Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1033 E. 2021/972 K. 16.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/1033 Esas
KARAR NO : 2021/972

DAVA : Tazminat (Ticari Satıma Konu Malın İadesi)
DAVA TARİHİ : 18/12/2019
KARAR TARİHİ : 16/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat ( Ticari Satıma Konu Malın İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirket—– aldığını, davalı şirkete 24.000,00 TL ödeme yaptığını, müvekkilinin satın aldığı — devamlı olarak arıza vermekte olup ayıplı çıktığını, söz konusu ayıbın açık ayıp olmayıp zaman içinde kullanıma bağlı ortaya çıktığını, aracın alındığı günden beri çeşitli arızalar çıkardığını ve çalışmadığını, arızalara ilişkin taleplerinin davalı şirket tarafından dikkate alınmadığını, satış —- – “Motorunun ve şanzımanının 1 yıl garantili” olduğunun yazdığını, buna rağmen müvekkilini sözlü vaatlerle oyaladığını, Müvekkilinin— No’lu ihtarnamesi ile davalı şirkete durumu resmi kanaldan da bildirdiğini ve seçimlik haklarını kullanmak istediğini belirttiğini, Müvekkilinin almış olduğu— ayıpsız misli ile değiştirilmesini, mümkün olmaması halinde masrafların satıcıya ait olmak üzere ücretsiz onarılmasını, bu hususun da mümkün olmaması halinde satılanı geri vermeye hazır olduğunu ve ödemiş olduğu ücretin tarafına 3 gün içersinde iadesini talep ettiğini, işbu ihtarnameye karşı taraftan herhangi bir dönüş yapılmadığını, daha sonra arabuluculuk yoluna başvurulduğunu ancak davalı şirket yetkilisinin görüşmelere mazeretsiz olarak katılmadığını, arabuluculuk başvurularının yanıtsız bırakıldığını, müvekkilinin ödemiş olduğu 24.000,00 TL neticesinde satın olmuş olduğu malı kullanamadığını, mağdur olduğunu, müvekkilinin satın almış olduğu arızalı malı kendi il ve ilçesinde yetkin bir servis bulunmamasından ötürü,—— bulunan bir servise göndermek zorunda kaldığını, servise ilişkin tüm masrafları da cebinden ödediğini, müvekkilinin 14.160,00 TL tamir masrafı ödediğini, 3.540,00 TL’ye — —-servise —-yaptırdığını, yapılan tüm tamirat ve tadilata rağmen ayıplı malın halen daha tam — olarak kullanılamadığını, davalı şirketin, müvekkiline ayıplı bir mal satmış olup bu konudaki sorumluluğunun devam ettiğini, bu duruma ilişkin olarak müvekkilinin seçimlik haklarını terditli olarak kullanmak istediğini ileri sürerek öncelikle malın ayıplı olduğunun tespitine, sonrasında malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin ve yapmış olduğu masrafların müvekkiline iadesi taleplerinin yerine getirilmesine, taleplerinin gerçekleşmesinin mümkün olmaması halinde ise ödenen bedelin (24.000,00 TL) ve yapmış oldukleri masrafların iadesi (17.700,00 TL) ile birlikte sözleşmeden dönmüş sayılmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP : 6100 Sayılı HMK’nın 126-131 maddeleri kapsamında cevap dilekçesi verilmemiştir. Davalı şirket duruşmalara katılmamış, kendisini vekille temsil de ettirmemiştir. DELİLLER :— tarihli satış ve servis formu, ——— örneği, Bilirkişi raporu, Fotoğraflar , dosyadaki sair tüm bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, 6098 sayılı TBK’nun 217-231 maddelerinde düzenlenen Ayıplı Mal nedeniyle sözleşmeden dönme, malın misliyle değiştirilmesi veya onarım bedeli (Ticari Satıma Konu Malın İadesinden Kaynaklanan Alacak) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak gönderilen ve yapılan davetiyeler sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmaması nedeniyle uyuşmazlık belirlenmiş ve tahkikata geçilmiştir. Bu aşamada mevcut ve toplanan deliler incelenip değerlendirilerek tahkikat tamamlanmış, son duruşmaya katılan davacı vekilinin beyan ve talepleri dinlenerek yargılama bitirilmiş ve aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Bilindiği üzere 6098 sayılı TBK’nın 207. maddesinde; satıcının, satılan malı alıcının ödemek zorunda olduğu bedel karşılığında alıcıya zilyetlik ve mülkiyetini devretme borcunun bulunduğu belirtilmiş, bu asıl borç yanında satıcının satılan mal nedeniyle zapt ve ayıp nedeniyle de sorumlu olduğu devam eden maddelerde düzenlenmiştir. Ayıba karşı satıcı sorumluluğunu düzenleyen TBK’nın 219-223 maddelerinde ise, satıcının alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması nedeniyle sorumlu olacağı gibi nitelik ve niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olduğu, satıcının bu ayıplardan sorumlu tutulması için onları bilmesi gerekmediği, alıcının ayıbı öğrendiğinde satıcıya uygun bir süre içinde bildirimde bulunması gerektiği, uygun süre içinde bildirimde bulunmadığı takdirde satılanı ayıplı hali ile kabul etmiş sayılacağı düzenlenmiştir. Satıcı, satış sözleşmesine konu taşınır malın niteliği ve kullanım amacı bakımından malın değerini ve kullanım amacını azaltan veya ortadan kaldıran mülkiyet hakkının sonucu olan —–yapmasını engelleyen bir eksikliğin bulunmamasını sağlama borcu altında olup ayıba karşı sorumluluğu ise satıcının mülkiyeti geçirme borcunun tamamlayıcısıdır.
6102 sayılı TTK’nın 23/c maddesinde “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü  maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. ” hükmü ve bu madde yollaması ile Türk Borçlar Kanunu 223/2 maddesinin “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.”
6098 sayılı TBK’nın 223. maddesinde ayıp ihbarı için herhangi bir şekil şartı ise getirilmemiştir. Ancak 6102 sayılı TTK’nın 18-(3) maddesi uyarınca, taraflar tacir ise ihbarın noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı —- sistemiyle yapılması gerekmektedir.
6098 Sayılı TBK’ nın 227.maddesinde ise “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme;
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme,-
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme. Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa — onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler, yapılan açıklamalar, toplanan deliller ve yapılan yargılama ışığında somut olaya bakıldığında; davacının davalı şirketten —- bedelle—satın aldığı, söz konusu —- kullanıma bağlı olarak arızalandığı ve bu durumun gizli ayıp niteliğinde olduğu, bu durumun davalıya —yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bildirildiği iddiası ile sözleşmeden dönme ,malın misliyle değiştirilmesi veya onarım bedeli talep edilmektedir . Bu kapsamda öncelikle davacının ayıbı satıcıya bildirme yükümlülüğünü yerine getirdiği anlaşılmakla birlikte ayıbın varlığı ile açık veya gizli olup olmadığı hususu aydınlatılması gerekmiştir. Mahkememizce gösterilen delillerin toplanmasına müteakip dosya bilirkişiye verilerek malın ayıplı olup olmadığı ,onarım gerekip gerekmediği ve miktarı hakkında rapor tanzimi için malın bulunduğu mahal mahkemesinden istinabe istenmiştir.—tarafından alınan ve mahkememize gönderilen bilirkişi —– tarafından hazırlanan raporda özetle; —marka —satış sırasında arızalı olduğu, ayıbın gizli olduğu, onarım için 14.160,00 TL harcama yapıldığı, nakliye için ise 3.540,00 TL ödendiği, —- dava tarihi itibariyle piyasa değerinin 30.000,00 TL olduğu yönünde tespit ve görüş içeren rapor düzenlemiştir. Anılan bilirkişi raporu davacı vekiline ve davalıya tebliğ edilmiştir. Bilirkişi raporuna karşı herhangi bir itiraz öne sürülmemiştir. Yapılan değrelendirmede davacının , 6098 sayılı TBK’nın 219 vd. maddelerinde düzenlenen ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre dosyaya mübrez satış sözleşmesi, noter kanalıyla ayıp ihbarı, ——- ve tahsilat belge ve makbuzları ile benimsenen bilirkişi raporu ve sair tüm deliler gözetildiğinde davaya konu malın gizli ayıplı olduğu ve onarım bedelini isteyebileceği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur. Her ne kadar davacı terditli/kademeli olarak sözleşmeden dönme ve malın misliyle değiştirilmesini de istemiş olsa da malın onarılarak kullanılmaya devam edilmesi ve malın ikince el olmasına göre ayıpsız mislinin bulunmasının mümkün görülmemesi ve somut olay özelinde hakkaniyet çerçevesinde ilk talep yerinde bulunmamıştır. Binaenaleyh, davacının davasını TMK’nın 6, HMK’nın 190 ve TBK’nın 219 vd. maddeleri nazarında ücretsiz onarım yönünden açıkça ispat ettiği anlaşılmakla davacının dava konusu —— onarım masraflarına yönelik talebinin kabulü ile, —- onarım tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden sorumluluk ise davalının arabuluculuk görüşmelerine katılmaması nedeniyle yargılama giderlerinden tamamen sorumlu olduğunun tespitiyle birlikte hükmün reddedilen kısmının 6098 Sayılı TBK’nın 227.maddesindeki seçimlik haklara ilişkin ve hakkaniyet ilkesi kapsamında terdit ve takdir hakkına dayanan hususlar olması hasebiyle de tüm yargılıma giderlerinden davalı sorumlu tutulmak suretiyle; Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddeleri gözetilerek dava öncesi—- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri kapsamında davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilerek, 6100 Sayılı HMK’nın 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABUL;KISMEN REDDİNE ,
2-) a- Davacının sözleşmeden dönme ve malın ayıpsız misliyle değiştirilmesine yönelik talebinin REDDİNE,
b- Davacının dava konusu—onarım masraflarına yönelik talebinin KABULÜ ile, 17.700,00 TL onarım tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.209,08 TL karar ve ilam harcınına 712,14 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 496,94 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-)Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı 712,14 TL peşin harcı, 117,75 TL posta masrafı ve 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.374,29 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile — bütçesinden ödenen —- ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-)Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan —- nispi/maktu vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider/delil avansının yatırana iadesine, (Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına)
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı —— yokluğunda ;6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.