Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1034 E. 2021/456 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/1034 Esas
KARAR NO: 2021/456
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 18/12/2019
KARAR TARİHİ: 22/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili olan dava dışı —— plaka sayılı araç ile kazaya karıştığını, kazaya sebebiyet veren — plaka sayılı araç kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu olduğunu, —-plaka sayılı aracın davalı sigortalıya sigortalandığını, ekspertiz raporunda hasara ilişkin belirlenen——- dava dışı —— ödendiğini, davalı şirketten talep edilmesine rağmen talebin reddedildiğini, bunun üzerine davalı aleyhine ———- icra dosyası ile takip başlatıldığını, anılan takibe itiraz nedeniyle takibin durduğunu, dava şartı olan arabuluculuğa müracaat edildiğini, ancak anlaşmaya varılamadığını, bu nedenlerle davanın kabulü ile davaya konu icra takibinin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Huzurda görülmekte olan davanın zaman aşımına uğradığını, müvekkilinin sorumluluğunun ve kusurunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, yapılan tespit raporunu kabul etmediklerini, alacağın likit bir alacak olmadığını, bu nedenle icra inkar tazminatı talebinin söz konusu olmadığını, zaman aşımına uğramış davanın reddine, davanın esastan reddine, davacı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ile ücreti vekâletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
—— icra dosyası dosya arasına alınmıştır.
—— yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—— alanında uzman aktüer bilirkişi raporu dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, davalı tarafça —– sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce dava dilekçesi, cevap dilekçesi, —– dosyası değerlendirilmiştir. Buna göre, taraflar arasında, trafik kazasından kaynaklı alacağa ilişkin —– sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin——– tarihli celsesinde;
“…
Davalı vekili tarafından mazeret dilekçesi sunulduğu görüldü.
Davacı vekili tarafından yokluklarında karar verilmesi talepli mazeret dilekçesi sunulduğu görüldü.
G.D
1-Davalı vekilinin ek rapor alınması talebinin dosyaya bir yenilik katmayacağı anlaşılmakla reddine,
2-Dosyanın geldiği aşama, davacı tarafın yokluklarında karar verilmesini talep etmesi maddi gerçeklikleri karşısında taraf vekillerinin mazeretlerinin talik sebebi olmamak ve vekil-müvekkil ilişkisi içinde sonuç doğurmak üzere kabulüne karar verilerek tefhimle açık yargılamaya devam olundu.
Dosya incelendi.
Dosyanın aydınlandığı, HMK 320 gereği tahkikatın bittiği, davanın basit yargılama usulüne tabi bir dava olup dilekçeler teatisinin ve taraf teşkilinin sağlandığı, 7251 sayılı kanun ile getirilen değişikliğe uygun olarak sözlü yargılama duruşması için ayrı bir gün tayinine yer olmadığı anlaşılmakla sözlü yargılamaya geçildi.
Dosya incelendi. Araştırılacak başkaca bir husus kalmadığı anlaşılmakla, açık yargılamaya son verildi.
—-
Şeklinde ara kararlar oluşturulmuş olup yukarıya aynen aktarılmıştır.
Dosya, —— hukuku alanında uzman aktüer bilirkişiye tevdi edilmiş; bilirkişi raporuna göre dosyadaki bilgi, belge, sigorta poliçesi, hasar dosyası ve ibraz edilen deliller ışığında, davaya konu trafik kazası sebebiyle davacı sigorta şirketi tarafından —— hasar bedelinin ödendiği, davalı —— şirketi nezdinde —–bulunan sürücünün meydana gelen kazada %100 kusurlu olduğu, davacı sigorta şirketi nezdinde sigortalı bulunan sürücünün meydana gelen kazada KTK uyarınca uyulması gereken kurallara riayet ettiği anlaşılmakla atfı kabil kusuru bulunmadığı, TTK 1472.maddesinde öngörülen halefiyet kurallarına ilişkin maddi şartların olayda gerçekleşmiş olduğu, mahkememizce de raporun bu yönüyle hükme esas alınmaya uygun, gerekçeli ve denetlenebilir bulunduğu, her ne kadar davacı tarafça —işlemiş faiz olmak üzere toplam—- üzerinden takip yapılmış ise de kazaya sebebiyet veren araç ticari olmayıp hususi araç olduğundan yasal faiz hesabı yapılarak davacının icra takip tarihi itibariyle — asıl alacak ve — işlemiş faiz olmak üzere toplam — alacağı olduğu anlaşılmış olmakla, davanın kısmen kabulü ile — takip dosyasında toplam—- işlemiş faiz alacağı —– üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
——-sayılı ilamında:”Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne, davalının icra takibine itirazının —— asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, 6762 sayılı TTK.’nin 1301. maddesinden (6102 sayılı TTK’nin 1472. maddesi) kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Trafik kazaları, nitelikleri itibariyle haksız fiillerdendir. Haksız fiillerde temerrüt tarihi, haksız fiilin meydana geldiği tarih olup, zarar sorumlusunun ayrıca ihbar ve ihtar edilmesine gerek yoktur.—– ettirenin dava hakkı, tazmin ettiği bedel nispetinde sigortacıya intikal eder. Ödeme tarihi aynı zamanda 3. şahsa rücu edebilme tarihidir. Bu nedenle işleten ve sürücünün faizden sorumluluğunun başlangıcının halefiyet başlangıcı olan ödeme tarihi olarak kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece, hükmedilen tazminata ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Davacı tarafça temerrüt faizi olarak avans faiz istenilmiştir. Davalının işleteni olduğu araç minibüs olup ticari araçtır. O halde, davada temerrüt faizi olarak ticari faiz niteliğindeki avans faizine hükmedilmesi gerekirken yasal faize hükmedilmesi de doğru değil bozma nedeni ise de; bu yanılgıların giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK.nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK.nun 438/7 maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.” belirtilmiştir.
Yukarıda anılan içtihat ışığında, her ne kadar davacı tarafça takip talebinde ticari faiz talebinde bulunulmuş ise de kazaya neden olan araç ticari araç olmayıp hususi araç olduğundan yasal faize hükmetmek gerekmiştir.
Öte yandan davacı tarafça davalıdan icra inkar tazminat talebinde bulunulmuş olup —— alacağın likid olması karşısında 2004 sayılı İİK’da yer alan İcra İnkar Tazminatının yasal koşulları oluştuğundan talebin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
2-Davalının— sayılı takip dosyasına yaptığı İTİRAZIN İPTALİ ile toplam —- işlemiş faiz alacağı olmak üzere) üzerinden takibin devamına, alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-İİK 67/2. maddesi gereğince —— asıl alacak üzerinden %20 oranında belirlenen —- icra inkar tazminatının davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 154,18 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 109,78 TL harcın davalıdan tahsili ile hazine adına irad kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL harç gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti ve 46,90 TL posta masrafı olmak üzere toplam 691,30 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak 636,00 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca ———bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul edilen kısmı dikkate alınarak 1.214,40 TL’sinin davalıdan tahsili ile; 105,60 TL’sinin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.257,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 183,67 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
9-Davalı tarafından yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
10-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, tarafların yokluklarında 6100 sayılı HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibarıyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.22/06/2021