Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1029 E. 2021/2 K. 04.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/1029 Esas
KARAR NO : 2021/2

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/12/2019
KARAR TARİHİ : 04/01/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı şirket arasında satım sözleşmesinden kaynaklanan bir borç ilişkisinin mevcut olduğunu, davacı şirketin davalı şirketten belli bir bedel karşılığında —— satın aldığını, akabinde alınan hammaddelerin ayıplı çıkması sonucunda davacı şirket maddi ve manevi olarak zarara uğradığını, bu zararlaraı tazmin etmek amacıyla davalı şirkete kusurlu mal tazmin bedeli açıklamalı 222.097,56 TL bedelli fatura kestiğini, davacı şirketin uğradığı zararlar davalı şirketçe karşılanmadığını, bu nedenle davacı tarafa bu davayı ikame etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, somut olayda ticari satım sözleşmesinin olduğunu, olayda tarafların ikisi de tacir sıfatına haiz olduğunu , bu sebeple bir satış sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlık meydana geldiği için ticari taşınır satışı sözleşmelerinde alıcının ayıptan doğan seçimlik hakları inceleme konusu olmasının gerektiğini, somut olayda gizli ayıbın olduğunu, somut olayda davacı şirket ——— almış olduğu siparişleri imal etmek amacıyla davalı şirketten ilk etapta test amacıyla numune aldığını, daha sonra bu numuneye ait hammaddelerin davacı şirkete teslim edildiğini, alınan siparişlerin imal edildikten ve müşterilere teslim edildikten sonra , hammaddenin davalı şirket tarafından önerilmiş olduğu prosese uygun olmaması nedeniyle davacı şirketin önemli maddi ve manevi kayba uğradığını, söz konusu üretici firmanın dünya çapında bilinen köklü bir üretici olduğunu , bu sebeple verdikleri tavsiyeden bir şüphe duyulmadığını, yine de tavsiye edilen üründen numune alınarak davacı işletmede laboratuar şartlarında denendiğini, bu aşamada herhangi bir sorun ortaya çıkmadığını, yeni kullanılan hammaddenin tedarikçisi tarafından bu uygulama için tavsiye edilmiş olmasına rağmen yeterli ısı dayanımına sahip olmadığı ve —— şartlarında kısmen buharlaşarak müşterinin ürettiği—- ——- yol açtığı görüldüğünü, yapılan testler sonucunda ürünün normal ———– belli bir sürenin üzerinde maruz kaldığında ,problemin ortaya çıktığının tespit edildiğini, bu amaç ile —–ağırlık kaybı testine gönderildiğini ve olağandışı ağırlık kaybının tespit edildiğini, — gizli ayıp iddiasını teyid ettiğini, davalı şirkete satın alınan hammaddenin ayıplı olduğu gerekli usullerle bildirildiğini, gizli ayıplar bakımından ise ; TTK m.23/1 -c’ün gönderilmesi ile TBK madde 223 hükmünün uygulanacağını, Öğretide hakim olan görüşe göre; Tacirler arasındaki bildirim külfetinin şekle tabi olmadığı yönünde olduğunu, ayıp ihbarı , hukuki işlem olmayıp, hukuki işlem benzeri olduğunu, sözlü yapılan ayıp ihbarlarının, tanıklarla kanıtlanması mümkün olduğundan tanıkların mahkemece dinlenmesi gerektiğini, Mülga Borçlar Kanunu döneminde istikrar kazanan içtihatlar ile ihbarın şekle bağlı olmadığı bu nedenle sözlü de yapılabileceği tanık dahil her türlü delile ispatın mümkün olduğunun kabul edildiğini, ayıplı mal teslim alan davacı şirketin sözleşmeden dönme hakkını kullandığını, davacı şirketin uğradığı dolaylı zararlardan davalı şirketin kusuru oranında sorumlu olduğunu, mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda BK 112’yi göz önüne alınması gerektiğini, irade sakatlığı durumunun göz önüne alınmasının gerektiğini, somut olayda davacı şirket söz konusu ürünleri alırken davalı şirket tarafından hataya düşürülmüş olduğunu, aldığı ürünün içeriği hususunda aldatıldığını, aldatma sonucu yaptığı sözleşme nedeniyle zarara uğrayan davacı şirketin BK 39/2 hükmü uyarınca karşı taraflar zararlarını tazmin etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, bu nedenle kesinlikle kabul anlamına gelmemek kaydıyla eğer mahkeme aksi kanaatte ise davacı şirketin uğradığı irade sakatlığı sonucu doğan tazminat hakkını göz önüne alması gerektiğini, uzman bilirkişiler tarafından hesaplandığında artırılmak üzere, (tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda artırılmak üzere) ayıplı malın teslimi nedeniyle oluşan şimdilik 20.000,00 TL maddi tazminatı satış tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket tarafından ,basit yargılama usulünde delil sunma kurallarına riayet edilmemesi sebebiyle ,davacı şirket dava dilekçesinde daha sonra sunulacağı belirtilen delillere dayanmaktan vazgeçilmiş sayıldığını, huzurdaki davanın ,—– Esas sayılı dosyasında birleştirilmesini talep ettiklerini, davalı şirket tarafından temin edilen ———- madde, ayıplı olmadığını, davacı şirket tarafından ayıba karşı tekeffül sorumluluğuna ilişkin külfetlerin yerine getirilmediğini, davanın reddine, huzurdaki davanın — Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine, yargılama giderleri ve ücretinin davacı şirkete tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
Gebze—-Mahkemesinin cevabi yazısı, dava cevap dilekçeleri ile dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava ayıplı mal nedeniyle oluşan zararın tazmininden kaynaklanan tazminat davasıdır.
6100 sayılı HMK’nin 166’ıncı maddesine göre;
“(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.
(2) Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır.
(3) Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir.
(4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.”
Birleştirme istenilen Gebze — Mahkemesinin —–Esas sayılı dosyasına müzekkere yazılarak Mahkememiz dosyası ile birleştirilmesi konusunda görüş sorulmuş ve Gebze — Mahkemesi tarafından birleştirilmelerinin uygun olacağına dair cevabi yazı gönderilmiştir. Yapılan incelemede tarafların ve uyuşmazlığın sebeplerinin aynı olduğu,—- Esas sayılı dosyasının daha önce açıldığı ve yargılamanın devam ettiği ve böylece iki dava arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu görülmüştür.
Yukarıda anılan yasal düzenleme, davacı vekilinin birleştirmeye yönelik beyanları ve dosyamız kapsamı ile birleştirme yapılan dosya içeriğine göre Mahkememizin——– Esas sayılı Esas sayılı dosyasının aynı hukuki sebepten doğduğu, birinden verilecek kararın diğerini etkileyeceğinden ikisi arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğu ve davaların birlikte görülmesinin hukuki dinlenilme hakkı ve usul ekonomisi ilkesine de uygun olacağı sonuç ve kanaatine ulaşılmakla işbu dosyamızın Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin ———Esas sayılı Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve yargılamaya Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin ——-Esas sayılı Esas sayılı dosya üzerinden devam edilmesine ve dosyamız esasının birleştirme kararı nedeniyle kapatılmasına karar aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin işbu dava dosyası ile, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin —– esas sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşılmakla; işbu dava dosyasının Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin ———- sayılı dosyası ile 6100 sayılı HMK madde 166 gereğince BİRLEŞTİRİLMESİNE ve yargılamaya Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin —– esas sayılı dosyası üzerinden devam edilmesine,
2-Mahkememiz dosyasının esasının bu şekilde kapatılmasına, dosyanın birleştirilen Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin — esas sayılı dosyasına gönderilmesine,
3-6100 sayılı HMK madde 331 gereğince yargılama harç ve giderlerinin birleştirilen dosyadan verilecek nihai karar ile takdir edilmesine,
4-Dilekçe teatisine ilişkin işlem gereğinin Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin —-Esas sayılı dosya üzerinden gözetilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı birleştirilen dosyadan verilecek nihai karar ile birlikte İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.