Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1099 E. 2023/582 K. 20.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1099
KARAR NO : 2023/582

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2019

TAM ISLAH : Alacak
TAM ISLAH TARİHİ : 14/04/2023
KARAR TARİHİ : 20/09/2023

Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili tarafından ibraz edilen ve gerekli-yeterli kısımları:
”…
AÇIKLAMALAR
1) Dağıtıcı/Bavi İlişkisi:
Petrol piyasasında gösterilecek faaliyetler 5015 sayılı kanun ile düzenlenmiştir.
l.a) Müvekkil —–, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 3/b maddesi uyarınca E.P.D.K. dan Dağıtıcı Lisansı alarak, bu kanunun 7. Maddesinde belirlenen “dağıtım faaliyetini” sürdürmektedir.
l.b) Dağıtım Şirketi olarak faaliyet gösteren müvekkil; ülke genelinde faaliyet gösteren akaryakıt istasyonu işleticileri ile, “tek elden satış sözleşmesi” niteliğindeki Bayilik Sözleşmelerini (yine 5015 sayılı kanun uyarınca) akdederek, bu kişilere akaryakıt ürünleri, — ve madeni yağ dağıtımı (ikmali/satışı} yapmaktadır.
2) Bayilik Sözleşmesi:
Akaryakıt bayilik Sözleşmesi;
Müvekkil —- ile davalı ——arasında, akaryakıt satışı için “—–Mevkii, 1 pafta, 721 parsel)” adresindeki akaryakıt istasyonunda gösterilecek bayilik faaliyetinin koşullarını belirlemek üzere, 15/09/2015 tarihli Bayilik Sözleşmesi akdedilmiştir.
Bayilik Sözleşmesinde;
❖ Sözleşme süresinin beş yıl olduğu, {Md. 11)
❖ Ürün bedelinin peşin ödeneceği, ancak —— ödeme için bir vade tanıyabileceği, (Md.9)
❖ ödemelerin belirlenen günde yapılmaması halinde, aylık %5 oranında vade farkı ödeneceği, (Md.9)
❖ Birbirini takip eden iki ödemenin üst üste (vadesinde) ödememesi halinde, bayi’nin bütün borçlarının muaccel hale geleceği, (Md. 10)
❖ Bayi’nin herhangi bir borcunu gününde ödememesi halinde, Sözleşmenin —– tarafından feshedileceği, (Md. 14/c)
❖ İhtilaf halinde; —–ticari defter ve kayıtlarının münhasır delil ve —– Mahkemelerinin yetkili olacağı,(Md 23)
kararlaştırılmıştır.
–Bayilik Sözleşmesi
—– arasında, akaryakıt satışı için —–İli, —– İlçesi—– Mevkii, 1 pafta, 721 parsel)” adresindeki akaryakıt istasyonunda gösterilecek bayilik faaliyetinin koşullarını belirlemek üzere, 15/09/2015 tarihli Bayilik Sözleşmesi akdedilmiştir.
—–Türk Ticaret Kanunu’nun 136. ve devamı maddeleri uyarınca bütün haklarının, yükümlülüklerinin ve mal varlıklarının devri suretiyle ——. ile birleşmiştir.Şirketlerin birleşmesine ilişkin işlemler, 26/01/2016 tarihinde—– Ticaret Sicil Memurluğunda yapılan tescil ve ilan ile tamamlanmıştır.
T.T.K. Md. 136 uyarınca; —– nin bütün malvarlığının, haklarının ve yükümlülüklerinin —-tarafından bir bütün halinde devir alınması suretiyle “birleşme” gerçekleştiğinden; birleşen şirketin hak ve yükümlülükleri —– devir edilmiştir, bayilik sözleşmesi ve diğer sözleşme ve alacak ve hakların muhatabı —– olmuştur. Birleşmeye ilişkin evraklar dilekçe ekinde sunulmuştur.)
Bayilik Sözleşmesinde;
❖ Sözleşme süresinin beş yıl olduğu, (Md.5)
❖ Ürün bedelinin peşin ödeneceği, ancak —— ödeme için bîr vade tanıyabileceği, (Md.3)
❖ Satılan —– bedelinin ürünün teslim edildiği gün peşin olarak ödeneceği, —– bedelinin veya diğer bir borcun zamanında ödenmemesi halinde Bayinin borçlarının tamamının herhangi bir ihbar ya da ihtara gerek kalmadan muaccel olacağı, Bu tarihten itibaren Bayi’nin borçlarının tamamı için günlük %04 anapara faizi ve temerrüt faizi uygulanacağı, kısmi ödemelerin faize mahsup edileceği, ana para ödemelerinin ihtirazi kayıtsız kabul edilmesi, faizden vazgeçildiği anlamına gelmeyeceği, (Md. 3)
❖ Bayi’nin herhangi bir borcunu gününde ödememesi halinde, Sözleşmenin —–tarafından feshedileceği, (Md. 13/b)
❖ İhtilaf halinde; —— ticari defter ve kayıtlarının münhasır delil ve (——) Mahkemelerinin yetkili olacağı, (md 23) kabul edilmiştir.
3) Taahhütnameler;
Bayilik Sözleşmesi’nin akdedilmesi aşamasında; Bayi’ ye yapılacak gayri maddi hak bedeli ödemesi, ariyet malzeme, ıskonto ve benzeri yollarla sağlanacak menfaatleri ve bu menfaatlerin karşılığında yerine getirilecek [borçların zamanında ödenmesi, aylık/yıllık/ Beş Yıllık ürün (akaryakıt ve madeni yağ gibi) alım taahhütleri yükümlülükleri ile bu yükümlülüklere aykırı tutum ve davranışların sonuçlarım belirleyen Taahhütnameler imzalanmaktadır.
Davalı —– tarafından 18/09/2019 tarihli ve 30/05/2016 tarihli taahhütnameler imzalanarak müvekkil şirkete teslim edilmiş sonrasında diğer taahhütnamelere ek olarak düzenlenen 30/05/2016 tarihli Ek Taahhütname imzalanmıştır.
Ek Taahhütname ile ;
❖ —–bayilik faaliyetlerine, akdedilen bayilik sözleşmelerinin yürürlük tarihinden itibaren 5 yıl süre ile aralıksız ve kesintisiz, bayilik Sözleşmeleri, diğer sözleşmeler ve taahhütnamelerdeki bütün yükümlülüklerin eksiksiz bir biçimde ve zamanında yerine getirilmesi karşılığında —– tarafından 1.300.000.-TL +KDV ve —–. tarafından 325.000.-TL+KDV gayri maddi hak bedeli ödenmesinin kararlaştırıldığı ve buna ilişkin Taahhütname düzenlendiği (A maddesi)
❖ ödenmesi kararlaştırılan gayri maddi hak bedeli tutarları için —– tarafından faturalar düzenlendiği, ödemesi kararlaştırılan ve faturalan düzenlenen gayri maddi hak bedellerine mahsuben —–tarafından 1.059.000.-TL ödeme yapıldığı, 858.500.-TL’nin ürün alım taahhütlerinin yerine getirilmemesi nedeni ile ödenmediği, yapılan görüşmeler ve müzakereler sonunda —– ödenecek 858.500.-TL’nin —– tarafından ödenmeyeceği ve bu tutar için iade faturası düzenleneceği
❖ Yukarıda açıklanan beyanlar, işlemler sonucu olarak —- tarafından —–beş yıllık bayilik süresi için sözleşme ve taahhütlerden doğan bütün yükümlülüklerin eksiksiz ve zamanında yerine getirilmesi karşılığında ödenen 897.457,63.-TL+KDV gayri maddi hak bedeli ödendiği
❖ —–ile akdedilen Bayilik Sözleşmelerinin, diğer bir sözleşmenin veya herhangi bir taahhütnamenin herhangi bir hükmüne aykırı davranılması veya 5 yıllık süre içerisinde herhangi bir zamanda gerekli ruhsatların alınmaması veya iptal edilmesi veya satın alınan ürün bedellerinin veya borç para ödemesi ile ilgili taksitlerden birisinin veya diğer bir borcun zamanında ödenmemesi veya hangi nedenle olursa olsun bayilik sözleşmesinin feshedilmesi veya hangi nedenle olursa olsun EPDK’tan Lisans alınmaması/alınamaması halinde veya herhangi bir sebeple bir aydan daha uzun bir süre ürün alımı yapılmadığı takdirde bütün borçların muaccel olacağı, ödeme vadesi gelmeyen (veya ödenmeyen) borç para bakiyesinin ödeneceği
❖ Sözleşme ve / veya taahhütnamelerden herhangi birisine aykırılık halinde veya ürün bedeli ya da herhangi bir borcun zamanında ödenmemesi veya ürün alım taahhüdüne aykırılık halinde ödenen gayrimaddi hak bedelinin kıstel yevm dahil hiçbir indirim yapılmadan müvekkile iade edileceği de muhatap tarafından taahhüt edilmiştir.
❖ Satın alman akaryakıt miktarının tespitinde, —–ticari defter ve kayıtlan ile Elektronik Denetim Sistemi (Otomasyon) kayıtlarının münhasıran delil olacağının kabul edildiği taahhüt edilmiştir.
4) Otomasyon Sistemi Kayıtları
5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu (“PPK”) nun 7 nci ve Eneıji Piyasası Düzenleme Kurumu (“EPDK”) nun aldığı 1240 sayılı Kurul Kararının 4 ncü maddeleriyle dağıtıcılara bayilerinde otomasyon sistemi olarak adlandırılan bir denetim sistemi kurma yükümlülüğü getirilmiştir. Bayilerin (davalının) istasyonunda kurulan bu sistem, bayilerin satın aldıkları akaryakıt miktarı ile bayilerin istasyonda veya istasyon dışında yaptıkları bütün satışların litre ölçeğinde elektronik olarak kayıt altına alınmasını, bu elektronik kayıtların (verileri depolayan dağıtım şirketi tarafından) E.P.D.K. ya aktarılarak petrol piyasasındaki bütün hareketlerin E.P.D.K. tarafından kontrol edilmesini zorunlu hale getirmiştir.Otomasyon sistemi kurulumu esnasmda Bayiler ile Pompa ve Tank Otomasyon Sistemi Sözleşmesi imzalanmakta ve Bayiler tarafından Otomasyon ve AYT Sistemleri Ariyet Taahhütnamesi imzalanmaktadır.
Pompa ve Tank Otomasyon Sistemi Sözleşmesi ile Bayinin istasyonunda denetim/otomasyon sistemlerinin tesisi çalıştırılması, işletim giderlerinin ödenmesi ve bu hususta tarafların hak ve yükümlülükleri belirlenmektedir.
Sözleşmede istasyondaki pompa ve tank otomasyonu kurulumu için gerekli olan altyapı ve inşaat işlerinin maliyetinin tamamının bayi tarafından karşılanacağı (4/b maddesi) kabul edilmiştir.
5) İPOTEK TESİSİ
Müvekkil Şirketin bayilik faaliyetini yürütmesi nedeni ile —— Bayilik Sözleşmeleri ve Taahhütnamelerden doğmuş / doğacak alacaklarının teminatı olmak üzere —- İli,—– İlçesi,—Mh, 1. Pafta. 721 Parselde kayıtlı taşınmaz üzerinden müvekkil lehine 4. Dereceden 1.650.000.0-TL bedelli ve 5. Dereceden 350.000.-TL bedelli ve 6. Dereceden 1.000.000.0.-TL bedelli teminat (üst sınır) ipoteği tesis edilmiştir.
OLAYLAR
1) Davalı taraf, Bayili Sözleşmesinin imzalanmasından sonra geçen süre içerisinde ürün alımına ilişkin taahhütlerini yerine getirmeyerek ürün bedelinden kaynaklanan borçlarını ödememiş, bayilik sözleşmesi ve taahhütnamelerinde yer alan yükümlülüklerine aykırı hareket etmiştir.
2) Tüm yazılı ve sözlü uyanlara rağmen Bayi sözleşmeden ve taahhütlerinden kaynaklanan yükümlülüklerini ifa etmemekte ısrarcı davranması, borçlarım ödememesi, gerekli gayret ve özeni göstermeyerek fevkalade düşük miktarda ürün alımları yapması ve son olarak bir yıldan daha uzun bir süreden beri istasyonu kapalı tutması ve bayilik faaliyetinde bulunmaması nedeni ile müvekkil şirket —– Noterliği’nin 30/10/2018 tarih ve —- yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalı ile imzalanan bayilik sözleşmesini haklı ve hukuka uygun olarak tek taraflı feshetmiştir.
3) Aynı ihtarname ile davalıdan 277.457,63.-TL ürün bedeli borcu, (muhasebe kayıtlarından kaynaklanan istisnai hatalar hariç olmak üzere sözleşme uyarınca hesaplanan aylık %5 vade farkı ve temerrüt faizinin ve 897.457,63.-TL gayrimaddi hak bedeli borcunun ödemenin yapıldığı tarihten itibaren avans faizinin 20 puan üzerinden hesaplanacak işlemiş faizi ile birlikte ve taahhüt edilen ürün miktarının alınmamasından kaynaklansın 1.591.041.-TL cezai şart bedelinin ve 115.123,89.-TL+KDV ariyet malzeme bedelinin ödenmesi de ihtar edilmiştir.
4) Davalı taraf sözkonusu ihtarnameye rağmen müvekkil şirkete borcunu ödememiş ve müvekkil şirket davalı aleyhine —–İcra Müdürlüğü’nün—– dosyası üzerinden “İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLU İLE TAKİP” başlatmış ve davalı borcluva ödeme emri gönderilmiştir.
İcra takibi dosyası ile;
❖ 277.457,63-TL ürün bedeli borcu, (ticari temerrüt faizi ile birlikte)
❖ 897.457,63.-TL gayrimaddi hak bedeli borcu
❖ 271,966,55.-TL gayrimaddi hak bedeli borcunun avans faizi tutan
❖ 1.553.118. -TL cezai şart borcu olmak üzere
toplam 2.999.999,81.-TL alacağının tahsili talep edilmiştir.
5) Ödeme emrinin tebliğinden sonra Davalı tarafından; icra dosyasına sunulan dilekçe ile “alacaklı ve borçlu arasında ÎİK 150/a maddesinde öngörüldüğü şekilde cari hesap veya işleyecek kredi gibi bir sözleşmenin teminatı olarak kurulmuş bir ipotek olmadığından, ancak yargılama sonunda alınacak ilamla takip yapılabilecek bir durum olduğundan takibin ivedilikle durdurulması” talepli dilekçe verilmiştir.
Davalı borçlu tarafından sunulan sözkonusu dilekçe üzerine icra Müdürlüğü tarafından 14/01/2019 tarihinde alınan karar ile davalı borçlu tarafından borca, faize ve fer’ilerine itiraz nitelikli dilekçenin okunarak dosyaya konulduğu, dosyanın 7 günlük süre içerisinde borca itiraz etmekle, takibin durdurulmasına, şikayet yolu açık olmak üzere” karar verilmiştir. İlgili karar müvekkil şirkete tebliğ edilmemiştir.
Müvekkil şirket tarafından şifahi olarak öğrenilen icra takibinin durdurulması yönündeki icra müdürlüğü kararma karşı, davalı borçlu tarafından icra dosyasına sunulan dilekçede borca, yetkiye, işlemiş faize vb.’ne yönelik herhangi bir itiraz olmadığı bu sebeple de icra takibinin durdurulması yönündeki icra işleminin haksız olduğu gerekçesiyle 25/02/2019 tarihinde—– İcra Hukuk mh.’nin —- sayılı dosyası üzerinden dava açılmış ancak açılan davada mahkeme davanm reddine karar vermiştir.
Davalı tarafından icra dosyasına yapılan itiraz nedeni ile huzurdaki işbu davayı açma zarureti hasıl olmuştur.
Müvekkil Şirket tarafından arabulucuya başvurulmuş, ancak başvuru semeresiz kalmıştır.

DAVALININ İTİRAZLARI HAKSIZDIR
1) Davalının ürün alımları nedeninle 277.457,63.-TL borcu vardır.
Müvekkilin ticari defter ve kayıtlan, cari hesap ekstreleri İle otomasyon sistemi kayıtlan üzerinde yapılacak inceleme ile, bayiye satılan ürün miktan, ödeme tutarı, yaptığı ödemelerin mahsubundan sonra dava konusu tutar kadar borçlu olduğu kanıtlanacaktır.
2) Davalı itirafın 897.457.63.-TL aavrimaddi hak bedeli borcu mevcuttur.
Davalı Bayi’ye Müvekkil ——- tarafından ödenen 897.457,63-TL. tutarında gayri maddi hak bedeli ödenmiştir. Davalı tarafa gayri maddi hak bedeli ödenmesi davalının ürün alım taahhüdüne uyma şartına bağlı olarak ve taahhüt ettiği miktar dikkate alınarak hesaplanmış ve ödenmiştir.
Gayrimaddi hak bedelinin
❖ ——ile yapılan Bayilik ve İşletmecilik Sözleşmesinin veya Ariyet Olarak Alınan Mallara ilişkin taahhütnamenin veya işbu taahhütnamenin herhangi bir hükmüne aykırılık veya
❖ GSM ruhsatı ve ——- Bayilik Lisansının hangi nedenle olursa olsun alınmaması veya iptal edilmesi veya,
❖ 5 yıllık süre içerisinde herhangi bir zamanda gerekli ruhsatların alınamaması veya iptal edilmesi veya
❖ Bayilik Sözleşmesinin hangi nedenle olursa olsun feshedilmesi veya
❖ Hangi nedenle olursa olsun EPDK Lisans alım tarihinden itibaren 5 yıllık sürenin tamamlanamaması halinde.
kıstel yevm dahil hiçbir indirim yayılmadan —– iade edileceği ve avans faizinin 20 puan fazlası üzerinden işleyecek faizinin ödeneceği taahhüt edilmiştir.Davalı, ürün bedeli borcunu ödemeyerek, eksik ürün alımı yaparak, istasyonun kapalı kalmasına sebebiyet vererek bayilik sözleşmesinden ve taahhütnamelerden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmeyerek sözleşme ile kararlaştırılan 5 yıllık süre dolmadan bayilik sözleşmesinin feshine sebep olmuştur. Bu sebeple kendisine ödenen gayrimaddi hak bedelinin, ödeme tarihinden itibaren avans faizinin %20’si üzerinden hesaplanacak faizi ile birlikte ödemesi gerekmektedir.
3} Davalı tarafın cezai şart ödeme borcu mevcuttur.
Davalı (bayi): 5 yılda 5.940 m3 —- ürün (—-/benzin) satın alma taahhüdünde bulunmuştur. Davalı tarafından sadece 791.313 m3 ürün alımı yapılmıştır.Eksik ürün nedeni ile davalı taraf m3 başına 65 USD cezai şart ödeyeceğini taahhüt etmiştir. Davalının yapmış olduğu ürün alımları otomasyon kayıtlarının incelenmesi ile tespit edilebilecektir.
Akaryakıt satın alma miktarına ilişkin taahhüdü nazara alınarak davacıya yapılan gayri maddi hak bedeli ödemesi ile istasyonuna yapılan yatırımlar, bu yatırımlar nedeniyle müvekkilin katlandığı finansman gideri ve davacının nakden aldığı bu paradan elde edeceği (asgari) faiz geliri nazara alındığında, satın alma taahhüdünü yerine getirmeyen davacının cezai şart borcunun olduğu, gayri maddi hak bedelini müvekkile iadeten ödemesi gerektiği aşikardır.
4) Davalı taraf inkar tazminatına mahkum edilmelidir. 
Davalının müvekkile olan borcunu ödemeyi geciktirmek amacıyla kötü niyetli olarak icra takibine itiraz ettiği ortadadır. Davalının itirazı haksız ve kötüniyetli olduğundan davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına da hükmedilmesini talep ediyoruz.
Sonuç ve istem : Delillerin toplanması ve gereken incelemenin yapılmasıyla dava ve talebimizin haklılığı kanıtlanacağından, şimdilik fazlaya ilişkin talep haklarımızı saklı tutarak ; davalı tarafından yapılan itirazın iptal edilerek
✓ 277.128,70.-TL ürün borcunun, aylık %5 ticari temerrüt faizi ile birlite ödenmesi
✓ Müvekkil Şirket tarafından Ödenen 897.457,63.-TL gayrimaddi hak bedelinin kıstel yevm dahil hiçbir indirim yapılmadan Ödemenin yapıldığı tarihten itibaren avans faizinin 20 puan fazlası üzerinden işleyecek temerrüt faizi ile birlikte ödenmesi
✓ Müvekkil şirketin, davalının eksik akaryakıt alımlarından kaynaklanan şimdilik 20.000,0-$ (USD) cezai şart alacağının fiilen ödeneceği günkü —-efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığının ödenmesi
✓ %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi,
…”şeklinde olup yukarıya aynen aktarılan dava dilekçesinde ileri sürülen sebeplere bağlı olarak —-. İcra Müdürlüğünün —–Esas sayılı icra dosyası üzerinden yapılan takibe itirazın iptaline ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.Davacı vekili duruşmada da dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili tarafından ibraz edilen ve gerekli-yeterli kısımları:
”…
AÇIKLAMALAR :
Davacı/şeklen alacaklı tarafından müvekkil şirket aleyhine başlatılan —-.İcra Müdürlüğü’nün —-sayılı ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takibe usulüne uygun ve süresinde yapmış olduğumuz itirazlar neticesinde işbu itirazın iptali davası ikame edildiğinden, Sayın Mahkemeye cevaplarımızı sunma zorunluluğumuz hâsıl olmuştur. Şöyle ki;
USUL YÖNÜNDEN İTİRAZLARIMIZ
UYUŞMAZLIK AKARYAKIT BAYİLİK SÖZLEŞMESİNDEN KAYNAKLANDIĞINDAN YETKİLİ İCRA DAİRESİ VE MAHKEMESİ
—– İCRA DAİRESİ VE —– ASLİYE TİCARET MAHKEMESİDİR
Davacı her ne kadar mahkemeniz huzurunda işbu davayı açmış ise de HMK 6. Maddesi gereği genel yetkili mahkeme; davalı müvekkil şirketin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri olan —–. Anılan uyuşmazlık sözleşmeden kaynaklandığından; özel yetkili mahkeme sözleşmenin ifa edildiği yer olan —– Bu nedenlerle yetkisiz yerde açılan işbu davanın öncelikle usulden reddi gerekmektedir.
ARABULUCULUK SON TUTANAK ASLI DOSYAYA SUNULMAMIŞTIR.
Davacı işbu dava dilekçesi ekinde arabuluculuk son tutanağına değinmiş ise de tarafımızca yapılan incelemelerde arabuluculuk son tutanak aslının Mahkemeniz dosyasına sunulmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle dahi davacının davasının usulden reddi gerekmektedir.
DAVACIYA TEMİNAT OLARAK VERİLEN İPOTEK NEDENİYLE
İPOTEĞİN PARAYA ÇEVRİLMESİ YOLU İLE İLAMSIZ TAKİP YAPILMASI USUL, YASAYA VE YERLEŞİK YARGITAY KARARLARINA AYKIRIDIR İŞ BU DAVANIN İTİRAZIN İPTALİ OLARAK
İNCELENİP KARARA BAĞLANMASI DA MÜMKÜN DEĞİLDİR.
Bilindiği üzere İİK. mad. 67/I -III,V’de düzenlenmiş bulunan “itirazın iptali” davası, borçlunun itirazının hükümsüz kılınarak, itiraz ile duran ilâmsız takibe konu olan alacağın varlığının saptanarak, icra takibinin devam etmesini (ve bu suretle, takip konusu alacağın borçludan alınmasını) sağlamak amacı ile açılmaktadır. Başka bir deyişle; itirazın iptali davası; alacaklının, itirazın kendisine tebliğinden itibaren bir yıl içinde, borçlunun itiraz ettiği alacağın tespiti ve itirazın iptali (ve ayrıca alacağın ödetilmesi) dileğiyle açtığı bir davadır.Davacı tarafından müvekkil aleyhine sözleşmeye konu ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılmış olması usul yasaya ve Yargıtay içtihatlarına aykırıdır. Taraflar arasındaki ticari ilişki gereğince teminat teşkil etmek üzere ipotek tesis edilmiştir. Davalı müvekkil şirketin davacıya ipotek verme amacı tamamen teminat niteliğindedir. Bu durumda alacağın varlığı, miktarı tahsili gerekip gerekmediği yargılamayı gerektireceğinden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılamaz. Alacaklı öncelikle dava açıp mahkemede alacağını belirtir ilam aldıktan sonra takip yapabilir. (Yargıtay —-.Hukuk Dairesi’nin 19.01.2012 tarihli, —–Karar sayılı ilamı)
Yargıtay —–Hukuk Dairesi’nin 20.01.2015 tarihli,—–Karar sayılı ilamında; “.. somut olayda alacaklının kredi veren kurulu (banka) olmadığı görülmektedir. Bu durumda alacaklının akaryakıt ilişkisinden doğan teminat ipoteğinden dolayı genel mahkemelerde dava açıp alacağını miktar olarak belirlemeden ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile borçlular hakkında takibe geçmesi usulsüzdür”..şeklindedir.
Somut olayda davacı/şeklen alacaklının ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapması usul, yasaya ve yerleşik Yargıtay kararlarına aykırı iken işbu dava ile takibe konu alacağa yapılan itirazın değerlendirilmesi icra takibin devam edip etmeyeceğine karar verilmesi mümkün değildir. Alacaklı alacağının varlığını genel mahkemelerde açacağı “alacak davası” ile ileri sürmelidir. Başkaca inceleme yapılmaksızın anılan nedenlerle işbu davanın reddi gerekmektedir.
ÖDEME EMRİNDE BELİRTİLEN İŞLEMİŞ FAİZ YÖNÜNDEN USULEN AÇILMIŞ DAVA BULUNMAMAKTADIR
Davacının dava dilekçesinde harca esas değerini 1.300.000,0 TL olarak belirlediği, sonuç ve istem kısmında ise;—–.İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyaya yaptığımız itirazımızın iptali ile;277.128,70 TL ürün borcunun aylık %5 ticari temerrüt faiziyle birlikte tahsilini,897.457,63 TL gayrimaddi hak bedelinin kıstel yevm dahil hiçbir indirim yapılmadan ödemenin yapıldığı tarihten itibaren avans faizinin 20 puan fazlası üzerinden işleyecek faiziyle birlikte ödenmesini,
Davalının eksik akaryakıt alımından kaynaklanan şimdilik 20.000 USD cezai şart alacağının tahsilini, talep ettiği görülmektedir.
Görüleceği üzere ödeme emrinde talep edilen 271.966,55 TL İŞLEMİŞ FAİZ ALACAĞINI İŞBU DAVA DA TALEP ETMEMİŞTİR. BU DURUMDA ÖDEME EMRİNDE BELİRTİLEN İŞLEMİŞ FAİZ ALACAĞI YÖNÜNDEN USULEN AÇILMIŞ BİR DAVANIN VARLIĞINDAN SÖZ EDİLEMEZ.Yargıtay —-Hukuk Dairesi’nin 16.04.2015 tarihli —– Sayılı ilamında; “Dava dilekçesi harçlandırma formunda dava değeri gösterilmiş ve bu miktarın harcı yatırılmıştır. Harçlandırılan değer takip talebindeki asıl alacağa karşılık gelmektedir. Bu durumda takip talebindeki işlemiş faiz alacağı yönünden usulen açılmış bir davanın varlığından sözedilemez. HMK’nın 26. maddesi uyarınca hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup fazlasına karar veremez. Mahkemece kurulan hüküm takip öncesi işlemiş faizi de kapsadığından HMK’nın 26. maddesine aykırıdır.” denilmektedir.
ESAS YÖNÜNDEN İTİRAZLARIMIZ
DAVACI ÜZERİNE DÜŞEN YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ
YERİNE GETİRMEYEREK SÖZLEŞMEYE AYKIRI DAVRANMIŞTIR
Taraflar arasında akdedilen 15.09.2015 tarihli bayilik sözleşmesi ve 18.09.2015 taahhütname gereğince; davalı müvekkil şirkete bayilik faaliyeti kapsamında—–tarafından 1.300.000,0 TL +KDV (bir milyon üç yüz bin lira) birleşen—–tarafından 325.000,0 TL +KDV (üç yüz yirmi beş bin lira) gayri maddi hak bedeli ödemesi yapılacağı kararlaştırılmıştır.Taraflar arasında akdedilen sözleşme ve taahhütnameler gereğince müvekkil zor şartlar altında edimlerini yerine getirmiş davacı lehine toplamda 1.650.000,0 TL çeşitli derecelerde teminat ipoteği verilmiştir.5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu’nun 2. maddesinde bayilik faaliyeti, “Karşılıklı yükümlülüklerin …. bir sözleşmeye bağlanarak akaryakıt dağıtım şirketleri tarafından gerçek ve tüzel kişilere akaryakıtın kullanıcılara ikmali yetkisi verilmesi işlemi” olarak tanımlanmakta ve tanımdaki sözleşme ibaresinden de bayilik sözleşmesi kastedilmektedir. 5015 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile 7.maddesinin birlikte yorumlanması sonucunda bayilik sözleşmesinin;
taraflara karşılıklı yükümlülükler getiren,bayiye kullanıcılara akaryakıt ikmali yetkisi veren,tek elden satın alma sözleşmesi niteliğini taşıyan 
bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır.(EK-1)Müvekkil şirket aradaki ticari ilişki gereği gayri maddi hak bedeli alacağının tahsili için davacı .. adına 09.12.2015 tarihli —– no.lu 1.534.000,0- TL(1.300.000,0+KDV) tutarlı 12.01.2016 tarihli —– no.lu 383.000- TL(325.000+KDV) fatura tanzim etmiş, davacıya usulüne uygun şekilde gönderilmiştir. Davacı, yasal süresi içerisinde faturalara itiraz etmemiş, iki adet fatura alacağı davalı lehine olacak şekilde kesinleşmiştir. Davacı faturalara istinaden hiçbir ihtirazi kayıt koymaksızın 825.000 TL ve 234.000 TL olmak üzere toplamda 1.059,000 TL davalı müvekkile ödeme yapmış, bakiye 858.000- TL’yi ise ödememiştir. (EK-2)
Dolayısıyla davacı 858.000 TL muaccel olan GAYRİ NAKDİ HAK BEDELİ BORCUNU ÖDEMEYEREK SÖZLEŞME İLE KARARLAŞTIRILAN YÜKÜMLÜLÜKLERİNE AYKIRI DAVRANMIŞTIR.
Müvekkil şirket, akde aykırılık teşkil eden davacının eylemleri nedeniyle sözleşmeyi fesih yoluna gitmemiş, muaccel olan alacağını tahsili cihetiyle —–Noterliği’nin 03.03.2016 tarih, —– Yevmiye sayılı ihtarname göndermiştir. Ekte sunulu işbu ihtarnamede, muaccel olan borcun zamanında ödenmemesi nedeniyle ŞİRKETİN PLANLADIĞI İŞLERİ, SATIŞLARI VE YAPMASI GEREKEN ÖDEMELERİ YAPAMADIĞINI BU DURUM NEDENİYLE MADDİ VE MANEVİ ZARARLARI OLUŞTUĞUNU BELİRTEREK MUACCEL OLAN 858.000-TL’NİN FAİZİYLE BİRLİKTE ÖDENMESİNİ TALEP ETMİŞTİR. (Ek-3)
Davacının, —–.Noterliği’nin 08.03.2016 tarihli, —–yevmiye no.lu cevabi ihtarında; ödeme yapılmamasının nedeni olarak davalı müvekkilin intifa hakkı tesis etmemesinden ve ürün alım miktarlarına ilişkin taahhütlerini yerine getirmemesinden kaynaklandığını belirtilmiştir. İlaveten o güne kadar olan 70.000 USD cezai şart talebinde bulunmuştur. (EK-4)
Oysaki işbu iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. Şöyle ki; Tacir olan taraflar bayilik sözleşmesi akdetmeden önce istasyonun bulunduğu yere ait tapu takyidatlarını incelemiş, davalının —- 21.05.2006 tarihi 600.000,00 ETL ipoteğinin bulunduğunu bilmektedir. Bahse konu ipotek olmasından dolayı davacı lehine intifa hakkı tesis edilememiştir. Davacının da bu hususu sözleşme öncesinden bilmesine rağmen haksız kazanç sağlamak adına işbu huzurdaki davayı ikame etmiştir. Dava dışı —– ile müvekkil şirket arasında hali hazırda devam eden —-Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —–sayılı dava dosyası bulunmaktadır. Müvekkilin elinde olmayan nedenlerle davacı lehine intifa hakkı verilemeyeceğinden davalı müvekkilimin taahhütlerini yerine getirmediğinden bahsedilemez. Mahkemeniz gerekli görür ise—–.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —– sayılı dosyanın celbini talep ediyoruz.
Yine müvekkilimin ürün alımı miktarına ilişkin taahhütlerinin yerine getiremediğini kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının ödemesi gereken gayri maddi hak bedelini ödememesi; bu bedelle istasyon yakıt alım satım işlerine bütçe oluşturacak müvekkilimi ticari anlamda oldukça zor duruma sokmuştur.
DAVACININ MUACCEL OLAN ALACAĞINI ÖDEMEMESİNDEN SONRA OLUŞAN TÜM EKONOMİK SORUNLARIN TEMELİNDE DAVACININ SÖZLEŞMEYE AYKIRI DAVRANMASI NEDEN OLMUŞTUR.
Taraflar arasında yaşanan bu gelişmelerden sonra ekonomik olarak daha güçlü olan davacının tek taraflı ve lehine olacak şekilde hazırladığı 30.05.2016 tarihli ek taahhütnameyi sözleşme gereği ağır yükümlülük altında bulunan müvekkilim bir nebze de olsa nakit sıkıntısını gidermek amacıyla kabul etmek durumunda kalmıştır.30.05.2016 tarihli “ek protokol”de görüleceği üzere; davacının muaccel hale gelen KDV dahil 858.000 TL borcu ödemeyeceği—– tarafından —– iade faturası düzenleneceği, buna karşılık davacı … lehine tesis edilen 6. Dereceden 1.000.000 –TL teminat ipoteğini fek edeceği kararlaştırılmıştır.
—–30.05.2016 tarihli ek taahhütname gereği 28.07.2016 tarihli 858.000 TL’lik gayri maddi hak bedeline iade faturası düzenlemiş ancak taahhüt ettiği lehine tesis edilen 6. Dereceden verilen 1.000.000 TL’lik ipoteği kaldırmamıştır. Taahhüt ettiği ipoteğin kaldırılmamış olması müvekkilin nakit sıkıntısını gidermek amacıyla bankalardan kredi çekme hakkını tamamen ortadan kaldırmıştır. Davacının iddialarını kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalı müvekkilimi ticari anlamda zor duruma girmesinin nedeni davacının borcunu türlü bahanelerle ödememesi, müvekkilimin yakıt siparişlerine onay vermemesi, taahhüt ettiği ipoteğin kaldırılmamasıdır.
Müvekkil şirket tarafından gönderilen 13.11.2018 tarihli —– Noterliği’nin —- Yevmiye no.lu cevabi ihtarnamesinde; sözleşmeye açıkça aykırı hareket edenin karşı taraf olduğu karşı tarafın talep etmiş olduğu cezai şart ve muacceliyet koşullarını kabul etmediklerini, yakıt siparişlerine onay verilmediğini, karşı tarafın niyetinin anlaşmak ve ticari ilişki devam etme olmayıp haksız kazanç elde etme çabası olduğunu, karşı tarafın bakiye borcu ödemesi halinde sözleşmenin kolaylıkla devam edileceğin, feshin haksız olduğu, haksız feshi nedeniyle yakıt ikmali yapılamayacağını, iletilmiştir.
DAVACININ CEZAİ ŞART TALEPLERİ HAKSIZ VE HUKUKA AYKIRI OLUP BU NEDENLERLE DE DAVANIN REDDİ GEREKMEKTEDİR.
Davacı taraflar arasında akdedilen sözleşme ve taahhütname gereği davalı bayinin 5 yılda 5.940 m3 —– ürün (—– /benzin) satın alma taahhüdünde bulunduğu ancak davalının sadece 791,313 m3 ürün alımı yaptığını, eksik ürün nedeni ile m3 başına 65 USD cezai şart ödeyeceğini taahhüt ettiğini, eksik ürün alımı nedeniyle cezai şart ödemesi gerektiğini beyan ederek şimdilik 20.000 USD cezai şart alacağı talebinde bulunmuştur.
Bilindiği üzere cezai şart, borçlunun alacaklıya karşı mevcut bir borcu hiç veya gereği gibi ifa etmemesi halinde ödemeyi vaad ettiği, hukuki işlem ile belirlenmiş ekonomik değeri olan bir edimdir. Cezai şartın amacı, borçluyu borca uygun davranmaya sevketmektir. Cezai şart, asıl alacağı kuvvetlendirme amacı güder. Bu bakımdan cezai şart, kuvvetlendirilecek asıl borcun mevcut olmasını gerektirir. Asıl borç yoksa cezai şart da söz konusu olamaz. Bu niteliği itibariyle cezai şart asıl borca bağlı fer’i bir borçtur. Asıl borç, mevcut ve geçerli ise, cezai şart da borç doğurur. Asıl borç sona ermiş ya da geçersiz doğmuşsa, cezai şart bağımsız bir borç oluşturamaz.
TBK’daki temel prensibe göre tazminat isteme hakkı borçlunun kusurlu olmasına bağlıdır. Cezai şart hükümleri de buna uygun şekilde borçlunun kusuruna bağlı olarak düzenlenmiştir. Bu durum TBK 182/2’de “Asıl borç sonradan borçlunun sorumlu tutulamayacağı bir sebeple imkansız hale gelmişse, cezanın ifası istenemez.” şeklinde belirtilmiştir.” Buna göre borçlunun kusurlu olmadığı bir imkansızlık durumunda cezai şart talebi söz konusu olmayacaktır.Yargıtay da 22.03.1999 tarihli —— sayılı kararında bu hususu “Davalı kusursuz olduğundan cezai şart isteminin reddine karar verilmesi gerekir.” şeklinde ifade etmiştir.
Yukarıda ayrıntıları açıkladığımız üzere davacının üzerine düşen yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı uyuşmazlık yaşanmıştır Yaşanan olaylara davacının sebebiyet verdiği göz önünde bulundurulduğunda kusursuz olan müvekkilimden cezai şart talep edilmemesi gerekmektedir.Mahkemeniz aksi kanaatte olur ise; —–bayilik sözleşmelerinde (veya sözleşme eki taahhütnamelerde) yer alan “yıllık asgari alım taahhüdü”ne uymama halinde öngörülen ceza koşulu (cezai şart) hükümleri TBK’nun 179/II. (BK. md. 158/II) maddesindeki ifaya ekli ceza koşulu (cezai şart) niteliğinde olduğundan burada bu tür ceza koşulunun somut olayda irdelenmesi gerekmektedir. TBK’nun 179/II maddesine göre; “ceza borcun belirlenen zaman veya yerde ifa edilmemesi durumu için kararlaştırılmışsa alacaklı, hakkından açıkca feragat etmiş veya ifayı çekincesiz olarak kabul etmiş olmadıkça, asıl borçla birlikte cezanın ifasını da isteyebilir.” Hükmüne yer verilmiştir.
TBK.’nun 179/II. maddesine göre, iki halde alacaklı, ceza koşulunu isteyemez. Eğer alacaklı, ceza koşulunu isteme hakkından açıkça vazgeçmişse artık bu yönde bir talepte bulunamaz. Diğer yandan alacaklı, çekince koymadan ifayı kabul etmiş veya sözleşmeden doğan edimlerini ifa etmeye devam etmişse bu takdirde de ceza koşulunu isteyemez.
DAVACI 30.05.2016 TARİHLİ EK PROTOKOLDE CEZAİ ŞART TALEBİNDEN FERAGAT ETMİŞTİR.
30.05.2016 tarihli “ek protokolün” d) bendi aynen şöyledir; Taraflar arasında karşılıklı ihtarnameler keşide edilerek talepler bildirilmiştir. Bu aşamada yapılan müzakereler ve görüşmeler sonucunda; ürün satın almaya ilişkin taahhüt miktarının ve buna bağlı 18.09.2015 taahhütnamelerde belirtilen—–ödenecek gayri maddi hak bedeli tutarının indirilmesi konusunda mutabakata varılarak BUGÜNE KADAR KEŞİDE EDİLEN İHTARNAMEDEKİ TALEPLERDEN VE ÖNCEKİ MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT TALEPLERİNDEN FERAGAT EDİLMİŞTİR.
Buradan anlaşılması gereken; davacının,—–.Noterliği’nin 08.03.2016 tarihli, —–yevmiye no.lu cevabi ihtarında yer alan o güne kadar olan 70.000 USD cezai şart talebinden feragat ettiğidir. Bu nedenlerle davacı müvekkilimden cezai şart talebinde bulunamaz.
TARAFLAR ARASINDAKİ TİCARİ İLİŞKİ GEREĞİ DAVALI MÜVEKKİL DAVACIDAN ÜRÜN ALIMLARINA DEVAM ETMİŞTİR.
Taraflar arasındaki ticari ilişki devam etmiş, davalı müvekkil şirkette ceza koşulu istenemeyeceğine dair haklı bir güven oluşmuştur. Bu nedenlerle davacının dürüstlük ilkesine aykırı cezai şart talebinin reddi gerekmektedir.
SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
Haksız, dayanaksız ve mesnetten yoksun DAVANIN REDDİNE,
Kötü niyetli davacının %20’den az olmamak üzere KÖTÜNİYET TAZMİNATINA MAHKÛM EDİLMESİNE,Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini Sayın Mahkemenizden saygı ile arz ve talep ederiz..”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılan cevap dilekçesinde ileri sürülen savunmalara bağlı olarak davanın reddine ve %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesi istenmiştir.
Davalı vekili duruşmada da cevap dilekçesini tekrar etmiştir.
İbraz edilen Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağına göre —–Arabuluculuk Bürosu, Büro dosya numarası —- ve arabuluculuk numarası —– numaralı, 09/10/2019 tarihinde yapılan başvurunun taraflarla ilgili olduğu, davacı tarafın davete uyduğu ancak davalı tarafa tebligat yapıldığı halde davete uyulmadığı ve davalı adına toplantıya katılımın gerçekleşmediği, bunun üzerine taraflardan birisinin toplantıya katılmadığından bahisle anlaşma sağlanamadığına dair 20/11/2019 tarihli son tutanak düzenlendiği, arabuluculuğa başvuruya ilişkin dava şartının yerine getirilmiş olduğu belirlenmiştir.
Celp edilip incelenen söz konusu icra dosyasına göre taraflarla ilgili olduğu, 897.457,63 TL asıl alacak, 271.966,55 TL işlemiş faiz, 1.553.118,00 TL asıl alacak ve 277.457,63 TL asıl alacak olmak üzere toplam 2.999.999,81 TL alacağın 27/12/2018 tarihinde takibe konulduğu, süresinde yapılan itirazla takibin durmuş olduğu, icra veznesine yatırılan peşin harç mahsup edilmek suretiyle davanın açılmış olduğu belirlenmiştir.Dava dilekçesine, celp edilip incelenen icra dosyasına, ön inceleme duruşmasında belirlenen ihtilaf noktalarına ve dosya kapsamına göre dava ticari ilişkiye bağlı cari hesaba bağlı alacak, gayri maddi hak bedeli alacağı ve cezai şarta ilişkin alacak iddialarına dayalı olarak yapılan takibe itirazın iptaline ve buna bağlı olarak talep edilen icra tazminatına yöneliktir.
Ön inceleme duruşmasında dava şartları yönünden bir eksiklik bulunmadığı belirlenerek taraflar arasındaki “taahhütname” başlıklı sözleşmenin 5. Maddesine göre —–Mahkemelerinin yetkili olduğuna dair yetki şartı olması nedeniyle yerinde görülmeyen yetki itirazının reddine karar verilerek tarafların arasındaki uyuşmazlığın —- İcra Dairesinin —– Esas sayılı icra dosyası üzerinden yapılan takibe dayanak ilişkiye bağlı olarak ileri sürüldüğü şekilde cari hesap ilişkisine bağlı alacak, gayri maddi hak bedeli alacağı ve cezai şarta ilişkin alacak talep edilebilip edilemeyeceği, cezai şart talep edilebilme şartlarının olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmesi ihtimalinde talep edilen cezai şartın fahiş olup olmadığı, sonuçta bütün bunlara bağlı olarak takip tarihi itibariyle takibe konu her bir asıl alacak kalemi yönünden alacağın varlığı ve miktarı ile temerrüt olup olmamasına da bağlı olarak varsa işlemiş faiz miktarının ne olduğu hususlarının aydınlatılmasına yönelik olduğu tespit edilmiştir.
Tespit edilen ihtilaf noktaları, davanın niteliği ve dosya kapsamı gözetilerek deliller toplandıktan sonra davalı defter ve kayıtları üzerinde bir mali müşavir marifetiyle ve talimatla bilirkişi incelemesi yapılarak temin edilecek rapordan sonra davanın mahiyetine uygun yeterlilikte uzmanlığa sahip bilirkişilerden oluşturulan heyetten talimatla alınan rapor ve bu rapora yöneltilen itirazlar da irdelenerek aydınlatılmak suretiyle davacı defterleri üzerinde inceleme yaptıktan sonra nihai rapor temini yoluna gidilmiştir.Talimatla alınan rapor bilirkişi heyeti raporu içinde ele alınıp itirazlar da aydınlatılarak değerlendirilmiş olduğundan bu rapora burada ayrıca yer verilmeye gerek görülmeden heyet raporu içindeki içeriği yeterli görülerek sonuçta içeriğinde talimatla alınan rapora da yer verilen ve bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 04/07/2022 tarihli nihai raporun buraya aynen alınması uygun ve yeterli görülen kısımları:
”.III. İNCELEME VE DEĞERLENDİRME :
DOSYADA MEVCUT OLAN BELGELER :
—–İcra Müdürlüğü ——Sayılı 28/12/2018 tarihli baçvurma harcı ile açılmış takip dosyası
– 20/11/2019 Tarihli Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı ARABULUCULUK SON OTURUM TUTANAĞI
Dvalı tarafından davacı lehine tesis ettirilmiş TAPU İPOTEK BELGESİ
Borçlu—– Alacaklısı—-
—–.İcra Hukuk Mahkemesi—-Sayılı gerekçeli Kararı
– Davacı … tarafından davalı —-keşide edilmiş —– Noterliğinden 14.12.2017 tarih—-yev.nolu İHTARNAME
– Davacı …. tarafından davalı —-keşide edilmiş —–. Noterliğinden 08.03.2016 tarih—–yev.nolu İHTARNAME, ihtarnamenin 13.12.2016 tarihli TEBLİĞ MAZBATASI
– Davacı …. tarafından davalı —–keşide edilmiş —– Noterliğinden 30.10.2018 tarih—– yev.nolu İHTARNAME, ihtarnamenin 13.12.2016 tarihli TEBLİĞ MAZBATASI
Davalı —- davacı …. ihtarnamesine cevaben —– Noterliği 13.11.2018 tarih—–yev.nolu İHTARNAMEYE CEVAP İHTARNAMESİ
– —-29.12.2015 tarihli ŞİRKET BİRLEŞMESİ HUSUSUNDA YÖNETİM KURULU KARARI, —–Ticaret Odasının 29.12.2015 tarihli şirket birleşmesiyle —– şirket kaydının terkin edildiği yönünde tescil ve ilan yazısı
– Tarafların akdettiği 18/09/2015 tarihli , 30/05/2016 tarihli TAAHHÜTNAMELER ve 30/05/2016 tarihli EK TAAHHÜTNAME
– 15/09/2015 Tarihli —–BAYİLİK SÖZLEŞMESİ
– 15/09/2015 Tarihli —–BAYİLİK SÖZLEŞMESİ
—–Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün müzekkereye cevap yazısı ve ekindeki —–ait adres ve ortaklar hususunda yayımlanmış ilanı —–
Dosyaya ekli;—— Talimat dosyası ile bilirkişi S.M.Mali Müşavir —–tarafından davalı —— ticari defter incelemesi ile sunduğu 22.02.2022 tarihli bilirkişi raporu
– Dava dosyasındaki davacı ve davalının beyanları
– Davacı Tarihli —— şirket merkezinde yaptığımız ticari defterler tetkiki neticesinde iş bu rapor tanzim edilmiştir.
İCRA DOSYASI :
Dava dosyasına eklenen——İcra Dairesi —–. nolu icra takip dosyası incelenmiş olup, buna göre davacı (alacaklı) —–. vekili tarafından davacı (borçlu) —-. aleyhine 28/12/2018 tarihli TAKİP TALEBİ ile;
….
Tutarındaki toplam alacağın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile takip tarihinden fiili ödeme tarihine kadar asıl alacağa işleyecek Yıllık %19,5 Avans Faizi (3095 S.K. ve değişen oranlardaki faiz ile icra giderleri, yıllık %10.75 Ticari Temerrüt Faizi (TTK m.1530/7) ve değişen oranlardaki faiz ile icra giderleri vek.ücr. ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %24 faiz (6183 sayılı yasa gereği değişecek oranlar üzerinden) GECİKME ZAMMI, iş bu gecikme faiz tutarında işleyecek %18 KDV, masraf ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili talebi olduğu ile tahsili talebi olduğu, (TBK.100. mad. gereğince kısmi ödemeler öncelikle işlemiş faiz, masraf ve ferilerine mahsubu ile tahsil talebi istemli olduğu)
Borçlunun takibe itirazı ile İcra Dairesinin dosya için KARAR TENSİP TUTANAĞI ile takibin borçlu yönüyle durdurulmasına karar verildiği,
20.11.2019 Tarihli HUKUK UYUŞMAZLIKLARINDA DAVA ŞARTI ARABULUCULUK tutanağında TARAFLARIN ANLAŞAMADIĞININ imza altına alındığı görülmüştür.
A- MALİ MÜŞAVİR İNCELEMESİ :
1. DAVACI ——TİCARİ DEFTER VE KAYITLARIN TETKİKİ NETİCESİNDE TESPİT EDİLENLER:
Yerinde yapılan inceleme:
Davacı …nin —– ” adresine 01.07.2022 tarihinde gidilerek, davacının 2015-2016-2017-2018 yılı ticari defter ve kayıtları incelenmiş, inceleme sonrası tanzim edilen tutanak dosyaya eklenmiştir.
Davacının ticari defterlerinin tetkik edilmesi neticesinde tespit edilenler:
.Davacının ticari defterleri incelendiğinde davaya konu 2015-2016-2017 ve 2018 yıllarında E-DEFTER mükellefi olduğu, 2015-2016-2017 ve 2018 envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin TTK. Md. 64 ve devam eden maddeleri ile VUK 220-226 maddeleri hükmü uyarınca yasal sürede usule uygun şekilde yaptırıldığı, dönem defterleri “yevmiye ve defter-i kebir”in 13.12.2011 tarih ve sayılı —–yayımlanan ” ELEKTRONİK DEFTER TUTMA TEBLİĞİ” hükümleri uyarınca ticari defter tekil numaralarını zamanı içerisinde oluşturduğu, defter bildirimlerini zamanı içerisinde yapmış olduğu, 6102 sayılı TTK 64. maddesinde sayılan ve tutulması zorunlu olan ticari defterlerinin HMK 222/2. mad. hükmüne uygun yasaya uygun tutuğu ve defterlerin birbirini doğruladığı görülmüş olup davacının ticari defterlerinin sahibi lehinde delil niteliği hususunun hukuki ve nihai takdiri Sayın Mahkemenizin emrine sunulmuştur.Davacının Ticari Defterlerinde Davalının Borç-Alacak Durumunun Tespiti:Davacı şirket huzurdaki davaya sunduğu dilekçesinde davalıdan ürün satımından kaynaklı davalının ödemediği 277.128,70 TL. alacağı olduğunu iddia etmiştir.
Davacı şirketin kanuni ticari defter kayıtlarına göre; davalı bayisi —– aşağıda detayı görülebileceği üzere Takip Tarihinde 277.258,70 TL Dava tarihinde ise 284.415,70 TL. cari hesap alacak kaydı olduğu tespit edilmiştir. Davacının davalı ile ticari ilişkisini takip ettiği ticari defter kayıtlarında muavin defter dökümü aşağıdaki gibidir.
Davacı şirkete ait davaya konu 2015-2018 yılları arasında ticari defterlerin incelenmesi neticesinde, yukarıda cari hesap (Muavin Defter) dökümlerinde görüleceği üzere;
-Davacı ile davalı —–ile ticari alıma dair ticari ilişkisinin Eylül/2015 tarihinde davacının kestiği ürün satış faturası ile başladığı, Mayıs/2019 tarihinde kesilen son fatura ile ilişkinin sona erdiği,
Faturalar incelendiğinde, davalı yan kesilen ürün satışlarının “K.BENZİN 95 OKTAN ——olduğu,
Yukarda cari hesap dökümünde görülebileceği üzere ticari ilişkinin devam ettiği süre zarfında 4.714.786,17 TL.lik borç tahakkukundan – davacının ödemleri ve mahsup edilenler toplamı 4.437.657,47 TL alacak tahakkuku düşüldüğünde; davacının ticari defter kayıtlarına göre; davalı —- TARİHİNDE (T.T:28/12/2018) 277.258,70 TL DAVA TARİHİNDE ise
(D.T: 25/12/2019) 284.415,70 TL. cari hesap alacağı olduğu görülmüştür.
Davacının Davalı Şirkete Gayri Nakdi ödemelerinin Tespiti:
Davacı şirket dava dilekçesinde davalı bayiden sözleşme ve taahhütname gereği ödediği 897.457,63 TL. gayrimaddi hak alacağı olduğunu iddia etmiştir.Davacı …kanuni ticari defter kayıtlarında davalıya ödenen gayrimaddi hak ödemelerinin aşağıda detayı görülebileceği üzere Davalı şirkete bankadan ödendiği, Davacı şirket bu ödeme avans kaydı ile —–Kodlu —– hesabına işlendiği, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre davalıdan hem Takip Tarihinde (T.T: 28/12/2018) hemde Dava tarihinde (D.T: 25/12/2019) gayrimaddi hak ödemeleri toplamının 1.059.00,00 TL kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Davacı şirketin ticari defter kayıtları incelendiğinde yukarda detayı görülebileceği üzere;
– Davalı ile —–ve yine davalı …—– arasında 15.09.2015 tarihinde bayilik sözleşmesi imzalandığı, sözleşmenin imza tarihinden itibaren 5 yıl geçerli olduğu, bu sözleşmeler uyarınca 18.09.2015 tarihli taahhütname imzalandığı ancak sonrasında imzalanan 30.05.2016 tarihli ek taahhütname ile önceki taahhütnamelerin geçerli olmadığı ve ek taahhütnamenin geçerli olacağının taraflarca kabul edildiği,
-Ek taahhütname uyarınca; 19.09.2015 tarihinden itibaren 5 yıl süre boyunca —– bayilik faaliyetinde bulunarak ürün alım taahhüdü ve diğer taahhütleri zamanında ve eksiksiz yerine getirmesi karşılığında —- -tarafından 1.300.00 TL +KDV be —–Tarafından 325.000 TL.+KDV gayri maddi hak ödemesi kararlaştırıldığı,
– Davalı bayi tarafından davacı şirkete 09.12.2015 tarihinde 1.300.000 TL + Kdv = 1.534.000,00 TL fatura kesildiği,
– Davacının kesilen fatura ile ödeme arasındaki fark tutarı kadar hesabı kapatmak için Kdv dahil 858.500 TL.lik iade faturası kestiği, avans hesabının kapatıldığı,
Dava dosyasına sunulmuş dekontlardan, davalı şirkete sözleşme ve taahhütnameler kapsamında ödenen gayri maddi hak olarak ;
—–15.12.2015 tarihinde (—— EFT Dekontu) 325.000 TL,
—– 15.12.2015 tarihinde ——EFT Dekontu) 500.000 TL, + 26.01.2016 tarihinde —–EFT Dekontu) 234.000 TL ödediği,
– Davacı … —ödediği neticeten; davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre davalıdan hem Takip Tarihinde (T.T:28/12/2018) hemde Dava tarihinde (D.T: 25/12/2019) gayrimaddi hak ödeme toplamının 1.059.00,00 TL kayıtlı olduğu tespit edilmiştir
Davalının Davacı Şirketten Ürün Alım Taahhüdü – Yapılan Alımın Tespiti:
Davacı dava dilekçesinde, davalıdan anlaşmalarla taahhüt ettiği ürün miktarını almaması nedeniyle 1.591.041 TL. cezai şart alacağı olduğunu, dava dilekçesinde şimdilik 20.000 USD nin fiilen ödeneceği tarihteki—- efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak TL karşılığını talep etmiştir.30.05.2016 Tarihli Taahhütnamenin 1.mad.göre; Taahhüt edilen miktarlar yönüyle incelendiğinde, davalının bayilik sözleşmesinin EPDK’dan lisans sözleşmesi almaya başladığı günden itibaren 5 yılda toplamda 5 ton madeni yağ ve ayda 99 metreküpten az olmamak üzere 5 yılda asgari 5.940 metreküp —- ürün satın almayı, bu miktarın hesabında kanopi altından/pompadan yapılmayan dış satışlar ile araç takip veya grup müşterilerine yapılacak satışların alım taahhüdünü karşılamasında dikkate alınmayacağını tarafların kararlaştırdığı görülmüştür. Bayilik Sözleşmesi 14.mad.de “Satın alınan ürünlerle ilgili ihtilaf ve hesap mutabakatında,—– ticari defter ve kayıtlarındaki fatura ve irsaliyeler esas alınır. —– ticari defter ve kayıtları münhasır ve kesin delil kabul edilmiştir.” denilmiştir.
—- VE BENZİN ALIMLARI
Davacı … tarafından davacıya kesilen ürün satış faturaları tetkik edildiğinde yukarıda görülebileceği üzere; 30.05.2016 tarihli taahhütnameye göre, davalı bayi —- davacıdan aylık en az 99.000 Lt.—- ürün (benzin+ —- ) almayı taahhüt ettiği, davalı —– davacı şirketten ilk ürün aldığı 2015 yılı 09. aydan son alımı ürün alım tarihi olan 2017 yılı 9. Tarih aralığında bu süre zarfında taahhütnameye göre 2.475.000 Lt ürün almayı taahhüt ettiği yukarda tabloda detayı görülebileceği üzere toplamda 815.798 Lt. ürün alım olduğu hususu faturalardan tespit edilmiştir.
2. TALİMATLA İNCELENEN DAVALI—– TİCARİ KAYITLARI YÖNÜYLE;
“Sayın Mahkemenin talimatı ile görevlendirilen Bilirkişi S.M.Mali Müşavir —– 25.03.2022 tarihli bilirkişi raporundan (özetle);
6. GEREKÇELi SONUÇ:
– Davalının ibraz edilen defterlerin tamamının açılış tasdiklerinin süresi içerisinde yapılmış olduğu, 2015-2016-2017 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yasal süre içerisinde yapıldığı, 2018 yılı yevmiye defteri, defteri kebir ve envanter defterlerinin hiç kullanılmamış (boş) olduğu, 2017 yılında envanter ve defter-i kebirin ibraz edilmemiş olduğu,
-Davalının defter kayıtlarına göre davacı firmadan 10.12.2015 tarihinde 1.534.000 TL, ve 20.01.2016’te 383.500 TL gayrimaddi hak bedeli tahsil ettiği, Davacının düzenlenen 858.500 TL tutarındaki gayrimaddi hak bedelini ise davacıdan mal ve hizmetlerini kaydettiği 320.01.21 kodlu hesaba 31.07.2016 tarihinde alacak kaydettiği, davalının 2016 yılı sonunda davacıya borcu bulunmadığı,
-Davalının incelene bilen en son kaydı olan 2017 yılı yevmiye defteri kapanış kaydına göre 31.12.2017 itibari ile—–381.781,32 TL borçlu olduğu,
-Davalının kayıtlarında davacıdan aldığı tahsilatları kasa hesabına kaydettiği, davacının—– kodlu hesabında biriken alacağınıda her yılın sonunda her yılın sonunda kasa hesabından ödenmiş olarak kayıt tutuğu, kasa hesabından yaptığı işlem tutarının tahsilat ve ödemelerde banka,—– ve özel finans kurumlarının kullanılma zorunluluğu bulunan (2015 yılı için 8.000 TL, 2016 yılı için 7.000 TL) meblağın çok üzerinde olduğu,
– Davalının bayilik anlaşması ve taahhütname kapsamında satın aldığı — ürün miktarının 2015-2016-2017 yıllarında toplamda 783.344 litre, madeni yağ miktarının 2015-2016-2017 yıllarında toplam 1.832 litre olduğu, bu miktarların davalının aylık olarak taahhüt ettiği alım miktarından düşük olduğu, ancak alım miktarlarının hesabında taahhütnamede tarif edilen istisnai durumların olması ve bunların davalı kayıtlarından öğrenilememesi nedeniyle eksik ürün alımı nedeniyle davacının ödemesi gerekecek cezai şart tutarının hesaplanamadığı, sonuç ve kanaatimi saygılarımla arz ederim.”
Sayın Mahkemenin talimatı ile görevlendirilen Bilirkişi S.M.Mali Müşavir —–25.03.2022 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilenler ile Davacının yukarda incelenen ticari defterler kayıtlarının yerinde incelemesi ile tespitlerimiz karşılıklı tetkik edildiğinde;
– Cari hesap yönüyle taraf kayıtları karşılıklı değerlendirildiğinde;
Talimatla alınan bilirkişi raporunda davalının ticari defterlerinde (2017 yılı kapanış kaydında) davalı —– davacı … 381.781,32 TL cari hesap borcu olduğunun tespit edildiği, 2018 yılı ticari defterleri kullanılmamış(boş) olduğundan 2018 yılında bir tespit yapılamadığının anlaşıldığı,
Davacı …ticari defterlerinde ise aynı dönemde 2017 yılı kapanış kaydında davalı —– davacıya 269.037,70 TL borcu olduğu, TAKİP TARİHİNDE (T.T:28/12/2018) 277.258,70 TL DAVA TARİHİNDE ise (D.T: 25/12/2019) 284.415,70 TL. CARİ BORCU olduğunu kayıtlı olduğunu tespit ettiğimiz,
– Gayrimaddi hak bedeli yönüyle taraf kayıtları karşılıklı değerlendirildiğinde;
Yine alınan bilirkişi raporunda davalının ticari defterlerinde, davalının gayrimaddi hak bedeli tahsilatlarını bankadan yapmasına rağmen usule uygun olmayan şekilde kasa hesabına kaydettiğinin talimatla alınan bilirkişi tarafından tespit edildiği, raporda bu hususun “Davalının kayıtlarında davacıdan aldığı tahsilatları kasa hesabına kaydettiği, davacının ——kodlu hesabında biriken alacağınıda her yılın sonunda her yılın sonunda kasa hesabından ödenmiş olarak kayıt tutuğu, kasa hesabından yaptığı işlem tutarının tahsilat ve ödemelerde banka, —-ve özel finans kurumlarının kullanılma zorunluluğu bulunan (2015 yılı için 8.000 TL, 2016 yılı için 7.000 TL) meblağın çok üzerinde olan” olarak belirtildiği, kasa işlemleri dikkate alınmadığında davalının davacıdan bankadan 1.059.000 TL gayri maddi hak bedeli tahsil ettiğinin anlaşıldığı,Davacı …ticari defterlerinde yaptığımız incelemede de davacının sözleşme taahhütnamelere bağlı davacının davalıya bankadan 1.059.000 TL gayri maddi hak bedeli ödediğini tespit ettiğimiz,
– Taahhüt edilen — ürün alımı yönüyle taraf kayıtları karşılıklı değerlendirildiğinde;
Talimatla alınan bilirkişi raporunda, Davalının bayilik anlaşması ve taahhütname kapsamında satın aldığı —- ürün miktarının 2015-2016-2017 yıllarında toplamda 783.344 litre olduğunun tespit edildiği,
Davacı … ticari defterlerinde — ürün satış faturaları tetkik edildiğinde davalı—— sözleşme ve taahhütnamelerin yürürlükte olduğu 2015-2016-2017 yıllarında toplamda 815.798 Litre — ürün (benzin+ —–) satın aldığı yönünde tespitimiz mevcut olup, talimatla alınan bilirkişi raporunda 2015/09 eylül ayında 1.000 Lt., 2017/Mayıs ayında 33.454 Lt. alımların raporda eksik olarak yer almasından kaynaklandığı, bu eksiklik tamamlandığında tarafların her ikisinin de ticari kayıtlarının ürün alımı konusunda birbirini doğruladığı anlaşılmıştır.
B- TİCARET HUKUKUÇUSU TARAFINDAN YAPILAN İNCELEME VE TESPİTLER:
—– ile —–arasında 15/09/2015 tarihinde akdedilen ve 19/09/2015 tarihinden itibaren geçerlilik kazanan Bayilik sözleşmesi ve yine —–arasında 15/09/2015 tarihinde akdedilen ve 19/09/2015 tarihinden itibaren geçerlilik kazanan Bayilik sözleşmesi özelinde yaptığımız inceleme ve tespitler aşağıda sayın mahkemenin takdirlerine arz edilmiştir.—- ile imzalanan bayilik sözleşmesinin 11.md, —– ile imzalanan bayilik sözleşmesinin 5.mddesine göre her iki sözleşme de 5 yıllığına akdedilmiştir.—- ile imzalanan bayilik sözleşmesinin 9.md, —— ile imzalanan bayilik sözleşmesinin 3.mddesine göre her iki sözleşmede de ödemelerin peşin yapılacağı kararlaştırılmıştır.
—–ile imzalanan bayilik sözleşmesinin 9.mddesine göre ödemelerde gecikme olmasın halinde aylık %5 temerrüt faizi; —– ile imzalanan bayilik sözleşmesinin 3.mddesine göre ödemelerde gecikme olmasın halinde günlük %04 anapara faizi ve temerrüt faizi uygulanacağı kabul edilmiştir.—– ile imzalanan bayilik sözleşmesinin 10.maddesine göre herhangi bir borcun gününde ödenmemesi halinde bayinin bütün borçlarının muaccel hale geleceği kabul edilmiştir.
—— ile imzalanan bayilik sözleşmesinin 13.mddesine göre bayilik sözleşmesinin feshi halinde —- bütün alacakları muaccel hale gelecektir.
—- ile imzalanan bayilik sözleşmesinin 14.md,— ile imzalanan bayilik sözleşmesinin 12.mddesine göre bayinin yükümlülüklerini yerine getirmemesi halinde sözleşmenin—– tarafından feshedilebileceği kararlaştırılmıştır.
—- ile imzalanan bayilik sözleşmesinin 15.md,—- ile imzalanan bayilik sözleşmesinin 15.mddesine göre her iki sözleşmede de —- ticari defter kayıtlarının münhasır ve kesin delil olacağı kabul edilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre davacı tarafından (—–) 1.300.000 TL+KDV gayrimaddi hak bedeli ve (——) 325.000 TL+KDV gayrimaddi hak bedeli ödeneceğinin kararlaştırıldığı, heyetimizdeki muhasip üye tarafından yapılan incelemelerde davacının davalı bayiye bankadan 1.059.000 TL gayri maddi hak bedeli ödediği tespit edilmiştir.
Bu itibarla kalan gayri maddi hak bedeli bakımından bir temerrüt halinin varlığından söz edilebilecek olsa da davalı tarafından imzalanan 30/05/2016 tarihli ek taahhütnamenin D maddesi gereğince gayri maddi hak bedeli, daha önce keşide edilen ihtarnamelerde talep edilen maddi ve manevi tazminat taleplerinden feragat edilmiştir. Bir başka deyişle somut uyuşmazlık bakımından muaccel bir gayri maddi hak bedelinin varlığından söz etmek mümkün değildir.

C- SEKTÖR BİLİRKİŞİSİ İNCELEMESİ:
Mali Müşavir Bilirkişisi tarafından yapılan tespitlere göre bayinin sözleşmeden doğan alım yükümlülüklerini yerine getirmediği ve eksik alım yapıldığı tespit edilmiştir. Söz konusu tespitten hareketle, toplam 2.475.000 lt alım yapılacağı taahhüt edilmiş, toplam 815.798 lt alım yapılmış ve bu itibarla -1.659.202 lt eksik alım yapılmıştır.
30/05/2016 tarihli taahhütnamenin 3.maddesine göre eksik alınan her bir m3 için 65 USD cezai şart ödeneceği kabul edilmiştir. Buna göre -1.659.202 lt = 1659.202m3, 1659.202m3 X 65 USD= 107.848,13 USD cezai şart tespit edilmiştir.
IV. NETİCE VE KANAAT :
Dava dosyasında tüm belgelerin kapsamı itibariyle yapılan incelemeler ışığında, her türlü hukuki ve nihai kararı Sayın Mahkeme’nize ait olmak üzere aşağıdaki neticelere ulaşılmıştır:
1- Davacı …. ticari defterleri yerinde incelendiğinde;
Usul Yönüyle; davacının davaya konu incelenen 2015-2016-2017 ve 2018 yıllarında E-DEFTER mükellefi olduğu, envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin TTK. Md. 64 ve devam eden maddeleri ile VUK 220-226 maddeleri hükmü uyarınca yasal sürede usule uygun şekilde yaptırıldığı, “yevmiye ve defter-i kebir’in 13.12.2011 tarih ve sayılı —–yayımlanan ” ELEKTRONİK DEFTER TUTMA TEBLİĞİ” hükümleri uyarınca ticari defter tekil numaralarını zamanı içerisinde oluşturduğu, defter bildirimlerini zamanı içerisinde yapmış olduğu, 6102 sayılı TTK 64. maddesinde sayılan ve tutulması zorunlu olan ticari defterlerinin HMK 222/2. mad. hükmüne uygun yasaya uygun tutuğu ve defterlerin birbirini doğruladığı görülmüş, davacının ticari defterlerinin sahibi lehinde delil niteliği hususunun hukuki ve nihai takdirinin Sayın Mahkemenizin emrinde olduğu,
2- Davacı …ticari defterlerinde, davalı bayisi —–Takip Tarihinde (T.T:28/12/2018) 277.258,70 TL Dava Tarihinde ise (D.T: 25/12/2019) 284.415,70 TL.CARİ HESAP alacağı olduğunu kayıtlı olduğunu,
3-Davacı …ticari defterlerinde davacının sözleşme taahhütnamelere bağlı davacının davalı bayiye bankadan 1.059.000 TL gayri maddi hak bedeli ödediği ve bu ödemeyi verilen avanslar hesabına kaydettiği,
4- Davacı … ticari defterlerinde davalıya — ürün satış faturaları tetkik edildiğinde; davalı bayi —– sözleşme ve taahhütnamelerin yürürlükte olduğu 2015-2016-2017 yıllarında toplamda 815.798 Litre —- ürün (benzin+ —-) satın aldığı, 2018 yılında ürün alımı olmadığı yönünde tespitimiz olduğu, taraflar arasında madeni yağ alımının eksik olduğu yönünde bir husumet olmadığının anlaşıldığı,
5- Taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre davacı tarafından —- 1.300.000 TL+KDV gayrimaddi hak bedeli ve—–325.000 TL+KDV gayrimaddi hak bedeli ödeneceğinin kararlaştırıldığı, heyetimizdeki muhasip üye tarafından yapılan incelemelerde davacının davalı bayiye bankadan 1.059.000 TL gayri maddi hak bedeli ödediği, bu itibarla kalan gayri maddi hak bedeli bakımından bir temerrüt halinin varlığından söz edilebilecek olsa da davalı tarafından imzalanan 30/05/2016 tarihli ek taahhütnamenin D maddesi gereğince gayri maddi hak bedeli, daha önce keşide edilen ihtarnamelerde talep edilen maddi ve manevi tazminat taleplerinden feragat ettiği, bir başka deyişle somut uyuşmazlık bakımından muaccel bir gayri maddi hak bedelinin varlığından söz etmenin mümkün olamayacağı,
6- 30/05/2016 tarihli taahhütnamenin 3.maddesine göre eksik alınan her bir m3 için 65 USD cezai şart ödeneceği kabul edilmiştir. Buna göre -1.659.202 lt = 1659.202m3, 1659.202m3 X 65 USD= 107.848,13 USD cezai şart tespit edilmiştir….”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Taraf vekillerinin itirazları gözetilerek 14/09/2022 tarihli duruşmada oluşturulan ara kararda belirtilen hususlar ve itirazların aydınlatılması yönünden ek rapor temini yoluna gidilmiş olup, aynı bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 09/03/2023 tarihli ek rapor:”…
I. KÖK RAPORDA ULAŞTIĞIMIZ SONUÇ
Dava dosyasında tüm belgelerin kapsamı itibariyle yapılan incelemeler ışığında, her türlü hukuki ve nihai kararı Sayın Mahkeme’nize ait olmak üzere aşağıdaki neticelere ulaşılmıştır:
1- Davacı …ticari defterleri yerinde incelendiğinde;
Usul Yönüyle; davacının davaya konu incelenen 2015-2016-2017 ve 2018 yıllarında E-DEFTER mükellefi olduğu, envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin TTK. Md. 64 ve devam eden maddeleri ile VUK 220-226 maddeleri hükmü uyarınca yasal sürede usule uygun şekilde yaptırıldığı, “yevmiye ve defter-i kebir’in 13.12.2011 tarih ve sayılı——yayımlanan ” ELEKTRONİK DEFTER TUTMA TEBLİĞİ” hükümleri uyarınca ticari defter tekil numaralarını zamanı içerisinde oluşturduğu, defter bildirimlerini zamanı içerisinde yapmış olduğu, 6102 sayılı TTK 64. maddesinde sayılan ve tutulması zorunlu olan ticari defterlerinin HMK 222/2. mad. hükmüne uygun yasaya uygun tutuğu ve defterlerin birbirini doğruladığı görülmüş, davacının ticari defterlerinin sahibi lehinde delil niteliği hususunun hukuki ve nihai takdirinin Sayın Mahkemenizin emrinde olduğu,
2- Davacı … ticari defterlerinde, davalı bayisi —–Takip Tarihinde (T.T:28/12/2018) 277.258,70 TL Dava Tarihinde ise (D.T: 25/12/2019) 284.415,70 TL.CARİ HESAP alacağı olduğunu kayıtlı olduğunu,
3- Davacı ..ticari defterlerinde davacının sözleşme taahhütnamelere bağlı davacının davalı bayiye bankadan 1.059.000 TL gayri maddi hak bedeli ödediği ve bu ödemeyi verilen avanslar hesabına kaydettiği,
4- Davacı …ticari defterlerinde davalıya —- ürün satış faturaları tetkik edildiğinde; davalı bayi—– sözleşme ve taahhütnamelerin yürürlükte olduğu 2015-2016-2017 yıllarında toplamda 815.798 Litre ——– ürün (benzin+ ——) satın aldığı, 2018 yılında ürün alımı olmadığı yönünde tespitimiz olduğu, taraflar arasında madeni yağ alımının eksik olduğu yönünde bir husumet olmadığının anlaşıldığı,
5- Taraflar arasında akdedilen sözleşmeye göre davacı tarafından —-1.300.000 TL+KDV gayrimaddi hak bedeli ve —-) 325.000 TL+KDV gayrimaddi hak bedeli ödeneceğinin kararlaştırıldığı, heyetimizdeki muhasip üye tarafından yapılan incelemelerde davacının davalı bayiye bankadan 1.059.000 TL gayri maddi hak bedeli ödediği, bu itibarla kalan gayri maddi hak bedeli bakımından bir temerrüt halinin varlığından söz edilebilecek olsa da davalı tarafından imzalanan 30/05/2016 tarihli ek taahhütnamenin D maddesi gereğince gayri maddi hak bedeli, daha önce keşide edilen ihtarnamelerde talep edilen maddi ve manevi tazminat taleplerinden feragat ettiği, bir başka deyişle somut uyuşmazlık bakımından muaccel bir gayri maddi hak bedelinin varlığından söz etmenin mümkün olamayacağı,
6- 30/05/2016 tarihli taahhütnamenin 3.maddesine göre eksik alınan her bir m3 için 65 USD cezai şart ödeneceği kabul edilmiştir. Buna göre -1.659.202 lt = 1659.202m3, 1659.202m3 X 65 USD= 107.848,13 USD cezai şart tespit edilmiştir.
II. TARAFLARIN KÖK RAPORA İTİRAZLARI
A. DAVACI TARAFIN İTİRAZLARI
Davacı taraf, herhangi bir gayrimaddi hak bedeli borçlarının bulunmadığını, ödenen meblağın indirim yapılmaksızın avans faizinin 20 puan üzerinden işleyecek temerrüt faizi ile iadesini, ayrıca şimdilik 20.000 USD cezai şart alacağının fiili ödeme günündeki —– efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığından ödenmesini, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ederek rapora itirazlarını ileri sürmüştür.
B. DAVALI TARAFIN İTİRAZLARI
Davalı taraf, cezai şartın talep edilemeyeceğini, davacının çekince ileri sürmeden, herhangi bir şerh düşmeden işlem yaptığını ve ceza koşulu talep edilmeyeceğine yönelik haklı ve bir güvenin doğduğunu, bu yönüyle cezai şartın uygulanamayacağını ileri sürerek rapora itiraz etmiştir.
III.DEĞERLENDİRMELERİMİZ
Tarafların dosyaya sunduğu bilgi ve belgeler, dilekçeler teatisinde sunulan bilgi ve belgelerden farklı değildir. Bu yönüyle kök rapordaki kanaatimizde esaslı bir değişiklik meydana gelmeyecektir. Bununla birlikte cezai şart yönünden hukuken tartışmalı bir olgu olup, alternatif hesaplama yöntemi ile sayın mahkemenin takdirlerine arz edilmiştir.
Kök raporumuzda, eksik alımdan kaynaklı cezai şart hesaplanmış ve taraflar arasındaki sözleşme ilişkisine göre eksik alınan -1.659.202 lt = 1659.202m3 üzerinden 1659.202m3 X 65 USD= 107.848,13 USD cezai şart tespit edilmişti.Davalı tarafın itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü çeşitli yargıtay kararları gereğince “uzun süre çekince konmadan ifaya devam edilmesi’ halinin, borçluda “ceza koşulu istenmeyeceği yönünde haklı bir güven oluşturacağı” bu nedenle de cezai şartın talep edilemeyeceği kabul edilmiştir.Taraflar arasında akdedilen taahhütnamenin 3.maddesine göre; “..——, tahakkuk eden cezai şartı tahakkuk zamanında veya sözleşmenin sonlanması halinde talep edebilir…” buna göre kanımızca cezai şartın sözleşmenin sona ermesi halinde de talep edilebilmesi mümkündür. Zira tarafların tacir olduğu düşünüldüğünde, basiretli bir tacir gibi hareket edip, akdettikleri sözleşmenin sonuç ve şartlarını idrak edebilmeleri ve sonuçlarını ön görebilmeleri gerekmektedir. TTK md.22 hükmü gereğince cezai şartta indirim dahi talep edilemezken, cezai şartın bulunmadığı, bunun gerekçesinin ise “haklı beklenti olduğu” ifadesi kanımızca yalnızca tacir olmayanlar bakımından uygulanabilecektir. Bununla birlikte sayın mahkemenin itiraz dilekçesi ekinde sunulan Yargıtay kararlarındaki “uzun süredir talep edilmeyen cezai şartın yalnızca talep edildiği dönem bakımından geçerli olacağı” yönündeki karar gibi hareket etmesi halinde, cezai şartın yalnızca son dönemi kapsar şekilde hesaplanması gerekmektedir. Dosyadaki kayıtlara göre 2017 yılında;
600.395 lt = 600,395 m3 eksik alım tespit edilmiştir. Buna göre cezai şart 600,395 m3 X 65 USD = 39.025,68 USD olarak hesaplanmıştır.

IV. SONUÇ
1- Dosyaya yeni bilgi ve belge sunulmamış olması sebebiyle kök rapordaki kanaatlerimizi esas itibarıyla koruduğumuz,
2- Gayri maddi hak bedeli yönünden yapılan tespitlerimizde bir değişiklik olmadığı,
3- Cezai şart bakımından, detayları yukarıda açıklandığı üzere, tarafların sözleşmeyle bağlı olması, TTK md.22 hükmü çerçevesinde cezai şartta indirimin dahi talep edilebilmesi mümkün değilken, cezai şartın külliyen ortadan kalktığı/bulunmadığı yönündeki itirazların, tarafların tacir sıfatıyla bağdaşmadığı,
4- Bununla birlikte mahkemenin itiraz dilekçesi ekinde sunulan Yargıtay kararları doğrultusunda hareket etmesi, bir başka deyişle yalnızca son dönem bakımından cezai şartın talep edilebileceğine hükmetmesi halinde, son dönem bakımından 39.025,68 USD cezai şart hesaplandığı,Sonuç ve kanaatine varılmıştır. Her türlü hukuki değerlendirme ve takdir münhasıran Sayın mahkemeye ait olmak üzere,
Saygılarımızla arz ederiz. 09/03/2023…”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Ek raporda kök rapor teyit edilerek ve fakat cezai şart yönünden seçenekli değerlendirme ve hesap yapılmak suretiyle bilirkişi heyeti kök rapordaki gibi kanaatini açıklamıştır.
Davacı vekili ek rapora karşı itiraz etmeyerek yazılı beyanlarda bulunmak suretiyle karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili tarafından ek rapora karşı itiraz edilmiş ise de tahkikatı gerektirir nitelikte itirazlar olmayıp Mahkememizin yapacağı değerlendirme kapsamında kalmaktadır.
Davacı vekili 12/04/2023 tarihli duruşmada ıslah için süre istediğini ifade ettiğinden bu konuda kendisine tanınan süreye bağlı olarak 14/04/2023 tarihli ıslah dilekçesi ibraz edilmiş olup, 07/06/2023 tarihli duruşmada yapılan irdeleme, alınan beyanlar ve oluşturulan ara kararlar duruşma tutanağına:”…
Belirli gün ve saatte celse açıldı.
Davacı Vekili Av. … ile davalı vekili Av. … —- duruşmaya katıldı. Başka gelen yok. Belli yerde açık yargılamaya başlandı.
Davacı vekili tarafından ıslah dilekçesi ibraz edildiği ve davalı vekiline tebliğ edildiği, davalı vekili tarafından da ıslah dilekçesine karşı cevap dilekçesi sunulduğu anlaşıldı.
Islah dilekçesi ile davanın alacak davasına dönüştürüldüğü, itirazın iptali davası niteliğini kaybettiği ve takipten bağımsız hale geldiği anlaşılmakla buna göre yapılan hesaplamada ıslahlı dava değerinin toplam 1.950.586,33 TL olduğu, buna göre alınması gereken peşin harçtan dava açılırken yatırılan 7.200,75 TL ile ıslah ile birlikte yatırılan 13.500 TL’nin toplamı mahsup edildiğinde 12.610,39 TL harcın eksik olduğu anlaşıldı.Davacı vekilinden soruldu: ıslah dilekçemizi tekrar ediyoruz, cevapları kabul etmiyoruz, zapta geçen tespit gibi ıslah ile davamız alacak davasına dönüşmüş olduğundan eksik harcın ikmali için süre istiyoruz, dedi.Davalı vekilinden soruldu: Zapta geçen dilekçemizi aynen tekrar ediyoruz, itirazın iptali davasının ıslahla alacak davasına dönüştürülmesi mümkün değildir, ıslahı kabul etmiyoruz, davacı ıslahla arttırdığı cezai şart talebinden protokolle feragat etmiştir, bu sebeple reddi gerekmektedir, ayrıca davacı seçimlik hakkını TL olarak kullanmış olup davacının USD cinsinden cezai şart talep etmesi mümkün değildir, gayri maddi hak bedelli bilirkişi raporu doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini talep ediyoruz, ayrıca ıslah için süre verilmişti o nedenle harç yönünden yeniden süre verilmesine muvafakatımız yoktur, dedi.Dosya incelendi:

GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1-İtirazın iptali davasının ıslahla alacağa dönüştürülemeyeceğine ilişkin engel bir yasal düzenleme bulunmadığından bu yöndeki itirazın reddine,
2-Davanın bundan sonra ıslah edilmiş haline göre yürütülmesine,
3-Islahlı dava değerine göre eksik 12.610,39 TL harcın ikmali için davacı vekiline yasa gereği gelecek duruşma gününe kadar kesin süre verilmesine, aksi halde dosyanın işlemden kaldırılacağına ilişkin kesin süre sonuçlarının huzuren ihtar edilmiş olduğuna,…”
şeklinde geçirilmiş olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Yukarıya aynen aktarılan duruşmada alınan—-nolu ara kararda belirtilen eksik harç 18/08/2023 tarihli sayman mutemedi alındısı ile ikmal edilmiştir.
Yukarıda belirtilen şekilde dava TAM ISLAH İLE ALACAĞA DÖNÜŞTÜRÜLDÜĞÜNDEN DAVA BUNA GÖRE SONUÇLANDIRILMIŞTIR.
Söz konusu ıslah dilekçesinin buraya aynen alınması uygun görülmüş olup, 14/04/2023 tarihli davanın tam ıslahına ilişkin ISLAH DİLEKÇESİ:
”KONU : Islah talebimizden ibarettir.
AÇIKLAMALAR
Dava dilekçesi ile fazlaya ilişkin hakkımız saklı kalmak kaydıyla alacaklarımızın bir kısmını talep etmiştik. Bilirkişi heyetinin hesapladığı tespit edilen rakamlara göre taleplerimizi aşağıdaki gibi fazlaya ilişkin hakkımız saklı kalmak üzere ıslah ediyoruz.
Bilirkişi heyeti tarafından son dönem bakımından talep edilebilecek cezai şart bedeli 39.025.-USD olarak hesaplanmıştır.
Bilirkişi heyet raporuna dayanarak; 20.000.-USD olan eksik ürün alımından kaynaklanan cezai şart talebimizi 19.025.-USD arttırarak toplam 39.025.-USD olarak ıslah ediyoruz.
Eksik ürün alımından kaynaklanan 39.025- USD cezai şart bedelinin Islah dilekçesinin sunulduğu 14/04/2023 tarihi itibariyle TL karşılığı 776.000 TL olup bu bedel üzerinden harç yatırılmıştır. (1 USD = 19,4.-TL olarak hesaplama yapılmıştır.)
NETİCE VE TALEP : Yukarıda yer alan ve resen re’sen gözetilecek nedenlerle, ıslah talebimizin kabul edilerek;
• 277.128,70.-TL ürün borcunun aylık %5 ticari temerrüt faizi ile birlikte ödenmesine
• 897.457,63.TL gayrimaddi hak bedelinin ödemenin yapıldığı tarihten itibaren avans faizinin 20 puan fazlası üzerinden işleyecek temerrüt faizi ile birlikte ödenmesine,
• Eksik üründen kaynaklanan cezai şart bedeli olan 39.025.-USD’nin TL (karşılığı 776.000.- TL’nin) yasal faizi ile birlikte ödenmesine
• %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine
…”
ŞEKLİNDE OLUP YUKARIYA AYNEN AKTARILMIŞTIR.
İlgili yasal düzenlemeler:
”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu:
…TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI
Madde 222 – (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi*1* yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Ek cümle: 22.07.2020 – 7251 S.K./23. md) Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A düzenlemesinde yargılama gideri yönünden yer alan ilgili fıkralar: Dava şartı olarak arabuluculuk
Madde 18/A- (Ek:6/12/2018-7155/23 md.)
(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(11) Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren arabuluculuk faaliyeti üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(12) Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesinin eki Arabuluculuk Ücret Tarifesinin İkinci Kısmına göre aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz.
(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
(14) Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Sonuç olarak celbedilip incelenen icra dosyası, taraflar arasında geçerli 30/05/2016 tarihli taahhütname, aynı tarihli ek taahhütname, taraflar arasında düzenlenmiş 15/09/2015 tarihli bayilik sözleşmesi, davalı defterleri de incelenmek suretiyle talimat yoluyla düzenlenen 25/03/2022 tarihli mali müşavir bilirkişi raporu, bu rapor da irdelemek ve davacı defterleri de incelenmek suretiyle bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 04/07/2022 tarihli nihai rapor ve 09/03/2023 tarihli ek rapor; bayilik sözleşmesinin davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının münhasır ve kesin delil kabul edildiğine ilişkin 14. maddesindeki delil hükmü, 30/05/2016 tarihli ek taahhütnamenin D maddesinde yer alan “…18/09/2015 tarihli Taahhütnamelerimizde belirtilen Şirketimize ödenecek gayri maddi hak bedeli tutarının indirilmesi konusunda mutabakata varılarak, bugüne kadar keşide edilen ihtarnamelerdeki taleplerden ve önceki maddi ve manevi tazminat taleplerinden feragat edilmiştir. Gayri maddi hak bedelinden kalan tutar ödenmeyecektir.” şeklindeki feragata ilişkin hüküm, feragat hükmünün 30/05/2016 tarihli ek taahhütnameden önce keşide edilmiş ihtarnamelerdeki bütün tazminat taleplerini kapsaması nedeniyle bilirkişi heyetinin bu konudaki kanaatinin aksine bu feragatin cezai şartı da içermesi ve fakat feragatin etkili olduğu dönem ve ek rapordaki son döneme ilişkin 39.025,68 USD cezai şart hesabı birlikte değerlendirildiğinde 39.025,68 USD bedelli cezai şart miktarının söz konusu feragatin dışında kalması, feragatin dışında kalan bu cezai şart miktarı yönünden ve diğer kalemler bakımından bilirkişi heyetinin dosya kapsamına uygun ve Mahkememizce de yeterli-isabetli görülen değerlendirmeleri ve kanaati; davanın tam ıslahla alacağa dönüşmesi, ıslah talebinde cezai şart bedeli yönünden 39.025 USD’nin TL karşılığı olarak 776.000 TL’nin talep edilmiş olması ve ıslah tarihi itibari ile söz konusu 39.025 USD’nin TL karşılığının 757.085 TL olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde cari hesaba dayalı ürün bedeli 277.128,70 TL ve cezai şarta ilişkin 757.085 TL yönünden davanın sübuta erdiği ve gayri maddi hak bedeline ilişkin talebin feragat kapsamında olup sübuta ermediği sonuç ve kanaatine varıldığından bu doğrultuda ıslahlı davanın kısmen kabulüne ilişkin olmak üzere aşağıdaki hüküm kurulmuş olup, taleple bağlılık ve ıslah tarihi gözetilerek ıslah tarihinden itibaren talep gibi faizlere hükmedilmiş ise de ıslahla birlikte dava itirazın iptali niteliğini kaybedip alacak davası niteliğini kazandığından icra inkar tazminatına ilişkin talebin de reddine karar verilmiştir.Dava kısmen kabul edilmiş olmasına rağmen; yargılama giderinden sorumluluk yönünden yukarıya aynen alınan ilgili yasal düzenleme ve arabuluculuk son tutanağına göre davalı tarafın mazeretsiz olarak arabuluculuk ilk toplantısına katılmamış olması nedeni ile arabuluculuk faaliyetinin sona ermiş olması karşısında yargılama giderlerinin tamamından davalı sorumlu tutulmuştur.

HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Islahlı davanın kısmen kabulü ile;
a) Cari hesaba dayalı ürün bedeline ilişkin 277.128,70 TL’nin 14/04/2023 ıslah tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b) Cezai şarta ilişkin 757.085 TL’nin 14/04/2023 ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c) Gayri maddi hak bedeline ilişkin talebin reddine,
d) İcra inkar tazminatına ilişkin talebin reddine,
2-Kabule konu toplam alacak miktarı üzerinden hesaplanan 70.648 TL harçtan 7.200,75 TL Mahkeme veznesine yatan peşin harç ile 13.500 TL ıslah harcının toplamının mahsubu ile eksik 49.947,25 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A-(13) ve (14) düzenlemelerine ve Arabuluculuk Asgari Ücret Tarifesine bağlı olarak Arabulucuk Bürosu tarafından yapılan ve Adalet Bakanlığı Bütçesinden karşılanan 1.320,00 TL zaruri giderin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Gerekçede açıklanan sebeple yargılama giderlerinin tamamından davalı tarafın sorumlu tutulmasına ve buna göre sonuçta; davacı tarafından Mahkeme veznesine yatırılan söz konusu peşin harçlar ve ıslah harcı da dahil olmak üzere davacı tarafından yapılan toplam 28.064 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan giderin üzerinde bırakılmasına,
6-Kabule konu miktar üzerinden davacı vekili yararına tarife gereğince hesap ve takdir edilen 143.764 TL nispi avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,–
7-Gerekçede açıklanan sebeple ve yasal düzenleme gereği davalı vekili yararına avukatlık ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
8-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde——Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.