Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1098 E. 2020/574 K. 28.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1098 Esas
KARAR NO : 2020/574
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/12/2019
KARAR TARİHİ: 28/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile dava dışı————- isimli firmanın ortağı ve sahibi bulunduğunu beyan eden ve ismini—–olarak belirten kişi arasında —— tarihli satış sözleşmesi imzalandığını, davacı şirket çalışanı ——tarafından ——firmasının sahibi olarak bildiği——- isimli kişi kendisine ait olarak belirttiği işyerine —- tarihinde——- edildiğini, teslim edilin bu adres davalı —- işlettiği bir ——adres olduğunu, ——— dosyasından icra takibinin başlatıldığını, bu icra dosyasından ——-sayılı dosyasına yazılan ihtiyati haciz müzekkeresi neticesinde—– cihazının teslim edildiği adres olan—– ait işyerine ihtiyati hacze gidildiğini, ——- kendisine ait olduğunu , bahsi geçen lazer epilasyon cihazının kendisinde olduğunu, bu cihazı —– isimli kişiden satın aldığını, davacı şirketin sattığı cihazın bu adreste bulunduğu tespit edildiğini ve cihazın haczedilip davalı —— yediemin olarak bırakıldığını, icra dosyası borçlusu—— çekteki kaşenin ve imzanın sahte olduğu,——- bu isimde hiç kimsenin ne ortak ne de çalışan olarak bulunmadığını belirterek———- sayılı dosyasından takibin iptali davasının açıldığını ve takibin iptal ettirdiğini, davalılar da dava dışı —— tanışmakta olup dava konusu ürünü satın almış gibi davranarak davacıyı yanıltmak istemekte ve dolayısıyla kötüniyetli şekilde davranmakta olduğunu, davalılar kötüniyetli olduklarından ve hatta malı iradesi dışında elinden çıkan kişilerin mülkiyet hakkının korunacağı düzenlenmiş olmakla davalılar iyiniyetli olsa dahi mülkiyet hakkı davacıda olduğunu, taraflar arasındaki satış sözleşmesinin ticari bir işten kaynaklanmakta olduğunu, davacı şirketin sattığı taşınırı uzun zamandan beri kullanamadığını, davalılar tarafından kullanılmış olduğundan yıprandığını, bu sebeplerle öncelikle dava konusu ürünün aynen teslimi ile ürünün kullanımından kaynakalanna bedel farkı zararımızın tazminine, ürünün bulunamaması halinde de satış bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, davanın kabulünü, davacıya ait olup da davacının rızası dışında hileli yollarla davalıların eline geçen———-davacıya aynen iadesine, makinede davacının elinden çıktığı tarihten bu yana oluşan değer kaybının satış tarihinde işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, malın zayi olması veyahut başkaca bir sebeple aynen iadenin mümkün olmamıs halinde davacının iradesi fesada uğratılarak elde edilne makine bedeline istinaden fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile ——- satış tarihinde itibaren işleyecek ticari avans faizi ile davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine, yargılama masraflarının ve ücreti vekaletin dava şartı arabuluculuk toplantısına katılmayan davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin görevli olmadığını, davacı davasını iki talepli açmış olup terditli dava da talebinin belirsiz olduğunu,belirsiz alacak davası mıdır. yoksa bir malın iadesimidir buna göre de mahkemenin görevi belirleneceğini, dosya içerisindeki satış sözleşmesinden satışı yapan davacı firmanın basiretli bir tacir gibi davranmadığı ve esasen davacının pazarlamacısının kusurlu olduğunun görüldüğünü, öncelikle davacı yanın talebinin belirlenmesinin istenmek suretiyle buna göre harç ikmalinin sağlanmasını, yatırılmaması halinde davanın Usulden reddini, mahkemenizin Görevsiz olması sebebiyle dosyanın Görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini, davalıya karşı yöneltilen davada husumet itirazlarını sunmakta olup davanın Husumet Yönünden reddini, zaman aşımı olarak da söz konusu Alım satım sözleşmesinin tarafı olmamamız ve 3. Kişi konumunda olmaları sebebiyle zararın doğduğunun öğrenilmesinden itibaren 2 yıl içerisinde dava açılmaması sebebiyle davalı açısından davanın zaman aşımı nedeniyle reddini, davaya görülmeye devam olunması halinde ise davalının sorumluluğunun dayandırıldığı dolandırıcılık eyleminin davacı yanca şikayet edilmesi ve ceza yargılaması sonucunun davayı belirleyecek nitelikte olması sebebiyle Soruşturma ve Dava açılması halinde bu dava sonucuna kadar bekletme kararı verilmesini, dava yargılama masrafları ve vekalet ücreti ile müvekkilimin iş bu dava nedeniyle vekil tutma zorunda kalmasından kaynaklı vekalet ücretinin asgarı tarife üzerinden ödeme yükümlülüğünün davacı yana yüklenmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
—– sayılı dosyası, — sayılı dosyası,—— Tutanağı Aslı, Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde, bu kanundan doğan hukuk davalarının ticari dava sayıldığı, aynı kanunun 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan davalara, Ticaret Mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesine göre tarafların sıfatına veya bir ticari işletme olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari dava olarak sayılan davalar mutlak ticari dava; tarafların tacir sıfatını haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalar ise nispi ticari davadır.
Yukarıda belirtilen kanun maddeleri ve yerleşik içtihatlar ışığında somut olaya gelindiğinde; uyuşmazlık, davacı şirket ile dava dışı ——– isimli firmanın ortağı ve sahibi bulunduğunu beyan eden ve ismini —-olarak belirten kişi arasında —tarihli satış sözleşmesi imzalanıp davalılar tarafından davacının iradesinin fesada uğratılıp davalılar tarafından teslim alınan dava konusu ——- davalılardan iadesine, olmadığı takdirde tazminine karar verilmesi olduğu anlaşılmıştır. Dosya bir bütün olarak incelendiğinde davacı şirket ile davalılar arasında dava konusu cihazın satın alınacağına dair bir satım sözleşmesi bulunmamaktadır. Satış sözleşmesi davacı şirket ile—– arasında akdedilmiş olup davacının dayanağının ise davalıların dava dışı ——– ile birlikte hareket ederek dava davacının iradesini fesada uğratarak dava konusu cihazın ele geçirilmesi olduğu, bu haliyle taraflar arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı, bu nedenle dava konusunun Ticaret Mahkemesinin görev alanına girmediği açıktır. Dolayısıyla iradenin fesada uğratılarak alınan malın iadesi veya bedelinin tazmini taleplerinin asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmesi nedeniyle usulen dinlenmesi mümkün olmayan davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş olup ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın 6100 sayılı HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği usulden REDDİNE,
2-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
3-Görevli ve yetkili mahkemenin ———-Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğuna,
4-Hukuk Muhakemeleri Kanunu 20. Maddesi gereğince kararın kesinleşmesine müteakiben iki hafta içinde talep halinde dava dosyasının yetkili ve görevli mahkeme olan —— Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına (kararın tebliği ile ihtarat yapılmış sayılmasına), bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla birlikte harç hususunun re’sen karara bağlanması hususlarının re’sen gözetilmesine; re’sen gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme yapılmasına,
5-Yargılama harç ve giderlerinin 6100 Sayılı HMK 331/2. maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkemede verilecek nihai kararla birlikte değerlendirilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ——– Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.28/12/2020