Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1147 E. 2021/635 K. 20.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/1147 Esas
KARAR NO: 2021/635
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/12/2019
KARAR TARİHİ : 20/09/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil —- verdiğini davalı şirket ile ticari bir ilişki içerisinde olduğunu bu cari ilişki içerisinde davalı borçlunun — yıllarına ait borç bakiyesi ödememesi üzerine aleyhine—– dosyası ile icra takibi başlatıldığını davalının—- yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamını, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasını, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesini yargılama harç ve masrafları ile vekâlet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:
—– Raporu, dosyadaki sair diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Taşınır Kira Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
Mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmaması arabuluculuğa da gitmek istememeleri nedeniyle uyuşmazlık belirlenerek işin esasının incelemesine geçilmiştir.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; —- Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.—- Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —– yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —–Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Davaya konu ——-icra dosyası getirtilerek incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile örtüştüğü görülmüştür.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, taraflar arasında mal ve hizmet alım-satımına dayalı ticari ve hukuki ilişki bulunduğu ve bu kapsamda davacı tarafından cari alacaktan kaynaklı alacağının davalı tarafından ödenmemesi üzerine davacı tarafından bu cari alacağa ilişkin olarak ilamsız icra takibi başlattığı, davalının vaki itirazı nedeniyle takibin durduğu ve yasal süresi içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafın bildirdiği tüm deliller toplanmış, davalı taraf ise ne davaya cevap vermiş ne de ticari defter ve kayıtlarını bilirkişi incelemesine hazır etmek üzere teslim etmiştir. Böylelikle dosya taraflar arasındaki alacağın varlığı ve miktarına ilişkin rapor verilmesi için bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından verilen rapor taraflara tebliğ edilmiş ve denetimi yapılmıştır. Yapılan incelemede davacı tarafından usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinin alacağın varlığını kısmen tevsik ettiğine yönelik görüş bildirildiği görülmüştür.— raporda kısmen açıklandığı gibi davacı tarafın takip tarihi itibariyle her ne kadar —- talep etmesine rağmen — defterlerin davacı tarafından incelemeye sunulmaması nedeniyle dikkate alınmadığı, bu nedenle — yılından devir gelen — alacağının davacı tarafın ispat edemediği, dolayısılya davacı tarafın — alacağının bulunduğu anlaşılmıştır. Yine her ne kadar bilirkişi gerek kök gerekse ek raporlarında ——– plakalı araçların araç teslim formlarında bahse konu tarihlerde davalının kullanımında olmadığına yönelik tespit yapılmış ise de; dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden bahse konu tarihlerde söz konusu araçların davalının kullanımında olduğu anlaşılmış olup bu trafik cezalarından da davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Davalının dosyaya sunulan — çekin davacıya verildiğine ve bu sebeple davacıya borcunun bulunmadığına yönelik beyanlarına bahse konu çekin karşılıksız çıkması ve çek bedelinin davalı tarafından ödendiğinin ispat edilememesi nedeniyle itibar edilmemiştir. Tüm bu nedenlerle davacı tarafın incelenen kayıtlarında davalının davacıya —- tutarda borçlu bulunduğu ve davacının alacağının varlığını kısmen ispat ettiği anlaşılmıştır.
Dosyaya mübrez işbu bilirkişi raporunun aksine davacının davasının kısmen kabulü ile davalının——— dosyasına karşı yapmış olduğu itirazının İİK’nın 67/1. maddesi gereğince kısmen iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa avans faizi uygulanmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacının İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise—— kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlu itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması böylece borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Olayımızda davalının borcunun cari hesap ve ticari defterlere göre açık ve net olarak belirli ve belirlenebilir olduğundan İcra İflas Kanununun 67/2.maddesi gereğince asıl alacağın %20’si olan—- inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
Davalının —- takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİNE, icra takibinin asıl alacak —- takip tarihinden itibaren %19,50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA, Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-) Asıl alacağın %20’si olan —- icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.753,57 TL karar ve ilam harcına 494,09 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 2.259,48 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, davacı tarafından peşin yatırılan 494,09 TL harçtan kabul ve red oranına göre davacının sorumlu olduğu 40,37 TL harcın mahsubu ile bakiye 453,72 TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-) Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, posta ücreti 57,50 TL ve 650 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 751,90 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 740,88 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan masrafların davacı üzerine bırakılmasına,
5-) Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinden davanın kabul ve ret oranına göre 1.300 TL’nin davalıdan, 20 TL’nin davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
7-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 6.040,29 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
😎 Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 599,78 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-) 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ——– Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/09/2021