Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1026 E. 2021/302 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/1026 Esas
KARAR NO : 2021/302

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/12/2019
KARAR TARİHİ : 25/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu — İcra Dairesinin — Esas sayılı dosyası kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafın başlatmış olduğu icra takibine dayanak olan——– senedin, senet vasfına haiz olmadığını, senedin keşidecisi olan müvekkili ….—aynı zamanda senedin lehtarı konumunda olduğunu, senet üzerindeki ciro silsilesinin kopuk olduğunu, senedin lehtarı kısmında adı yazılı olan …— devredilmeden——–ciro ile davalı …—— ciro ile devredildiğini, dava dışı olan———— senedin lehtarı olmadığını, ciro ile de senedi devralmadığını, — olduğunu, davalı tarafın — katılmadığını, sebeple de arabuluculuk aşamasının sonuçsuz kaldığını, davalı tarafından haksız ve kötü niyetle başlatılan icra takibi ile müvekkilinin tüm mal varlıklarına haciz konulduğunu, dava sonucuna kadar müvekkilinin zarara uğramaması maksadıyla takip konusu senedin durumu da göz önüne alındığında icra işlemlerinin durdurulması için teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin davalıya borcunun olmadığının tespiti ile müvekkil aleyhine başlatılan icra takibinin iptaline, haksız ve kötü niyetle müvekkil aleyhine takip başlatılmış olması sebebiyle dosya borcunun %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalı tarafından tahsili ile davacı taraf ödenmesine, dava harç ve masrafları ile ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalının borca itiraz etmediğini ve dosya borcunu çekler vererek kapattığını, taraflar arasında yapılan protokole göre davacının arabuluculuk başvurusundan ve davadan feregat etmeyi kabul ettiğini aksi halde tazminat ödemeyi de kabul ve taahhüt ettiğini, anlaşma gereğince icradaki hacizlerin kaldırıldığını, alacağın —– vadeli —- menkul eşya — alarak haricen tahsil edildiğini, davacı tarafın anlaşmaya rağmen anlaşmaya uymayıp davaya devam etmesi sebebiyle her bakımdan haksız ve yersiz davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller
Tarafların– dosya arasına alınmıştır.
———- yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—- yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
İstanbul Anadolu –. İcra Müdürlüğünün —- esas sayılı dosyası dosya arasına alınmıştır.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, İstanbul Anadolu –.İcra Müdürlüğünün —–esas sayılı icra dosyasında kambiyo senetlere özgü takip sebebiyle davacının davalıya 230.000,00 TL borcu olup olmadığına dair menfi tespit davası ile takibe konu senedin senet vasfını haiz olup olmadığına dait davadır.
Mahkememizce dava dilekçesi, cevap dilekçesi, icra dosyası, taraflarca dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı ile bağlantılı olan doktrin görüşüne bakılacak olursa;
“Kime veya kimin emrine” ödeme yapılacağı, yani lehtar senette gösterilmelidir. Hamiline bono düzenlenemez. Açıkça gerçek ya da tüzel kişi olduğu belirtilmeli, —yazılmalıdır. Bonoda — isminin bulunması, senedi — yazılı hale getirmez; senet yine emredir. — içermesi gerekir (m.778, 681/2). TTK 778, m.673’e yollama yapmadığından, bonoyu düzenleyen kendisini lehtar olarak gösteremez.” ——
Her ne kadar davacı tarafça davaya konu 230.000 TL bedelli 30.06.2019 vade tarihli ve keşidecisi … olan senedin, senet vasfına haiz olmadığı, senedin keşidecisi olan …— aynı zamanda senedin lehtarı konumunda olduğu, senet üzerindeki ciro silsilesinin kopuk olduğu, senedin lehtarı kısmında adı yazılı olan … tarafından senet ciro ile devredilmeden —- tarafından ciro ile davalı …’a devredildiği iddiası ile menfi tespit talebinde bulunulmuş ise de, senedin incelenmesinde düzenleyen ve lehtarın aynı göründüğü ancak —ödendiğinin anlaşıldığı ve ilişkinin de devam ettiği maddi gerçekliği karşısında davacı tarafın savunmasına itibar edilmemiş, davaya konu senedin senet vasfını haiz olduğu kabul edilmiş, bu hali ile davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan her ne kadar dava reddedilmiş ve davalı taraf vekille temsil edilmiş ise de, dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak yapılan arabuluculuk görüşmelerine davalının katılmadığı, mazeret de göndermediği anlaşıldığından Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 25/9 ve 26/2. Maddeleri gözetilerek yargılama giderlerinden davalı taraf sorumlu tutulmuş, davalı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş ve dava öncesi — bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.927,83 TL harcın mahsubuyla arta kalan 3.868,53 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 25/9 ve 26/2. Maddeleri gereğince davacı tarafından yapılan 59,30 TL harç gideri ve 55,30 TL posta masrafı olmak üzere toplam 114,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile — uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Her ne kadar davalı kendisini vekille temsil ettirmiş ise de, Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliğinin 25/9 ve 26/2. Maddeleri gereğince davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İlgili Hukuk Dairesi nezdinde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.