Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1094 E. 2021/924 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/1094
KARAR NO : 2021/924

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/12/2019
KARAR TARİHİ : 08/12/2021

Tarafları yukarıda belirtilen davanın Mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılar …— müteselsilen kefili oldukları — —çerçevesinde —- tutarında —- kullandırıldığı; borçlu firma ile kefillerin kredi anapara ve faiz borçlarını vadesi geldiği halde ödememiş olduğu; sözleşme koşulları ve kredi şartlarını ihlal eden firma ve davalı kefillere 22/04/2019 tarihinde ihtarname gönderildiği; buna rağmen borcun ödenmemesi nedeniyle alacağın tahsili için —- sayılı dosya üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, ancak davalıların icra takibine, borca ve ferilerine itiraz ettiği; iflasına karar verilen — sayılı kararı ile iflas kararı verilmiş olması nedeniyle icra takibi başlatılamadığı; —- ilgili olarak —-tarihinde alacak kaydı yapılmış olduğu; —- işlemlerinin devam etmekte olup, —- davacıya intikal eden herhangi bir tutar bulunmadığı; yasa gereği önce arabuluculuk yoluna başvurulduğu, uzlaşma sağlanamadan sona erdiği ve davalılara karşı itirazın iptali davası açılması gereği hâsıl olduğu; davalıların icra takibine yaptığı itirazın son derece yersiz ve davacıyı zarara uğratmak kastıyla yapılmış bir itiraz olduğu; itiraz dilekçesinde hiçbir borcun olmadığının iddia edildiği; oysa Genel Kredi Sözleşmesi ve kredi kullandırım ——- belirli olan ve muaccel hale gelen bir borç ilişkisinin bulunduğu; —— asıl borçlu firmanın borcuna müteselsilen kefil oldukları; borca itirazdaki yegâne amacın süreci uzatmak olduğu; davacı —- ait bir —- olduğu; itiraz nedeniyle takibin durması neticesi borcun tazmin edilememesinden kaynaklanan zararın kamu zararı olduğu; bu nedenle— zarara uğramasına sebebiyet verildiği ileri sürülerek takibe itirazların iptaline, takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
——-talebinde bulunulmamıştır.
Davacı vekili duruşmada da dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalılar vekili tarafından ibraz edilen cevap dilekçesinde kefalet sözleşmesinin yasanın emredici hükümlerine aykırı bir şekilde yapıldığı, TBK. Madde 583 düzenlemesine uyulmadığı, kredi hesabının usulüne uygun bir şekilde kat edilmeden icra takibine konulduğu ileri sürülerek davanın reddine ve %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesi talep edilmiştir.
İbraz edilen Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı —– tarihinde yapılan başvurunun taraflarla ilgili olduğu, tarafların davete uyduğu ancak anlaşma sağlanamadığına —— tarihli son tutanak düzenlendiği, —- dava şartının yerine getirilmiş olduğu belirlenmiştir.
Celp edilip incelenen söz konusu icra dosyasına göre taraflarla ilgili olduğu, —– alacağı olmak üzere toplam —– tarihinde takibe konulduğu, takibin kredi sözleşmesine dayalı olduğu, bütün davalılar yönünden süresinde yapılan itirazlarla takibin durmuş olduğu, ——- takip açılışı sırasında 8.134,57 TL peşin harç yatırılmış olduğu belirlenmiştir.
Dava dilekçesine, cevap dilekçesine, celp edilip incelenen icra dosyasına, ön inceleme duruşmasında belirlenen ihtilaf noktalarına ve dosya kapsamına göre dava ticari kredi ilişkisine dayalı olarak yapılan takibe itirazın iptaline ve buna bağlı olarak talep edilen icra tazminatına yöneliktir.
Deliller toplanarak taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesi içeriği ve davanın niteliği gözetilerek —– ile davacı defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilerek oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor temini yoluna gidilmiştir.
—- ihtarnamesi ile takibe ve davaya konu borcun ödenmesi için davalılara gönderilen kat ihtarnamesi ile 22/04/2019 tarihinde hesabın kat edildiği, ihtarın 24/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve ihtar ile birlikte 2 gün süre tanınmış olduğu; buna göre 26/04/2019 tarihinde temerrüdün oluştuğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından yukarıda açıklanan şekilde dosya kapsamına uygun olarak ve davanın esasının aydınlatılması yönünden Mahkememizce de yeterli görülen 24/11/2021 tarihli raporda: Davacı tarafından ibraz edilen ilişkin ticari defterlerin; açılış ve kapanış tasdiklerinin
usulüne uygun olarak yaptırıldığı ve defter kayıtlarının birbiri doğruladığı, davacı şirketin
defterlerinin kayıt nizamı bakımından uygun olduğu, davacı lehine delil kabiliyetinin
bulunduğu; Davacı banka ile dava dışı müflis———- sözleşmesi ve firma taahhütnamesinin imzalandığı, söz konusu firmaya ————, sözleşmeyi firma adına ..—- imzaladığı, aynı tarihte bütün davalıların sözleşme ve firma taahhütnamesini ayrı ayrı —– limiti ve kefaleti tutarında firmaya müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla da imzaladıkları, firma yetkilisi ve ortağı olmaları nedeni ile ayrı bir muvafakate gerek olmadığı, kefalet sözleşmesi ve sürecinin TBK. Madde 582 ve devamı maddelerine uygun olduğu; davacının ticari defter ve dayanaklarına göre; davacının — alacaklı olduğu hesaplanarak değerlendirilmek suretiyle ulaşılan kanaat açıklanmıştır.
Raporda alacağın takip ve dava tarihlerine göre —- hesaplanmadığı için —— —- göre Mahkememizce yapılan hesaba göre raporda belirtilen —-dava tarihi itibari ile TL karşılığı ise 1.553.961,91 TL olarak belirlenmiştir.
Taraf vekillerince rapora karşı ileri sürülen itirazlar yerinde görülmemiştir.
İlgili yasal düzenlemeler:
”6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu:
…TİCARİ DEFTERLERİN İBRAZI VE DELİL OLMASI
Madde 222 – (1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan —– kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın—– ibraz etmemesi– kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Ek cümle: 22.07.2020 – 7251 S.K./23. md) Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır.
2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu:
A İTİRAZIN İPTALİ :
Madde 67 – (Değişik madde: 18/02/1965 – 538/37 md.)
(Değişik fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.
İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.
(Mülga fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./103. md.)
Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.
(Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A düzenlemesinde yargılama gideri yönünden yer alan ilgili fıkralar:
Dava şartı olarak —–
Madde 18/A- (Ek:6/12/2018-7155/23 md.)
(1) İlgili kanunlarda —- başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.

(11) Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle —- sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez. Her iki tarafın da ilk toplantıya katılmaması sebebiyle sona eren —— üzerine açılacak davalarda tarafların yaptıkları yargılama giderleri kendi üzerlerinde bırakılır.
(12) Tarafların arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaları hâlinde, arabuluculuk ücreti, Arabuluculuk —- aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Bu durumda ücret, Tarifenin Birinci Kısmında belirlenen iki saatlik ücret tutarından az olamaz.
(13) Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre — bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. —ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.
(14) Bu madde uyarınca —– tarafından yapılması gereken zaruri giderler; —— sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere— bütçesinden karşılanır.
…”
şeklinde olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Sonuç olarak celp edilip incelenen icra dosyası, kredi sözleşmesi, kat ihtarı, buna ilişkin ihtarnamenin içeriği ve tebliğ tarihi, dava dışı borçlu hakkındaki iflas süreci; dosya kapsamına uygun, denetime ve hükme esas alınmasına elverişli olup Mahkememizce de dosya kapsamına uygun ve yeterli görülen rapor; rapora karşı ileri sürülen itirazların yerinde görülmemesi; yukarıya aktarılan ilgili yasal düzenlemeler ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davanın rapor doğrultusunda kısmen sübuta erdiği kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafın icra inkar tazminatı adı altında talep ettiği icra tazminatı yönünden yukarıya aynen alınan İcra ve İflas Kanunu’nun 67.maddesinin 2. Fıkrası hükmü, bu konuda yerleşen yargısal uygulama, davanın niteliği, davalının takibe itirazının haksız çıkması, kabule konu asıl alacak yönünden alacağın davalı tarafça hesaplanabilir-bilinebilir olması nedeni ile likit ve belirli olması ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davalı aleyhine icra tazminat şartlarının somut olayda gerçekleştiği anlaşıldığından kabule konu asıl alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra tazminatına da karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmış olup, bu konuda yasal düzenleme ve yerleşen yargısal uygulamaya bağlı olarak kabule konu asıl alacak miktarı olan—- itibari ile —— icra tazminatına da hükmolunmuş ise de kısmen red yönünden davacının kötü niyeti görünmediğinden davacı aleyhine icra tazminatına hükmolunmamıştır.
Son olarak belirtmek gerekir ki harç yönünden dava tarihine göre değerlendirme yapılması gerektiğinden kabule konu toplam —- kuru üzerinden TL karşılığı olan 1.553.961,91 TL matrah üzerinden işlem yapılmış ve davacı vekili yararına — yönünden de harca esas alınan bu bedel; davalılar vekili yararına avukatlık ücreti hesabı yönünden ise redde konu — dava tarihi itibari ile efektif satış kuru üzerinden TL karşılığı olan 13.704,64 TL bedel gözetilmiş olup; davanın niteliğine karşılık gelen 492 Sayılı Harçlar Kanununun;
”…
İLAMSIZ TAKİPLERDE PEŞİN HARÇ:
Madde 29 – İlama dayanmıyan takip isteklerinden alacak miktarının binde beşi peşin alınır.
Peşin harçlar takip sonunda alınacak asıl harca mahsup olunur.
İlama dayanmıyan takiplerde alacaklı mahkemeye müracaata mecbur kalırsa, peşin alınan harç kendisine iade olunur. Veya alacaklının isteği üzerine mahkeme harçlarına mahsup edilir.
…”
şeklindeki ilgili maddesinde yer alan söz konusu düzenleme—kapsamına göre davacı tarafın takibi başlatırken 8.134,57 TL peşin harç yatırmış olması, eldeki davanın söz konusu derkenara bağlı olarak açılmış olması karşısında söz konusu takip için yatırılan peşin harç miktarı da işleme tabi tutulmuştur.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE, —-Esas sayılı icra dosyası üzerinden yapılan takibin:
a) Asıl alacak yönünden—- ve takip tarihinden itibaren işleyecek 3095 Sayılı Kanunun 4/a maddesine—- açılmış bir — hesabına ödediği en yüksek temerrüt faizi oranı (yıllık %5,0451 oranını geçmemek üzere) uygulanmak suretiyle hesaplanacak fiili ödeme günündeki —– karşılığı eklenmek suretiyle,
b) İşlemiş faiz yönünden—–
c) —- alacağı yönünden —— üzerinden,
yürütülmesine; davalıların itirazlarının belirtilen bu çerçevede iptaline ve takibin belirtilen bu çerçevede takip talebindeki diğer ferileriyle birlikte devamına,
2-Kısmen kabule konu asıl alacak miktarı olan—takip tarihi itibari ile TL karşılığı olan 1.623.650,17 TL’nin %20 oranına tekabül eden 324.730,03 TL icra tazminatının davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
3-Kısmen red yönünden davacı-takip alacaklısının kötü niyeti görülmediğinden davacı aleyhine icra tazminatına hükmolunmasına yer olmadığına,
4-Gerekçede açıklanan matrah üzerinden hesaplanan 106.151,14 TL nispi karar harcından, Mahkeme veznesine yatan 18.610,29 TL peşin harç ile İcra veznesine yatan söz konusu 8.134,57 TL’nin toplamını oluşturan 26.744,86 TL’nin mahsubu ile EKSİK 79.406,28 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunun madde 18/A-(13) ve (14) düzenlemelerine ve — bağlı olarak — tarafından yapılan ve — karşılanan 1.320,00 TL zaruri giderin davalılardan müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-Davacı tarafından İcra veznesine ve Mahkeme veznesine yatırılan peşin harçların toplamı olan 26.795,66 TL harcın davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı tarafça harç dışında yapılan toplam 2.511 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre takdiren 2.490 TL’nin davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine; geri kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafça yapılmış bir gider olmadığından bu konuda başkaca bir hüküm oluşturulmasına yer olmadığına,
9-Gerekçede açıklanan ve harca esas alınan matrah üzerinden kabule konu miktara göre davacı vekili yararına tarife gereğince hesap ve takdir edilen 87.189 TL nispi avukatlık ücretinin davalılardan müştereken alınarak davacıya verilmesine,
10-Gerekçede açıklanan redde konu miktar üzerinden davalılar vekili yararına tarife gereğince hesap ve takdir edilen nispi — tarife gereğince belirlenen 5.100 TL maktu avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara müştereken verilmesine,
11-Artan avansın karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
İlişkin olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı aleni olarak yapılan yargılama sonunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.