Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1032 E. 2019/118 K. 20.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1113 Esas
KARAR NO: 2019/128
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/12/2019
KARAR TARİHİ: 30/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasında dosya incelendi:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA-TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile yapılan sözleşme dolayısıyla belirlenen yükümlülüklerinin davalı tarafından kasten ve hiçbir surette yerine getirilmemesi nedeniyle davacı müvekkilinin davalı lehine keşide ettiği —- keşide tarihli, — Şubesi’nin — seri numaralı — TL bedelli çek karşılığında davalı tarafa herhangi bir borcunun olmadığının tespiti ile söz konusu çekin iptaline, dava konusu çekin tahsili halinde, müvekkili şirketin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara ugrayacağının muhtemel olduğunu, dava konusu çeklerin teminatsız veya mahkemece uygun görülecek bir teminat mukabilinde ve iş bu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi ile verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar davaya konu çeklerin ödenmesini engeller mahiyette muhtemel icra takiplarının durdurulması amacıyla İhtiyati Tedbir Kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP -TALEP : Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildiğinden cevap dilekçesi bulunmamaktadır.
DELİLLER: Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava Menfi Tespit ( Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) istemine ilişkindir.
6/12/2018 tarihli, 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesiyle TTK’ye eklenen 5/A maddesi uyarınca, “(1) Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.”
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’ nun 18/A maddesi uyarınca, “(1) İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine aşağıdaki hükümler uygulanır.
(2) Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir.”
Dava şartlarına ilişkin kurallar kamu düzenindendir. “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler”(HMK115.md.). Yasada açıkça dava şartlarının her aşamada mahkemece kendiliğinden araştırılacağı düzenlendiğinden ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi uyarınca “arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi” gerekmektedir.
HMK 137, 138 ve 140. maddedeki ön inceleme aşamasında dava şartlarının inceleneceğine dair düzenlemeler, henüz incelenmemiş ise tahkikata geçilmeden önce dava şartlarının incelenmesi zorunluluğunu belirtmektedir. Bu hükümler her aşamada dava şartlarının incelenebileceğine dair 115. madde düzenlemesine inceleme zamanı bakımından en erken zaman olarak sınır çizen bir düzenleme olmayıp incelemenin en geç ne zaman yapılması gerektiğini göstermektedir.
HMK.nun 30. Maddesine göre Hakim lüzumsuz masraf yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.
HMK.nun 138. madde ile öncelikle dava şartları ile ilk itirazlar hakkında dosya üzerinden karar verileceği hükme bağlanmıştır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi uyarınca davacının ihtiyati tedbir talebi bu aşamada değerlendirilemeyeceğinden davanın, dava şartı yokluğu nedeniyle bir an önce sonuçlandırılması davacı tarafın da lehine olduğu düşünülmüştür.
Bu hukuki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının istemi bir miktar paranın ödenmesinin engellenmesi istemine ilişkindir. Dava dilekçesine arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneği dava dilekçesine eklenmediği gibi dava dilekçesinde açıkça arabulucuya gidilmediği beyan edilmiştir. Yasaya göre Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Bu nedenlerle, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114(2) ve 115. maddeleri gereğince, dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmadan işbu davanın açılmış olduğu anlaşıldığından, davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmesi gerektiği kanaat ve sonucuna varılmıştır. Yukarıda yapılan açıklamalar ve gösterilen yasal düzenlemeler uyarınca TTK’nin 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi ve HMK’nin 114/(2) ve 115. Maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-)Davanın, TTK’nin 5/A, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’nun 18/A maddesinin 2. Bendinin son cümlesi uyarınca ‘arabulucuya başvurulmadan dava açılması nedeniyle’ 6100 sayılı HMK’nin 114/(2) ve 115. Maddelerine göre dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-)Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 44.40 TL harcın davacı tarafından yatırılan peşin harçtan mahsubuyla fazla yatan 578,93-TL Harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine, bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından re’sen işlem yapılmasına,
Dair, tarafların ve davacı vekilinin yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 30/12/2019