Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1073 E. 2021/493 K. 01.07.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/1073 Esas
KARAR NO : 2021/493

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/12/2019
KARAR TARİHİ : 01/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—- alacağı bulunduğunu, alacağın tahsili amacıyla davalı/borçlu şirket aleyhine —- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin tüm borca, borcun faizine, faiz oranına ve borcun tüm ferilerine itiraz ettiğini, ————- birbirleri ile anlaşma sağladığını ve davalının anlaşmayı —– yoluyla gönderdiğini, tarafların, anlaşmanın —- ödemelerin —- Olarak yapılması konusunda anlaştıklarını, tüm satış faturalarının—- olarak düzenlendiğini, davalı tarafın kendilerine sattıkları malzemelerle birlikte satış faturalarını da teslim aldığını ve işbu faturaların hiç birine TTK.’nın 21/2. maddesi gereği 8 günlük itiraz süresi içinde itiraz etmediğini ileri sürerek davalı/borçlu tarafın; tüm borca, borcun faizine, faiz oranına ve borcun tüm fer’ilerine yönelik (TÜM İTİRAZLARININ) itirazlarının İPTALİNE, takibin devamına,davalı/borçlu tarafın; İ.İ.K. 67/2 maddesi gereğince haksız itiraz ettiği bedelin %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı/borçlu tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili—– numaralı dosya ile açılan takibe süresi içinde borca, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiklerini, davacı taraf ile müvekkil firmanın ticari ilişkisi bulunduğunu, muhtelif tarihlerde müvekkilinin davacı —– ve bedellerini eksiksiz ödediğini, davacı tarafın icra takibine ve davaya konu ettiği faturadan kaynaklı müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürerek davanın reddi’ne, %20’nden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmolunmasına, Yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER —– Arabuluculuk Tutanağı, Faturalar, —- formları, Bilirkişi Raporları, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava , İtirazın İptali ve tazminat (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete karşın tarafların sulh olmak istememeleri üzerine tahkikata geçilerek deliler toplamış, değerlendirilmiş ve sair tahkikat işlemleri yerine getirilmek suretiyle son celsede taraf vekillerinin beyanları alınıp tutanağa yazılarak aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya—- sayılı dosyası getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına —— dava şartının yerine getirildiği ve vaki anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden — vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” düzenlemesi bulunmaktadır.
Yapılan açıklamalar, toplanan deliller ve yargılamaya göre somut olaya bakıldığında;—- dosyasından davalı-borçlu hakkında hizmet sözleşmesi kapsamında düzenlenen faturalara dayalı olarak icra takibi başlatıldığı ,icra takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik hak düşürücü süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve tarafların bağlı bulunduğu— getirtilmiş ve dosya bilirkişi raporu düzenlenmesi için —- tarafından tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan işbu rapora göre tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğu ve sahibi ve halefleri lehine delil vasfı taşıdıkları, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacının davalıya —– belirlendiği, davacının faturayı faturada belirtilen döviz kuru üzerinden daha düşük tutarda defterlerine kaydettiği ,kur farkı hesaplanmadığı, kur farkı faturası düzenlenmediği, davacının defterlerinde davalının borcunun görünmediği, aksine davacının davalıya borçlu göründüğü davalı defterlerine göre ise takip tarihi itibariyle —— göründüğü yönünde tespit, hesap ve görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporu taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilerek beyan ve itirazları da değerlendirilmiştir. Bu kapsamda mahkememizce —— tarafından tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan raporda ise özetle ;tarafların tacir olduğu ve aralarında ticari ilişki bulunduğu, davacı şirketin kayıtlarına göre alacağının bulunmadığı, davalı şirket kayıtlarına göre ise 355,23 TL alacaklı olduğu, taraflar arasında düzenlenen sözleşmeye göre davacının davalıya 129.569,27 USD fatura düzenlediği, ödemelerin ödeme tarihini takip —- hesaplandığında ödeme toplamının 104.252,50 USD olduğu, sözleşmeye göre ödeme tarihindeki kur ile fatura tarihi arasındaki kur farkının KDV dahil fatura edileceğinin imza altına alındığı ancak davacının kur farkı faturası düzenlemediği, ödemelerin büyük bölümünün TL üzerinden çekler ile yapıldığı, çekleri itirazı kayıt koymadan TL olarak kabul eden davacının kur farkı talep edemeyeceği yönünde tespit ,hesap ve görüş rapor edilmiştir. İşbu bilirkişi raporu da taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilerek beyan ve itirazlarını bildirmeleri için gerekli yasal süre tanınmış ve buna ilişkin sunulan beyanlar ve itirazlar da değerlendirilmiştir. Bu kapsamda her iki bilirkişi raporlarının da —– oldukları sorunun hukuki izah ve değerlendirmeye muhtaç olduğu anlaşılmıştır. Bu kapsamda bazı açıklamalar yapılması gerekecektir—-; Kur farkı alacağının istenebilmesi için, taraflar arasında kur farkının ödeneceğine ilişkin bir sözleşmenin veya —- ticari ilişkinin bulunması gerekir. —- üzerinden kurulan temel sözleşme ilişkisinde, fatura tarihindeki kur ile ödeme tarihindeki kur arasındaki fark varsa bu fark kur farkı alacağıdır. Bu nitelikteki bir alacağın istenebilmesi için uygulama ya da teamül aranmamaktadır. Kur farkı alacağı fatura tarihi ile ödeme tarihi arasındaki döviz kurundaki değişim ve oluşan farktan kaynaklanan alacak olduğundan ancak TL olarak istenebilir. Bu açıdan somut olaya bakıldığında taraflar arasındaki temel —- tartışmasızdır. Ancak davacı şirket davalıya sözleşmede bulunmasına — nedeniyle fatura düzenlemediği gibi son iki ödeme olan 9.200 Euro ve 15.000,00 TL hariç geri kalan bütün ödemeyi TL üzerinden düzenlenen çeklerle ifa amacıyla kabul ettiği görülmektedir. Ne var ki çek bir ödeme vasıtası olup, döviz üzerinden düzenlenmesi mümkün olduğu gibi, —– kuru üzerinden hesap edilerek de doldurulabilir. Buna rağmen, ödemeyi—- üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceği düşünülmüştür. — davacının sözleşmeye — faturası düzenlemediği, ticari defterlerine göre kaydi alacağının bulunmadığının her iki bilirkişi raporuyla sabit olduğu sonuç ve kanaatiyle TMK’nın 6, HMK’nın 190 ve 222. maddeleri nazarında ispat edilemeyen davanın ———
2004 sayılı İİK’nın 67/II. maddesinde itirazın iptâli istemiyle açılan bir davada itirazının haksızlığına karar verilirse borçlunun, takibinde haksız ve kötüniyetli görülmesi halinde ise alacaklının red veya hükmolunan meblağın %20′ sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edileceği düzenlenmiştir. Görüldüğü üzere alacaklının kötüniyet tazminatıyla sorumlu tutulabilmesi için takibinde hem haksız, hem kötüniyetli olması gerekir. Bu kapsamda somut olaya bakıldığında davacının haksız çıkmasına rağmen takipte kötü niyetli olarak hareket ettiğine müteallik hiçbir delil bulunmadığı ve kötü niyet sübut bulmadığından davalının şartları oluşmayan tazminat talebi dinlenmemiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince tamamen davacı— tutulmuştur. Bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi—— —- davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Davalının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince haksız ve kötü niyetli takip tazminatı talebinin REDDİNE,
3-)Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59.30 TL karar ve ilam harcının başlangıçta alınan 1.595,29 TL peşin harçtan mahsubuyla bakiye 1.535,99 TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile—— bütçesinden ödenen—— davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
6-)Davalı kendisini davada vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ——. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 16.239,38 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine
7-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider/delil avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 6100 sayılı HMK’nın 341/1 ve 345/1 maddeleri gereğince iki hafta içinde mahkememize verilecek dilekçeyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.