Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1081 E. 2022/629 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/1081 Esas
KARAR NO: 2022/629
DAVA: İtirazın İptali ve tazminat (Bankacılık işlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/12/2019
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali ve tazminat (Bankacılık işlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA/TALEP;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili—-arasında —- imzalandığını ve diğer davalılarda bu —– müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, borçluların imzalamış oldukları —– aykırı davranarak müvekkili bankadan kullandıkları —- geri ödememeleri nedeniyle ——– yevmiye nolu ihtarnamesi keşide edilerek, ihtarnamelerdeki yazılı tutarların ödenmesi talep edildiğini, söz konusu ihtarnamelere rağmen borçluların müvekkili bankaya olan borçlarını ödememeleri üzerine—— sayılı dosyasından genel haciz yoluyla ilamsız takibe geçildiğini, öncelikle, davalı borçlunun itiraz dilekçesinde müvekkili banka ile imzaladıkları kredi sözleşmelerine ve bu sözleşmedeki kefalet sorunluluklarına ilişkin herhangi bir itirazlarının bulunmadığını, —- varlığını kabul ettiklerini ancak buna rağmen borca itiraz ettiklerini, kredi sözleşmesi ve banka kayıtları üzerinde yapılacak incelemede de görüleceği üzere, davalının söz konusu itirazları haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalı tarafın itiraz dilekçesinde asıl borca, faize ve faiz oranına da itiraz edilmekteyse de davalıların müvekkili banka ile imzaladıkları —- imzaladıkları kredi sözleşmelerinde belirlenen faiz oranları da tarafların serbest iradesiyle kararlaştırıldığını ileri sürerek davalarının kabulü ile —– ile başlatılan icra takibine vaki tüm itirazların iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu kredinin müvekkilinin sahibi olduğu şirketler olan —– tarafından kullanıldığını ancak söz konusu —–ekonomik kriz —- başvurduğunu ve dava açmak zorunda kalındığını,———— davasının halen derdest olduğunu, şirketler açısından —— verildiğini, —nedeni ile şirketlere icra takibi yapamayan davalı müvekkilinin kefil olduğundan müvekkiline karşı icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin şahıs olarak kullanılan ticari krediye kefil olduğunu, müvekkilinin kefil olması nedeni ile taraf sıfatı olmadığını savunarak davanın usul bakımından sıfat yokluğundan dolayı da reddine karar verilmesini, davacının müvekkili nezdinde alacağının bulunmadığına karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER: —- —- raporları, dosyadaki diğer tüm bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, 2004 Sayılı İik’nin 67.maddesi Gereğince İtirazın İptali, Takibin Devamı Ve Tazminat (bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) İstemine İlişkindir.
Yargılama sırasında —– tarihinde yürürlüğe giren ——— — üzerinde olan dava ve işlere heyetçe bakılacağı düzenlenmiş olup işbu davaya ön inceleme duruşmasından itibaren tek hakimle görülüp sonuçlandırılmıştır.—–düzenlenen basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve uyuşmazlık belirlenmiştir. Akabinde esasları, süreci ve hukuki sonuçları açıklanarak taraf vekillerinin sulh olmaya davet ve teşvik edilmelerine karşın, tarafların sulh yoluna gitmek istememeleri üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri yerine getirilmiş, deliller toplanıp incelenmiş ve karar duruşmasında taraf vekillerinin son sözleri dinlenip zapta geçilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas—- esas sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez—- göre de ——- dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK’nin 67.maddesinde —Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. —- Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —- —– aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.—Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. —– Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre uyuşmazlığa konu olayda —— dosyasından davalı hakkında genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesine müteselsil kefalete bağlı olarak borçlu sıfatıyla icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce taraflarca gösterilen gösterilen deliller toplanmış ve dosya bilirkişi raporu verilmesi için bankacılık konusunda uzman nitelikli hesaplamalar uzmanı bir bilirkişiye verilmiştir. Bilirkişi —— tarafından hazırlanan rapor ve ek rapor taraf vekillerine tebliğ edilmiş ve bilirkişi raporuna karşı sunulan beyan ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Bilirkişi tarafından dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda hazırlanan kök ve ek raporlarda özetle ; davacı banka ile dava dışı borçlu —– arasında iki adet kredi sözleşmesinin bulunduğu, tarafların tacir olduğu, davalının kredilere kefaletinin bulunduğu, kefil olunan miktarların açıkça gösterilmiş olduğu ifade edilmiştir. Mahkememizce taraf vekillerinin itiraz ve beyanları gözetilerek hesaba ilişkin birden çok ek rapor alınması gerekmiştir. Bu kapsamda tüm itiraz ve beyanlar kapsamında —- tarihli ek raporun denetime açık ve hüküm kurmaya yeterli ve elverişli olduğu değerlendirilmiştir. Anılan işbu ek rapora göre asıl alacağın — işlemiş temerrüt faizinin —- olduğu yönünde olduğu yönünde tespit, hesap ve görüş bildirildiği görülmüştür. Öncelikle davalı vekilinin asıl borçlu şirket hakkında——- sayılı dosyasından verilen konkordatoya talebine bağlı olarak İİK.287.maddesi gereğince üç ay geçici mühlet kararı verildiğini , davacının asıl borçlu şirkete takip yapamaması nedeniyle davalı kefile yöneldiğini, ancak asıl borçlu şirket hakkındaki geçici mühlet kararı nedeniyle davalının taraf sıfatı olmadığına yönelik itirazı TKB’nin 586.madesine göre işbu mühlet kararının müteselsil kefile takip yapılmasına ve kefilin sorumluluğuna engel teşkil etmeyeceği, mühlet kararının kefile sirayet etmemesi ve ticari teselsül karinesi gereği kat edildiği görülen genel kredi sözleşmelerinin davalıyı bağlayacağı anlaşılmakla dinlenmemiştir. Bu kapsamda işin esasının incelenmesi gerekmiş ve alınan bilirkişi raporlarının mukeyaseli denetimi yapılmış ve dosya kapsamıyla genel olarak uyumlu olduğu, davalının aynı zamanda —– asıl tarafı şirketin ortağı ve münferiden ——-olduğu, şirkete olan kefaletin — maddeleri gereğince hukuken geçerli olduğu, davacı tarafın davasını —–nazarında usulüne uygun olarak kısmen ispat ettiği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Binaenaleyh, dosyaya mübrez kök raporlar ve hesaba ilişkin —- tarihli bilirkişi ek raporunun da gerekçeli, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli ve yerinde olduğu kabul ve takdir edilerek davacının davasının kısmen kabulü ile, davalı-borçlunun——- ihtarname masrafı olmak üzere toplam —kısmına yönelik yapmış olduğu itirazın İptali ile icra takibinin asıl alacağa — takip tarihinden itibaren — oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle— üzerinden devamına, fazlaya —- davanın/ talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafın İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise; —- kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nin 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine ——– göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir.Somut olayda uyuşmazlığın bankacılık işlemlerinden ve genel kredi sözleşmelerinden ve işbu krediye kefaletten kaynaklanması karşısında ticari bir finans kuruluşu ve para yönetimi işi yapan bankanın, basiretli tacir ,basiret ölçüsü ve özen yükümlülüğüne göre icra takibine konu ettiği alacağı açık net ve belirli bir şekilde istemesinin gerekmesi ve beklenmesi, bankacılık işlemlerinden kaynaklanan borç miktarının olayda olduğu gibi banka müşterisi/kefil tarafından hesaplanıp belirlenmesinin mümkün görülmemesi ve kaldı ki bilirkişi tarafından yapılan hesabın ve tespit edilen borcun kısmi olmasına göre; her halükarda hüküm sonucuna da yapılan yargılama ve alınan bilirkişi raporlarıyla ulaşılması ve hükme esas alınan ek raporun de süresi içinde davacı vekili tarafından itiraza uğramaması karşısında —- gereğince koşulları oluşmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında 6100 Sayılı HMK’nin 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden sorumluluk, aynı yasanın 326/2 Maddesi gereğince tarafların haklılık durumu ve oranı (kabul-ret) esas alınarak belirlenmiştir. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi——-bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de kabul ve ret oranına göre karşılıklı olarak taraflardan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nin 26 ve 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABUL;KISMEN REDDİNE,
2-)2004 sayılı İİK’nin 67/I Maddesi gereğince davalı-borçlunun—- sayılı takip dosyasına— ihtarname masrafı olmak üzere toplam — kısmına yönelik yapmış olduğu itirazın İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa — takip tarihinden itibaren % 48,00 oranında temerrüt faizi uygulanmak suretiyle — üzerinden DEVAMINA, fazlaya—- ilişkin talebin/davanın REDDİNE,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nin 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-)Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen miktar üzerinden alınması gereken 28.912,49 TL karar ve ilam harcından başlangıçta peşin alınan 5.317,41 TL harcın ve ilamsız icra takibi dosyasına yatırılan 2.201,37 TL harcın mahsubuyla bakiye 21.393,71 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca — bütçesinden ödenen kabul edilen miktar (%96) üzerinden hesaplanan 1.267,20 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen ret edilen miktar (%4) üzerinden hesaplanan 52,80 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
7-)Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 5.317,41 TL peşin harç ve 6,40 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 5.368,21 TL harçtan oluşan yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)Davacı tarafından yapılan 60,00 TL posta ücreti ve 1.900,00 TL Bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.960,00 TL yargılama giderinden davanın kabul (%96) ve ret (%4) oranına göre 1.881,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerine bırakılmasına,
9-)Davalı tarafından yapılan 56,00 TL. yargılama giderinden davanın ret (%4) oranına göre 2,24 TL. yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
10-)Davacı kendisini davada vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 62.255,57 TL nispi vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
11-)Davalı kendisini davada vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
12-)6100 sayılı HMK’nin 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ( Yazı İşleri Müdürü tarafından Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince resen işlem yapılmasına, )
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı ; 6100 sayılı HMK’nin 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle ———– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.22/09/2022