Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/108 E. 2021/976 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/108 Esas
KARAR NO: 2021/976
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 12/09/2019
KARAR TARİHİ: 20/12/2021
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:/
DAVA; Davacı dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı yan ile arasında ——- işlerinin yapımı konusunda sözleşme tanzim edildiğini, bahse konu iş ile devam eden süreçte taraflarca imzalanan iş bu sözleşme gereğince davalı borçlu yanca icra takibi başlatıldığı ve mahkemelerde yargılamalar yapılarak ihtarnameler gönderildiği, Taraflarca
imzalanan sözleşmenin ilgili maddesi uyarınca dava açılmasına, ihtarname gönderilmesine ve sair
hukuki işlemlere neden olunması halinde ücretlerin davalı borçlu tarafından ödeneceğine dair hüküm
mevcut olduğundan davalı aleyhine fatura kesildiğini ve %25 fazlasıyla iş bu fatura davalı borçluya
gönderildiğini ve davalı borçlu yanca da bu takibe itiraz edildiği, faturanın iadesi üzerine —- dosyası ile takibe geçildiği ve davalının itirazı ile takibin durduğu belirtilerek;
davalı borçlu yan aleyhine kendisine tevdi edilen
—-bedelin ödenmesi için başlatılan ödeme
emrine de itiraz edilmiş olması sebebi ile;—– dosyasına yapılan itrazın iptali ile ——tutarındaki takip çıkışı üzerinden asıl alacak ve takip tarihinden itibaren işleyecek en
yüksek reeskont faizi ile birlikte) takibin devamına,
Borçlunun %20——– aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine,
Yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalıya yüklenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf süresinde cevap dilekçesi vermemiş, — tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde hem davaya karşı hem de bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesi vermiş olup bahse konu beyan dilekçesinde özetle; Davacı taraf ——dosyasına yapmış olduğumuz itiraz sonucu itirazın iptaline ve takibin devamına yönelik dava ikame ettiği, ancak dava dilekçesi müvekkilime usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinden davacının dava dilekçesine karşı yasal süre içinde beyanda bulunamadıklarını, İcra dosyasındaki ödeme emri incelendiğinde—- bedelli takip başlatılmış ve yasal süresi içinde itiraz edildiğini, ödeme emrindeki fatura incelendiğinde müvekkile gönderilen ve yasal süresi içinde iade edilen fatura olduğu tespit edildiğini, davacı taraf —– gerek taşeron gerekse taşeronun sebep olduğu her türlü hukuki işlem için yapılan masraflar taşerona ait olup %25 fazlası ile tarafımızdan tahsil edilme hakkına sahip olduğunu, davalı borçlu yan aşağıda yer alan iş ve işlemlerin yapılması sebebi ile kendisine tevdi edilen —- —bedelin ödenmesi için başlatılan ödeme emrine itiraz edilmiş olması sebebi ile huzurdaki bu dava ikame edildiğini, ———— dosyalar gösterilerek davacı taraf haksız ve hukuka aykırı olarak sayın mahkemenizde işbu davayı ikame ettiğini, müvekkilim davacı şirketin taşeronu olarak işlerini yapmış ve edimlerini eksiksiz olarak yerine getirmiş olmasına rağmen hak edişleri ile birlikte teminatlarını yasal süresi içinde davacı vermemiş olduğundan davacı aleyhine icra takibi başlatılmış ve itirazı sonucu davalar açıldığını, davacı taraf müvekkilimin —– olan hak arama özgürlüğünü engellemek amacı ile ve kanuna aykırı olarak sözleşme de alakasız bir şekilde madde ilave ederek haksız olsada hakkında açılacak davalardan avukatlık ücreti talep etme hakkını içerir madde ilave etmiş ve sanki yukarıdaki belirtilen tüm mahkemelerde ve icra müdürlüklerindeki dosyalarda haklıymış gibi vekiline fatura düzenleterek müvekkilime tebliğ etmeye çalışmış ve müvekkilim yasal süresi içinde faturayı iade ederek bu durumu kabul etmediğini, davacı taraf ”hem suçlu hem de güçlü “tavır sergileyerek davalı müvekkilimin anayasal hakkı olan hak arama özgürlüğünü elinden alma saiki ile bu sözleşmeyi imzalamış ve sayın mahkemenizde de bu davayı açarak haksız kazanç peşine düştüğünü, davacı tarafın sayın mahkemeyi yanılmaya yönelik tüm beyanlarını kabul etmediklerini, —- tarihli Bilirkişi raporu dosya münderecatına uygun hazırlanmış olup haklılığımızı ortaya koymuş ve “”Gerek dava dosyasına sunulu belgelerden gerekse de davalı yanca uyap üzerinden ibraz edilen derdest ve karara bağlanmış olan, davacı tarafından alacağın dayanağı olarak gösterilen dava dosyalarına ait Bilirkişi raporları ve kararlardan anlaşıldığı kadarı ile davacının kendi kusurundan kaynaklanan iş ve işlemlerden dolayı faturaya konu vekâlet ve yargı ücretlerinin doğmak zorunda olduğu, sözleşmede yer alan bu hususun Davacının haksız ediminden kaynaklandığı” şeklindeki raporu beyanlarımızla örtüşmekte olup bilirkişi raporunu ve beyanlarımız doğrultusunda Davanın Reddedilmesi gerektiği kanaatinde olduklarını, davacının %20 den aşağı olmamak kaydı ile tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile birlikte Ücreti vekaletin Davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: —– dosyaları ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasıdır.
—-
Takip Borçlusunun :—- olduğu,
Takip Dayanağının : —- gösterildiği
–ASIL ALACAK —Toplam Alacak olmak üzere ve “Alacağın tahsil tarihine kadar—- ticari faizi, masraf ve vekalet ücreti ile tahsili, kısmi ödemelerde BK. 100’e göre yapılmasını talep ederim” şerhi derç edilerek takibe girişilmiş olduğu,
Davalı borçlunun —— tarihli dilekçesi ile; “Alacaklının müvekkil aleyhine başlatmış olduğu icra takibine yasal süresi içinde itiraz ediyoruz. Müvekkilin avukat ile herhangi bir vekalet ilişkisi söz konusu değildir. Avukattan herhangi bir hizmet almadığı gibi hizmet alınmış gibi fatura düzenleyip müvekkile gönderdiğinden bahisle her türlü hukuki ve cezai haklarımız saklıdır. Bu nedenle takibe, borca, işlemiş faizlerine ve borcun diğer tüm fe’rilerine açıkça itiraz ediyoruz.” gerekçeleri ile takibe itiraz ettiği, icra müdürlüğünün —- tarihli kararı ile takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Takibe konu —- sıra numaralı fatura incelendiğinde;
Davacı tarafından, davalıya hitaben tanzim olunmuş olan ve takibe konu edilen —- açıklamasına havi;

— toplam miktarlı fatura olduğu görülmüştür.
Takibe konu faturaya dayanak gösterilen dosyaların ise;
——– görülmüştür.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
—- tarihli raporunda özetle; davacı tarafından talep edilen bedel, taraflar arasında akdedilmiş — aykırı davranışı nedeniyle gerek—-icra takibi, ——- fazlasıyla tahsil veya mahsup edilecektir.” dendiği ve söz konusu bu maddeye göre davacının her türlü dava ve icra masraflarını davalıya rücu edeceğinin belirtildiği, gerek dava dosyasına sunulu belgelerden gerekse de davalı yanca uyap üzerinden ibraz edilen derdest ve karara bağlanmış olup; davacı tarafından alacağın dayanağı olarak gösterilen dava dosyalarına ait bilirkişi raporları ve kararlardan anlaşıldığı kadarıyla davacının kendi kusurundan kaynaklanan iş ve işlemlerden dolayı faturaya konu vekalet ve yargı ücretlerinin doğmak zorunda olduğu, bu bedelin ise davacı yanca davalıya yansıtılması sonucu davaya konu faturanın keşide edildiği, davalının bu faturayı yasal defter ve belgelerine kaydetmeyerek yasal süresi içerisinde iade ettiği görülmekte olup; sözleşmeden yer alan bu hususun davacının haksız ediminden kaynaklandığı görülmesine rağmen davalı yanca bağlayıcılığı olup olmayacağının takdirinin Sayın Mahkemenize ait olduğu beyan ve rapor edilmiştir.
Sözleşme yorum ve denetim uzmanı bilirkişinin —- tarihli raporunda özetle; Taraflar arası sözleşmenin ilgili maddesinde davacının davalıdan talepte bulunabilmesi için öncül şart olarak belirtilmiş olan “sebep olunan zarar” —– olguları nazarında yukarıda her bir dosya yönünden yapılan inceleme ve değerlendirmeler sonucu olarak; Birinci grup bağlantılı dosyalar içinde yer alan, icra takibi ve takibe yapılan itirazın, iptali amacıyla açılan davada, davanın kesin olarak reddedilmiş olması sebebiyle, kesinleşmiş hüküm karşısında, davalının sebep olduğu zarardan ve/veya sözleşmeye aykırı davranışından söz edilemeyeceği, İkinci grup bağlantılı dosyalar içinde yer alan, davanın, kısmen kabul kısmen reddedilmiş olması sebebiyle,—- kapsamında olduğunun kabulü halinde davacının davalıdan talepte bulunamayacağı, Üçüncü grup bağlantılı dosyalar yönünden, söz konusu davanın henüz derdest olması sebebiyle bu aşamada, davalının “sebep olduğu zarar” ve/veya —- değerlendirmesi yapılamayacağı, bu değerlendirmenin ilgili mahkemesince yapılacak olduğu, bu sebeple bu dosyalara atfen işbu davaya konu takip ile talep edilmiş olan alacak kalemleri yönünden erken takip yapılmış olduğu ve bu dosyalar yönünden davacının davalıdan talepte bulunamayacağı, Sayın Mahkemece aksi kanaat ile sonuca gidilecek olması halinde; sözleşmenin “Avukatlık ücretleri —— güncel olan tavsiye niteliğindeki ücret tarifesine göre belirlenecektir” hükmü uyarınca davacının davalıdan talep edebileceği miktarların hesabında; —– talep edip edemeyeceği ön sorunu nazarında nihai takdir — bırakılarak başlığında, her bir dosya yönünden ve tüm alternatifler için hesaplamaların yapılmış olduğu beyan ve rapor edilmiştir.
Yapılan yargılamaya toplanan delillere, hükme esas alınan bilirkişi raporlarına ve tüm dosya kapsamına göre; Davacı vekili tarafından taraflar arasındaki —- istinaden dava açılmasına, ihtarname gönderilmesine ve sair
hukuki işlemlere neden olunması halinde ücretlerin davalı tarafından ödeneceğine dair hüküm gereğince davalı aleyhine fatura kesildiği, faturanın iade edilmesi üzerine, davalı aleyhine —- takibe geçildiği, davalının vaki itirazı üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 26. maddesinde sözleşme özgürlüğü başlığı altında bir sözleşmenin içeriğinin, sözleşmenin taraflarınca kanunda öngörülen sınırlar içerisinde özgürce belirlenebileceği düzenlemesi yer almakla birlikte, bu kuralın istisnası TBK 27/1 fıkrasında ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan sözleşmelerin kesin olarak hükümsüz olduğu belirtilerek açıklanmıştır.
Temel bir ilke olarak kabul edilen sözleşme özgürlüğü, sözleşme yapıp yapmama, sözleşmenin karşı tarafını seçme, sözleşmenin içeriğini, tipini ve şeklini belirleme, sözleşmenin içeriğini değiştirme ve sözleşmeyi ortadan kaldırmayı kapsadığı gerçektir.
— herkesin yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddiada bulunma ve savunma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla mahkemeye erişim hakkı, —- altına alınan hak arama özgürlüğünün bir unsurudur.—- güvence altına alınan hak arama özgürlüğü, bir temel hak olmanın yanında diğer temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmayı ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden biridir. Bu bakımdan davanın bir mahkeme tarafından görülebilmesi ve kişinin adil yargılanma hakkı kapsamına giren güvencelerden faydalanabilmesi için ilk olarak kişiye iddialarını ortaya koyma imkânının tanınması gerekir. Diğer bir ifadeyle dava yoksa adil yargılanma hakkının sağladığı güvencelerden yararlanmak mümkün olmaz —-
—- verecek olan, —- mahkeme tarafından davasının—görülmesini istemek hakkına sahiptir.— yönünde düzenleme bulunduğu görülmektedir. — mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına gelmektedir. Kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız hale getiren, bir başka ifadeyle mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren sınırlamalar mahkemeye erişim hakkını ihlâl edebilir —- şeklinde tespitlere yer verilmiştir.
Taraflar arasındaki—– gerekse üçüncü kişilere karşı yapılacak her türlü resmi yazışma, tespit—- fazlasıyla tahsil veya mahsup edilecektir. —- güncel olan tavsiye niteliğindeki ücret tarifesine göre belirlenecektir. —- olmak üzere İş kazası ve sözleşmenin ifasına ilişkin sair durumlarda gerekli gördüğünde özel bilirkişi raporu dahi alabilir” hükmü olduğu görülmüştür.
Maddenin ———– ifadelerinin hak temelinden ayrı düşünülemeyeceği ve bu ifadelerden mevcut ihtilaf nazarında inceleme konusu yapılan takip ve davalarda haklı—– değerlendirmesi yapılmasının zorunluluk olduğu ortadadır. Tarafların haklı ya da haksızlığını belirlenmesi noktasında ise en temel ve objektif kriter, ilgili mahkemelerce verilmiş olan kesinleşmiş kararlardır.
Bu açıklamalar doğrultusunda dava ve takip konusu dosyalar incelendiğinde;
—– dosyasında; Davacının —dosyasına borçlu tarafından yapılan itirazın — üzerinden iptali talebine ilişkin dava olduğu, Mahkemenin — sayılı ilamı ile dava miktar itibarı ile kesin olarak reddine karar verildiği,
— dosyasında; Alacaklının—- tarihli fatura olduğu, başlatılan takibe ilişkin gönderilen ödeme emrine karşı, borçlunun itirazı üzerine takip durdurulduğu, takibe, davalı — tarafından açılan itirazın iptali davasının görüldüğü —- tarihli ilam ile davanın kesin olarak reddine karar verildiği,
İşbu davaların reddi sebebiyle, davaların davalısı —– söz edilemeyeceğinden davacının bu dava ve takip yönünden herhangi bir talepte bulunamayacaktır.
—-davalının— Olduğu, dava konusunun —- davası olduğu, ———- dosyasının işbu davaya konu faturaya konu edilmediği ve bu sebeple dosya içine de celp edilmediği,— ilamından yapılan çıkarım nazarında; —-işbu davaya konu taşeron sözleşmesinden kaynaklanan alacakları için başlatılmış olan takibin; —- yönünden kısmi itirazda bulunulduğu, bu kısmi itirazın iptali için işbu başlık altında inceleme konusu yapılan dosyadan itirazın iptali davası açılmış olduğu, Mahkemenin ——-sayılı ilam ile; DAVANIN KISMEN KABULÜNE, —- yönünden yaptığı kısmi itirazın — asıl alacak yönünden iptaline karar verildiği, kararın —- tarihinde taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmadığından KESİNLEŞTİĞİ, bunun üzerine —- dosyası üzerinden takip başlattığı, takibin konusunun ——-tarihli ilamı ile reddedilen miktar üzerinden o dosyanın davalısı —–açılmış işbu davanın, kısmen kabul kısmen reddedilmiş olması sebebiyle, reddedilen kısım üzerinden vekalet ücreti ortaya çıkmasının taraflar arasındaki sözleşmede geçerli olan —- Bu dava ve takip yönünden de herhangi bir talepte bulunamayacaktır.
—– alacak yönünden takip başlatıldığı, takibin dayanağının —- tutarında borçlu şirket ile akdedilmiş taşeron —- bendi uyarınca —tarihli teminat alacağı olarak gösterildiği, —- verildiği, bunun üzerine —– sayılı üzerinden takip başlatıldığı, takibin dayanağının —— tarihli kararı ile ORTADAN KALDIRILDIĞI, Ortadan kaldırma kararından sonra dosyanın—— kaydedildiği ve rapor tarihi itibarı ile dosyanın derdest olduğu, henüz ilgili mahkemesince bir karar verilmemiş olduğu ve itirazın iptali davasının derdest olduğu ve bu sebeple de daha önce ortadan kaldırılan karara konu yargılama giderlerinin takibe konduğu —- sayılı dosyasının akıbetinin de ortadan kaldırma kararı sonucu —- sayısını alan dava sonucunda verilip kesinleşecek karara göre belirli olacağı, bu sebeplerle bu aşamada davalının “doğrudan veya dolaylı olarak sebep olduğu zarar—–değerlendirmesi yapılamayacağı, bu değerlendirmenin ilgili mahkemesince yapılacak olduğu, bu sebeple işbu takiplere ve davaya konu alacak kalemleri yönünden erken takip yapılmış olduğu ve bu dosyalar yönünden davacının davalıdan talepte bulunamayacağı, tüm bu nedenlerle davacının davasında haksız olduğu vicdani kanaatine varılarak davanın reddine yönelik aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-) Davanın REDDİNE,
2-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcına peşin alınan 1.135,03 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.075,73 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
3-) Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-) Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-) Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1, 13/2 maddesi uyarınca 12.878,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-) Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye irad kaydına,
7-) HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize verilecek dilekçe ile ———- Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/12/2021