Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1111 E. 2022/89 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1111 Esas
KARAR NO: 2022/89
DAVA: İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/12/2019
KARAR TARİHİ: 03/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında —- parselde bulunan apartmana ilişkin olarak; —— sistemi ve görüntülü konuşma sisteminin yapılması konusunda anlaştıklarını, taraflar arasında yapılan iş bu sözleşme uyarınca yapılacak ödemelerin sözleşmenin ödeme başlıklı maddesinde belirtildiğini, davalı tarafından ödemelerin bir kısmının yapıldığını, bakiye — kaldığını, müvekkil tarafından defalarca davalının aranarak kalan bakiyenin ödenmesinin istenmesine rağmen, davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu nedenle —- icra takibi yapıldığını ve borçlunun ödeme emrine itiraz ettiğini,— tarihinde —- olarak arabulucuya başvurulduğunu,— tarihinde anlaşma sağlanamadığını, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla; davanın kabulü ile—– vaki itirazın, takibin asıl alacağa işleyecek ticari reeskont avans faizi ile birlikte devamına, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum olmasına, davalının mal kaçırma ihtimaline binaen teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP/TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ———parselde bulunan apartmana ilişkin olarak; elektrik işlerinin yapılması konusunda anlaşma sağlandığını, söz konusu binanın yapımı için müvekkil ile davacının ——-arasında sözleşme akdedildiğini, söz konusu taşınmazın bulunduğu arazinin —– hazine adına kayıtlı olduğundan inşaat yapılmasının mümkün olmadığını, müvekkil şirket tarafından inşaat yapılmasını sağlamak amacıyla satın alma işlemi yapıldığını, işbu işlem için — bedel ödendiğini, davacının babası — tarafından işbu bedelin karşılığı olarak müvekkile — bedelli senet verildiğini, fakat—- tarafından ödeme yapılamadığını, davacı taraf ve müvekkilinin ödemeler hususunda kendi aralarında anlaşma sağladıklarını, davacı tarafın bu bedelin ödenmesi için müvekkile —— çek düzenlediğini, ayrıca —- nakit olarak müvekkile ödendiğini, aynı zamanda davacının babasına ait —- bedelli elektrik borcuna istinaden müvekkil tarafından davacıya yapılacak ödemenin — buradan mahsup edildiğini, daha sonra davacıya verilecek kalan bedelin de davacının babası —- ödemeden düşüleceği hususunun kararlaştırıldığını, davacı tarafın iş bu ödemeler karşılığında müvekkil ile aralarında alacak verecek kalmadığı hususunu da sözleşmede belirttiğini ve imza altına aldığını, müvekkilin davacı tarafa borçlu bulunmadığının sabit olduğunu, dolayısıyla; haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, takibin iptaline, davacı taraf aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilemesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: —– dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, 2004 Sayılı İİK’nın 67.maddesi gereğince itirazın iptali ve tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve tarafların sulh olmaması nedeniyle tahkikata geçilmiştir. Tahkikat aşamasında ise deliller incelenip tartışılmış ve duruşmaya katılan taraf vekillerinin son beyanları alınarak aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas—– üzerinden getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez —–dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere 2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; —– Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.—– Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.—-Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. —- Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Yapılan açıklamalar, toplanan deliller ve yargılamaya göre somut olaya bakıldığında; —–dosyasından davalı hakkında eser sözleşmesi kapsamında bakiye alacak için icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce taraflarca gösterilen ve resen getirtilmesi gereken bilgi, belge ve deliller toplanmış ve dosya bilirkişi raporu düzenlenmesi için bir serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi —-tarafından hazırlanan ve dosyaya sunulan raporda özetle ve mealen ; her iki tarafın incelenen —– yıllarına ait ticari defterlerinin açılış ve yevmiye defterlerinin kapanış tasdiklerinin bulunduğu, her iki tarafın ticari defterlerinde de herhangi bir ticari ilişkinin kayıtlı olmadığı, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı ancak ticari ilişkinin her iki tarafında kabulünde olduğunu, tarafların ticari defterlerinde bir kayıt bulunmadığından davacının alacak talebinde bulunamayacağının söylenebileceği, davacının —- tarihli sözleşmeye dayandığından bu konunun değerlendirilmesinin uzmanlık alanı dışında olduğu yönünde tespit ve görüşlerini içeren rapor verilmiştir. Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilerek beyan ve itirazları da değerlendirilmiştir. Bu kapsamda davacı vekilinin ve bilirkişi raporunda ifade edilen — tarihli sözleşme incelendiğinde sözleşmenin taraflar arasında yapıldığı ve elektrik tesisatına ilişkin olduğu, davalı ile dava dışı —- bedelli bir adet bono düzenlenerek davalıya verildiği ve işbu sözleşmeye davacının da şahit olarak imza koyduğu, daha sonra anılan sözleşme ve senet karşılığı olarak davacı tarafından keşide edilen toplam—–ödeme yapıldığı ve bu belgeye davacının yine imza koyduğu, davacı ve dava dışı —- baba ve oğul oldukları, yukarıda anılan sözleşme ve çek örneklerinden ve özellikle inşaatın ve elektrik işininin yapıldığı inşaatın arsasının sahibi oldukları da gözetildiğinde açıkça süreçte birlikte hareket ettikleri, davalının dosyaya sunduğu içeriği ve imzaları inkar edilmeyen belgelere göre davalının çeşitli tarihlerde davacının babası —- kira bedeli açıklamalı olarak ödemeler yapıldığı dosya içeriğince sabittir. Hal böyleyken davacı vekilinin borçların şahsiliği ilkesi gereği borçların —- ait olduğu ve ödemelerin aile ilişkileri nedeniyle yapıldığı, kendisinin onun borçlarını üstlenmediği ileri sürülse de bu durum somut olay özelinde dürüstlük kuralıyla bağdaşmadığından dinlenmemiştir. Zira görüldüğü üzere davacının babasına yapılan ilk ödeme dahi takibe konu edilen miktardan fazladır. Filvaki, davacının talebi dürüstlük kuralına aykırı olup, hakkın kötüye kullanılması niteliğindedir. Öte yandan davada senede karşı senetle ispat kuralı ve karşılıklı muvafakat bulunmaması nedeniyle her iki tarafın tanık dinletme talebi ile davalı vekilinin elektrik konusunda bilirkişi atanarak rapor alınmasına yönelik talebi de işin yapılıp yapılmadığına ilişkin bir uyuşmazlık bulunmadığından dikkate alınmadığı da ifade edilmelidir. Binaenaleyh, davacının davasının TMK’nın 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırı olduğu gibi dayanılan deliller itibariyle de TMK’nın 6 ve HMK’nın 190. maddelerine göre ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.
Davalı vekilinin, İİK’nın 67/2 maddesi gereğince kötüniyet tazminatına yönelik talebi de; hüküm sonucuna yapılan yargılamaya göre ispat kurallana göre ulaşılması ve davacının davalıya ızrar kastı ile kötü niyetle takip yaptığına yönelik soyut beyan ve talep dışında bir tespit ve beyyine bulunmadığından dinlenmemiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince davacı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi ——- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Davalının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle tazminat talebinin REDDİNE,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcının peşin alınan (256,17 TL) harçtan mahsubuyla bakiye 175,47 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320.00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Davalı tarafından vekille temsil dışında yapılmış yargılama gideri bulunmadığından işbu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ;6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğincegerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle—— Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/02/2022