Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1024 E. 2022/174 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1024 Esas
KARAR NO: 2022/174
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 17/12/2019
KARAR TARİHİ: 22/02/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil sigorta şirketi nezdinde—–levha üretim makinesinin, ———plaka sayılı araç ile —- ile davalı şirket tarafından yapıldığını, nakliye sırasında söz konusu makinenin parçalarından, —- sonucunda, kurutma —— kırılmak suretiyle hasarlandığını, emtianın hasarlı olarak teslim edildiğinin gerek — tarihli tutanağında gerekse — meydana gelen hasarın varlığının ve miktarının da olaydan sonra düzenlenen —- edildiğini, emtiada meydana gelen hasar nedeniyle müvekkil şirket tarafından sigortalısına — davalının sigortacısı — ödenmediğini, bu nedenle sigortaya ödenen tazminatın bakiye kısmının rücuen tazmini için davalı aleyhine—–dosyası ile icra takibine girişildiğini, davalının takibe haksız ve dayanaksız olarak itiraz ettiğini beyan ederek fazlaya ve sair hususlara ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, davalının itirazının iptali ile takibin takip talebindeki şartlarla devamına, davalının %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, ücreti vekalet ve yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının, dava dışı sigortalısına yaptığı ödemeye dayanak gösterilen poliçenin geçerli bir poliçe olmadığını, müvekkile ödeme emri ekinde gönderilmiş olan — dayanarak ödeme yapıldığının iddia edildiğini,—- tarihinde antrepoya giriş yaptığı, üründe hasar görülmesi üzerine…” denilmekte olduğunu, sigortanın tanzim tarihinin —-olduğu, hasarın gerçekleşmesinden sonra poliçenin düzenlendiğini, TTK madde 1458’e göre riziko gerçekleştikten ya da gerçekleşme ihtimali ortadan kalktıktan sonra düzenlenen poliçelerin geçersiz olduğunu, geçerli bir poliçe olmaksızın sigortalısına ödeme yapan davacının TTK madde 1472 uyarınca halefiyetinin mevcut olmadığını, davacının yaptığı ödemenin, geçersiz bir poliçeye dayanmasının yanı sıra— davacının sigorta klozlarına alınmayan hasar nedeniyle sigortalısına — açık olduğunu, —- hazırlanmış olduğu, bir kısım ürün —- hazırlanırken, bir kısmının ise naylon ambalaj ile kaplanmış olduğu tespit edildiği,—- tahliyesi öncesi çekilmiş fotoğraflar incelendiğinde, araç içerisinde yüklü ürünlerin kaymış ve parçalardan bir tanesinin diğerinin üzerine düşmesi sonucu her iki parçanın da hasarlanmış olduğu anlaşılmıştır. Yapılan incelemede; ———– suretiyle hasarlanmış olduğu,— denildiğini, emtianın —- plakalı araçla gerçekleştirildiğini, emtianın ambalajlanması, yüklenmesi, istiflenmesi ve sabitlenmesinin dava dışı satıcı/gönderici ve davacının sigortalısı tarafından yaptırıldığını, taşıma aracının seyir boyunca herhangi bir kazaya karışmadığı dikkate alındığında dava dışı satıcı/gönderici — tarafından öncelikle gereği gibi ambalajlanmadığı, ardından da palet yükleme istifleme ve sabitleme işlemlerinin emtiaya uygun olarak yapılmadığının anlaşıldığını, davacı sigorta şirketinin—–içine yapılan istifleme, bu sigorta başlamadan önce yada sigortalı veya adamları tarafından yapıldığında — ambalajlamaya dahil sayılır.” şeklinde teminat dışı bırakıldığını, aynı şekilde, genel şartlar —-göre de malların gereği gibi hazırlanmamış veya tertiplenmemiş olmasından veya ambalaj kifayetsizliğinden ileri gelen ziya ve hasarların teminat dışı bırakıldığını, bu nedenlerle davanın reddine, %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafça davanın — ihbar edilmesi talep edilmiş, HMK 61 ve devamı maddeleri uyarınca ihbar olunana tebligat yapılmıştır.
Deliller
Tarafların —-sorguları dosya arasına alınmıştır.
— sayılı dosyası dosya arasına alınmıştır.
Davacı sigorta şirketine yazılan müzekkere cevabı dosya arasına alınmıştır.
—- alanında uzman bilirkişi, sigorta hukuku alanında uzman aktüer bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi heyeti kök ve ek raporları dosyaya sunulmuştur.
Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe:
Dava, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. Maddesine göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce dava dilekçesi, cevap dilekçesi,—- dosyası, taraflarca dosyaya sunulan deliller ve tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre, davacı tarafın sigortalısı ile davalı arasında taşımacılık işine dair ticari ilişki mevcut olduğu, davacı tarafça alacağına ilişkin—– icra takibi başlatıldığı, davalı tarafından yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosyada, davalı tarafça husumet itirazında bulunulduğu, ön inceleme duruşmasında dava şartlarının değerlendirildiği, dava şartlarının tam olduğu kabulüyle yargılamaya devam olunmuş, dosya, —-taşımacılık alanında uzman bilirkişi, sigorta hukuku alınanda uzman aktüer bilirkişi ile mali müşavir bilirkişi heyetine tevdi edilmiş;—tarihli rapora göre dosyadaki bilgi, belge, hasar dosyası ışığında, davacı— alındığı, emtianın ——- olarak yüklenmek suretiyle —-sevk edildiği, getirilen emtianın tahliyesi amacıyla ——- açıldığında,—- sigortalıya ait parçalardan bir tanesinin devrilerek, diğer bir parçanın üzerine düşmesi sonucu, her iki parçada da hasar oluştuğunun görüldüğü, hasarlı parçaların fotoğraflanmak ve teslim tesellüm tutanağına hasar notu düşülmek suretiyle kayıt altına alındığı, meydana gelen hasar nedeniyle dava dışı sigortalıya hasar ödemesi yapıldığı, yapılan taşımanın —- olduğu ve—– göre yerine getirilmesi gerektiği, olayda taşıma işini gerçekleştiren taşıyıcının, çalıştırdığı kişilerin ve taşımanın yapılması için hizmetlerinden yararlandığı diğer kimselerin görevleri sırasında fiil ve kusurlarından, keza taşımayı yapmak için kullandığı kusurlu taşıtlardan, bu taşıtı kiraladığı kişinin veya vekilinin yahut da çalışanlarının kusurlarından dolayı sanki bu kusurlu davranışı kendisi yapmış gibi sorumlu olacağı, ayrıca taşıyıcı —– eşyayı varma yerinde “teslim aldığı haliyle” alıcısı emrine veya onun temsilcisine teslim borcunu üstlendiği gibi “yükün güzergâh üzerinde yaptığı aktarmalar dâhil olmak üzere” taşıma süresi içerisinde eşyayı gözetim sorumluluğunu taşıdığı ve kural olarak yükleme yerinden varış mahalline kadar taşıdığı eşyaya gelecek zararlardan sorumlu olduğu, CMR Konvansiyonu’nun 17/4 b ve c. maddeleri gereğince, ambalajlama, yükleme ve istif hatalarından taşıyıcının sorumlu olmayacağının açıkça belirtildiği, sözleşmeye göre taşıyıcının bunlardan sorumlu olmayacağı görüş ve kanaatine varıldığı, sigorta konusu cihazlarda/makinalarda çarpma, devrilme, düşme, yuvarlanma—– meydana gelebilecek hasarların teminat altına alınmış olduğu, iş makinalarının başka bir araç üzerindeki nakliyeleri sırasında meydana gelebilecek hasarlar teminata dahil edildiği, poliçe vadesinin — olduğu, ancak ekspertiz raporunda da tespit edildiği üzere abonman vadesinin ise —- olduğu, sigortacının düzenlediği poliçenin geçerli bir poliçe kapsamında ve genel+özel şartları ile çelişmeyen rizikonun gerçekleştiği, bunun sonucunda ortaya çıkan zararı sözleşmeye uygun olarak ödeme yapması nedeniyle üstlendiği yükümlülüğü yerine getirdikten sonra sigortalısının halefi olabileceği rapor edilmiş olup, davacı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla aynı bilirkişi heyetinden ek rapor alındığı, sunulan ek raporda, bilirkişilerin CMR yönünden kök rapordaki görüş ve kanaatlerinin aynı olduğu, ambalajlama, yükleme ve istif hatalarından taşıyıcının sorumlu olmayacağı, sigorta hukuku yönünden ise görüş değişikliği sebebi ile davacının yapmış olduğu ödemenin—- ödemesi kapsamında olduğu ve davalıya rücu hakkının olmadığının değerlendirildiği rapor edilmiş olup, bilirkişi ek raporunun bu yönleriyle gerekçeli, denetime elverişli ve hükme esas alınabilir nitelikte bulunduğu, davacının davalıdan iddia ve talep ettiği gibi rücu ile tazminat alacağının bulunmadığı, —- koşullarının gerçekleşmediği, hasarın ambalajlamadan kaynaklanması sebebiyle davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla sübut bulmayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Öte yandan davalı tarafından davacıdan kötü niyet tazminat talebinde bulunulmuş olup 2004 sayılı İİK’da yer alan yasal şartlar oluşmadığından talebin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-İİK 67/2. maddesindeki şartlar oluşmadığından davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubuyla arta kalan 36,30 TL harcın dosyanın kesinleşmesinden sonra talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —– bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.257,76 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Karar kesinleştiğinde varsa bakiye gider avansının yatırana iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, 6100 sayılı HMK 341/2 maddesi uyarınca miktar itibarıyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/02/2022