Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1023 E. 2022/37 K. 18.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/1023 Esas
KARAR NO: 2022/37
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar
Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 17/12/2019
KARAR TARİHİ: 18/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ /
DAVA/TALEP ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketim, davalıdan—- bedelle satın aldığını, satış işleminin —- yapılan açık arttırmaya davalı tarafından satış amacıyla sunulan aracın müvekkil şirket tarafından satın alınması suretiyle olduğunu, davalıdan satın alınan — plakalı aracın müvekkil tarafından kendi yetkili satıcısı —- söz konusu araca emniyet güçleri tarafından el konulduğunu, aracın bilahare müvekkil şirketi tarafından söz konusu yetkili satıcıdan bedeli ödenmek suretiyle geri alındığını, yapılan araştırmada —- soruşturma dosyasından verilen karar sonucu araca el konulduğunu, aracın —– başka bir araçla değiştirildiğini, şasi numarasının change yoluyla değiştirilen aracın ise çalıntı olduğunun anlaşıldığını, aracın —- tarafından müsadere altına alındığını, soruşturma sonucunda gerçek sahibine ve/veya sigorta şirketine teslim edileceğini, davalının, müvekkil şirkete —numarasıyla oynanması ve gerçekte plakası ve —- farklı çalıntı bir araç satarak müvekkilin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, bu sebeple — davalı hakkında resmi evrakta sahtecilik suçundan suç duyurusunda bulunulduğunu,— el konan araç bedeli için davalı aleyhine —- sayılı dosyasından icra takibinin başlatıldığını ancak icra takibinin, davalı/borçlunun kötü niyetli itirazları neticesinde durduğunu, uyuşmazlığın çözülmesi amacıyla arabuluculuk sürecine başvurulduğunu ancak yapılan görüşmeler neticesinde anlaşmaya varılamadığını ileri sürerek davalı/borçlunun haksız ve mesnetsiz olarak —– dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini
talep ve dava etmiştir.
CEVAP /TALEP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;—- dosyasında dava konusu aracın plakasının yazılmadığını ve icra takibinin konusunun belli olmadığını, ödeme emri ve eklerindeki dayanak belge ve illiyet bağını kuran somut belge sunulmadığından huzurdaki davanın reddine karar verilmesini, müvekkilinin galericilik yapmakta olduğunu, gayri resmi bir işleminin söz konusu olmadığını, müvekkilinin araç bedeli olan — peşin olarak —- ödediğini, araç satış sözleşmesinde aracın şase ve motor numarasının yazdığını, müvekkili tarafından yasalara aykırı bir işlemin söz konusu olmadığını, müvekkilinin noterin resmi evrakına güvenerek işlem yaptığını, müvekkilinin tamirci olmadığını, galerici olduğunu, bir ihmal var ise ihmalin —–ait olduğunu, müvekkilinin bedelini ödeyerek satın aldığı dava konusu aracı noter kanalıyla aynı şekilde davalıya satıp bedelini aldığını, soruşturmanın halen devam ettiğini ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla; müvekkilinin yapmış olduğu hem alım hem de satım sözleşmesindeki şase ve motor numaralarının arasında farklılık olmaması ve sorumluluğunun bulunmaması nedeni ile açılan mesnetsiz davanın reddi ile icra takibinin iptaline,— ve açılmışsa ceza davasının bekletici mesele yapılmasına—- araç plakasının belirlenmemiş olması nedeni ile icra takibinin iptaline ve davanın reddine, icra takibinin iptali ile %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak müvekkilime ödenmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacılara tahmiline karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER : ——- Faturalar, dosyadaki diğer bilgi ve belgeler.
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ:
Dava, 6098 sayılı TBK’nın 217-231 maddelerinde düzenlenen Ayıplı Mal nedeniyle bedelin iadesi için başlatılan icra takibine İtirazın İptali ve Tazminat istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve vaki davete rağmen taraf vekillerinin sulh olmak istemediklerine yönelik beyanları üzerine tahkikata geçilerek tahkikat işlemleri ve incelemeleri yerine getirilmiş ve karar duruşmasına katılan taraf vekillerinin son sözleri dinlenip zapta geçirilerek aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davaya esas —– getirtilerek, incelenmiştir. Yapılan incelemede icra dosyasının davanın tarafları, konusu ve miktarı ile uyumlu olduğu görülmüştür. Dosyaya mübrez Arabuluculuk tutanağına göre de zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve anlaşmazlık üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK.’nın 67.maddesinde; —-Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.—- Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın —- yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir. İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır. —Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.—- Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Yapılan açıklamalar, anılan yasal düzenlemeler, toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda somut olaya bakıldığında evvelin,— dosyasından davalı-borçlu hakkında satış sözleşmesi gereğince —-Plakalı araç için el koyma kararına istinaden satış bedelinin iadesi için icra takibi başlatıldığı ,icra takibe yapılan itiraz üzerine icra takibinin durdurulduğu ve bir senelik yasal süre içinde işbu davanın açıldığı anlaşılmıştır. Mahkememizce açılan dava üzerine taraf teşkili sağlanarak işin esasının incelenmesine geçilmiş ve taraflarca gösterilen deliller toplanmış, bilgi ve belgeler getirtilerek dosyaya kazandırılmıştır. Öncelikle—- bedelle davalı tarafından davalıya satıldığı sabit olup uyuşmazlık konusu değildir. Yine—- dolayısıyla tacir sıfatına sahip davalının işbu aracı — yevmiye numaralı noter satış sözleşmesi ile dava dışı— bedelle satın aldığı tartışmasızdır. Buna göre davalının aracı yaklaşık bir ay sonra davacıya sattığı görülmektedir. Satışa konu işbu araca — kararı gereğince davacı tarafından satışı yapılan dava dışı ——tarihinde el konulmuştur. Davalı taraf aracın kendisinde — gün kaldığını ,kendisinin bir kusuru bulunmadığını ,sorumluluğun kendisinin aracı satın aldığı kişide olduğunu savunmuştur. Bu durumda olayın çözümü için— ayıba karşı tekeffül hukuki kurumunu düzenleyen — bakmak gerekir.—-Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan MADDİ, HUKUKİ YA DA EKONOMİK ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. SATICI, BU AYIPLARIN VARLIĞINI BİLMESE BİLE ONLARDAN SORUMLUDUR.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan yasal düzenlemeye göre satıcı ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumlu olması, davalının ticari iştigal alanına göre basiretli tacir gibi davranma yükümlüğüne göre davacının 6098 sayılı TBK’nın 219 vd. maddelerinde düzenlenen ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre davalıdan hukuki ayıp niteliğindeki vaki el koyma nedeniyle resmi mercilerce el konulan araç için ödediği miktarı tazmin etmesini istemesi haklı ve hukuka uygun bulunmuştur. Binaenaleyh davacı şirketin davasını, TMK’nın 6 ve HMK’nın 190. TBK’nın 219 vd. maddeleri nazarında ispat ettiği, tarafların maruf tacir sıfatına ve davadaki talebe bağlı harçlandırılan dava değeri esas alınarak ödeme ve takip tarihinden itibaren geçerli ve değişen oranlarda avans faizi işletilmesi gerektiği sonuç ve kanaatiyle davanın kabulü ile, davalı-borçlunun—- yapmış olduğu itirazının iptali ile icra takibinin asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık —–değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen devamına karar verilmiştir.
Davacının, İcra İnkar Tazminatı İsteğine ilişkin yapılan değerlendirmede ise; Yargıtay’ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre itirazın iptali davalarında İİK’nın 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için usulüne uygun şekilde yapılmış bir icra takibinin bulunması, borçlunun süresi içerisinde ödeme emrine itiraz etmesi, alacaklının bir yıl içinde itirazın iptali davasını açması ve davasında haklı çıkarak inkar tazminatı talep etmiş olması gereklidir. Burada borçlunun itirazının kötü niyetle yapılmış olması ve alacağın bir belgeye bağlanmış bulunması koşulları aranmamaktadır. Bu yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Her uyuşmazlığın kendine özgü somut özelliklerine göre değişmekle birlikte, bir uyuşmazlıkta alacağın likit olup olmadığı belirlenirken, alacak ve onun borçlusu birlikte değerlendirilmelidir. Buna göre likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması, başka bir ifadeyle borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Gerek borç gerekse borçlu bakımından bu koşullar mevcut ise ortada likit bir alacak bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda davalının ayıplı aracı üçüncü kişiden satın almış olması, ayıbın gizli ve hukuki ayıp niteliğinde kabul edilmesine göre davalının ayıptan sorumluluğu, alacağın varlığı ve miktarı yapılan yargılamaya göre belirlenerek hüküm verildiğinden ve somut olayın özelliklerine göre hakkaniyet ve dürüstlük ilkeleri de gözetilerek koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin, İİK’nın 67/2 maddesi gereğince kötüniyet tazminatına yönelik talebi de davacının esasen davasında haklı çıkması ve kötü niyete müteallik bir husus, tespit ve beyyine görülmediğinden dinlenmemiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. maddesinde sayılan yargılama giderlerinden, 326/1. maddesi gereğince tamamen aleyhinde karar verilen davalı taraf sorumlu tutulmuştur. Ayrıca Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. maddeleri gözetilerek dava öncesi —- bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin de yargılama gideri kapsamında davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına da karar verilmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddeleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM :Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KABULÜNE,
2-)2004 sayılı İİK’nın 67/I maddesi gereğince davalı-borçlunun —— karşı yapmış olduğu itirazının İPTALİ ile icra takibinin asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %19,50 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle aynen DEVAMINA,
3-)Davacının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-)Davalının, 2004 sayılı İİK’nın 67/II maddesi gereğince haksız ve kötü niyetli takip nedeniyle tazminat talebinin REDDİNE,
5-)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.635,24 TL karar ve ilam harcının 819,54 TL peşin harcın ve ilamsız icra takip dosyasında yatırılan 339,28 TL peşin harcın mahsubuyla bakiye 3.476,42 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-)Arabuluculuk Kanununun 18/A-(13).maddesi ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26/2. Maddeleri ile AÜT uyarınca —— bütçesinden ödenen 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
7-)Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 819,54 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 46,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 916,84 TL yargılama giderinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-)Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesaplanan 9.621.28 TL nispi/maktu vekalet ücretinın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-)6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan gider avansının yatırana iadesine, ——-
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı ;6100 sayılı HMK’nın 341/1, 342, 343, 344 ve 345/1 maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içinde mahkememize veya başka bir yer mahkemesine verilecek dilekçeyle; istinaf harç ve giderleri yatırılmak suretiyle ————– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/01/2022