karşı satıcı sorumluluğunu düzenleyen TBK’nın 219-223 maddelerinde ise, satıcının alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması nedeniyle sorumlu olacağı gibi nitelik ve niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olduğu, satıcının bu ayıplardan sorumlu tutulması için onları bilmesi gerekmediği, alıcının ayıbı öğrendiğinde satıcıya uygun bir süre içinde bildirimde bulunması gerektiği, uygun süre içinde bildirimde bulunmadığı takdirde satılanı ayıplı hali ile kabul etmiş sayılacağı düzenlenmiştir. Satıcı, satış sözleşmesine konu taşınır malın niteliği ve kullanım amacı bakımından malın değerini ve kullanım amacını azaltan veya ortadan kaldıran mülkiyet hakkının sonucu olan tasarrufi işlemler yapmasını engelleyen bir eksikliğin bulunmamasını sağlama borcu altında olup ayıba karşı sorumluluğu ise satıcının mülkiyeti geçirme borcunun tamamlayıcısıdır.
TTK’nın 23/c maddesinde “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü  maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. ” hükmü ve bu madde yollaması ile Türk Borçlar Kanunu 223/2 maddesinin “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.”
6098 sayılı TBK’nın 223. maddesinde ayıp ihbarı için herhangi bir şekil şartı ise getirilmemiştir. Ancak 6102 sayılı TTK’nın 18-(3) maddesi uyarınca, taraflar tacir ise ihbarın noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemiyle yapılması gerekmektedir.
6098 Sayılı TBK’ nın 227.maddesinde ise “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme; 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme,- 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,-4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre somut olayda Somut olayda davacı şirket yetkili temsilcisi——-sitesi üzerinden bulup beğendiği —plaka sayılı —- model aracı satın almak için —-ilinden arkadaşı —- ile birlikte —- tarihinde—- gelmişler ve oto galericilik faaliyetinde bulunan davalı —- yevmiye numaralı satış işlemi ile —– aracı satın alarak memleketleri —- dönüşe geçmişler aracın yolda —-civarında motor arızası vermesi üzerine aracı kurtarıcıya yükleyerek —– götürülerek tamir ettirilmiştir. Davacı taraf —— yevmiye numaralı işlemi ile ayıp ihbarında bulunmuştur. Mahkememizce tam taraf delileri toplanmış ve dosya bilirkişiye verilerek rapor alınmıştır. Makine Yüksek Mühendisi —– tarafından hazırlan rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiştir. Taraf vekillerinin beyan ve itirazları da düşünülüp değerlendirilmiştir. Bu kapsamda dava konusu aracın satış sözleşmesinin yapılıp teslim alındığı aynı gün içinde en fazla —– dahi gitmeden motor arızası gibi çok ciddi bir arıza vermesi aracın satış anında ayıplı olduğu inancı oluşmuştur. Zira ülkemizin en büyük şehri —- başkenti—–arasındaki gelişmiş yol durumu ve alıcının tacir sıfatına sahip ve kanun gereği basiretli kabul edilen bir kişi olmasına göre ortaya çıkan ayıbın günlük kullanıcı hatası olarak görülmesi hayatın olağan akışına da uygun bulunmamıştır. Bu arızanın yeni alınan araçların denenmesi için herkesçe yapılan küçük sürüş aksiyonlan ile ortaya çıkma ihtimali de görülmemiştir. Bu anlamda mahkememizce aracın kilometresinin kaç olduğuna ve —- göre ayıbın ortaya çıkma durum ve zamanını değiştiren bilirkişi rapor ve görüşüne hiçbir önem atfedilmemiştir. Çünkü Tanık olarak dinlenen ve işin erbabı olduğu değerlendirilen —-aracın motorunda geçici bir işlem yapıldığını kendilerinin ise sorunu kalıcı olarak çözdüklerini beyan etmiş durumdadır. Ayrıca araç davalı tarafından ihbar olunun şirketten — tarihinde— bedelle satın alınmış ve ——- davacıya satılmıştır. Görüldüğü üzere araç en az bir ay süreyle davalı uhdesinde kalmış ve önemli bir fiyat farkıyla davacıya satılmış olup, araca ilişkin son eksper tarihi de —–tarihidir. Bu rapora göre de —– olduğu ve servis gerektirdiği yazılı olmakla birlikte davalı tanığı —– bu hususu beyan etmiştir. Sözün özü, olayların gerçekleşme biçimi ve akışına göre dava konusu aracın davalı uhdesinde veya öncesinde motor arızası nedeniyle ayıplı olduğu konusunda tam bir hukuki ve vicdani kanaat oluştuğu ifade edilmelidir. Öyleyse davalı taraf dava konusu malın satış sırasındaki tüm ayıplarından sorumlu tutulmalıdır. (TBK 219/223) Ayıbın öncesinde bulunması ise ihbar olunun ile satıca arasındaki rücu ilişkisini ilgilendiren bir husustur. Ne var ki davacı vekilinin hem bedel indirimi ,hem tamir masrafları ve hem de tazminat isteğinin aynı anda karşılanması dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler, kısmen benimsenen bilirkişi raporu ve özellikle hakkaniyet ilkesi ve ispat kuralları gözetildiğinde mümkün görülmemiştir. (TBK, 227) Binaenaleyh davacı vekilinin ıslaha müteallik dilekçesi de gözetilerek ve yapılan ek tamir masraflarının da ayıp kapsamında yapıldığı kabul ve takdir edilerek davanın kısmen kabul; kısmen reddi ile, tüm onarım masraflarının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bedel indirimi ve tazminat/masraf isteğinin ise reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden sorumluluk ise hükmün reddedilen kısımlarının TBK,227.maddesindeki seçimlik haklara ilişkin ve hakkaniyet ilkesi kapsamında takdir hakkına dayanan hususlar olması hasebiyle tüm yargılıma giderlerinden davalı sorumlu tutulmak suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm verilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABUL;KISMEN REDDİNE ,
2-) a- Davacının aracın satış bedelinin indirilmesine yönelik talebinin REDDİNE,
b- Davacının aracın onarım masraflarına yönelik talebinin KABULÜ ile, —- dava tarihinden, —- ise ıslah tarihi olan —- tarihinden itibaren avans işlemlerinde uygulanan ticari faiz işletilmek suretiyle toplam— —- davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
c- Davacının aracın satın alınması için yapılan masraflara yönelik talebinin REDDİNE,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.119,96 TL karar ve ilam harcınına 170,78 TL peşin harcın ve 1.010,00 TL ıslah harcı toplamının mahsubu ile bakiye 939,18 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 35,90 TL başvurma harcı 1.180,78 TL peşin ve ıslah harcı, 332,75 TL posta masrafı ve 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.149,43 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan …Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.655,17 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider/delil avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davalı —— ve İhbar olunan şirket vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile —– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/01/2021