Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1055 E. 2021/966 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1055 Esas
KARAR NO : 2021/966

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 19/12/2019
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil Şirketin ——– alanında hizmet veren, ait olduğu sektörün—- olduğunu, davalı şirketin talepleri üzerine verilen kargo hizmeti neticesinde müvekkil şirketin, davalı borçludan 10.944,50-TL tutarında alacağı bulunduğunu, Müvekkil şirketin, davalı/borçluya ait taşıma işlemlerini gerçekleştirdiğini, ancak davalı/borçlunun, borcunu ödemediğini, alacağın tahsili için davalı tarafa yazılı ve sözlü olarak defalarca kez müracaat edilmiş ise de, herhangi bir olumlu netice elde edilemediğini ve bunun üzerine davalı tarafa karşı —- üzerinden icra takibi başlatıldığını, ancak davalı/borçlunun haksız ve hukuka aykırı itirazı üzerine söz konusu takibin durduğunu, dava şartı gereğince arabuluculuk başvurusu yapıldığını ancak anlaşma sağlanamadığını, davalı borçlunun kendisine tebliğ edilen ödeme emrine rağmen borcunu ödemediğini; borca, masrafa, faize ve tüm fer’ilerine itiraz ettiğini, müvekkil şirketin alacağının, davalı/borçluya verilen hizmet bedeli likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, müvekkil şirketin vermiş olduğu — karşılığı olarak düzenlenen cari hesap ile takip konusu alacağın varlığı ve miktarı itibariyle taraflar arasında kesin ve belirli olduğundan alacağın tahsilini geciktirmeye yönelik, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazların reddedilerek, fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile davalı/borçlunun haksız ve kötüniyetli borca, masrafa, faize ve tüm ferilerine itirazlarının iptaline, davalı/borçlu aleyhine %20 ‘sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin,———- — ürettiğini, bu — pazarladığını, bu faaliyeti nedeniyle, davacıyla farklı tarihlerde, — yaptırdığını, davalının,——- talimatı verdiğini, davalının, aynı tarihte (15.05.2018) gönderi alım talebini iptal ettiğini, iptal işleminin, müvekkil şirket aranarak, şirket yetkili — aracılığıyla tamamlandığını, davacının söz konusu gönderi talebi iptal edilmiş olmasına rağmen, iptal işlemi yok sayılarak, söz konusu kargonun, bildirilen yerden ——alımmış, — taşındığını, davalının gönderi talebini iptal ettiğini, davacının, davalının iradesi hilafına yapmış olduğu taşımanın (gidiş-dönüş) ücret ve giderlerini davacıya fatura ettiğini ve — davalıya gönderdiğini, davalının faturalara noter aracılığıyla itiraz ettiğini, davalının, — talebini, aynı gün davacı şirketi telefonla aranarak iptal ettirdiğini, müvekkil şirketin — talebi olmadığından, söz konusu taşıma nedeniyle doğmuş borcu (ücret, vergi sair nedenlerle) olmadığını ileri sürerek davanın reddiyle, takibinde, davasında haksız ve kötü niyetli olan davacı aleyhine % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacıya yüklenmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER : —- vergi dairesi kayıtları, taşımaya ilişkin evraklar, firmalar arası cari hesap ekstresi, –, ticari defter ve kayıtlar, taraflar arasındaki yazışmalar, Bilirkişi raporu, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, İtirazın İptali ve tazminat (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve tarafların sulh olmaması nedeniyle tahkikata geçilmiştir. Tahkikat aşamasında ise deliller incelenip tartışılmış ve duruşmaya katılan taraf vekillerinin son beyanları alınarak aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas — üzerinden getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları ve konusu ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez — göre de — dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere 2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesi; “(Değişik fıkra: 17/07/2003-4949 S.K./15. md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988-3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. (Mülga fıkra:17/07/2003-4949 S.K./103.md.)Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır. (Ek fıkra:02/07/2012-6352 S.K./11.md.) Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmüne amirdir.
Yapılan açıklamalar, toplanan deliller ve yargılamaya göre somut olaya bakıldığında;— davalı hakkında taşıma sözleşmesi ve taşıma hizmetine bağlı olarak kesilen faturaya dayalı olarak icra takibi başlatıldığı ,takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içerisinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce taraflarca gösterilen ve resen getirtilmesi gereken bilgi, belge ve deliller toplanmış ve dosya bilirkişi raporu düzenlenmesi için bir serbest muhasebeci mali müşavir bilirkişi ile taşıma alanında uzmandan oluşan bilirkişi heyetine verilmiştir. Bilirkişi ——– tarafından hazırlanan taraf şirketlerce ibraz edilen ticari defterlerin usulüne uygun olarak tutuldukları ve delil kabiliyetleri bulunduğu, taraflar arasında ticari ilişki olduğu, davaya esas iki adet faturanın düzenlendiği , davalının bu faturalara itiraz ettiği ,tarafların vergi dairesine yaptıkları bildirimlerin de uyumlu olmadığı, uyuşmazlığı takibe konu bu iki faturadan kaynaklandığı itirazın ise 8 günlük süre geçtikten sonra yapıldığından davalının talebinin yerinde olmadığı yönünde tespit ve görüşlerine yer verilmiştir. Bilirkişi raporu taraf vekillerine usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ve kuşkusuz beyan ve itirazlar da değerlendirilmiştir.
Burada olayın açıkça anlaşılabilmesi için öncelikle faturanın hukuki niteliği üzerinde açıklama yapılması yararlı olacaktır.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz–
Mahkememizce az yukarıda açıklanan faturaya ilişkin hususlar ışığığında taraflar arasındaki borç doğurucu sözleşme ilişkisinin varlığı ve geçerliliğinin irdelenmesi gerekmiştir. Buna göre esasen taraflar arasında —- taşıma konusunda sözleşme kurulduğu işbu sözleşmenin aynı gün içinde davalı tarafından yine aynı yöntemle birlikte — iletişimiyle de iptal edilmesine rağmen davacının sehven taşıma işini gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Burada davacının kendi— yaşanan aksaklıklar nedeniyle taşımayı gerçekleştirdiği ve anılan emtiayı teslim alınmaması nedeniyle geri getirmek zorunda kaldığı açıktır. Bu durumda davacının basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırı olarak kendi kusuru nedeniyle taşıma işini gerçekleştirdiği düşünülmüştür. Davacı davasını diğer delillerle ispat edemediğinden dava dilekçesinde yemin deliline dayandığı görülmekle ispat yönünden davacı tarafa yemin delili hatırlatılmış ve vaki yemin teklifine bağlı dilekçe gereğince usulü işlemler ve davetiye hususu yerine getirilmiştir. Davalı şirket temsilcisi duruşmada yeminini ——- ettiğini beyan etmiştir. Davalı taraf her ne kadar yeminin sadece 3.862,88 TL kısma yönelik olduğunu beyan etse de taşıma sözleşmesinin bir bütün olduğu ve başlangıcının iptal edildiği ve her iki faturanın da aynı taşıma —- olduğu görülmekle bu husus dinlenmemiştir. —- borç doğurucu bir sözleşme ilişkisi bulunmadığından takibe konu faturalardan dolayı davalının sorumluluğu ve borcunun olmadığı sonuç ve kanaatiyle; TMK’nın 6. HMK’nın 190. maddeleri ve yemin kesin delili gereğince ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. Maddesi gereğince davacı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca bu kapsamda Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi—–ücretinin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın REDDİNE,
2-)Yapılan Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcının peşin alınan (186,91 TL) harçtan mahsubuyla bakiye 127,61 TL peşin harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13) maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca — arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-)Davalı tarafından vekille temsil dışında yapılmış yargılama gideri bulunmadığından işbu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-)Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yüzüne karşı ;6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.