Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/1019 E. 2022/62 K. 31.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/1019 Esas
KARAR NO: 2022/62
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 17/12/2019
KARAR TARİHİ: 31/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ/
DAVA; Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; — müvekkilinin içerisinde yolcu olarak bulunduğu davalılardan — davalılardan—- çarpışması sonucu vücudunda kırık oluşacak şekilde yaralandığını ——- soruşturma numaralı dosyası ile yürütülen soruşturmada alınan kusur raporu ile davalılardan—-asli kusurlu, —- ise tali kusurlu bulunduğunu meydana gelen kaza nedeniyle müvekkilinin ağır yaralandığını —–anlaşılacağı ve—– raporuna göre müvekkilindeki yaralanmanın fonksiyonlarını ağır derecede etkileyecek ve basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek nitelikte olduğunu Müvekkilinin davaya konu kaza sebebiyle sağ kolunu hiçbir şekilde kullanamadığını ve ne zaman tam olarak eski sağlığına kavuşacağının da belirsiz olduğunu Kazaya karışan davalılarda——- plakalı araç diğer davalı sigorta şirketinin —- olduğunu bu sebeple Davalı sigorta şirketine bu araç ile ilgili olarak —-tarihinde başvuru yapıldığını fakat sigorta şirketi bazı eksik evraklar olduğunu ileri sürüp bunun tamamlanmasını istediğini bunun üzerine — tarihinde istenen evraklar gönderildiğini ancak sigorta şirketi tarafından olumlu dönüş yapılmadığını Kazaya karışan davalılardan —araç diğer davalı sigorta şirketinin ——— numarası ile sigortalı olduğunu Davalı sigorta şirketine bu araç ile ilgili olarak — tarihinde başvuru yapıldığını fakat yine sigorta şirketi tarafından olumlu dönüş yapılmadığını Müvekkilinin bu kaza sebetebiyle pek çok kez —– gittiğini işi nedeniyle de sağ kolunu kullanmak zorunda olmasından dolayı davalılar—- aracın mahkemece tespit edilecek olan işleteninden, aynı şekilde —- plakalı aracın mahkememizce tespit edilecek olan işleteninden müşterek ve müteselsil sorumlulukları doğrultusunda —- tazminat; Kaza sebebiyle müvekkilinin gelir kaybının, geçici iş göremezlik tazminatının ve zararlarının tespiti ile şimdilik —- plakalı aracın mahkememizce tespit edilecek işleteni, —- plakalı aracın mahkememizce tespit edilecek işleteni bakımından kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle; davalı—- temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsilini ; Müvekkilin iş gücü kaybının, kalıcı işgöremezlik tazminatının tespiti ile şimdilik —-plakalı aracın mahkemece tespit edilecek işleteni,—– plakalı aracın mahkemece tespit edilecek işleteni bakımından kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle; davalı —- temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, Kaza sebebiyle müvekkilin yaşadığı elem ve ızdırabın bir nebze olsun giderilmesi için — manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle davalılar—-plakalı aracın mahkemece tespit edilecek işleteni, —-plakalı aracın mahkemece tespit edilecek işleteninden müştereken ve müteselsilen tahsiline ,Yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıların üzerine yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı —- Vekili cevap dilekçesinde özetle; —– dava dilekçesinde de tarafımıza yöneltilen bir dava olmamakla, müvekkilin işleten sıfatı kabul edilerek işbu dava müvekkile yöneltildiğini, her ne kadar davacı taraf, kaza anında — aracı kullanmakta olan diğer davalı —– ile birlikte diğer davalılar ve müvekkil aleyhine manevi tazminat talebinde bulunmuşsa da talep edilen tazminat haksız ve kötüniyetli olup davanın reddi gerektiğini, Müvekkil davanın tarafı olmadığını, aracın işleteni olmadığı gibi diğer davalı —- işvereni de olmadığını, müvekkil ile araç sürücüsü arasında hukuki hiçbir ilişki bulunmadığını, bu nedenle husumet itirazında bulunduklarını, müvekkil sahibi olduğu —–plakalı aracı,—- şirketine kiraladığını, sözleşme doğrultusunda araç —– tarafından veya onun sağlayacağı kişilerce işletilecek ve araç sahibine her ay belirli miktar para, kira bedeli olarak ödeneceğini, —-işverenine kiraladığını, bu sözleşme doğrultusunda da davalı —–aracın şoförlüğünü yapmakta takside çalışmakta olduğunu, dolayısıyla müvekkilin diğer davalı araç sürücüsünün işvereni olmadığı ve hatta müvekkil ile diğer davalı arasında herhangi bir hukuki ilişki veya bağ olmadığının açık olduğunu, bu sebeple diğer davalıların sebep olduğu iddia edilen maddi ve manevi zararlardan ötürü müvekkilin sorumlu tutulması mümkün olmadığını, müvekkil açısından davanın sıfat yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, her ne kadar davacı, müvekkilin sorumlu olduğunu iddia etse de—– kararı doğrultusunda da müvekkilin uyuşmazlık konusu araç üzerinde herhangi bir fiili hakimiyeti olmadığının ortada olduğunu, müvekkil aracın maliki de olmadığını, yalnızca plaka sahibi olduğunu, müvekkil aracın işleteni, maliki, sürücüsü olmadığı gibi işbu kişilerle de arasında bir bağ ya da hiçbir hukuki ilişki bulunmadığını, davacı, kaza sebebiyle manevi tazminat talep ettiğini, müvekkil davanın tarafı olmadığından kaza sebebiyle bir sorumluluğu bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini, ayrıca dava ——- yoluna gidilmediğini beyan etmiştir.
Diğer davalılara çıkartılan usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemişlerdi
DELİLLER: Dava ve cevap dilekçeleri,——
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, Trafik Kazası sonucunda yaralanma nedeniyle açılan Manevi Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) istemine ilişkindir.
Basit yargılama usulüne tabi işbu davada mahkememizce dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak yapılan davet sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş, uyuşmazlık belirlenmiş ve tarafların sulh olmaması ve arabuluculuk yoluna da gidilmemesi nedeniyle tahkikata geçilmiştir. Tahkikat aşamasında ise gösterilen deliller toplanmış ve mevcut ve toplanan tüm deliller incelenip değerlendirilerek tahkikat tamamlanmış ve karar duruşmasına katılan davacı vekilinin son beyanları alınarak aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır.
Davacılar vekili tarafından dava dilekçesinde, —- tarihinde davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu davalılardan — sevk ve idaresindeki — plakalı—-davalılardan—sevk ve idaresindeki —-plakalı —– çarpışması sonucu vücudunda kırık oluşacak şekilde yaralanması nedeniyle davalılar aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açıldığı, davacılar vekilinin—- tarihli maddi tazminat taleplerinden feragat ettiğine ilişkin dilekçe sunması üzerine, maddi tazminat talebi yönünden Mahkememiz işbu dosyasının—-tarihli celsede tefrik kararı verildiği ve Mahkememizin— dosyası numarası alarak Mahkememizin—- karar sayılı dosyası üzerinden tüm davalılar yönünden maddi tazminata ilişkin talep bakımından feragat nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere haksız fiil öğretide hukuka aykırı zarar verici fiil olarak tanımlanmaktadır. Haksız fiilin unsurları ise eylem, hukuka aykırılık, zarar, kusur ve illiyet bağı olarak gösterilmektedir. Buna göre haksız fiilden bahsedebilmek için hukuka aykırı bir eylem bulunmalı, bu eylemden bir zararın doğmalı, zararlandırıcı eylemde bulunan kişinin kusurlu bulunması ile zarar ile kusur arasında illiyet bağının olması gerekmektedir. Bu beş unsurun varlığı halinde zarar veren kişi eylemden dolayı zarara uğrayan kişi ya da kişileri maddi ve manevi zararlarını karşılamak durumundadır. —– maddelerinie göre haksız fiilin unsurlarını ispat etme yükü davacıdadır. Davacı zararı, haksız eylemi ve zarar ile haksız eylem arasındaki illiyet bağını ispat etmek durumundadır—— göre de zarar gören, zararını ve zarar verenini kusurunu ispat yükü altındadır.
—– gereğince, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.—- maddesi gereği de, bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur. Yine—– esaslarına göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır. Müteselsil sorumlulukta, kural olarak borçlulardan her biri, —– uyarınca, sorumluların iç ilişkide kusur oranına göre, birbirlerine rücu hakları da mevcuttur.—- diğerlerine rücu hakkına sahip olan borçlulardan her biri, tediye ettiği miktar kadar alacaklının haklarına halef olmaktadır.
—- tarihli raporuna göre; Davalı sürücü —sevk ve idaresindeki—- mahalli kavşağa geldiğinde seyrini mahal özelliklerine göre her an tedbir olabilecek şekilde ayarlaması ve sağ tarafından gelen —-geçiş hakkını vermesi gerekirken bu hususlara riayet etmediği, kontrolsüzce seyrini sürdürdüğünde ise sağ tarafından gelen davalı sürücü —idaresindeki —– karıştığı kazanın oluşumunda kusurlu olduğu, Davalı sürücü —-sevk ve idaresindeki —olay mahalli kavşağa geldiğinde seyrini mahal özelliklerine göre her an tedbir olabilecek şekilde ayarlaması gerekirken bu hususa riayet etmediği, sol tarafındaki kavşak kolundan gelen davalı sürücü —— idaresindeki otomobilin sağ yan kesimlerine çarptığı anlaşılmakla kusurlu olduğu, Davalı sürücü —% 75 ( yüzde yetmiş beş ) kusurlu olduğu, Davalı sürücü —- % 25 ( yüzde yirmi beş ) oranında kusurlu olduğu kanaatini bildirir rapor sunulmuştur.
—-Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” hükmüne yer verilmiştir. —- maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. ——- gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek ——- gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, —–, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olayda, davacılar vekili tarafından davalılar aleyhine —- tarihinde davacının içerisinde yolcu olarak bulunduğu davalılardan —-maliki olduğu ve davalılardan— sevk ve idaresindeki —-plakalı—- davalılardan—- maliki olduğu ve davalılardan —sevk ve idaresindeki —- plakalı—- sonucu vücudunda kırık oluşacak şekilde yaralanması üzerine — üzerinden manevi tazminat davası açtığı, —- tarihli raporuna göre davalı sürücü —- % 75 ( yüzde yetmiş beş ), davalı sürücü —– % 25 ( yüzde yirmi beş ) oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, dosya içerisinde celp edilen hastane ve raporları, iyileşme süreci, davacının dava konusu kaza nedeniyle yaşadığı ve ömrü boyunca yaşayacağı elem ve keder, taraflarının ekonomik ve sosyal durumları, olay ve dava tarihindeki ekonomik ve sosyal şartlar ve paranın satın alım gücü, manevi tazminatın bir sebepsiz zenginleşme aracı olmaması ile birlikte zarar verenler açısından da her halükarda caydırıcılık etkisine sahip olmasının gerekmesi, belirlenen tazminatın davacıda yaratacağı huzur ve tatmin duygusu ve özellikle güncel içtihat ve yargısal uygulamalar da gözetilerek hak ve adelete uygun olduğu sonuç ve kanaatiyle davanın kısmen kabulüne, — Manevi Tazminatın davalılar —- Manevi Tazminatın davalılar —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir—–
6100 Sayılı HMK’nın 332/1 maddesine göre, 323. Maddesinde sayılan yargılama giderlerinden sorumluluk ise 326/2. Maddesi gereğince tarafların haklılık durumu (kabul-ret) esas alınarak aşağıdaki şekilde belirlenmek suretiyle 6100 Sayılı HMK’nın 26, 297/2 maddesleri gereğince aşağıdaki şekilde hüküm ihdas edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Davanın KISMEN KABULÜNE,
——— Manevi Tazminatın davalılar —Manevi Tazminatın davalılar—– tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-) Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.098,60 TL karar ve ilam harcına peşin alınan 348,39 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 3.750,21‬ TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-) Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 348,39 TL peşin harç, posta masrafı 371,40 TL ve 700,00 TL ATK ücreti olmak üzere toplam 1.464,19‬ TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre (%60-20) 878,51‬ TL harç ve yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, kalan masrafların davacı üzerine bırakılmasına,
4-) Davalılar tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-) Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca 8.600,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
6-) Davalı—— kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Uyarınca 6.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-) 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra kullanılmayan avansının yatırana iadesine ve bu konuda Bölge Adliye ve Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinın Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 207/1 maddesi gereğince Yazı İşleri Müdürü tarafından resen işlem yapılmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalıların yokluklarında gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde mahkememize verilecek dilekçe ile——– Adliye Mahkemesinde İstinaf Kanun yolu açık olmak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.31/01/2022