Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1140 E. 2020/53 K. 31.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/1140 Esas
KARAR NO: 2020/53
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 18/11/2016
KARAR TARİHİ: 31/01/2020
——— Tüketici Mahkemesinin —– tarih ve —– Esas, ——– Karar sayılı kesinleşen görevsizlik kararına bağlı olarak Mahkememizin iş bu esasına kaydedilen davanın yapılan incelemesi sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete sigortalı mahalde meydana gelen yangın hasarı sonucu müvekkili sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ödenen hasar tazminatından doğan rücuen tazminat alacağının tahsili amacı ile ——— İcra Müdürlüğü’nün ————– Esas sayılı dosyası üzerinden davalı aleyhine ilamsız icra takibi başlattıklarını, davalı aleyhine başlatılan iş bu icra takibine davalı tarafından süresi içerisinde borçlu olmadığı iddiası ile itiraz edildiğini, itiraz sonucunda icra takibinin durdurulduğunu ancak davalı tarafından icra takibine yapılan itirazın haksız olduğunu beyan ederek davalının ——— İcra Müdürlüğü’nün——– Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptalini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı uhtesinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle———- ait olduğunu, ilgili sitede müvekkili firma mantolama işlerini alt yüklenici sıfatı ile gerçekleştirdiğini, yapılan işin asıl sahibinin işveren———– yani kat maliklerinin olduğunu, husumetin işveren sıfatına haiz olan site yönetimine yöneltilmesi gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
SAFAHAT
Mahkememize tevzi olunan iş bu dava dosyasının başlangıçta ———Asliye Ticaret Mahkemesinin ——-esas sayılı dosyasına tevzi edilmiş olduğu;
——-Asliye Ticaret Mahkemesinin —– esas —— karar sayılı dosyasından “1-Davacı tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle; HMK 115-2 md uyarınca dava şartı noksanlığından usulden reddine, 2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ——– Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosuna gönderilmesine, 3-Yargılama giderlerinin, HMK’nun 331-(2) md uyarınca yargılamaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde bu mahkemece karara bağlanmasına; görevli mahkemede davaya devam edilmez ise talep halinde dosya üzerinden mahkememizce karara bağlanmasına,” dair karar verildiği, kararın kesinleşerek dosyanın ——Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi olunduğu,
——–Asliye Hukuk Mahkemesinin ——esas —— karar sayılı dosyasından “Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli———- Tüketici Mahkemesine gönderilmesine” dair karar verildiği, kararın kesinleşerek dosyanın ——Tüketici Mahkemesine tevzi olunduğu,
—–Tüketici Mahkemesinin—– Esas —— Karar sayılı dosyasından “Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın ———— Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, ” kararı verildiği ve kesinleşen karar üzerine dosyanın tekrar ticaret mahkemesine gönderildiği görülmüştür.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin açtığı itirazın iptali davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde,bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara, Ticaret Mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre tarafların sıfatına veya bir ticari işletme olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari dava olarak sayılan davalar mutlak ticari dava; tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalar ise nispi ticari davadır.
Somut olayda uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısının haklarına halef olması sebebiyle açılmış itirazın iptali davasıdır.
TTK’nın 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı dava, aslında bir tazminat davası olup, aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücûu ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz’î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak —– gün ve —— E —- K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtilmiştir. —— gün ve —– E ———- K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve Türk Borçlar Kanununun 52. maddesine de dayanabileceği; sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır. Diğer taraftan, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun —- gün ve — E—– K. sayılı kararına göre de “Sigortacının sigorta poliçesinden münbais olmayıp kanundan aldığı bir salâhiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği dâvada hukuk mahkemesine başvurması gerekir.”
Yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve anılan içtihatlar ışığında somut olaya gelindiğinde; davacı ve davalı arasında sigorta ilişkisi bulunmadığı, sigortalının tacir olmadığı, uyuşmazlığın haksız fiile dayalı itirazın iptali davası olduğu anlaşıldığından ve davanın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekliliği nazara alınarak;——- mahkemelerin görev dağılımına ilişkin kararları uyarınca —- Asliye Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişkinin iş bölümü ilişkisi olduğu, dolayısıyla başlangıçta ———-Asliye Ticaret Mahkemesince verilen görevsizlik kararı ve devamında verilen görevsizlik kararları sebebiyle dosyanın tekrar ticaret mahkemesine tevzi olunmasından dolayı ticaret mahkemesi ile ——–Asliye Hukuk Mahkemesi arasında görev uyuşmazlığı çıktığı anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin ———- Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna karar vermek gerekmiştir.(Aynı yönde——- Adliye Mahkemesi —-Hukuk Dairesi —- tarih ———- E-K sayılı ilamı).
Ayrıca her ne kadar iş bu dosyaya henüz duruşma günü tayin edilmemiş ise de usulen dinlenmesi mümkün olmayan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olup, dava şartlarının hakim tarafından yargılamanın her aşamasında resen incelenmesi gerektiğinden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucu karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği görev yönünden usulden REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Görevli Mahkemenin ——— Asliye Hukuk Mahkemesi OLDUĞUNA,
4-Dava hakkında daha önceden ——— Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verildiğinden ve ——– Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında görev uyuşmazlığı meydana geldiğinden; mahkememizce verilen karar İstinaf yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için merci tayini (Yargı yeri belirlenmesi) açısından re’sen dosyanın——- Adliye Mahkemesi——-Hukuk Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
5-Dava hakkında daha önceden——- Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verildiğinden ve ——-Asliye Hukuk Mahkemesi ile mahkememiz arasında görev uyuşmazlığı meydana geldiğinden; Mahkememizin görevsizliğine dair kararın İstinaf yasa yolundan geçmek suretiyle kesinleşmesi durumunda, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde (HMK 20. maddesi) Mahkememize başvurması halinde ve talep halinde dosyanın görevli ———- Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
6-Süresinde müracaat edilmemesi halinde HMK 20/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme yapılmasına,
7-HMK’ nın 331/2 maddesi gereğince harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili ve görevli mahkeme tarafından değerlendirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——– Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.31/01/2020