Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1135 E. 2022/127 K. 11.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1135 Esas
KARAR NO: 2022/127
DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/12/2019
KARAR TARİHİ: 11/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin şirket sahibi bulunduğu, — — aracının ; —yükseltilmesi ,—– , davalı şirket ile anlaştıklarını ve taraflar arasında —- tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında belirtilen işlerin , sözleşmede belirtildiği şekilde yapılması ve — içinde müvekkile teslim edilmesi gerektiğini, müvekkilinin, davalı şirkete karşı tüm yükümlülüklerini fazlası ile yerine getirdiğini ve toplamda — ödemesini de yaptığını, buna rağmen davalı şirketin, sürekli müvekkili oyaladığını, aracın tavanını hatalı olarak kesilmesi ve hatalı bir kalıp yapılması haricinde hiç bir işlem de yapmadığını, müvekkilinin tüm iyiniyetine rağmen davalı tarafça taahhüt edilen işlerin, sözleşme süresinde ve sonrasında yapılmadığını, yapılanlarda eksik ve ayıplı şekilde yapılmış olup, bu durumun müvekkilinin sıkıntıya düşmesine ve zarar görmesine neden olduğunu, aracı kullanılamadığını, aracın kesildiğini, parçalarının kaybolmasından endişe oluştuğunu, aracın korumasız ve açık vaziyette kaldığını ve zarar gördüğünü, müvekkilinin, davalı şirket sahibi ve yetkilisi —- görüştüğünü ve davalıya sözleşmeye uymadığı için sözleşmeyi fesih ettiğini bildirerek aracını teslim aldığını ve yine —– dosyasından tespit talebinde bulunduğunu, araç üzerinde keşif ve tespit yapıldıktan sonra,—— nolu ihtarnamesi keşide edilerek, davalıya, taraflar arasındaki sözleşmenin fesih edildiği ve alacaklarımızın ödenmesinin yazılı bildirimi yapıldığını, müvekkilinin —ödeyerek aracını eski haline getirdiğini, —- tarihinde arabuluculuk kurumuna başvurulmuş ise de, davalının davete rağmen toplantıya katılmaması nedeniyle, olumsuz sonuçlandığını, uzun süredir — aracın kullanılamadığını, işleri aksadığını, kaçırılan işlerin olduğunu, araç davalıdan geri alınınca otoparka çekildiğini ve müvekkilinin otopark bedeli ödemek zorunda kalındığını, davalının hatalı ve ayıplı müdahalesi nedeniyle aracın değer kaybına uğradığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile: taraflar arasındaki sözleşmenin haklı nedenlerle fesih edildiğinin tespitine ve kabulüne, davanın kabulüne, davalıya —– güncel bedeli olan tutarının , denkleştirici adalet gereği , ödeme tarihlerinden itibaren , dava tarihine kadar ulaşacağı değerin tespit edilerek ,uyarlanarak , bu tutara dava tarihinden itibaren ticari faiz işletilerek davalıdan alınıp müvekkile ödenmesine, bu kabul edilmez ise , ödenen —- ,davalıya ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, davalının sebep olduğu zararların karşılığı olarak şimdilik ; —- ihtar tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa aidiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : Davalı tarafından 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı duruşmalara katılmamış; kendisini vekille temsil de ettirmemiştir.
DELİLLER: —— diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava ,6098 sayılı TBK’nın 470 vd maddeleri gereğince eser sözleşmesinin ayıplı ifası nedeniyle aynı yasanın 475 maddesi gereğince sözleşmeden dönme, bedel iadesi ve onarım gideri istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın davacı vekilinin beyanına göre tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son sözleri dinlenerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
6098 Sayılı TBK’nın 470. maddesinde “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” hükmünü; aynı kanunun 471. maddesi “Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.’ şeklinde düzenlenmiştir.
Ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumluluğunun düzenleyen 6098 sayılı TBK’nın 474. maddesi uyarınca açık ayıplar yönünden iş sahibi imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde, gizli ayıplar yönünden ise, 477/son maddesi uyarınca da, ortaya çıkar çıkmaz gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunluluğu bulunmaktadır. Ayıbın bildirilmemesi halinde eser kabul edilmiş sayılır. Ayıp ihbarı yapılması vakıasından lehine sonuç çıkaracak olan iş sahibi olduğundan ayıp ihbarı yapıldığını HMK 190 ve TMK 6. madde gereğince iş sahibi ispatlamalıdır. Eksik işler yönünden ise ihbar yapılmasına gerek olmayıp, zamanaşımı süresi içerisinde eksikler yönünden istemde bulunulması mümkündür.
Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, 6098 sayılı TBK’nın 474-478. maddeleri arasında düzenlenmiştir. Ayıp, imâl edilen bir eserde veya malda, sözleşme ve ekleri ile iş sahibinin beklediği amaca ve dürüstlük kurallarına göre bulunması gereken vasıfların bulunmaması, bulunmaması gereken vasıfların ise bulunmasıdır. Şayet, imâl edilen eserde ayıp varsa, iş sahibi tarafından süresi içersinde ayıp ihbarında bulunulması şartıyla sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu’nun 475. maddesinde sayılan seçimlik haklarından birisini kullanabilir. Bu hakkın kullanması için iş sahibi tarafından ayrı bir dava açılabileceği gibi, yüklenici tarafından aleyhine açılmış olan bir davada da bu hususu def’i olarak ileri sürebilir.
Eksik iş ise sözleşme ve eklerine göre yapılması gerektiği halde yapılmayan —işleri ifade eder. Eksik işler bedelinin istenebilmesi için teslim sırasında ihtirazi kayıt konulmasına ya da ihtar çekilmesine gerek bulunmamaktadır. Eksik işler yönünden TBK’nın 474 ve 477. maddesindeki hükümler uygulanmaz.
—– doğrultusunda, iş bedelinin tamamının yüklenici tarafından taşerona veya iş sahibince yükleniciye ödenmesi halinde eksik ve kusurların giderim bedeli hüküm altına alınabilir ise de iş bedelinin ödenmemiş olması halinde eksik ve kusurların giderim bedeli değil, varsa fazla ödenen bedelinin iadesine karar verilmesi gerektiği, bu nedenle eksik ve kusurlar gözetilerek yapılan işin fiziki oranı belirlenip iş bedeline uygulanarak mukayese edilmesi sonucu eksik veya fazla ödemenin belirlenmesi gerektiği; sözleşme dışı ve fazla işler yönünden ise iş yapılmış ve bunun iş sahibinin yararına olması durumunda TBK’nun 529. maddesine göre vekâletsiz iş görme hükümleri uyarınca işin yapıldığı tarihteki mahalli piyasa rayiçlerine göre belirlenecek bedelinin istenebileceği kabul edilmektedir.
6098 sayılı TBK 475. maddesinde eserin ayıplı olması halinde iş sahibinin kullanabileceği seçimlik haklar sayılmıştır. Bunlar 475/1. maddesi hükmünce eserin iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme, 475/2. maddesine göre eseri alıkoyup bedelden indirim isteme, aynı maddenin 3. bendi gereğince aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere eserin ücretsiz onarılmasını isteme haklarıdır. Yine aynı maddede iş sahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının saklı olduğu belirtilmiştir.——
Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında; davacının araç ve sahiplik kaydına göre maliki olduğu—-Plaka sayılı kamyonet tipindeki aracın karavana dönüştürülmesi için davalı şirket ile — tarihli sözleşme imzalanmıştır. Bu sözleşme gereğince — içinde aracın halihazır bir şekilde teslimi öngörülmüştür. Dosyaya sunulan belge ve bilgilere göre davacının davalıya — ödeme yaptığı —–Davacı tarafından —– dosyasından yaptırılan tespit davasında düzenlenen bilirkişi raporunda ,işin hatalı ve eksik ve ayıplı yapıldığı ve eksik ve sair işler için bedellerin belirlenerek görüş bildirilmiş ve rapor ekinde araç fotoğraflarına yer verildiği görülmüştür. Mahkememizce anılan rapor bizzat davacı vekili tarafından itiraza uğradığından konuya ilişkin rapor düzenlenmesi için bir bilirkişiye verilmiştir. Makine Mühendisi —–tarafından hazırlanan raporda kök ve ek raporda özetle ; ayıplı ifaya konu aracın sözleşmeye uygun olarak yapılmadığı, davacının ödemiş olduğu bedele göre yapılan işlerin uyumlu olmadığı, araçtan beklenen yararlanma ve kullanımı engelleyecek birden fazla durumun bulunduğu, davalı tarafından yapılan işin bedelinin — olduğu, davalının yapmış olduğu işin — bedel ödeneceği, böylece davacının —- fazla ödeme yaptığı yönünde tespit ve görüşlere yer verilmiştir. Davacı vekili tarafından yapılan itiraz üzerine alınan ek raporda kök raporda sebat ettiğini bildirmiştir. Mahkememizce kök ve ek rapora yönelen itirazlar üzerine bu sefer dosya —– konusunda uzman bir bilirkişiye verilerek toplam zarara ilişkin rapor tanzim edilmesi istenmiştir. Bilirkişi —— tarafından düzenlenen işbu raporda ise özetle ve mealen ; sözleşme gereğini zamanında yerine getirmeyen davalının ücret talep edemeyeceği, sözleşme kapsamında davacının davalıya ödemiş olduğu — aracın eski hale getirilmesi için yapılan—– bedelinin davalının davacıya ödemesi gerektiği yönünde tespit, hesap ve görüşünü ilişkin rapor verilmiştir. Kuşkusuz işbu raporda davacı vekiline ve davalıya usulünce tebliğ edilmiştir. Davacı vekili ve davalı tarafından işbu rapora karışı bir itiraz ileri sürülmemiştir. Mahkememizce yapılan değerlendirmede özellikle tespit dosyasına yansıyan fotoğraflara göre çıplak gözle dahi sözleşmenin yerine getirilmesi bir yana aracın adeta mahvına sebep olunduğu, yaklaşık bir yıl süreyle sözleşme gereğince eserin meydana getirilmediği, davacının aracı eski haline getirmek zorunda kaldığı, davalının vaki eylem ve eylemsizliği sonucunda oluşan tüm zarardan sorumlu olduğu, davacının sözleşmeden dönerek ödediği bedel ve onarım giderini külliyen isteyebileceği, olayda olduğu gibi eksik işler yönünden ihbara ve ihtara gerek bulunmadığı ki, davacının bunu da yerine getirdiği ve bu kapsamda davacının davasında haklı olduğu anlaşılmıştır. Binaenaleyh davacı şirketin davasını, TMK’nın 6 ve HMK’nın 190. TBK’nın 470 vd. maddeleri nazarında ispat ettiği düşünülmekle genel olarak benimsenen ikinci bilirkişi raporu da gözetilerek tarafların malum tacir sıfatına ve temerrüt tarihine göre değişen oranlarda avans faizi işletilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle davanın kabulü ile, —– tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birilikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. maddesi gereğince tamamen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Bu kapsamda 6100 Sayılı HMK’nın 405.maddesi gereğince —– dosyamızın eki niteliğinde sayıldığından ve dosyamız ile birleştiğinden işbu dosyadan yapılan giderlerin de aynı yasanın 323/1-ç madde ve fıkrası gereğince yargılama gideri olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi —- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri kapsamında davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜ ile —–tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birilikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.047,25 TL karar ve ilam harcına, peşin alınan 511,82 TL harcın mahsubuyla bakiye 1.535,43 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —- ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 511,82 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 162,00 TL posta masrafı, 1.450,00 TL Bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 855,13 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)—– dosyasında yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 73,10 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 19,90 TL posta masrafı ve 600,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere 743,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansın yatırana iadesine, ——
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı şirket temsilcisinin yokluğunda ;6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; —— Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/02/2022